Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

69

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

5345

Sayfa No: 

567

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ

Çeviriyazı: 

fî cennetin `âliyeh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yüksek bir cennettedir.

Diyanet İşleri: 

Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yüce cennettedir.

Şaban Piriş: 

Yüksek bir cennette.

Edip Yüksel: 

Yüksek bir cennette (bahçede),

Ali Bulaç: 

Yüksek bir cennette.

Suat Yıldırım: 

Çok güzel ve pek kıymetli cennet bahçelerindedir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Bir yüksek cennet içindedir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yüksek bir bahçe içindedir.

Bekir Sadak: 

69:25

İbni Kesir: 

Yüksek bir cennette,

Adem Uğur: 

Yüce bir cennette,

İskender Ali Mihr: 

Onlar yüksek bir cennettedirler.

Celal Yıldırım: 

Yüksekçe bir Cennet´tedir.

Tefhim ul Kuran: 

Yüksek bir cennette.

Fransızca: 

dans un Jardin haut placé

İspanyolca: 

en un Jardín elevado,

İtalyanca: 

in un Giardino elevato,

Almanca: 

in einer hohen Dschanna,

Çince: 

在崇高的乐园里,

Hollandaca: 

In een verheven tuin.

Rusça: 

в вышнем саду,

Somalice: 

Wuxuuna geli «Janno» sarreeysa.

Swahilice: 

Katika Bustani ya juu,

Uygurca: 

ئېسىل جەننەتتە بولىدۇ

Japonca: 

高い(丘の)園の中で,

Arapça (Ürdün): 

«في جنة عالية».

Hintçe: 

बड़े आलीशान बाग़ में

Tayca: 

ในสวนสวรรค์อันสูงส่ง

İbranice: 

בגן העליון

Hırvatça: 

u Džennetu visokom,

Rumence: 

într-o Grădină prea-înaltă,

Transliteration: 

Fee jannatin AAaliyatin

Türkçe: 

Yüksek bir bahçe içindedir.

Sahih International: 

In an elevated garden,

İngilizce: 

In a Garden on high,

Azerbaycanca: 

Yüksək bir Cənətdə olacaqdır.

Süleyman Ateş: 

Yüksek bir bahçede.

Diyanet Vakfı: 

Yüce bir cennette,

Erhan Aktaş: 

Mükemmel bir bahçede;

Kral Fahd: 

Artık yüce bir cennette

Hasan Basri Çantay: 

yüksek bir cennetde.

Muhammed Esed: 

yüce bir cennette,

Gültekin Onan: 

Yüksek bir cennette.

Ali Fikri Yavuz: 

Yüksek bir cennettedir.

Portekizce: 

Em um jardim sublime,

İsveççe: 

i ett himmelskt paradis,

Farsça: 

در بهشتی برین

Kürtçe: 

لە بەھەشتێکی بەرزدا

Özbekçe: 

Олий жаннатдадир.

Malayca: 

Di dalam Syurga yang tinggi (darjatnya), -

Arnavutça: 

në një kopsht të mrekullueshëm,

Bulgarca: 

сред въздигната Градина.

Sırpça: 

у узвишеном Рају,

Çekçe: 

v zahradě vznešené,

Urduca: 

عالی مقام جنت میں

Tacikçe: 

дар биҳиште олӣ,

Tatarca: 

Бөек дәрәҗәле җәннәттә.

Endonezyaca: 

dalam surga yang tinggi,

Amharca: 

በከፍተኛይቱ ገነት ውስጥ፡፡

Tamilce: 

உயர்ந்த சொர்க்கத்தில் இருப்பார்.

Korece: 

높은 천국에 있노라

Vietnamca: 

Trong một Ngôi Vườn Thiên Đàng trên cao.