Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

69

Sûredeki Ayet No: 

11

Ayet No: 

5334

Sayfa No: 

567

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاءُ حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ

Çeviriyazı: 

innâ lemmâ ṭaga-lmâü ḥamelnâküm fi-lcâriyeh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide biz taşıdık.

Diyanet İşleri: 

Su taştığı vakit, size bir ibret olmak üzere, anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki akıp giden gemide taşıdık sizi sular köpürüp coşunca.

Şaban Piriş: 

Sular taştığı zaman sizi gemide biz taşıdık.

Edip Yüksel: 

Su taşınca sizi akıp giden (sal) üzerinde taşımıştık.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide Biz sizi taşıdık;

Suat Yıldırım: 

Unutmayın ki Nûh zamanında, sular taştığı vakit, sizi (varlığınıza vesile olan atalarınızı) emniyetli gemide Biz taşımıştık! Onu sizin için hem bir ibret vesilesi kılalım, hem de can kulağı ile dinleyip ders alanlar iyice bellesinler diye böyle yapmıştık. [36,41-42; 43,12-14; 16,14; 35,12]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(11-12) Şüphe yok ki, su taştığı zaman sizi o akan gemiye Biz yükledik. Onu (o necâtı) sizin için bir ibret kılmamız için ve hıfzeden kulakların onu anlamaları için (öyle yaptık).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Su azıp köpürdüğünde, biz sizi o akıp gidende taşıdık,

Bekir Sadak: 

Melekler onun cevresindedirler

İbni Kesir: 

Gerçekten su bastığı zaman sizi

Adem Uğur: 

Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki (tufanda) su taştığı zaman, sizi (akıp giden) gemide Biz taşıdık.

Celal Yıldırım: 

(11-12) Doğrusu biz, su iyice kabarıp taştığında size ibret ve öğüt kılmamız için ve anlayabilen kulaklar anlasın diye sizi yüzüp giden gemide taşıdık.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide biz sizi taşıdık:

Fransızca: 

C'est Nous qui, quand l'eau déborda , vous avons chargés sur l'Arche

İspanyolca: 

Cuando las aguas lo inundaron todo, os llevamos en la embarcación,

İtalyanca: 

Quando l'acqua dilagò vi caricammo sull'Arca,

Almanca: 

Gewiß, als das Wasser überflutete, trugen WIR euch in der Schwimmenden,

Çince: 

当大水泛滥的时候,我让你们乘船,

Hollandaca: 

Toen het water van den zondvloed steeg, bewaarden wij u in de drijvende ark,

Rusça: 

Когда вода стала разливаться, Мы повезли вас в плавучем ковчеге,

Somalice: 

Markay Biyihii xad dhaafeen (Waqtigii Nabi Nuux) waxaan idinku xambaarnay (Awoow yaalkiin) Doontii.

Swahilice: 

Maji yalipo furika Sisi tulikupandisheni katika safina,

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، (نۇھنىڭ زامانىدا) چوڭ سۇ يامراپ كەتكەن چاغدا، سىلەرنى (يەنى ئەجدادىڭلارنى) بىز كېمىگە سالدۇق، سىلەرگە ئۇنى ئىبرەت قىلىش ئۈچۈن، تۇتۇۋالىدىغان قۇلاقلارنىڭ ئۇنى تۇتۇۋېلىشى ئۈچۈن (بىز شۇنداق قىلدۇق)

Japonca: 

大水のとき,われが方舟であなたがたを連んだのは,

Arapça (Ürdün): 

«إنا لما طغا الماء» علا فوق كل شيء من الجبال وغيرها زمن الطوفان «حملناكم» يعني آباءكم إذ أنتم في أصلابهم «في الجارية» السفينة التي عملها نوح ونجا هو ومن كان معه فيها وغرق الاخرون.

Hintçe: 

जब पानी चढ़ने लगा तो हमने तुमको कशती पर सवार किया

Tayca: 

เมื่อน้ำท่วมสูงขึ้น แท้จริงเราได้บรรทุกพวกเจ้าไว้ในเรือของนูหฺ

İbranice: 

כאשר העולם הוצף במים, השטנו אתכם בתיבה הבטוחה

Hırvatça: 

Mi smo vas, kad je voda preplavila sve, u lađi nosili,

Rumence: 

Când apele s-au revărsat, v-am luat în arcă,

Transliteration: 

Inna lamma tagha almao hamalnakum fee aljariyati

Türkçe: 

Su azıp köpürdüğünde, biz sizi o akıp gidende taşıdık,

Sahih International: 

Indeed, when the water overflowed, We carried your ancestors in the sailing ship

İngilizce: 

We, when the water (of Noah's Flood) overflowed beyond its limits, carried you (mankind), in the floating (Ark),

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, hər tərəfi su basdığı zaman (Nuhun tufanı qopduqda) sizi gəmiyə Biz daşıdıq.

Süleyman Ateş: 

Su(lar) kabarınca biz sizi, akıp giden(gemi)de taşıdık.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;

Erhan Aktaş: 

Suyun taştığı günde, sizi o akıp gidende Biz taşıdık.

Kral Fahd: 

Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;

Hasan Basri Çantay: 

Hakıykat, (her yanı) su basdığı (mu´tâd haddini aşdığı) zaman sizi gemide biz taşıdık.

Muhammed Esed: 

(Ve) bakın: (Nuh tufanının) suları bütün bentleri aşıp patladığında sizi o gemi ile Biz (güvenli bölgelere) taşıdık,

Gültekin Onan: 

Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide biz sizi taşıdık.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten biz, (Nûh zamanında) su taştığı vakit, sizi (varlığınıza sebep olan atalarınızı) gemide biz taşıdık

Portekizce: 

Em verdade, quando as águas transbordaram, levamo-vos na arca.

İsveççe: 

När vattenmassorna sprängde alla hinder lät Vi arken bära er.

Farsça: 

هنگامی که آب طغیان کرد، ما شما را در کشتی سوار کردیم،

Kürtçe: 

بەڕاستی ئێمە کاتێك کە ئاو(ی تۆفان) سەرکەوت (باپیرەکانی) ئێوەمان ھەڵگرت لە کەشتیدا ئەی بێ بڕوایانی مەککە

Özbekçe: 

Албатта, Биз сув туғёнга келган пайтда сизларни кемада кўтарганмиз.

Malayca: 

Sesungguhnya Kami, - ketika air (banjir) melampaui hadnya (serta menenggelamkan gunung-ganang), - telah mengangkut (serta menyelamatkan nenek moyang) kamu ke dalam bahtera Nabi Nuh (yang bergerak laju pelayarannya).

Arnavutça: 

Ne, kur vërshoi uji i madh, ju ngarkuam juve në anije,

Bulgarca: 

Когато водата преля, Ние ви понесохме в плаващия Ковчег,

Sırpça: 

Ми смо вас, кад је вода све преплавила, носили у лађи,

Çekçe: 

A když se vodstva rozlila, na plující archu jsme vás přenesli,

Urduca: 

جب پانی کا طوفان حد سے گزر گیا تو ہم نے تم کو کشتی میں سوار کر دیا تھا

Tacikçe: 

Чун об туғён кард, шуморо ба киштӣ савор кардем,

Tatarca: 

Тәхкыйк Без Нух пәйгамбәр вакытында туфан суы чыккан чакта сезнең аталарыгызны йөкләдек су өстендә йөрүче көймәгә.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya Kami, tatkala air telah naik (sampai ke gunung) Kami bawa (nenek moyang) kamu, ke dalam bahtera,

Amharca: 

እኛ ውሃው ባየለ ጊዜ በተንሻላይቱ ታንኳ ውስጥ ጫንናችሁ፡፡

Tamilce: 

தண்ணீர் மிக அதிகமானபோது நிச்சயமாக நாம் உங்க(ள் முன்னோர்களான நூஹுடன் நம்பிக்கை கொண்டவர்க)ளை கப்பலில் ஏற்றினோம்.

Korece: 

물이 넘쳤을 때 하나님은 너희를 방주에 태워 보냈노라

Vietnamca: 

Thật vậy, khi nước dâng lên quá mức, TA đã chuyên chở (tổ phụ - Nuh) của các ngươi trôi nổi (trên con tàu).