Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

89

Sûredeki Ayet No: 

12

Ayet No: 

6005

Sayfa No: 

593

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ

Çeviriyazı: 

feekŝerû fîhe-lfesâd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Oralarda çok bozgunculuk yapmışlardı.

Diyanet İşleri: 

Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken bozgunculuğu çoğalttılar oralarda.

Şaban Piriş: 

Oralarda fesadı çoğaltmışlardı.

Edip Yüksel: 

Oralarda kötülükleri yaygınlaştırmışlardı.

Ali Bulaç: 

Böylece oralarda fesadı yaygınlaştırmış-arttırmışlardı.'

Suat Yıldırım: 

Oralarda fesat ve bozgun çıkarıp, nizamı altüst ettiler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

89:11

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve oralarda bozgunu çoğaltmışlardı.

Bekir Sadak: 

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinize ozenmiyorsunuz.

İbni Kesir: 

Ve fesadı çoğaltmışlardı.

Adem Uğur: 

Oralarda kötülüğü çoğalttılar.

İskender Ali Mihr: 

Böylece orada fesadı çoğalttılar.

Celal Yıldırım: 

Oralarda fitne ve fesadı çoğalttıkça çoğalttılar.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece oralarda fesadı ´yaygınlaştırıp arttırmışlardı.´

Fransızca: 

et y avaient commis beaucoup de désordre.

İspanyolca: 

y que habían corrompido tanto en él?

İtalyanca: 

e seminarono la corruzione,

Almanca: 

dann darin das Verderben vermehrten,

Çince: 

乃多行不义,

Hollandaca: 

En het verderf op de aarde vermeerderden?

Rusça: 

и распространяли на ней много нечестия.

Somalice: 

12 Kuna badiyay dhexdiisa fassaadka.

Swahilice: 

Wakakithirisha humo ufisadi?

Uygurca: 

ئۇ يەرلەردە بۇزغۇنچىلىقنى كۆپ قىلدى

Japonca: 

その地に邪悪を増長させた。

Arapça (Ürdün): 

«فأكثروا فيها الفساد» القتل وغيره.

Hintçe: 

और उनमें बहुत से फ़साद फैला रखे थे

Tayca: 

แล้วก่อความเสียหายอย่างมากมายในหัวเมืองเหล่านั้น

İbranice: 

והפריזו במעשי שחיתות בהן

Hırvatça: 

i smutnje na njoj umnožili,

Rumence: 

şi o umplu de stricăciune?

Transliteration: 

Faaktharoo feeha alfasada

Türkçe: 

Ve oralarda bozgunu çoğaltmışlardı.

Sahih International: 

And increased therein the corruption.

İngilizce: 

And heaped therein mischief (on mischief).

Azerbaycanca: 

Oralarda çoxlu fitnə-fəsad törədirlər.

Süleyman Ateş: 

Oralarda çok kötülük etmişlerdi.

Diyanet Vakfı: 

Oralarda kötülüğü çoğalttılar.

Erhan Aktaş: 

Böylece oralarda bozgunculuğu çoğaltmışlardı.

Kral Fahd: 

Oralarda kötülüğü çoğalttılar.

Hasan Basri Çantay: 

O suretle ki oralarda fesadı çoğaltmışlardı.

Muhammed Esed: 

ve orada büyük bir yozlaşma ve çürümeye sebep oldular;

Gültekin Onan: 

Böylece oralarda fesadı yaygınlaştırmış, arttırmışlardı.

Ali Fikri Yavuz: 

Böylece oralarda fesadı çoğaltmışlardı.

Portekizce: 

E multiplicaram, nela, a corrupção,

İsveççe: 

och de störde ordningen och spred överallt sedefördärv,

Farsça: 

و در آنها فساد وتباه کاری فراوانی به بار آوردند؟

Kürtçe: 

وە زۆریان خراپە تێداکرد

Özbekçe: 

Улар у(ўлка)ларда бузғунчиликни кўпайтирдилар.

Malayca: 

Lalu mereka melakukan dengan banyaknya kerosakan dan bencana di negeri-negeri itu.

Arnavutça: 

dhe shtonin ngatërresat,

Bulgarca: 

и множаха в тях развалата?

Sırpça: 

и смутње на њој умножили,

Çekçe: 

a pohoršení v nich pak šířili?

Urduca: 

اور ان میں بہت فساد پھیلایا تھا

Tacikçe: 

ва дар онҳо бисёр фасод карданд.

Tatarca: 

Вә, фәсәд золым эшләрне күп эшләделәр.

Endonezyaca: 

lalu mereka berbuat banyak kerusakan dalam negeri itu,

Amharca: 

በእርሷም ውስጥ ጥፋትን ያበዙ በኾኑት (እንዴት እንደሠራ አታውቅምን?)

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் அவற்றில் விஷமத்தை (-மக்கள் மீது அநீதி செய்வதை) அதிகப்படுத்தினர்.

Korece: 

그곳에서 해악을 더해만 갔 으니

Vietnamca: 

Chúng đã làm nhiều tội lỗi trong xứ.