Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

181

Ayet No: 

1135

Sayfa No: 

174

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ

Çeviriyazı: 

vemimmen ḫalaḳnâ ümmetüy yehdûne bilḥaḳḳi vebihî ya`dilûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yine bizim yarattığımız insanlardan öyle bir ümmet var ki, onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler.

Diyanet İşleri: 

Yarattıklarımızdan bir topluluk hakkı gösterirler ve onunla hükmederler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yarattıklarımızdan bir topluluk var ki halkı gerçeğe irşad eder ve gerçek olarak adaletle muamelede bulunur.

Şaban Piriş: 

Yarattıklarımızdan hakka yönelen ve yönelten, onunla adaleti sağlayan bir toplum vardır.

Edip Yüksel: 

Yarattıklarımızın arasında bir topluluk var ki gerçek ile yol gösterirler ve yine onunla hakkı gözetirler.

Ali Bulaç: 

Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır.

Suat Yıldırım: 

Yarattıklarımız içinde, daima Hakka giden yolu gösteren ve onunla adaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve yarattıklarımızdan bir ümmet de vardır ki, onlar hak ile rehberlik ederler ve hak ile adâlette bulunurlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar.

Bekir Sadak: 

Allah´in saptirdigini yola getirecek yoktur. O, sapanlari taskinliklari icinde bocalayip dururlarken birakir.

İbni Kesir: 

Yarattıklarımızdan öyle bir ümmet vardır ki

Adem Uğur: 

Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.

İskender Ali Mihr: 

Ve yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki, Hakk´a (Allah´a) ulaştırırlar ve onunla adaletle hükmederler.

Celal Yıldırım: 

Yarattıklarımızdan bir ümmet de var ki, onlar hakka giden yolu gösterir, ona doğru irşâd ederler

Tefhim ul Kuran: 

Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır.

Fransızca: 

Parmi ceux que Nous avons créés, il y a une communauté qui guide (les autres) selon la vérité et par celle-ci exerce la justice.

İspanyolca: 

Entre nuestras criaturas hay una comunidad que se dirige según la Verdad y que, gracias a ella, observa la justicia.

İtalyanca: 

Tra le Nostre creature c'è una comunità che guida secondo verità e con essa esercita la giustizia.

Almanca: 

Und von denjenigen, die WIR erschaffen haben, gibt es eine Umma, sie leiten recht mit der Wahrheit und richten nach ihr.

Çince: 

我所创造的人,其中有一个民族,他们本著真理引导他人,主持公道。

Hollandaca: 

En onder hen die wij hebben geschapen, is een volk, dat anderen met waarheid leidt en rechtvaardig is.

Rusça: 

Среди Наших творений есть община, которая ведет путем истины и устанавливает справедливость.

Somalice: 

Waxaa ka mida waxaan Abuuray Ummad ku Hanuunsan Xaqa, Kuna socon.

Swahilice: 

Na katika tulio waumba wako watu wanao ongoza kwa Haki, na kwayo wanafanya uadilifu.

Uygurca: 

بىز ياراتقان ئۈممەتلەر ئىچىدە ھەق يولغا دەۋەت قىلىدىغان ۋە ھەقتە چىڭ تۇرىدىغان بىر ئۈممەت بار

Japonca: 

またわれが創った者の中には,真理によって(人を)導き,またそれに基づき公正に行う一団がある。

Arapça (Ürdün): 

«وممن خلقنا أمة يهدون بالحق وبه يَعدِلون» هم أمة محمد صلى الله عليه وسلم كما في حديث.

Hintçe: 

और हमारी मख़लूक़ात से कुछ लोग ऐसे भी हैं जो दीने हक़ की हिदायत करते हैं और हक़ से इन्साफ़ भी करते हैं

Tayca: 

“และส่วนหนึ่งจากผู้ที่เราได้บังเกิดนั้นคือ คณะหนึ่ง ซึ่งพวกเขาแนะนำ ด้วยความจริง และด้วยความจริงนั้น พวกเขาปฏิบัติ โดยเที่ยงธรรม”

İbranice: 

בין אלה שבראנו (מן השדים ובני-האנוש) יש אומה אשר מדריכים על-פי הצדק ובו ישפטו (בצדק)

Hırvatça: 

A među onima koje stvaramo ima ljudi koji druge upućuju istini i koji prema njoj pravedno sude.

Rumence: 

Printre cei pe care i-am creat, este o adunare care se călăuzeşte după Adevăr, cu el făcând dreptate.

Transliteration: 

Wamimman khalaqna ommatun yahdoona bialhaqqi wabihi yaAAdiloona

Türkçe: 

Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar.

Sahih International: 

And among those We created is a community which guides by truth and thereby establishes justice.

İngilizce: 

Of those We have created are people who direct (others) with truth. And dispense justice therewith.

Azerbaycanca: 

Yaratdıqlarımız içərisində bir zümrə də vardır ki, onlar insanları haqq yola aparır, (haqqı rəhbər tutaraq onlar arasında) ədalətlə hökm edirlər.

Süleyman Ateş: 

Yarattıklarımız içinde, doğrulukla hakka götüren ve hak ile adalet yapan bir ümmet de vardır.

Diyanet Vakfı: 

Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.

Erhan Aktaş: 

Yarattıklarımız arasında öyle bir topluluk da var ki, hakka iletirler ve onunla adil olurlar.

Kral Fahd: 

Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.

Hasan Basri Çantay: 

Yaratdıklarımızdan öyle bir ümmet de vardır ki onlar hakka rehberlik ederler, adaleti de onunla (o dairede) tatbıyk ederler.

Muhammed Esed: 

Yarattıklarımız arasında (başkalarına) doğru yolu gösteren ve onun ışığında adaletle davranan insanlar da vardır.

Gültekin Onan: 

Yarattıklarımızdan hakka yöneltip ileten ve onunla adaleti (uygulayan) bir ümmet vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Yine bizim yarattıklarımızdan bir ümmet de vardır ki, rehberlik ederler ve hak ile hüküm verirler.

Portekizce: 

Entre os povos que temos criado, há um que se rege pela verdade, e com ela julga.

İsveççe: 

Bland dem Vi har skapat finns de som leder [andra] och som [själva] handlar rättrådigt, lysta av sanningens [ljus].

Farsça: 

و از میان کسانی که آفریده ایم [یعنی جنّیان وآدمیان] گروهی [هستند که هم نوعان خود را] به حق هدایت می کنند و به درستی و راستی داوری می نمایند.

Kürtçe: 

وە لەوانەی کە دروستمان کردووە کۆمەڵێک ھەیە ڕێنمونی خەڵک دەکەن بە (ئاینی) ڕاست و داد وەریشی پێدەکەن

Özbekçe: 

Ва Биз яратган кимсалар ичида ҳақ ила ҳидоят қиладиган ва у ила адолат қиладиган жамоат ҳам бор.

Malayca: 

Dan di antara orang-orang yang Kami ciptakan itu, ada satu umat yang memberi petunjuk dengan kebenaran, dan dengannya mereka menjalankan keadilan.

Arnavutça: 

E, në mesin e tyre qe kemi krijuar, ka njerëz që i udhëzojnë të tjerët në rrugën e drjetë dhe gjykojnë drejtë.

Bulgarca: 

Сред онези, които сме сътворили, има общност напътваща с истината и с нея е справедлива.

Sırpça: 

А међу онима које стварамо има људи који друге упућују истини и који према њој праведно суде.

Çekçe: 

Mezi těmi, které jsme stvořili, je národ jeden, jenž správnou cestou podle pravdy je veden a podle ní spravedlivě jedná.

Urduca: 

ہماری مخلوق میں ایک گروہ ایسا بھی ہے جو ٹھیک ٹھیک حق کے مطابق ہدایت اور حق ہی کے مطابق انصاف کرتا ہے

Tacikçe: 

Аз офаридагони мо гурӯҳе ҳастанд, ки ба ҳақ роҳ менамоянд ва ба адолат рафтор мекунанд.

Tatarca: 

Без бар кылган кешеләрдән бер җәмәгать бардыр ки, кешеләрне Коръән белән гамәл кылырга чакырырлар һәм үзләре дөреслек белән Коръән өйрәткәнчә гамәл кылырлар.

Endonezyaca: 

Dan di antara orang-orang yang Kami ciptakan ada umat yang memberi petunjuk dengan hak, dan dengan yang hak itu (pula) mereka menjalankan keadilan.

Amharca: 

ከፈጠርናቸውም ሰዎች በእውነት የሚመሩ በእርሱም (ፍርድን) የሚያስተካክሉ ሕዝቦች አልሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நாம் படைத்தவர்களில் சத்தியத்தைக் கொண்டு நேர்வழிகாட்டுகின்ற; இன்னும், அதைக் கொண்டே நீதி செலுத்துகின்ற ஒரு கூட்டம் உண்டு.

Korece: 

하나님이 창조한 공동체 중에는 진리로 백성을 인도하고 그 것으로 정의를 실현하는 백성이 있더라

Vietnamca: 

Trong số những người TA đã tạo, có một nhóm người hướng dẫn (người khác) bằng chân lý và dựa vào đó mà đối xử công bằng (với mọi người).