Arapça:
وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ
Çeviriyazı:
vemimmen ḫalaḳnâ ümmetüy yehdûne bilḥaḳḳi vebihî ya`dilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yine bizim yarattığımız insanlardan öyle bir ümmet var ki, onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler.
Diyanet İşleri:
Yarattıklarımızdan bir topluluk hakkı gösterirler ve onunla hükmederler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yarattıklarımızdan bir topluluk var ki halkı gerçeğe irşad eder ve gerçek olarak adaletle muamelede bulunur.
Şaban Piriş:
Yarattıklarımızdan hakka yönelen ve yönelten, onunla adaleti sağlayan bir toplum vardır.
Edip Yüksel:
Yarattıklarımızın arasında bir topluluk var ki gerçek ile yol gösterirler ve yine onunla hakkı gözetirler.
Ali Bulaç:
Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır.
Suat Yıldırım:
Yarattıklarımız içinde, daima Hakka giden yolu gösteren ve onunla adaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve yarattıklarımızdan bir ümmet de vardır ki, onlar hak ile rehberlik ederler ve hak ile adâlette bulunurlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar.
Bekir Sadak:
Allah´in saptirdigini yola getirecek yoktur. O, sapanlari taskinliklari icinde bocalayip dururlarken birakir.
İbni Kesir:
Yarattıklarımızdan öyle bir ümmet vardır ki
Adem Uğur:
Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.
İskender Ali Mihr:
Ve yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki, Hakk´a (Allah´a) ulaştırırlar ve onunla adaletle hükmederler.
Celal Yıldırım:
Yarattıklarımızdan bir ümmet de var ki, onlar hakka giden yolu gösterir, ona doğru irşâd ederler
Tefhim ul Kuran:
Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır.
Fransızca:
Parmi ceux que Nous avons créés, il y a une communauté qui guide (les autres) selon la vérité et par celle-ci exerce la justice.
İspanyolca:
Entre nuestras criaturas hay una comunidad que se dirige según la Verdad y que, gracias a ella, observa la justicia.
İtalyanca:
Tra le Nostre creature c'è una comunità che guida secondo verità e con essa esercita la giustizia.
Almanca:
Und von denjenigen, die WIR erschaffen haben, gibt es eine Umma, sie leiten recht mit der Wahrheit und richten nach ihr.
Çince:
我所创造的人,其中有一个民族,他们本著真理引导他人,主持公道。
Hollandaca:
En onder hen die wij hebben geschapen, is een volk, dat anderen met waarheid leidt en rechtvaardig is.
Rusça:
Среди Наших творений есть община, которая ведет путем истины и устанавливает справедливость.
Somalice:
Waxaa ka mida waxaan Abuuray Ummad ku Hanuunsan Xaqa, Kuna socon.
Swahilice:
Na katika tulio waumba wako watu wanao ongoza kwa Haki, na kwayo wanafanya uadilifu.
Uygurca:
بىز ياراتقان ئۈممەتلەر ئىچىدە ھەق يولغا دەۋەت قىلىدىغان ۋە ھەقتە چىڭ تۇرىدىغان بىر ئۈممەت بار
Japonca:
またわれが創った者の中には,真理によって(人を)導き,またそれに基づき公正に行う一団がある。
Arapça (Ürdün):
«وممن خلقنا أمة يهدون بالحق وبه يَعدِلون» هم أمة محمد صلى الله عليه وسلم كما في حديث.
Hintçe:
और हमारी मख़लूक़ात से कुछ लोग ऐसे भी हैं जो दीने हक़ की हिदायत करते हैं और हक़ से इन्साफ़ भी करते हैं
Tayca:
“และส่วนหนึ่งจากผู้ที่เราได้บังเกิดนั้นคือ คณะหนึ่ง ซึ่งพวกเขาแนะนำ ด้วยความจริง และด้วยความจริงนั้น พวกเขาปฏิบัติ โดยเที่ยงธรรม”
İbranice:
בין אלה שבראנו (מן השדים ובני-האנוש) יש אומה אשר מדריכים על-פי הצדק ובו ישפטו (בצדק)
Hırvatça:
A među onima koje stvaramo ima ljudi koji druge upućuju istini i koji prema njoj pravedno sude.
Rumence:
Printre cei pe care i-am creat, este o adunare care se călăuzeşte după Adevăr, cu el făcând dreptate.
Transliteration:
Wamimman khalaqna ommatun yahdoona bialhaqqi wabihi yaAAdiloona
Türkçe:
Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar.
Sahih International:
And among those We created is a community which guides by truth and thereby establishes justice.
İngilizce:
Of those We have created are people who direct (others) with truth. And dispense justice therewith.
Azerbaycanca:
Yaratdıqlarımız içərisində bir zümrə də vardır ki, onlar insanları haqq yola aparır, (haqqı rəhbər tutaraq onlar arasında) ədalətlə hökm edirlər.
Süleyman Ateş:
Yarattıklarımız içinde, doğrulukla hakka götüren ve hak ile adalet yapan bir ümmet de vardır.
Diyanet Vakfı:
Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.
Erhan Aktaş:
Yarattıklarımız arasında öyle bir topluluk da var ki, hakka iletirler ve onunla adil olurlar.
Kral Fahd:
Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur.
Hasan Basri Çantay:
Yaratdıklarımızdan öyle bir ümmet de vardır ki onlar hakka rehberlik ederler, adaleti de onunla (o dairede) tatbıyk ederler.
Muhammed Esed:
Yarattıklarımız arasında (başkalarına) doğru yolu gösteren ve onun ışığında adaletle davranan insanlar da vardır.
Gültekin Onan:
Yarattıklarımızdan hakka yöneltip ileten ve onunla adaleti (uygulayan) bir ümmet vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Yine bizim yarattıklarımızdan bir ümmet de vardır ki, rehberlik ederler ve hak ile hüküm verirler.
Portekizce:
Entre os povos que temos criado, há um que se rege pela verdade, e com ela julga.
İsveççe:
Bland dem Vi har skapat finns de som leder [andra] och som [själva] handlar rättrådigt, lysta av sanningens [ljus].
Farsça:
و از میان کسانی که آفریده ایم [یعنی جنّیان وآدمیان] گروهی [هستند که هم نوعان خود را] به حق هدایت می کنند و به درستی و راستی داوری می نمایند.
Kürtçe:
وە لەوانەی کە دروستمان کردووە کۆمەڵێک ھەیە ڕێنمونی خەڵک دەکەن بە (ئاینی) ڕاست و داد وەریشی پێدەکەن
Özbekçe:
Ва Биз яратган кимсалар ичида ҳақ ила ҳидоят қиладиган ва у ила адолат қиладиган жамоат ҳам бор.
Malayca:
Dan di antara orang-orang yang Kami ciptakan itu, ada satu umat yang memberi petunjuk dengan kebenaran, dan dengannya mereka menjalankan keadilan.
Arnavutça:
E, në mesin e tyre qe kemi krijuar, ka njerëz që i udhëzojnë të tjerët në rrugën e drjetë dhe gjykojnë drejtë.
Bulgarca:
Сред онези, които сме сътворили, има общност напътваща с истината и с нея е справедлива.
Sırpça:
А међу онима које стварамо има људи који друге упућују истини и који према њој праведно суде.
Çekçe:
Mezi těmi, které jsme stvořili, je národ jeden, jenž správnou cestou podle pravdy je veden a podle ní spravedlivě jedná.
Urduca:
ہماری مخلوق میں ایک گروہ ایسا بھی ہے جو ٹھیک ٹھیک حق کے مطابق ہدایت اور حق ہی کے مطابق انصاف کرتا ہے
Tacikçe:
Аз офаридагони мо гурӯҳе ҳастанд, ки ба ҳақ роҳ менамоянд ва ба адолат рафтор мекунанд.
Tatarca:
Без бар кылган кешеләрдән бер җәмәгать бардыр ки, кешеләрне Коръән белән гамәл кылырга чакырырлар һәм үзләре дөреслек белән Коръән өйрәткәнчә гамәл кылырлар.
Endonezyaca:
Dan di antara orang-orang yang Kami ciptakan ada umat yang memberi petunjuk dengan hak, dan dengan yang hak itu (pula) mereka menjalankan keadilan.
Amharca:
ከፈጠርናቸውም ሰዎች በእውነት የሚመሩ በእርሱም (ፍርድን) የሚያስተካክሉ ሕዝቦች አልሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், நாம் படைத்தவர்களில் சத்தியத்தைக் கொண்டு நேர்வழிகாட்டுகின்ற; இன்னும், அதைக் கொண்டே நீதி செலுத்துகின்ற ஒரு கூட்டம் உண்டு.
Korece:
하나님이 창조한 공동체 중에는 진리로 백성을 인도하고 그 것으로 정의를 실현하는 백성이 있더라
Vietnamca:
Trong số những người TA đã tạo, có một nhóm người hướng dẫn (người khác) bằng chân lý và dựa vào đó mà đối xử công bằng (với mọi người).
Ayet Linkleri: