Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

71

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

5435

Sayfa No: 

571

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَجَعَلَ الْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا

Çeviriyazı: 

vece`ale-lḳamera fîhinne nûrav vece`ale-şşemse sirâcâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.

Diyanet İşleri: 

Aralarında aya aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve o göklerde, aya bir ışık vermiş ve güneşi de, her yanı aydınlatan bir çırağ olarak halk etmiştir.

Şaban Piriş: 

Onların arasında Ay’a bir nur kılmış, Güneş’i de kandil yapmıştır.

Edip Yüksel: 

Ayı bunların içinde bir ışık, güneşi de bir lamba yaptı.

Ali Bulaç: 

Ve ayı bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır.

Suat Yıldırım: 

Gökte Ay'ı bir nûr, Güneş’i ise lâmba yaptı. [10,5]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(16-17) Ve onlar da ay´ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi.

Bekir Sadak: 

71:21

İbni Kesir: 

Aralarında aya aydınlık vermiş, güneşi bir kandil kılmıştır.

Adem Uğur: 

Onların içinde ayı bir nûr kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.

İskender Ali Mihr: 

Ve Ay´ı, onların arasında (semalarda) bir nur kıldı ve Güneş´i de bir sirac (çırağ) kıldı.

Celal Yıldırım: 

Orada Ay´ı bir ışık, Güneş´i ise bir kandil yapmıştır.

Tefhim ul Kuran: 

«Ve ayı da bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır.»

Fransızca: 

et y a fait de la lune une lumière et du soleil une lampe ?

İspanyolca: 

y puesto en ellos la luna como luz y el sol como lámpara?

İtalyanca: 

e della luna ha fatto una luce e del sole un luminare.

Almanca: 

Und ER machte den Mond in ihnen als Licht und die Sonne als Leuchte.

Çince: 

并以月亮为光明,以太阳为明灯吗?

Hollandaca: 

En hoe hij de maan ter verlichting daarin heeft geplaatst, en dat hij de zon als tot een fakkel heeft bestemd.

Rusça: 

сделал луну светлой, а солнце сделал светильником?

Somalice: 

Dayaxana uga yeelay Dhexdooda Nuur, qorraxdana ka yeelay siraad.

Swahilice: 

Na akaufanya mwezi ndani yake uwe nuru, na akalifanya jua kuwa taa?

Uygurca: 

ئاينى ئۇلاردا (يەنى دۇنيانىڭ ئاسمىنىدا) نۇر قىلدى، كۈننى (نۇر چاچقۇچى) چىراغ قىلدى

Japonca: 

また月をその中の明りとされ,太陽を(燃える)灯明となされたかを。

Arapça (Ürdün): 

«وجعل القمر فيهن» أي في مجموعهن الصادق بالسماء الدنيا «نورا وجعل الشمس سراجا» مصباحا مضيئا وهو أقوي من نور القمر.

Hintçe: 

और उसी ने उसमें चाँद को नूर बनाया और सूरज को रौशन चिराग़ बना दिया

Tayca: 

และทรงทำให้ดวงจันทร์ในชั้นฟ้าเหล่านั้นมีแสงสว่าง และทรงทำให้ดวงอาทิตย์มีแสงจ้า

İbranice: 

וקבע בהם את הירח להאיר ואת השמש כמנורה

Hırvatça: 

i na njima Mjesec svijetlim dao, a Sunce svjetiljkom učinio?!

Rumence: 

Şi a făcut luna în ele precum o lumină şi soarele precum un opaiţ.

Transliteration: 

WajaAAala alqamara feehinna nooran wajaAAala alshshamsa sirajan

Türkçe: 

"Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi."

Sahih International: 

And made the moon therein a [reflected] light and made the sun a burning lamp?

İngilizce: 

And made the moon a light in their midst, and made the sun as a (Glorious) Lamp?

Azerbaycanca: 

Orada ayı bir nur, günəşi də bir çıraq etdi.

Süleyman Ateş: 

'Ve Ayı bunların içinde nur yaptı. Güneşi de bir lamba yaptı.'

Diyanet Vakfı: 

Onların içinde ayı bir nur kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.

Erhan Aktaş: 

“Ve Ay’ı onların içinde bir nûr, Güneş’i de kandil yaptı.”

Kral Fahd: 

Onların içinde ayı bir nûr kılmış, güneşi de bir kandil kılmıştır.

Hasan Basri Çantay: 

«onların içinde ayı bir nuur yapmış, güneşi de bir kandil (olarak) asmışdır».

Muhammed Esed: 

ve onların içine ay´ı (yansıyan) bir ışık olarak yerleştirmiş ve güneşi (ışık saçan) bir lamba yapmıştır?

Gültekin Onan: 

71:6

Ali Fikri Yavuz: 

Ay’ı içlerinde bir nur kıldı, güneşi de kıldı bir kandil...

Portekizce: 

E colocou neles a lua reluzente e o sol, como uma lâmpada?

İsveççe: 

och satt ibland dem månen [som lyser med lånat] ljus och solen som en sprakande fackla?

Farsça: 

و ماه را در میان آنها روشنی بخش، و خورشید را چراغ فروزان قرار داد،

Kürtçe: 

وە مانگی گێڕاوە لە ناویاندا بە ڕووناك وە ڕۆژیشی گێڕاوە بە چرا

Özbekçe: 

Ва улар ичида ойни нур ва қуёшни чироқ қилиб қўйганини кўрмадингизми?

Malayca: 

"Dan Ia menjadikan padanya bulan sebagai cahaya serta menjadikan matahari sebagai lampu (yang terang-benderang),

Arnavutça: 

dhe në ta e ka bërë Hënën dritë, kurse Diellin e ka bërë fener (ndriçues)?

Bulgarca: 

И стори Той там от луната сияние, и стори от слънцето светилник.

Sırpça: 

и на њима Месец светлим дао, а Сунце светиљком учинио?!

Çekçe: 

a umístil mezi nimi měsíc jako světlo a slunce učinil pochodní?

Urduca: 

اور اُن میں چاند کو نور اور سورج کو چراغ بنایا؟

Tacikçe: 

Ва моҳро равшании онҳо ва хуршедро чароғашон гардонид.

Tatarca: 

вә ул күкләрдә айны якты итеп, вә кояшны яктылык һәм җылылык бирүче ут итеп.

Endonezyaca: 

Dan Allah menciptakan padanya bulan sebagai cahaya dan menjadikan matahari sebagai pelita?

Amharca: 

በውስጣቸውም ጨረቃን አብሪ አደረገ፡፡ ፀሐይንም ብርሃን አደረገ፡፡

Tamilce: 

இன்னும் அவற்றில் சந்திரனை ஒளியாக அவன் ஆக்கினான். இன்னும், சூரியனை விளக்காக ஆக்கினான்.

Korece: 

달을 두시매 빛을 반사케 하고 태양을 두시매 등불이 되게 하 셨노라

Vietnamca: 

(Ở tầng trời hạ giới), Ngài đã tạo mặt trăng như một ánh sáng (phản chiếu) và mặt trời như một chiếc đèn (chiếu sáng).

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: