Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

70

Sûredeki Ayet No: 

13

Ayet No: 

5388

Sayfa No: 

569

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْوِيهِ

Çeviriyazı: 

vefeṣîletihi-lletî tü'vîh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,

Diyanet İşleri: 

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kendisini barındıran kabile halkını da.

Şaban Piriş: 

Kendisini barındıran sülâlesini.

Edip Yüksel: 

Kendisini yetiştiren tüm akrabalarını,

Ali Bulaç: 

Ve onu barındıran aşiretini de;

Suat Yıldırım: 

Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(13-14) Ve kendisini barındıran aşiretini (feda etsin). Ve yeryüzünde kim var ise, cümlesini fidye-i necât olarak versin de (sonra) bu fedakarlığı kendisini kurtarsın.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kendisini kucaklayıp barındıran ailesini.

Bekir Sadak: 

Insan gercekten pek huysuz yaratilmistir:

İbni Kesir: 

Kendisini barındırmış olan sülalesini.

Adem Uğur: 

Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini

İskender Ali Mihr: 

Ve kendisini barındıran aşiretini.

Celal Yıldırım: 

70:11

Tefhim ul Kuran: 

Ve onu barındıran aşiretini (soyunun hepsini) de

Fransızca: 

même son clan qui lui donnait asile,

İspanyolca: 

Al clan que lo cobijó,

İtalyanca: 

e la sua gente che lo ospitava,

Almanca: 

mit seiner Großfamilie, die ihn aufnimmt,

Çince: 

和那收容他的血族,

Hollandaca: 

En zijne bloedverwanten die hem vriendschap bewezen;

Rusça: 

своим родом, который укрывал его,

Somalice: 

iyo qaraabadiisii soo dhawaynayey.

Swahilice: 

Na jamaa zake walio kuwa wakimkimu,

Uygurca: 

(ھەر ئادەم ئۆز ھالى بىلەن بولۇپ قالىدىغانلىقى ئۈچۈن) دوست دوستىدىن كۆرۈپ تۇرۇپ (ھال) سورىمايدۇ، گۇناھكار ئادەم ئۆز ئورنىغا ئوغۇللىرىنى، ئايالىنى، قېرىندىشىنى ۋە ئۆزى مەنسۇپ بولغان قەۋم - قېرىنداشلىرىنى ۋە يەر يۈزىدىكى جىمى ئادەمنى بېرىپ بولسىمۇ، بۇ كۈندىكى ئازابتىن قۇتۇلۇشنى ئارزۇ قىلىدۇ

Japonca: 

かれを庇った近親,

Arapça (Ürdün): 

«وفصيلته» عشيرته لفصله منها «التي تؤويه» تضمه.

Hintçe: 

और उसके कुनबे को जिसमें वह रहता था

Tayca: 

และด้วยญาติพี่น้องของเขา ซึ่งได้ให้ที่พักอาศัยแก่เขา

İbranice: 

ובני השבט אליו הדרכים הנעלות הוא השתייך

Hırvatça: 

i porodicom svojom koja ga štiti,

Rumence: 

prin obştea sa care-l adăpostea

Transliteration: 

Wafaseelatihi allatee tuweehi

Türkçe: 

Kendisini kucaklayıp barındıran ailesini.

Sahih International: 

And his nearest kindred who shelter him

İngilizce: 

His kindred who sheltered him,

Azerbaycanca: 

(Çətin günlərdə) ona sığınacaq verən əşirətini (qohum-əqrabasını);

Süleyman Ateş: 

Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,

Diyanet Vakfı: 

Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini

Erhan Aktaş: 

Kendisini barındıran soyunu-sopunu;

Kral Fahd: 

kendisini koruyup barındıran

Hasan Basri Çantay: 

kendisini (aralarına katıb) barındırmakda olan soyunu sopunu,

Muhammed Esed: 

ve kendisini himaye etmiş bütün akrabalarını,

Gültekin Onan: 

Ve onu barındıran aşiretini de

Ali Fikri Yavuz: 

Kendini barındıran aşiretini,

Portekizce: 

Dos seus parentes, que o amparavam,

İsveççe: 

de anhöriga som hade beskyddat honom,

Farsça: 

و قبیله و قومش را که [در دنیا] به او پناه می دادند،

Kürtçe: 

بە ھـۆزەکەشیەوە کە پەنایان دەدا

Özbekçe: 

Ва уни ўзига олган қабиласини ҳам.

Malayca: 

Dan kaum kerabatnya yang melindunginya,

Arnavutça: 

dhe me farefisin e tij të ngushtë,

Bulgarca: 

и рода си, който го подслонява,

Sırpça: 

и својом породицом која га штити,

Çekçe: 

a klanem vlastním, jenž mu je ochranou,

Urduca: 

اپنے قریب ترین خاندان کو جو اسے پناہ دینے والا تھا

Tacikçe: 

ва аширааш (хешонаш), ки ӯро макон додааст

Tatarca: 

вә аны эченә алган кабиләсене биреп,

Endonezyaca: 

dan kaum familinya yang melindunginya (di dunia).

Amharca: 

በዚያችም በምታስጠጋው ጎሳው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், தன்னை அரவணைக்கின்ற தன் குடும்பத்தையும்,

Korece: 

그를 보호한 친척이나

Vietnamca: 

Và cả bà con ruột thịt đã hết lòng cùng y trong hoạn nạn.