Arapça:
زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَن لَّن يُبْعَثُوا ۚ قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ ۚ وَذَٰلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ
Çeviriyazı:
za`ame-lleẕîne keferû el ley yüb`aŝû. ḳul belâ verabbî letüb`aŝünne ŝümme letünebbeünne bimâ `amiltüm. veẕâlike `ale-llâhi yesîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnkâr edenler, katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Hayır! Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır".
Diyanet İşleri:
İnkar edenler, tekrar dirilmeyeceklerini ileri sürerler. De ki: "Evet; Rabbime and olsun ki, şüphesiz diriltileceksiniz ve sonra, yaptıklarınız size bildirilecektir. Bu, Allah'a kolaydır."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kafir olanlar, sanırlar ki öldükten sonra dirilmeyecekler kesin olarak; de ki: Evet ve Rabbime andolsun ki elbette dirileceksiniz, sonra da ne yaptıysanız size haber verilecek ve bu, Allah'a pek kolaydır.
Şaban Piriş:
Kâfirler, tekrar dirilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki, tekrar diriltileceksiniz. Sonra da yaptıklarınız size haber verilecek. Bu, Allah’a çok kolaydır.
Edip Yüksel:
İnkarcılar, diriltilmeyeceklerini ileri sürerler. De ki, "Evet, Rabbime andolsun diriltileceksiniz ve sonra yaptıklarınız size bildirilecektir. Bu, ALLAH'a kolaydır.
Ali Bulaç:
İnkar edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: "Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah'a göre oldukça kolaydır."
Suat Yıldırım:
Kâfirler öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “Hayır! Rabbim hakkı için, elbette diriltileceksiniz, yaptıklarınız size tek tek bildirilecek (ve karşılığı verilecektir). Bu, Allah'a göre pek kolaydır.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kâfir olanlar zû´m ettiler ki, öldükten sonra asla diriltilmeyeceklerdir. De ki: «Hayır ve Rabbime andolsun ki elbette diriltileceksiniz. Sonra da yapmış olduğunuz şeyler elbette size haber verilecektir. Ve bu ise Allah´a göre pek kolaydır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Küfre sapanlar asla diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki, sandığınız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır."
Bekir Sadak:
Allah vardir, O´ndan baska tanri yoktur. Inananlar yalniz Allah ´a guvensinler.
İbni Kesir:
Küfredenler
Adem Uğur:
İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah´a göre kolaydır.
İskender Ali Mihr:
İnkâr edenler, asla beas edilmeyecekleri (tekrar diriltilmeyecekleri) zannında bulundular. De ki: “Hayır, Rabbime andolsun! Elbette beas edileceksiniz. Sonra yaptığınız amelleriniz mutlaka size haber verilecek.” Ve bu, Allah için kolaydır.
Celal Yıldırım:
İnkâra sapanlar, öldükten sonra bir daha diriltilmiyeceklerini iddia ettiler. .De ki: Hayır, Rabbim hakkı için elbette diriltilip kaldırılacaksınız
Tefhim ul Kuran:
Küfre sapmış bulunanlar, kendilerinin kesin olarak diriltmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: «Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz, sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah´a göre oldukça kolaydır.
Fransızca:
Ceux qui ont mécru prétendent qu'ils ne seront point ressuscités. Dis : "Mais si ! Par mon Seigneur ! Vous serez très certainement ressuscités; puis vous serez certes informés de ce que vous faisiez. Et cela est facile pour Allah".
İspanyolca:
Los infieles pretenden que no van a ser resucitados. Di: «¡Claro que sí, por mi Señor!, que habéis de ser resucitados y, luego, habéis de ser informados de lo que hicisteis. Es cosa fácil para Alá».
İtalyanca:
Coloro che non credono affermano che non saranno affatto resuscitati. Di': «Invece sì, per il mio Signore: sarete resuscitati, quindi sarete informati di quel che avrete fatto. Ciò è facile per Allah».
Almanca:
Diejenigen, die Kufr betrieben haben, behaupteten, daß sie nicht erweckt werden. Sag : "Doch, mit Sicherheit, bei meinem HERRN! Ihr werdet doch erweckt, dann wird euch zweifelsohne Mitteilung gemacht über das, was ihr getan habt. Und dies ist für ALLAH etwas Leichtes."
Çince:
不信道的人们,妄言他们绝不复活,你说:不然!以我的主盟誓,你们必定复活,然後你们必定获得关於你们的行为的报告,这对於真主是容易的。
Hollandaca:
De ongeloovigen verbeelden zich, dat zij niet zullen worden opgewekt. Zeg: Ja, bij mijn Heer, gij zult zekerlijk worden opgewekt, dan zal u verhaald worden, wat gij zult hebben verricht, en dit is voor God gemakkelijk.
Rusça:
Неверующие полагают, что они не будут воскрешены. Скажи: "Напротив, клянусь моим Господом, вы непременно будете воскрешены, а затем вам непременно сообщат о том, что вы совершили. Это для Аллаха легко".
Somalice:
Waxay sheegeen kuwii gaaloobay inaan la soo bixinaynin, waxaad dhahdaa saas ma aha, Eebaa wuxuu ku dhaartay in la idin soo bixin laydinkana warrami waxaad camal fasheen, taasina waa u fududahay Eebe.
Swahilice:
Walio kufuru wanadai kuwa hawatafufuliwa. Sema: Kwani? Naapa kwa Mola wangu Mlezi! Hapana shaka mtafufuliwa, na kisha hapana shaka mtaambiwa mliyo yatenda. Na hayo ni mepesi kwa Mwenyezi Mungu.
Uygurca:
كاپىرلار ھەرگىز تىرىلدۈرۈلمەيمىز دەپ گۇمان قىلىشتى، ئېيتقىنكى: «ھەرگىز ئۇنداق ئەمەس، پەرۋەردىگارىم بىلەن قەسەمكى، سىلەر چوقۇم تىرىلدۈرىسىلەر، ئاندىن سىلەرگە قىلمىشىڭلاردىن خەۋەر بېرىلىدۇ، بۇ اﷲ قا ئاساندۇر»
Japonca:
不信心な者は,甦りなどはないと主張する。言ってやるがいい。「そうではない。主に誓っていう。あなたがたは必ず甦るのである。それからあなたがたの行なったことが,必ず告げ知らされる。それはアッラーにおいては容易なことである。
Arapça (Ürdün):
«زعم الذين كفروا أن» مخففة واسمها محذوف، أي أنهم «لن يبعثوا قل بلى وربي لتبعثن ثم لتنبؤن بما عملتم وذلك على الله يسير».
Hintçe:
काफ़िरों का ख्याल ये है कि ये लोग दोबारा न उठाए जाएँगे (ऐ रसूल) तुम कह दो वहाँ अपने परवरदिगार की क़सम तुम ज़रूर उठाए जाओगे फिर जो जो काम तुम करते रहे वह तुम्हें बता देगा और ये तो ख़ुदा पर आसान है
Tayca:
บรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธากล่าวอ้างว่าพวกเขาจะไม่ถูกให้ฟื้นคืนชีพขึ้นมาอีกจงกล่าวเถิดมุฮัมมัดหาเป็นเช่นนั้นไม่ !ขอสาบานต่อพระเจ้าของข้าพระองค์ พวกท่านจะถูกให้ฟื้นคืนชีพขึ้นมาอีกอย่างแน่นอน แล้วพวกท่านจะได้รับแจ้งตามที่พวกท่านได้ประกอบกรรมไว้ และนั่นเป็นการง่ายดายสำหรับอัลลอฮฺ
İbranice:
סברו לחינם אלה אשר כפרו, כי הם לעולם לא יוקמו לתחייה. אמור (להם:) אכן כן, אני נשבע באלוהים! אתם ודאי תקומו לתחייה ואז יודיעו לכם את כל אשר עשיתם, וזה כה קל עבור אלוהים
Hırvatça:
Nevjernici misle da neće biti oživljeni. Reci: "Hoćete, Gospodara mi moga, sigurno ćete biti oživljeni, pa ćete o onom što ste radili, doista, biti obaviješteni!", a to je Allahu lahko.
Rumence:
Tăgăduitorii îşi închipuie că nu vor fi sculaţi. Spune: “Ba nu! Pe Domnul meu, voi veţi fi sculaţi, iar apoi El vă va da ştire despre ceea ce aţi făcut. Aceasta Îi este lesne lui Dumnezeu!”
Transliteration:
ZaAAama allatheena kafaroo an lan yubAAathoo qul bala warabbee latubAAathunna thumma latunabbaonna bima AAamiltum wathalika AAala Allahi yaseerun
Türkçe:
Küfre sapanlar asla diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki, sandığınız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır."
Sahih International:
Those who disbelieve have claimed that they will never be resurrected. Say, "Yes, by my Lord, you will surely be resurrected; then you will surely be informed of what you did. And that, for Allah, is easy."
İngilizce:
The Unbelievers think that they will not be raised up (for Judgment). Say: "Yea, By my Lord, Ye shall surely be raised up: then shall ye be told (the truth) of all that ye did. And that is easy for Allah."
Azerbaycanca:
Kafir olanlar (öldükdən sonra) əsla dirildilməyəcəklərini iddia edirlər. (Ya Peyğəmbər!) De: “Bəli, Rəbbimə and olsun ki, siz mütləq dirildiləcəksiniz. Sonra da (dünyada) etdiyiniz əməllər sizə (bir-bir) xəbər veriləcəkdir. Bu, Allah üçün çox asandır!
Süleyman Ateş:
İnkar edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Hayır, Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır.
Diyanet Vakfı:
İnkar edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır.
Erhan Aktaş:
Kâfirler kesinlikle tekrar diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “Rabb’ime ant olsun ki kesinlikle diriltileceksiniz. Sonra yaptıklarınızın tamamı size haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır.
Kral Fahd:
İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah’a göre kolaydır.
Hasan Basri Çantay:
O küfredenler de öldükden sonra kat´iyyen diriltilmeyeceklerini (bir hakıykat gibi cahilane) iddia etdi (ler). De ki: «Hayır (öyle değil), Rabbime andolsun ki siz mutlakaa diriltileceksiniz. Sonra da yapdığınız şeyler behemehal size haber verilecekdir. Bu da Allaha göre kolaydır».
Muhammed Esed:
Hakikati inkara şartlanmış olanlar, tekrar diriltilmeyeceklerini iddia ediyorlar! De ki: "Evet, Rabbime andolsun! Siz kesinlikle diriltileceksiniz ve o zaman, (hayatta iken) yaptıklarınız size mutlaka gösterilecektir! Bu, Allah için kolay bir şeydir!"
Gültekin Onan:
Küfredenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Kâfir olanlar, asla öldükten sonra diriltilmiyeceklerini zannedib iddia ettiler. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Hayır, (zannettiğiniz gibi değil) Rabbim hakkı için muhakkak diriltileceksiniz. Sonra da (hesaba çekilerek) muhakkak yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu ise, Allah’a göre kolaydır.
Portekizce:
Os incrédulos crêem que jamais serão ressuscitados. Dize-lhes: Sim, por meu Senhor que, sem dúvida, sereisressuscitados; logo sereis inteirados de tudo quanto tiverdes feito, porque isso é fácil para Deus.
İsveççe:
De som förnekar sanningen påstår att de inte skall uppväckas från de döda. Säg: "Vid min Herre och Gud! Helt visst skall ni återuppväckas och då skall ni få veta vad era handlingar [var värda]. Detta är lätt för Gud."
Farsça:
کافران پنداشتند [که پس از مرگ] هرگز برانگیخته نخواهند شد. بگو: آری سوگند به پروردگارم مسلماً برانگیخته خواهید شد، سپس شما را به آنچه انجام داده اید، خبر خواهند داد، و این بر خدا آسان است.
Kürtçe:
بێ باوەڕان وایان دەزانی کە (لە ڕۆژی دواییدا) زیندوو ناکرێنەوە (ئەی موحەممەد ﷺ) پێیان بڵێ: بەڵێ سوێند بە پەروەردگارم بێگومان زیندوو دەکرێنەوە دڵنیابن پاشان ھەواڵتان پێ دەدرێت بەوەی کە کردووتانە وە ئەمە بۆ خوا (زۆر) ئاسانە
Özbekçe:
Кофирлар ҳеч қайта тирилмасликларини даъво қилдилар. Сен: «Ундоқ эмас, Роббим билан қасамки, албатта қайта тирилтирилурсизлар, сўнгра қилган ишларингиздан хабардор қилинурсизлар. Бу иш Аллоҳ учун осондир», деб айт.
Malayca:
(Di antara sebab-sebab kufur) orang-orang yang kafir (ialah kerana mereka) mengatakan bahawa mereka tidak sekali-kali akan di bangkitkan (sesudah mati). Katakanlah: "Bahkan, demi Tuhanku, kamu akan dibangkitkan, kemudian kamu akan diberitahu tentang segala yang kamu telah kerjakan. Dan yang demikian itu adalah mudah bagi Allah melaksanakannya.
Arnavutça:
Mohuesit kujtojnë se kurrsesi nuk do të ngjallen; thuaju atyre: “Po, për Zotin tim, me siguri do të ngjalleni dhe pastaj do të informoheni se ç’keni punuar!” – E, kjo për Perëndinë, është lehtë.
Bulgarca:
Неверниците твърдят, че не ще бъдат възкресени. Кажи: “Не, кълна се в моя Господ, ще бъдете възкресени, после ще бъдете известени за вашите дела. За Аллах това е лесно.”
Sırpça:
Неверници мисле да неће да буду оживљени. Реци: “Хоћете, Господара ми мога, сигурно ћете да будете оживљени, па ћете о оном што сте радили, заиста, да будете обавештени!” А то је Аллаху лако.
Çekçe:
A domnívají se ti, kdož jsou nevěřící, že nebudou vzkříšeni: Rci: 'Ba naopak, při Pánu mém, budete vskutku vzkříšeni a potom budete poučeni o tom, co jste dělali. A to bude Bohu věcí velmi snadnou.'
Urduca:
منکرین نے بڑے دعوے سے کہا ہے کہ وہ مرنے کے بعد ہرگز دوبارہ نہ اٹھائے جائیں گے ان سے کہو "نہیں، میرے رب کی قسم تم ضرور اٹھائے جاؤ گے، پھر ضرور تمہیں بتایا جائے گا کہ تم نے (دنیا میں) کیا کچھ کیا ہے، اور ایسا کرنا اللہ کے لیے بہت آسان ہے"
Tacikçe:
Кофирон пиндоштанд, ки онҳоро зинда намекунанд. Бигӯ: «Оре, ба Парвардигорам савганд, ки шуморо зинда мекунанд, то ба корҳое, ки кардаед, огоҳ, созанд. Ва ин бар Худо осон аст».
Tatarca:
Кәферләр үзләренчә "үлгәннән соң терелү булмый" дигән сүзләрен дөресләп маташалар. Син аларга әйт: "Бәлки, әлбәттә, терелерсез, Раббымның исеме илә ант итеп әйтәмен, әлбәттә, терелеп каберләрегездән кубарылып чыгачаксыз, соңра кылган эшләрегездән үзегезгә хәбәр бирелмеш булырсыз. Бу эш Аллаһуга бик җиңелдер.
Endonezyaca:
Orang-orang yang kafir mengatakan bahwa mereka sekali-kali tidak akan dibangkitkan. Katakanlah: "Memang, demi Tuhanku, benar-benar kamu akan dibangkitkan, kemudian akan diberitakan kepadamu apa yang telah kamu kerjakan". Yang demikian itu adalah mudah bagi Allah.
Amharca:
እነዚያ የካዱትን በፍጹም የማይቀሰሱ መኾናቸውን አሰቡ፡፡ «አይደለም በጌታዬ እምላለሁ፡፡ በእርግጥ ትቀሰቀሳላችሁ፡፡ ከዚያም በሠራችሁት ሁሉ ትነገራላችሁ፡፡ ይህም በአላህ ላይ ቀላል ነው፡፡» በላቸው፡፡
Tamilce:
“அவர்கள் (மீண்டும் உயிர்கொடுத்து) அறவே எழுப்பப்பட மாட்டார்கள்” என்று நிராகரித்தவர்கள் பிதற்றுகிறார்கள். (நபியே!) நீர் கூறுவீராக! “ஏன் இல்லை! என் இறைவன் மீது சத்தியமாக நீங்கள் நிச்சயமாக எழுப்பப்படுவீர்கள். பிறகு, நீங்கள் செய்தவற்றை நிச்சயமாக நீங்கள் அறிவித்துக் கொடுக்கப்படுவீர்கள். அது அல்லாஹ்விற்கு மிக எளிதானதே!”
Korece:
믿음을 부정한 자들은 부활이없다고 주장하나 일러가로되 그렇지 아니하며 주님에 의하여 부활 되어 너희가 행한 모든것에 관해 질문을 받게 되니라 그렇게 함이 하나님께는 쉬운 일이라
Vietnamca:
Những kẻ vô đức tin tuyên bố rằng chúng sẽ không được dựng sống trở lại. Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói với chúng: “Không như các ngươi khẳng định, Ta thề bởi Thượng Đế của Ta, chắc chắc các ngươi sẽ được dựng sống trở lại. Rồi các ngươi sẽ được Ngài cho biết về những điều mà các ngươi đã làm. Và điều đó đối với Allah thật dễ dàng.”
Ayet Linkleri: