Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

197

Ayet No: 

1151

Sayfa No: 

176

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَكُمْ وَلَا أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ

Çeviriyazı: 

velleẕîne ted`ûne min dûnihî lâ yesteṭî`ûne naṣraküm velâ enfüsehüm yenṣurûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sizin Allah'tan başka taptıklarınız ise ne size yardım edebilirler, ne de kendi kendilerine yardımları dokunur.

Diyanet İşleri: 

O'nu bırakıp da taptıklarınız, kendilerine yardım edemezler ki size yardım etsinler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ondan başka bütün taptıklarınızın ne size yardıma güçleri vardır, ne kendilerine yardıma.

Şaban Piriş: 

O’ndan başka dua ettiklerinizin size yardım etmeye güçleri yetmez. Onlar kendilerine bile yardım edemezler.

Edip Yüksel: 

O'nun dışında çağırdıklarınız ne size yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler.

Ali Bulaç: 

O'ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.

Suat Yıldırım: 

Allah'tan başka yardımınıza çağırdığınız tanrılarınız ise sizin imdadınıza yetişemezler, hatta kendilerine bile fayda ve yardımları dokunmaz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve O´ndan başka taptıklarınız, size yardım etmeye muktedir olamazlar ve ne de kendi nefislerine yardım edebilirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O'nun dışında yakardıklarınız, size yardım edemezler. Kendilerine de yardımcı olamazlar.

Bekir Sadak: 

seytanin kardesleri onlari azginliga suruklerler ve bundan hic geri durmazlar.

İbni Kesir: 

O´nu bırakıp taptıklarınız ise

Adem Uğur: 

Allah´ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.

İskender Ali Mihr: 

O´ndan başka dua ettiğiniz şeyler (çağırdıklarınız) size yardım etmeye muktedir değillerdir (güç yettiremezler) ve kendilerine de yardım edemezler.

Celal Yıldırım: 

Sizin O´ndan başka taptıklarınız, ne size yardıma güç getirebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler.

Tefhim ul Kuran: 

O´ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.

Fransızca: 

Et ceux que vous invoquez en dehors de Lui ne sont capables ni de vous secourir, ni de se secourir eux-mêmes."

İspanyolca: 

Y los que vosotros invocáis, en lugar de invocarle a Él, no pueden auxiliaros a vosotros ni auxiliarse a sí mismos».

İtalyanca: 

E coloro che invocate all'infuori di Lui non sono in grado di aiutarvi e neppure di aiutare loro stessi».

Almanca: 

Und diejenigen, an die ihr anstelle von Ihm Bittgebete richtet, können weder euch beistehen, noch sich selbst beistehen.

Çince: 

你们舍他而祈祷的偶像,不能助你们,也不能自助。

Hollandaca: 

Maar zij die gij naast God aanroept, kunnen noch u bijstaan, noch zich zelven helpen.

Rusça: 

А те, к кому вы взываете вместо Него, не способны оказать вам поддержку и не способны помочь даже самим себе".

Somalice: 

Waxaad Caabudaysaan Eebe ka Sokow ma karaan Gargaarkiinna Naftoodana uma Gargaarayaan.

Swahilice: 

Na hao mnao waomba asiye kuwa Mwenyezi hawawezi kukunusuruni, wala hawajinusuru wenyewe.

Uygurca: 

سىلەرنىڭ اﷲ نى قويۇپ ئىبادەت قىلىدىغان بۇتلىرىڭلار سىلەرگە ياردەم بېرەلمەيدۇ، ئۆزلىرىگىمۇ ياردەم بېرەلمەيدۇ

Japonca: 

だがあなたがたがかれを差し置いて祈るものは,あなたがたを助けることも,自分自身(さえ)も助けることは出来ない。」

Arapça (Ürdün): 

«والذين تدعون من دونه لا يستطيعون نصركم ولا أنفسهم ينصرون» فكيف أبالي بهم.

Hintçe: 

और वह लोग (बुत) जिन्हें तुम ख़ुदा के सिवा (अपनी मदद को) पुकारते हो न तो वह तुम्हारी मदद की कुदरत रखते हैं और न ही अपनी मदद कर सकते हैं

Tayca: 

“และบรรดาผู้ที่พวกเจ้าวิงวอนขอ อื่นจากพระองค์นั้น พวกมันไม่สามารถจะช่วยเหลือพวกเจ้าได้ และไม่สามารถช่วยเหลือตัวของพวกมันเองด้วย”

İbranice: 

וכי אלה אשר תקראו אליהם מלבדו אינם יכולים לעזור לכם ולא לעצמם עוזרים

Hırvatça: 

A oni kojima se vi, pored Njega, molite, ne mogu ni vama, a ni sebi pomoći.

Rumence: 

Cei pe care voi îi chemaţi în locul Lui nu au putinţa nici de a vă mântui, nici de a se mântui.”

Transliteration: 

Waallatheena tadAAoona min doonihi la yastateeAAoona nasrakum wala anfusahum yansuroona

Türkçe: 

O'nun dışında yakardıklarınız, size yardım edemezler. Kendilerine de yardımcı olamazlar.

Sahih International: 

And those you call upon besides Him are unable to help you, nor can they help themselves."

İngilizce: 

But those ye call upon besides Him, are unable to help you, and indeed to help themselves.

Azerbaycanca: 

Sizin Ondan başqa tapındıqlarınız isə nə sizə, nə də özlərinə bir köməklik edə bilər!”

Süleyman Ateş: 

O'ndan başka yalvardıklarınız ise, ne size yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım ederler.

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.

Erhan Aktaş: 

“O’ndan başka dûa ettiklerinizin, ne size yardım etmeye güçleri yeter, ne de kendilerine yardım etmeye.”

Kral Fahd: 

Allah’ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.

Hasan Basri Çantay: 

Sizi Onu (Allâhı) bırakıb tapdıklarınızın ise sizin imdadınıza yetişmiye güçleri yetmediği gibi (hattâ) kendilerine de mededleri dokunmaz.

Muhammed Esed: 

Beri yandan, Onun yerine sığınıp çağırdığınız bütün o varlıklar ne size yardım ulaştıracak güçtedirler ne de kendi kendilerine yardım edecek güçte;

Gültekin Onan: 

O´ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de...

Ali Fikri Yavuz: 

Sizin, Allah’dan başka taptıklarınız ise, ne size yardım edebilirler, ne de kendi nefislerine yardımları dokunur.

Portekizce: 

Aqueles que invocais além d'Ele não podem socorrer-vos, nem socorrer a si mesmos.

İsveççe: 

Men de som ni anropar i Hans ställe kan varken hjälpa er eller sig själva.

Farsça: 

و کسانی را که به جای خدا می خوانید، نه می توانند شما را یاری دهند و نه خود را یاری رسانند.

Kürtçe: 

وە ئەوانەی ئێوە جگە لە خوا ھانایان بۆ دەبەن ناتوانن یارمەتیتان بدەن ناشتوانن یارمەتی خۆیان بدەن

Özbekçe: 

Ундан ўзга сиз ибодат қилаётганлар сизга ёрдам беришга қодир эмаслар ва ўзларига ҳам ёрдам бера олмаслар.

Malayca: 

Dan benda-benda yang kamu sembah selain Allah, tidak akan dapat menolong kamu, bahkan tidak dapat menolong dirinya sendiri.

Arnavutça: 

E, ata që i adhuroni, përveç Tij, nuk mund t’u ndihmojnë as ju e as vetes.

Bulgarca: 

Онези, които зовете вместо Него, не могат да ви помогнат, нито на себе си помагат.”

Sırpça: 

А они којима се ви, поред Њега, молите, не могу ни вама, а ни себи да помогну.

Çekçe: 

zatímco ti, které vedle Něho vzýváte, nejsou schopni pomoci ani vám, ani sobě samým.'

Urduca: 

بخلاف اِس کے تم جنہیں خدا کو چھوڑ کر پکارتے ہو وہ نہ تمہاری مدد کرسکتے ہیں اور نہ خود اپنی مدد ہی کرنے کے قابل ہیں

Tacikçe: 

Ононро, ки ба ҷои Оллоҳ ба худоӣ мехонед, на шуморо метавонанд ёрӣ кунанд ва на худро.

Tatarca: 

Аллаһудан башка сез гыйбадәт кыла торган сынымнар сезгә ярдәм итәргә кадир түгелләр һәм үзләренә дә ярдәм итә алмаслар.

Endonezyaca: 

Dan berhala-berhala yang kamu seru selain Allah tidaklah sanggup menolongmu, bahkan tidak dapat menolong dirinya sendiri.

Amharca: 

እነዚያም ከእርሱ በቀር የምትገ³ቸው ሊረÇችሁ አይችሉም፡፡ ነፍሶቻቸውንም አይረዱም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவனையன்றி நீங்கள் எவர்களிடம் பிரார்த்திக்கிறீர்களோ அவர்கள் உங்களுக்கும் உதவி செய்ய இயலமாட்டார்கள்; இன்னும், தங்களுக்கு தாமே உதவி செய்து கொள்ளவும் மாட்டார்கள்.

Korece: 

그러나 하나님 아닌 다른 것을 숭배하는 자들은 너희를 보 호할 수 없으며 그들 스스로도 도 울 수 없노라

Vietnamca: 

“Còn những thứ mà các ngươi cầu nguyện ngoài Ngài không có khả năng giúp đỡ các ngươi và cũng không thể tự giúp bản thân chúng.”