Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

68

Sûredeki Ayet No: 

30

Ayet No: 

5301

Sayfa No: 

565

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ

Çeviriyazı: 

feaḳbele ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍiy yetelâvemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.

Diyanet İşleri: 

Birbirlerini yermeye başladılar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir birlerine dönerek birbirlerini kınamaya başladılar.

Şaban Piriş: 

Başladılar birbirlerini kınamaya.

Edip Yüksel: 

Ve hemen birbirlerini suçlamaya başladılar.

Ali Bulaç: 

Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

Suat Yıldırım: 

Bunun üzerine “Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!” deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

68:29

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.

Bekir Sadak: 

Ne oluyorsunuz? Ne bicim hukmediyorsunuz?

İbni Kesir: 

Şimdi birbirlerini yermeye başladılar.

Adem Uğur: 

Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine birbirlerine, kınayarak karşılık verdiler.

Celal Yıldırım: 

Sonra birbirlerine dönüp kendilerini kınamaya başladılar.

Tefhim ul Kuran: 

Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamağa başladılar:

Fransızca: 

Puis ils s'adressèrent les uns aux autres, se faisant des reproches.

İspanyolca: 

Y pusiéronse a recriminarse.

İtalyanca: 

Si volsero poi gli uni agli altri, biasimandosi a vicenda.

Almanca: 

Dann wandten sich die einen von ihnen den anderen zu, sie machten sich gegenseitig Vorwürfe,

Çince: 

於是他们大家走向前来,互相责备起来。

Hollandaca: 

En zij begonnen elkander te laken.

Rusça: 

Они стали попрекать друг друга

Somalice: 

Markaasaa qaarba qaar ku jeedsaday iyagoo is dagaali.

Swahilice: 

Basi wakakabiliana kulaumiana wao kwa wao.

Uygurca: 

شۇنىڭ بىلەن ئۇلار بىر - بىرگە قارىشىپ ئۆز ئارا مالامەت قىلىشتى

Japonca: 

そこでかれらは,互いに責め合い始めた。

Arapça (Ürdün): 

«فأقبل بعضهم على بعض يتلاومون».

Hintçe: 

फिर लगे एक दूसरे के मुँह दर मुँह मलामत करने

Tayca: 

แล้วบางคนในหมู่พวกเขาก็หันไปต่อว่าซึ่งกันแล้วกัน

İbranice: 

לאחר מכן, הם הטיחו האשמות זה בזה

Hırvatça: 

I onda počeše jedni druge koriti.

Rumence: 

Şi ei se întoarseră atunci unii către alţii dojenindu-se.

Transliteration: 

Faaqbala baAAduhum AAala baAAdin yatalawamoona

Türkçe: 

Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.

Sahih International: 

Then they approached one another, blaming each other.

İngilizce: 

Then they turned, one against another, in reproach.

Azerbaycanca: 

Onlar bir-birini danlamağa başladılar.

Süleyman Ateş: 

Dönüp birbirlerini kınamağa başladılar:

Diyanet Vakfı: 

Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

Erhan Aktaş: 

Ardından birbirlerini suçlamaya başladılar.

Kral Fahd: 

Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

Hasan Basri Çantay: 

Şimdi kabahati birbirlerine yüklemiye başladı (lar).

Muhammed Esed: 

ve sonra dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar.

Gültekin Onan: 

Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra da döndüler, birbirlerine kabahat yüklemeye başladılar:

Portekizce: 

E começaram a reprovar-se mutuamente.

İsveççe: 

Och de överföll varandra med förebråelser.

Farsça: 

پس به یکدیگر رو کرده به سرزنش و ملامت هم پرداختند.

Kürtçe: 

ئەمجا ڕوویان کردە یەکتریی بەسەرزەنشت کردنەوە

Özbekçe: 

Бас, баъзилари баъзиларни маломат қила бошладилар.

Malayca: 

Kemudian setengahnya mengadap yang lain, sambil cela-mencela.

Arnavutça: 

Dhe, atëherë filluan ta qortojnë njëri-tjetrin.

Bulgarca: 

И започнаха взаимно да се укоряват.

Sırpça: 

И онда почеше да критикују једни друге.

Çekçe: 

A vzájemně si výčitky činili

Urduca: 

پھر اُن میں سے ہر ایک دوسرے کو ملامت کرنے لگا

Tacikçe: 

Пас забон ба маломати якдигар кушуданд.

Tatarca: 

Һәм бер-берсенә каршы килеп шелтәләшә башладылар

Endonezyaca: 

Lalu sebahagian mereka menghadapi sebahagian yang lain seraya cela mencela.

Amharca: 

የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்களுக்குள் பழித்தவர்களாக அவர்களில் சிலர் சிலரை முன்னோக்கினர்.

Korece: 

그때 그들은 서로가 서로를 비난하며

Vietnamca: 

Sau đó, họ quay sang trách móc và đổ lỗi cho nhau.