Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ۖ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ
Çeviriyazı:
elḥamdü lillâhi-lleẕî ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa vece`ale-żżulümâti vennûr. ŝümme-lleẕîne keferû birabbihim ya`dilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Böyleyken kâfirler hâlâ Rablerine başkalarını eşit sayıyorlar.
Diyanet İşleri:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı vareden Allah'a mahsustur. Öyle iken, inkar edenler Rablerine başkalarını eşit tutuyorlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hamd Allah'a ki gökleri ve yeryüzünü halketti, karanlıkları ve ışığı yarattı, sonra da kafir olanlar, taptıklarını Rableriyle denk tutarlar.
Şaban Piriş:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Yine de kâfirler Rab’lerine (ibadet etmede başkalarını) denk tutuyorlar.
Edip Yüksel:
Övgü, gökleri ve yeri yaratan, karanlığı ve ışığı vareden ALLAH'a yaraşır. Buna rağmen, inkarcılar Rab'lerini başkalarıyla denk tutuyor.
Ali Bulaç:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) kılan Allah'adır. (Bundan) Sonra bile, inkar edenler, Rablerine (birtakım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.
Suat Yıldırım:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'ın hakkıdır. Bir de kâfirler kalkmışlar, birtakım putları Rab’lerine eşit sayıyorlar!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Hamd o Allah Teâlâ´ya mahsustur ki, gökleri ve yeri yaratmış ve zulmetler ile nûru var etmiştir. Sonra kâfir olanlar, (bunları) Rablerine denk tutuyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hamd Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.
Bekir Sadak:
Gercek kendilerine gelince onu yalanladilar. Alaya aldiklari seyin haberleri kendilerine gelecektir.
İbni Kesir:
Hamd
Adem Uğur:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah´a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab´leri ile denk tutuyorlar.
İskender Ali Mihr:
Hamd semaları ve arzı yaratan, zulmeti ve nuru var eden Allah´a mahsustur. Sonra da kâfirler, Rab´lerine (başka şeyleri) eş (denk, adl) tutuyorlar.
Celal Yıldırım:
Hamd o Allah´a ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıkları ve aydınlığı düzenleyip var kılmıştır. Sonra da (Hakk´ı) inkâr edenler Rablarına, (yaptıkları putları, putlaştırdıkları kişileri) denk tutuyorlar.
Tefhim ul Kuran:
Hamd gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) kılan Allah´adır. (Bundan) Sonra bile küfre sapanları, Rablerine (birtakım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.
Fransızca:
Louange à Allah qui a créé les cieux et la terre, et établi les ténèbres et la lumière. Pourtant, les mécréants donnent des égaux à leur Seigneur.
İspanyolca:
¡Alabado sea Alá, Que creó los cielos y la tierra e instituyó las tinieblas y la luz! Aun así, los que no creen equiparan a otros a su Señor.
İtalyanca:
La lode [appartiene] ad Allah che ha creato i cieli e la terra e ha regolato le tenebre e la luce; eppure i miscredenti attribuiscono consimili al loro Signore!
Almanca:
Alhamdulillah: Alles Lob gebührt ALLAH, Der die Himmel und die Erde erschaffen und die Finsternis und das Licht gemacht hat. Dann (trotzdem) stellen diejenigen, die Kufr betrieben haben, ihrem HERRN etwas gleich.
Çince:
一切赞颂,全归真主!他创造天和地,造化重重黑暗和光明;不信道的人,却以物配主。
Hollandaca:
Geloofd zij God, die de hemelen en de aarde heeft geschapen, en de duisternis en het licht heeft ingesteld: desniettegenstaande plaatsen zij, die niet in den Heer gelooven, andere goden naast hem.
Rusça:
Хвала Аллаху, Который сотворил небеса и землю и установил мраки и свет. Но даже после этого те, которые не уверовали, приравнивают к своему Господу других.
Somalice:
Mahad Eebaa iska leh ahna kan Abuuray Samooyinka iyo Dhulka, Yeelayna Mugdiya iyo Nuurka, Kuwa Gallobayse Eebahood yey wax la simi (la Caabudi)
Swahilice:
Sifa njema zote ni za Mwenyezi Mungu aliye umba mbingu na ardhi, na akafanya giza na mwangaza. Tena baada ya haya walio kufuru wanawafanya wengine sawa na Mola wao Mlezi.
Uygurca:
جىمى ھەمدۇسانا ئاسمانلارنى ۋە زېمىننى ياراتقان، زۇلمەتلەرنى ۋە نۇرنى پەيدا قىلغان اﷲ قا خاستۇر! ئاندىن (يەنى مۇشۇنداق دەلىللەرنى كۆرۈپ تۇرۇپ) كاپىرلار پەرۋەردىگارىغا باشقىلارنى شېرىك كەلتۈرىدۇ
Japonca:
天と地を創造し,陪黒と光明を定められる,アッラーを讃える。だが信じない者は,かれらの主と(外のものを)同位に置く。
Arapça (Ürdün):
«الحمد» وهو الوصف الجميل ثابت «لله» وهل المراد الإعلام بذلك للإيمان به الثناء به أوهما احتمالات أفيدها الثالث قاله الشيخ في سورة الكهف «الذي خلق السماوات والأرض» خصهما بالذكر لأنهما أعظم المخلوقات للناظرين «وجعل» خلق «الظلمات والنور» أي كل ظلمة ونور وجمعها دونه لكثرة أسبابها، وهذا من دلائل وحدانيته «ثم الذين كفروا» مع قيام هذا الدليل «بربهم يعدلون» يسوون غيره في العبادة.
Hintçe:
सब तारीफ ख़ुदा ही को (सज़ावार) है जिसने वहुतेरे आसमान और ज़मीन को पैदा किया और उसमें मुख्तलिफ क़िस्मों की तारीकी रोशनी बनाई फिर (बावजूद उसके) कुफ्फार (औरों को) अपने परवरदिगार के बराबर करते हैं
Tayca:
การสรรเสริญทั้งหลายนั้นเป็นสิทธิของอัลลอฮ์ ผู้ทรงสร้างบรรดาชั้นฟ้าและแผ่นดินได้ทรงให้มีบรรดาความมืดและแสงสว่าง แต่แล้วบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธานั้น ก็ยังให้(สิ่งอื่น) เท่าเทียมกับพระเจ้าของเขาอยู่
İbranice:
השבח לאלוהים אשר ברא את השמים ואת הארץ, ועשה את החושך ואת האור, ואז אלה אשר כפרו (ייקחו לעצמם) המקנה שווים לריבונם
Hırvatça:
Sva hvala neka je Allahu Koji je nebesa i Zemlju stvorio i tmine i svjetlo dao, ali i pored toga oni koji ne vjeruju - druge sa Gospodarom svojim izjednačuju.
Rumence:
Laudă lui Dumnezeu, Cel ce a creat cerurile şi pământul şi a rânduit întunecimile şi lumina! Doar cei care îl tăgăduiesc pe Domnul lor, îi născocesc semeni.
Transliteration:
Alhamdu lillahi allathee khalaqa alssamawati waalarda wajaAAala alththulumati waalnnoora thumma allatheena kafaroo birabbihim yaAAdiloona
Türkçe:
Hamd Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.
Sahih International:
[All] praise is [due] to Allah, who created the heavens and the earth and made the darkness and the light. Then those who disbelieve equate [others] with their Lord.
İngilizce:
Praise be Allah, Who created the heavens and the earth, and made the darkness and the light. Yet those who reject Faith hold (others) as equal, with their Guardian-Lord.
Azerbaycanca:
Göyləri və yeri (yoxdan) xəlq edən, zülmətləri və nuru yaradan Allaha həmd (şükür və tə’rif) olsun! (Bu qüdrəti gördükdən) sonra kafir olanlar yenə (bütləri) öz Rəbbinə tay tuturlar.
Süleyman Ateş:
Hamdolsun o Allah'a ki, gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı var etti. Yine de inkarcılar, Rablerine eşler tutuyorlar.
Diyanet Vakfı:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca ayet ve delillerden) sonra kafir olanlar (hala putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar
Erhan Aktaş:
Hamd,(1) gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a özgüdür. Yine de Kâfirler(2) ilâhlarını(3) Rabb’leriyle denk tutuyorlar.
Kral Fahd:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) RabIeri ile denk tutuyorlar.
Hasan Basri Çantay:
Hamd olsun — O gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden — Allaha. Kâfir olanlar (bunca âyet ve delillerin zuhurundan) sonra (bunları veya bunlardan bir kısmını) haalâ Rableriyle denk tutuyorlar.
Muhammed Esed:
Her türlü övgü, gökleri ve yeri yaratan, derin karanlığı ve (parlak) aydınlığı var eden Allaha özgüdür: Ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, başka güçleri Rableri ile eş tutarlar!
Gültekin Onan:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve nuru kılan Tanrı´yadır. (Bundan) Sonra bile, küfredenler, rablerine (bir takım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.
Ali Fikri Yavuz:
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı yapan Allah’a mahsustur. Sonra da Rablerini tanımıyanlar, ona, putları denk tutuyorlar.
Portekizce:
Louvado seja Deus que criou os céus e a terra, e originou as travas e a luz. Não obstante isso, os incrédulos têm atribuídosemelhantes ao seu Senhor.
İsveççe:
LÅT OSS lova och prisa Gud, som har skapat himlarna och jorden och låtit mörker och ljus uppstå; ändå sätter de som förnekar sanningen andra vid sin Herres sida!
Farsça:
همه ستایش ها ویژه خداست که آسمان ها و زمین را آفرید و تاریکی ها و روشنی را پدید آورد. [با این همه نشانه ها که گواهی بر یکتایی و قدرت اوست] باز کافران برای پروردگارشان [بت ها و معبودهای باطل را] شریک و همتا قرار می دهند.
Kürtçe:
ھەموو سوپاس و ستایشێک ھەربۆ ئەو خوایەی ئاسمانەکان و زەوی دروستکردووە, وە تاریکیەکان و ڕووناکی داناوە ئەمجا ئەوانەی بێ باوەڕ بوون ھاوتا و ھاوبەش بۆ پەروەردگاریان بڕیار دەدەن
Özbekçe:
Осмонлару ерни яратган, зулматлару нурни таратган Аллоҳга ҳамд бўлсин. Сўнгра куфр келтирганлар ўз Роббиларига (ўзгаларни) тенглаштирадилар.
Malayca:
Segala puji tertentu bagi Allah yang menciptakan langit dan bumi, dan menjadikan gelap dan terang; dalam pada itu, orang-orang kafir menyamakan (sesuatu yang lain) dengan tuhan mereka.
Arnavutça:
Qoftë lavdëruar Perëndia që krijoi qiejtë dhe Tokën, e themeloi errësirat dhe dritën. E, ata që nuk besojnë, (përsëri) – me Zotin e tyre krahasojnë zotëra.
Bulgarca:
Слава на Аллах, Който сътвори небесата и земята, и стори тъмнините и светлината! После онези, които не вярват, към своя Господ приравняват.
Sırpça:
Сва хвала нека је Аллаху Који је створио небеса и Земљу и дао тмине и светло, али и поред тога они који не верују - друге изједначују са својим Господарем.
Çekçe:
Chvála Bohu, který stvořil nebesa a zemi a učinil temnotu a světlo. A přece potom ti, kdož neuvěřili, Pánu svému rovné dávají!
Urduca:
تعریف اللہ کے لیے ہے جس نے زمین اور آسمان بنائے، روشنی اور تاریکیاں پیدا کیں پھر بھی وہ لوگ جنہوں نے دعوت حق کو ماننے سے انکار کر دیا ہے دوسروں کو اپنے رب کا ہمسر ٹھیرا رہے ہیں
Tacikçe:
Ситоиш аз они Худовандест, ки осмонҳову заминро биёфарид ва торикиҳову рӯшноиро падидор кард, бо ин ҳама кофирон бо Парвардигори хеш дигареро баробар медоранд.
Tatarca:
Чын мактау – җирне вә күкләрне төзүче Аллаһуга хас, янә ул караңгылыкны һәм яктылыкны бар кылды. (Ике төрле яктылыкны бар кылды: берсе табигать яктылыгы – кояш, ут кеби. Икенчесе: гакыл, фикер яктылыгы – Коръән, сөннәт яктылыгы кеби. Вә ике төрле караңгылыкны бар кылды: берсе табигать караңгылыгы: кояшсызлык, утсызлык кеби. Икенчесе гакыл, фикер караңгылыгы – имансызлык, динсезлек кеби.) Бу хәлдән соң кәферләр, Коръән яктылыгыннан качып, имансызлык караңгылыгына кереп, Аллаһудан башканы илаһә тотарлар.
Endonezyaca:
Segala puji bagi Allah Yang telah menciptakan langit dan bumi dan mengadakan gelap dan terang, namun orang-orang yang kafir mempersekutukan (sesuatu) dengan Tuhan mereka.
Amharca:
ምስጋና ለዚያ ሰማያትንና ምድርን ለፈጠረው ጨለማዎችንና ብርሃንንም ላደረገው ለአላህ የተገባ ነው፡፡ ከዚያም እነዚያ የካዱት (ጣዖታትን በጌታቸው) ያስተካክላሉ፡፡
Tamilce:
புகழ் (எல்லாம்) வானங்களையும் பூமியையும் படைத்தவனாகிய; இன்னும், இருள்களையும் ஒளியையும் உண்டாக்கிய அல்லாஹ்விற்குரியதே! (இதற்குப்) பிறகு(ம்), நிராகரிப்பவர்கள் தங்கள் இறைவனுக்கு (பொய்யான தெய்வங்களை வணக்க வழிபாட்டில்) சமமாக்குகிறார்கள்.
Korece:
천지를 창조하신 후 어둠과 빛을 주신 하나님께 영광이 있으 소서 그러나 불신자들은 그들의 주님을 우상과 동등하게 경배하더라
Vietnamca:
Alhamdulillah, Đấng đã tạo hóa các tầng trời và trái đất và làm ra bóng tối (ban đêm) và ánh sáng (ban ngày). Tuy nhiên, những kẻ vô đức tin cứ ngang nhiên dựng lên các đối tác ngang vai cùng với Thượng Đế của họ.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: