Arapça:
وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَكُمْ وَلَا أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ
Çeviriyazı:
velleẕîne ted`ûne min dûnihî lâ yesteṭî`ûne naṣraküm velâ enfüsehüm yenṣurûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizin Allah'tan başka taptıklarınız ise ne size yardım edebilirler, ne de kendi kendilerine yardımları dokunur.
Diyanet İşleri:
O'nu bırakıp da taptıklarınız, kendilerine yardım edemezler ki size yardım etsinler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ondan başka bütün taptıklarınızın ne size yardıma güçleri vardır, ne kendilerine yardıma.
Şaban Piriş:
O’ndan başka dua ettiklerinizin size yardım etmeye güçleri yetmez. Onlar kendilerine bile yardım edemezler.
Edip Yüksel:
O'nun dışında çağırdıklarınız ne size yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler.
Ali Bulaç:
O'ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.
Suat Yıldırım:
Allah'tan başka yardımınıza çağırdığınız tanrılarınız ise sizin imdadınıza yetişemezler, hatta kendilerine bile fayda ve yardımları dokunmaz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve O´ndan başka taptıklarınız, size yardım etmeye muktedir olamazlar ve ne de kendi nefislerine yardım edebilirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
O'nun dışında yakardıklarınız, size yardım edemezler. Kendilerine de yardımcı olamazlar.
Bekir Sadak:
seytanin kardesleri onlari azginliga suruklerler ve bundan hic geri durmazlar.
İbni Kesir:
O´nu bırakıp taptıklarınız ise
Adem Uğur:
Allah´ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.
İskender Ali Mihr:
O´ndan başka dua ettiğiniz şeyler (çağırdıklarınız) size yardım etmeye muktedir değillerdir (güç yettiremezler) ve kendilerine de yardım edemezler.
Celal Yıldırım:
Sizin O´ndan başka taptıklarınız, ne size yardıma güç getirebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler.
Tefhim ul Kuran:
O´ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.
Fransızca:
Et ceux que vous invoquez en dehors de Lui ne sont capables ni de vous secourir, ni de se secourir eux-mêmes."
İspanyolca:
Y los que vosotros invocáis, en lugar de invocarle a Él, no pueden auxiliaros a vosotros ni auxiliarse a sí mismos».
İtalyanca:
E coloro che invocate all'infuori di Lui non sono in grado di aiutarvi e neppure di aiutare loro stessi».
Almanca:
Und diejenigen, an die ihr anstelle von Ihm Bittgebete richtet, können weder euch beistehen, noch sich selbst beistehen.
Çince:
你们舍他而祈祷的偶像,不能助你们,也不能自助。
Hollandaca:
Maar zij die gij naast God aanroept, kunnen noch u bijstaan, noch zich zelven helpen.
Rusça:
А те, к кому вы взываете вместо Него, не способны оказать вам поддержку и не способны помочь даже самим себе".
Somalice:
Waxaad Caabudaysaan Eebe ka Sokow ma karaan Gargaarkiinna Naftoodana uma Gargaarayaan.
Swahilice:
Na hao mnao waomba asiye kuwa Mwenyezi hawawezi kukunusuruni, wala hawajinusuru wenyewe.
Uygurca:
سىلەرنىڭ اﷲ نى قويۇپ ئىبادەت قىلىدىغان بۇتلىرىڭلار سىلەرگە ياردەم بېرەلمەيدۇ، ئۆزلىرىگىمۇ ياردەم بېرەلمەيدۇ
Japonca:
だがあなたがたがかれを差し置いて祈るものは,あなたがたを助けることも,自分自身(さえ)も助けることは出来ない。」
Arapça (Ürdün):
«والذين تدعون من دونه لا يستطيعون نصركم ولا أنفسهم ينصرون» فكيف أبالي بهم.
Hintçe:
और वह लोग (बुत) जिन्हें तुम ख़ुदा के सिवा (अपनी मदद को) पुकारते हो न तो वह तुम्हारी मदद की कुदरत रखते हैं और न ही अपनी मदद कर सकते हैं
Tayca:
“และบรรดาผู้ที่พวกเจ้าวิงวอนขอ อื่นจากพระองค์นั้น พวกมันไม่สามารถจะช่วยเหลือพวกเจ้าได้ และไม่สามารถช่วยเหลือตัวของพวกมันเองด้วย”
İbranice:
וכי אלה אשר תקראו אליהם מלבדו אינם יכולים לעזור לכם ולא לעצמם עוזרים
Hırvatça:
A oni kojima se vi, pored Njega, molite, ne mogu ni vama, a ni sebi pomoći.
Rumence:
Cei pe care voi îi chemaţi în locul Lui nu au putinţa nici de a vă mântui, nici de a se mântui.”
Transliteration:
Waallatheena tadAAoona min doonihi la yastateeAAoona nasrakum wala anfusahum yansuroona
Türkçe:
O'nun dışında yakardıklarınız, size yardım edemezler. Kendilerine de yardımcı olamazlar.
Sahih International:
And those you call upon besides Him are unable to help you, nor can they help themselves."
İngilizce:
But those ye call upon besides Him, are unable to help you, and indeed to help themselves.
Azerbaycanca:
Sizin Ondan başqa tapındıqlarınız isə nə sizə, nə də özlərinə bir köməklik edə bilər!”
Süleyman Ateş:
O'ndan başka yalvardıklarınız ise, ne size yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım ederler.
Diyanet Vakfı:
Allah'ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.
Erhan Aktaş:
“O’ndan başka dûa ettiklerinizin, ne size yardım etmeye güçleri yeter, ne de kendilerine yardım etmeye.”
Kral Fahd:
Allah’ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.
Hasan Basri Çantay:
Sizi Onu (Allâhı) bırakıb tapdıklarınızın ise sizin imdadınıza yetişmiye güçleri yetmediği gibi (hattâ) kendilerine de mededleri dokunmaz.
Muhammed Esed:
Beri yandan, Onun yerine sığınıp çağırdığınız bütün o varlıklar ne size yardım ulaştıracak güçtedirler ne de kendi kendilerine yardım edecek güçte;
Gültekin Onan:
O´ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de...
Ali Fikri Yavuz:
Sizin, Allah’dan başka taptıklarınız ise, ne size yardım edebilirler, ne de kendi nefislerine yardımları dokunur.
Portekizce:
Aqueles que invocais além d'Ele não podem socorrer-vos, nem socorrer a si mesmos.
İsveççe:
Men de som ni anropar i Hans ställe kan varken hjälpa er eller sig själva.
Farsça:
و کسانی را که به جای خدا می خوانید، نه می توانند شما را یاری دهند و نه خود را یاری رسانند.
Kürtçe:
وە ئەوانەی ئێوە جگە لە خوا ھانایان بۆ دەبەن ناتوانن یارمەتیتان بدەن ناشتوانن یارمەتی خۆیان بدەن
Özbekçe:
Ундан ўзга сиз ибодат қилаётганлар сизга ёрдам беришга қодир эмаслар ва ўзларига ҳам ёрдам бера олмаслар.
Malayca:
Dan benda-benda yang kamu sembah selain Allah, tidak akan dapat menolong kamu, bahkan tidak dapat menolong dirinya sendiri.
Arnavutça:
E, ata që i adhuroni, përveç Tij, nuk mund t’u ndihmojnë as ju e as vetes.
Bulgarca:
Онези, които зовете вместо Него, не могат да ви помогнат, нито на себе си помагат.”
Sırpça:
А они којима се ви, поред Њега, молите, не могу ни вама, а ни себи да помогну.
Çekçe:
zatímco ti, které vedle Něho vzýváte, nejsou schopni pomoci ani vám, ani sobě samým.'
Urduca:
بخلاف اِس کے تم جنہیں خدا کو چھوڑ کر پکارتے ہو وہ نہ تمہاری مدد کرسکتے ہیں اور نہ خود اپنی مدد ہی کرنے کے قابل ہیں
Tacikçe:
Ононро, ки ба ҷои Оллоҳ ба худоӣ мехонед, на шуморо метавонанд ёрӣ кунанд ва на худро.
Tatarca:
Аллаһудан башка сез гыйбадәт кыла торган сынымнар сезгә ярдәм итәргә кадир түгелләр һәм үзләренә дә ярдәм итә алмаслар.
Endonezyaca:
Dan berhala-berhala yang kamu seru selain Allah tidaklah sanggup menolongmu, bahkan tidak dapat menolong dirinya sendiri.
Amharca:
እነዚያም ከእርሱ በቀር የምትገ³ቸው ሊረÇችሁ አይችሉም፡፡ ነፍሶቻቸውንም አይረዱም፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவனையன்றி நீங்கள் எவர்களிடம் பிரார்த்திக்கிறீர்களோ அவர்கள் உங்களுக்கும் உதவி செய்ய இயலமாட்டார்கள்; இன்னும், தங்களுக்கு தாமே உதவி செய்து கொள்ளவும் மாட்டார்கள்.
Korece:
그러나 하나님 아닌 다른 것을 숭배하는 자들은 너희를 보 호할 수 없으며 그들 스스로도 도 울 수 없노라
Vietnamca:
“Còn những thứ mà các ngươi cầu nguyện ngoài Ngài không có khả năng giúp đỡ các ngươi và cũng không thể tự giúp bản thân chúng.”
Ayet Linkleri: