Arapça:
قَالَ إِن كُنتَ جِئْتَ بِآيَةٍ فَأْتِ بِهَا إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Çeviriyazı:
ḳâle in künte ci'te biâyetin fe'ti bihâ in künte mine-ṣṣâdiḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Firavun: "Eğer bir mucize getirdiysen ve eğer doğru söyleyenlerden isen onu göster" dedi.
Diyanet İşleri:
Firavun: "Bir mucize getirdiysen ortaya koy bakalım, doğru sözlülerden isen bunu yaparsın" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Firavun, apaçık delille geldiysen ve doğru söz söyleyenlerdensen göster o delili dedi.
Şaban Piriş:
Eğer bir ayet/mucize ile geldiysen, haydi doğru söyleyen biriysen onu ortaya koy, dedi.
Edip Yüksel:
Dedi: "Bir ayet (mucize) ile gelmişsen ve gerçekten doğru sözlüysen getir onu bakalım."
Ali Bulaç:
(Firavun) Dedi ki: "Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru sözlülerden isen, bu durumda onu getir (bakalım)."
Suat Yıldırım:
“Eğer” dedi Firavun, “Gerçekten getirdiğin bir belge varsa ve sen doğru söyleyen biri isen, onu ortaya koy da görelim.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Eğer sen bir mûcize ile gelmiş isen onu getir, sen sâdıklardan isen.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Firavun dedi: "Bir mucize getirdinse, doğru sözlülerden isen onu ortaya çıkar!"
Bekir Sadak:
(111-11) 2 «Onu ve kardesini egle
İbni Kesir:
Dedi ki: Şayet sen, bir ayet getirdinse
Adem Uğur:
(Firavun) dedi ki: Eğer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan onu göster bakalım.
İskender Ali Mihr:
(Firavun şöyle) dedi: “Eğer bir âyet (mucize) getirdinse, sadıklardan (doğru söyleyenlerden) isen onu getir.”
Celal Yıldırım:
Fir´avn Ona : Bir âyet (mu´cize) ile gelmiş bulunuyorsan hemen onu getir de (ortaya koy), eğer doğrulardan isen, dedi.
Tefhim ul Kuran:
(Firavun) Dedi ki: «Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru sözlülerden isen, bu durumda onu getir (bakalım) .»
Fransızca:
"Si tu es venu avec un miracle, dit (Pharaon,) apporte-le donc, si tu es du nombre des véridiques."
İspanyolca:
Dijo: «Si has traído un signo, muéstralo, si es verdad lo que dices».
İtalyanca:
«Se hai recato una prova con te, disse [Faraone], allora mostrala, se sei uno che dice la verità».
Almanca:
Er sagte: "Solltest du eine Aya mitgebracht haben, so bringe sie vor, solltest du von den Wahrhaftigen sein."
Çince:
. 他说:如果你已带来了一种迹象,你就把它拿出来吧,如果你是诚实的人。
Hollandaca:
Pharao antwoordde: Indien gij met een wonder komt, toon het, indien gij waarheid spreekt.
Rusça:
Он сказал: "Если ты принес знамение, то покажи его, если ты говоришь правду".
Somalice:
Wuxuuna yidhi (Fircoon) haddaad la Timid Aayad keen haddaad Run Sheegi.
Swahilice:
Akasema Firauni: Ikiwa umekuja na Ishara, basi ilete ukiwa ni katika wasemao kweli.
Uygurca:
پىرئەۋن (مۇساغا): «ئەگەر سەن پەرۋەردىگارىڭ تەرىپىدىن) بىر مۆجىزە ئېلىپ كەلگەن بولساڭ، (بۇ دەۋايىڭدا) راستچىللاردىن بولساڭ، ئۇنى بىزگە كۆرسەتكىن» دېدى
Japonca:
(フィルアウンは) 言った。「もしあなたが印を(強?)し,あなたの言葉が真実なら,初めにそれ(証)を現わせ。」
Arapça (Ürdün):
«قال» فرعون له «إن كنت جئت بآية» على دعواك «فأت بها إن كنت من الصادقين» فيها.
Hintçe:
तो तू बनी ईसराइल को मेरे हमराह करे दे फिरऔन कहने लगा अगर तुम सच्चे हो और वाक़ई कोई मौजिज़ा लेकर आए हो तो उसे दिखाओ
Tayca:
“เขา กล่าวว่า หากท่านได้นำหลักฐานใด ๆ มาก็จงนำมันมาเถิด หากท่านอยู่ในหมู่ผู้พูดจริง”
İbranice:
אמר (פרעה,) אם הבאת אות, הצג אותו, אם באמת אתה אכן מהצודקים
Hırvatça:
"Ako si donio kakav dokaz", reče, "pokaži ga, ako si od onih koji istinu govore."
Rumence:
Faraon spuse: “Dacă tu ai adus vreun semn, arată-l, de spui adevărul”
Transliteration:
Qala in kunta jita biayatin fati biha in kunta mina alssadiqeena
Türkçe:
Firavun dedi: "Bir mucize getirdinse, doğru sözlülerden isen onu ortaya çıkar!"
Sahih International:
[Pharaoh] said, "If you have come with a sign, then bring it forth, if you should be of the truthful."
İngilizce:
(Pharaoh) said: "If indeed thou hast come with a Sign, show it forth,- if thou tellest the truth."
Azerbaycanca:
(Fir’on Musaya) dedi: “Əgər mö’cüzə ilə gəlmisənsə və doğru deyirsənsə, onu gətir göstər!”
Süleyman Ateş:
(Fir'avn) dedi. "Eğer bir ayet (mu'cize) getirmiş isen, hakikaten doğru söylüyorsan göster onu bakalım!"
Diyanet Vakfı:
(Firavun) dedi ki: Eğer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan onu göster bakalım.
Erhan Aktaş:
Firavun: “Eğer gerçekten bir âyet(1) getirdiysen ve doğru söyleyenlerdensen onu göster bakalım.” dedi.
Kral Fahd:
(Firavun) dedi ki: Eğer bir mucize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan onu göster bakalım.
Hasan Basri Çantay:
(Fir´avn şöyle) dedi: «Eğer sen bir âyet (mu´cize) getirdiysen göster onu, eğer sadıklardan isen».
Muhammed Esed:
(Firavun): "Bir işaret, bir alamet getirdiysen, göster bakalım; tabi,doğru sözlü biriysen!" dedi.
Gültekin Onan:
(Firavun) dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Firavun, Mûsa’ya şöyle) dedi: “- Eğer sen mû’cize getirdiysen ve sadık kimselerden isen onu (getir) göster.”
Portekizce:
Respondeu-lhe: Se de fato trazes um sinal, mostra-no-lo, se estiveres certo.
İsveççe:
[Farao] sade: "Om du har kommit med ett tecken, låt oss då se det - om du är en av dem som håller sig till sanningen."
Farsça:
[فرعون] گفت: اگر [در ادعای پیامبری] از راستگویانی چنانچه معجزه ای آورده ای آن را ارائه کن.
Kürtçe:
(فیرعەون) ووتی: ئەگەر بەڵگە و موعجیزە یەکت ھێناوە (ئەی موسی) ئەوە نیشانی بدە ئەگەر تۆ لە ڕاست بێژانی
Özbekçe:
У: «Агар оят-мўъжиза келтирган бўлсанг, ростгўйлардан бўлсанг, келтир уни», деди.
Malayca:
Firaun menjawab: "Kalau betul engkau datang dengan membawa sesuatu mukjizat maka bawalah dia (supaya aku melihatnya), jika betul engkau dari orang-orang yang benar".
Arnavutça:
(Faraoni) tha: “Nëse ke sjellë ndonjë argument, tregoje, nëse je nga ata që e thonë të vërtetën”.
Bulgarca:
Каза [Фараонът]: “Щом си донесъл знамение, представи го, ако говориш истината!”
Sırpça:
„Ако си донео какав доказ“, рече, „покажи га, ако си од оних који истину говоре.“
Çekçe:
Faraón řekl: ', Jestliže jsi se znamením přišel, pak je předveď, patříš-li mezi pravdomluvné!'
Urduca:
فرعون نے کہا "اگر تو کوئی نشانی لایا ہے اور اپنے دعوے میں سچا ہے تو اسے پیش کر"
Tacikçe:
Гуфт: «Агар рост мегӯӣ ва мӯъҷизае ба ҳамроҳ дорӣ, онро биёвар».
Tatarca:
Фиргаун әйтте: "Әгәр могҗиза китергән булсаң, ул могҗизаны хәзер күрсәт, күрик, әгәр мин пәйгамбәр дигән сүзендә дөрес булсаң", – дип.
Endonezyaca:
Fir'aun menjawab: "Jika benar kamu membawa sesuatu bukti, maka datangkanlah bukti itu jika (betul) kamu termasuk orang-orang yang benar".
Amharca:
(ፈርዖንም «በተዓምር የመጣህ እንደኾንክ ከውነተኞቹ ከኾንክ እርሷን አምጣት» አለው፡፡
Tamilce:
(ஃபிர்அவ்ன்) கூறினான்: “நீர் ஓர் அத்தாட்சியைக் கொண்டு வந்திருந்தால், நீர் உண்மையாளர்களில் இருந்தால் (எங்களிடம்) அதைக் கொண்டு வாரீர்!”
Korece:
파라오가 대답하길 그대 가 진실이라면 가져온 예증을 보 이라 하더라
Vietnamca:
(Pha-ra-ông) bảo: “Nếu Ngươi mang đến một dấu hiệu lạ thì Ngươi hãy trưng bày nó ra xem nếu Ngươi nói thật!”
Ayet Linkleri: