Arapça:
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Çeviriyazı:
`ale-l'erâiki yenżurûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.
Diyanet İşleri:
İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Tahtlar üstünde bakarlar.
Şaban Piriş:
Koltuklar üzerinde, bakıyorlar.
Edip Yüksel:
Koltuklar üzerinde çevreyi seyrederler.
Ali Bulaç:
Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmektedirler.
Suat Yıldırım:
Koltuklarına kurulup neşe ile etrafa bakınırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
83:22
Yaşar Nuri Öztürk:
Koltuklar üzerinde seyre dalarlar.
Bekir Sadak:
Suclular, suphesiz, inanmis olanlara gulerlerdi.
İbni Kesir:
Tahtlar üzerinde temaşa ederler.
Adem Uğur:
Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
İskender Ali Mihr:
Tahtlar üzerinde (oturup) seyrederler.
Celal Yıldırım:
Tahtlar üzerinde (çevreyi) seyredeceklerdir.
Tefhim ul Kuran:
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmektedirler.
Fransızca:
sur les divans, ils regardent.
İspanyolca:
en sofás, observando...
İtalyanca:
[appoggiati] su alti divani guarderanno.
Almanca:
Sie sind auf Liegen, sie schauen.
Çince:
靠在床上注视著,
Hollandaca:
Op zetels (uitgestrekt), zullen zij voorwerpen van genoegens aanschouwen.
Rusça:
и будут созерцать на ложах.
Somalice:
(Maalinta Qiyaamana) Sariiro yay ku dangiigsanaan oy wax ka daawan.
Swahilice:
Wakae juu ya viti vya enzi wakiangalia.
Uygurca:
ئۇلار تەختلەر ئۈستىدە تۇرۇپ (اﷲ نىڭ جەننەتتە ئۇلارغا بەرگەن تۈرلۈك نېمەتلىرىگە) قارايدۇ
Japonca:
かれらは寝床に寄って,見渡すであろう。
Arapça (Ürdün):
«على الأرائك» السرر في الحجال «ينظرون» ما أعطوا من النعيم.
Hintçe:
तख्तों पर बैठे नज़ारे करेंगे
Tayca:
พวกเขาจะมองดูจากบนเตียง
İbranice:
הם יישבו על כורסאות ויביטו סביבם בפליאה
Hırvatça:
sa divana prekrivenih gledati,
Rumence:
întinşi pe paturi, vor privi în jurul lor.
Transliteration:
AAala alaraiki yanthuroona
Türkçe:
Koltuklar üzerinde seyre dalarlar.
Sahih International:
On adorned couches, observing.
İngilizce:
On Thrones (of Dignity) will they command a sight (of all things):
Azerbaycanca:
Onlar taxtlar üstündə (əyləşib Allahın hazır etdiyi ne’mətlərə) tamaşa edəcəklər.
Süleyman Ateş:
Divanlar üzerinde oturup bakarlar.
Diyanet Vakfı:
Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Erhan Aktaş:
Tahtlar üzerinde nimetleri seyre dalarlar.
Kral Fahd:
Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Hasan Basri Çantay:
(süslü) tahtlar üzerinde (kendilerine verilen ni´metleri) temâşâ edeceklerdir.
Muhammed Esed:
sedirler üzerinde (uzanarak) bakacaklar (Allah´a):
Gültekin Onan:
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmektedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Koltuklar üzerinde (neşe ile etrafı) seyrederler.
Portekizce:
Reclinados sobre almofadas, olhando-se de frente.
İsveççe:
[När de, vilande] på högsäten, betraktar [allt det som deras Herre har skänkt dem]
Farsça:
بر تخت ها [ی آراسته و پرارزش تکیه زده و مناظر زیبای بهشت را با چشم سر و جمال محبوب را با چشم دل] می نگرند.
Kürtçe:
لەسەر تەخت وبارەگاوە سەیر دەکەن
Özbekçe:
Пардали баланд сўрилар устида назар солиб турарлар.
Malayca:
Mereka berehat di atas pelamin-pelamin (yang berhias), sambil melihat (segala keindahan dan kemuliaan yang disediakan untuk mereka di situ).
Arnavutça:
e nga divanet – kanapet do të shikojnë,
Bulgarca:
от престоли гледат [към техния Господ].
Sırpça:
са дивана прекривених да гледају,
Çekçe:
na pohovkách ležíce se budou rozhlížet.
Urduca:
اونچی مسندوں پر بیٹھے نظارے کر رہے ہوں گے
Tacikçe:
бар тахтҳо нишаста ва назора мекунанд.
Tatarca:
яхшы урындыкларга утырып шатлык белән бер-берсенә карарлар.
Endonezyaca:
mereka (duduk) di atas dipan-dipan sambil memandang.
Amharca:
በባለ አጎበር አልጋዎች ላይ ኾነው ይመለከታሉ፡፡
Tamilce:
கட்டில்கள் மீது (சாய்ந்தவர்களாக சொர்க்கத்தின் அருட்கொடைகளை) கண்டுகளிப்பார்கள்.
Korece:
그들은 안락 의자에서 바라 볼 것이라
Vietnamca:
Họ sẽ nghỉ ngơi trên những chiếc ghế dài có lưng tựa, ngắm nhìn xung quanh.
Ayet Linkleri: