Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

83

Sûredeki Ayet No: 

30

Ayet No: 

5878

Sayfa No: 

588

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ

Çeviriyazı: 

veiẕâ merrû bihim yetegâmezûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlara uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı.

Diyanet İşleri: 

Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kırparlardı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onların yanlarından geçerlerken, kaşlarıylagözleriyle onları işaret ederler,

Şaban Piriş: 

Onların yanlarından geçtiklerinde birbirlerine kaş göz ediyorlardı.

Edip Yüksel: 

Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kaş edip küçümserlerdi.

Ali Bulaç: 

Yanlarına vardıkları zaman, birbirlerine kaş-göz ederlerdi.

Suat Yıldırım: 

Yanlarından geçerken kaş göz hareketleriyle onları küçümserlerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onların yanlarından geçer oldukları zaman, birbirlerine karşı göz işareti yaparlardı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onların yanlarından geçerken birbirlerine kaş-göz işareti yaparlardı.

Bekir Sadak: 

83:35

İbni Kesir: 

Yanlarından geçtiklerinde birbirlerine göz kırparlardı.

Adem Uğur: 

Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.

İskender Ali Mihr: 

Ve onların (âmenû olanların) yanlarına geldikleri zaman, birbirlerine kaş göz işareti yaparlar.

Celal Yıldırım: 

Onlara uğradıkları zaman birbirlerine gözle kaşla işarette bulunurlardı.

Tefhim ul Kuran: 

Yanlarına vardıkları zaman, birbirlerine kaş göz ederlerdi.

Fransızca: 

et, passant près d'eux, ils se faisaient des oeillades,

İspanyolca: 

Cuando pasaban junto a ellos, se guiñaban el ojo,

İtalyanca: 

quando passavano nei loro pressi si davano occhiate,

Almanca: 

Und als sie an ihnen vorbeigingen, zwinkerten sie einander (vielsagend) zu.

Çince: 

当信士们从他们的面前走过的时候,他们以目互相示意;

Hollandaca: 

Als zij hen voorbij gaan, wenken zij elkander toe.

Rusça: 

Проходя мимо них, они подмигивали друг другу,

Somalice: 

Haday maraanna way xaqirijireen.

Swahilice: 

Na wanapo pita karibu yao wakikonyezana.

Uygurca: 

(مۆمىنلەر) ئۇلارنىڭ ئالدىدىن ئۆتكەندە، ئۇلار ئۆزئارا كۆز قىسىشاتتى،

Japonca: 

そしてかれら(信者)の傍を過ぎると,互いに(嘲笑して)目くばせし,

Arapça (Ürdün): 

«وإذا مروا» أي المؤمنون «بهم يتغامزون» يشير المجرمون إلى المؤمنين بالجفن والحاجب استهزاء.

Hintçe: 

और जब उनके पास से गुज़रते तो उन पर चशमक करते थे

Tayca: 

และเมื่อบรรดาผู้ศรัทธาเดินผ่านพวกเขาไป พวกเขาจะหลิ่วตาเย้ยหยัน

İbranice: 

וכאשר הם היו חולפים על פניהם, הם היו קורצים עין זה לזה (בזלזול)

Hırvatça: 

i kada su pored njih prolazili, jedni drugima su namigivali.

Rumence: 

făcându-şi unii altora cu ochiul, când treceau pe lângă ei,

Transliteration: 

Waitha marroo bihim yataghamazoona

Türkçe: 

Onların yanlarından geçerken birbirlerine kaş-göz işareti yaparlardı.

Sahih International: 

And when they passed by them, they would exchange derisive glances.

İngilizce: 

And whenever they passed by them, used to wink at each other (in mockery);

Azerbaycanca: 

(Mö’minlərin) yanlarından keçərkən (onları dolamaq məqsədilə) bir-birinə qaş-göz edirdilər.

Süleyman Ateş: 

Onların yanından geçtikleri zaman birbirlerine kaş göz eder(ek onları küçümser)lerdi.

Diyanet Vakfı: 

Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.

Erhan Aktaş: 

Îmân Edenler yanlarından geçerlerken, birbirlerine kaş-göz ederek onlarla alay ediyorlardı.

Kral Fahd: 

Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.

Hasan Basri Çantay: 

(Mü´minler) yanlarından geçerlerken birbirlerine kaş göz işaretleri yaparlardı.

Muhammed Esed: 

ve ne zaman yanlarından geçseler birbirlerine (istihza ile) göz kırparlar;

Gültekin Onan: 

Yanlarına vardıkları zaman, birbirlerine kaş göz ederlerdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Müminler, o kafirlerin yanlarından geçtiklerinde, birbirlerine işaret yaparak (müminleri) ayıblıyorlardı.

Portekizce: 

E quando passavam junto a eles, piscavam os olhos, uns para os outros,

İsveççe: 

och när de går förbi [någon av] dem utbyter de sinsemellan menande blickar;

Farsça: 

و هنگامی که بر آنان می گذشتند آنان را با اشاره چشم وابرو به مسخره می گرفتند،

Kürtçe: 

وە کاتێك کە بەلایاندا بڕۆشتنایە چاویان لێ دادەگرتن

Özbekçe: 

Агар ул(мўмин)лар аларнинг ёнидан ўтсалар, масхаралаб, ишоралар қила эдилар.

Malayca: 

Dan apabila orang-orang yang beriman lalu dekat mereka, mereka mengerling dan memejam celikkan mata sesama sendiri (mencemuhnya).

Arnavutça: 

kur kalonin pranë tyre, njëri-tjetrit ia bënin me sy,

Bulgarca: 

И когато минаваха край тях, си смигваха.

Sırpça: 

и када су поред њих пролазили, једни другима су намигивали.

Çekçe: 

a když je míjeli; vzájemně na sebe pomrkávali,

Urduca: 

جب اُن کے پاس سے گزرتے تو آنکھیں مار مار کر اُن کی طرف اشارے کرتے تھے

Tacikçe: 

Ва чун бар онҳо мегузаштанд, ба чашму абрӯ ишора мекарданд (бо нияти масхара)

Tatarca: 

Әгәр мөселманнар алар алдыннан үтсәләр, бер-берсенә күз кысышып мәсхәрә итә иделәр.

Endonezyaca: 

Dan apabila orang-orang yang beriman lalu di hadapan mereka, mereka saling mengedip-ngedipkan matanya.

Amharca: 

በእነርሱም ላይ ባለፉ ጊዜ ይጠቃቀሱ ነበር፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள், இவர்களைக் கடந்து செல்லும்போது, (ஒருவருக்கொருவர்) கேலியாக கண் சாடை செய்கிறார்கள்.

Korece: 

그들 옆을 지나갈 때면 눈짓으로 조롱하곤 하였고

Vietnamca: 

Mỗi khi chúng đi ngang qua họ, chúng thường nháy mắt với nhau (thể hiện những cái nhìn chế nhạo).