Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

58

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

5113

Sayfa No: 

543

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوَىٰ ۖ وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ tenâceytüm felâ tetenâcev bil'iŝmi vel`udvâni vema`ṣiyeti-rrasûli vetenâcev bilbirri vettaḳvâ. vetteḳu-llâhe-lleẕî ileyhi tuḥşerûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.

Diyanet İşleri: 

Ey inananlar! Gizli konuştuğunuz zaman, günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve Peygambere karşı gelmeyi fısıldaşmayın; iyilik yapmak ve Allah'a karşı gelmekten sakınmayı konuşun; kıyamet günü huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, gizli konuşursanız suça ve düşmanlığa ve Peygambere karşı isyana dair konuşmayın da hayra ve çekinmeye dair konuşup danışın ve çekinin o Allah'tan ki onun tapısında toplanacaksınız.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşurken günah, düşmanlık ve peygambere karşı gelmek hususunda fısıldaşmayın, iyilik ve takva konusunda konuşun. Huzurunda toplanacağınız Allah’tan korkun!

Edip Yüksel: 

Ey inananlar, gizli görüştüğünüz vakit günah, düşmanlık ve elçiye isyan için konuşmayın; iyilik ve erdemlilik için konuşun. Huzuruna toplanacağınız ALLAH'ı dinleyin.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın; birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Şayet siz gizlice konuşacak olursanız sakın günah, zulüm ve Peygambere isyan hususlarında kulis yapmayın.Bunu hayır ve takvâ hususunda yapın.Dirilip huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı gelmekten sakının.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân etmiş olanlar! Muhâverede bulunduğunuz zaman günah ile, adavet ile ve Peygambere isyan ile muhâverede bulunmayın ve hayr ile ve takvâ ile muhâverede bulunun ve kendisine haşrolunacak olduğunuz Allah´tan korkunuz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman edenler! Aranızda fısıldaştığınız zaman, günah, düşmanlık ve resule isyan hususlarında fısıldaşmayın; hayırda erginlik/dürüstlük ve takva konusunda fısıldaşın. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan sakının!

Bekir Sadak: 

Allah, onlara cetin bir azap hazirlamistir. Isledikleri sey ne kotudur!

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı, düşmanlığı ve Peygamber´e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvâyı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah´tan korkun.

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar (Allah´a inananlar, îmân edenler)! Aranızda gizlice konuştuğunuz zaman artık günah, düşmanlık ve resûle isyan konusunda gizli gizli konuşmayın. Birr ve takva konusunda aranızda müşavere edin (görüşün). Ve kendisine haşrolunacağınız (huzurunda toplanacağınız) Allah´a karşı takva sahibi olun.

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Birbirinizle gizlice fısıldaşmak istediğiniz zaman günah, düşmanlık ve Peygambere karşı gelme hususlarında gizli toplantı yapıp fısıldaşmayın. İyilik ve takva .(Allah´tan korkup fenalıklardan sakınma) hususunda toplantı yapıp fısıldasın ve (Kıyamet günü dirilip) huzurunda toplanarak biraraya getirileceğiniz, Allah´tan korkun.

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve peygambere karşı isyanı fısıldaşıp konuşmayın

Fransızca: 

ô vous qui avez cru ! Quand vous tenez des conversations secrètes, ne vous concertez pas pour pécher, transgresser et désobéir au Messager, mais concertez-vous dans la bonté et la piété. Et craignez Allah vers qui vous serez rassemblés.

İspanyolca: 

¡Creyentes! Cuando celebréis un conciliábulo, no lo hagáis con ánimo de pecar, de violar la ley y de desobedecer al Enviado, sino con el ánimo de ser buenos y temerosos de Alá. ¡Y temed a Alá, hacia Quien seréis congregados!

İtalyanca: 

O credenti, non siano peccaminosi ostili e di disobbedienza nei confronti dell'Inviato i vostri colloqui privati, ma nel bene e nel timor di Allah. Temete Allah, davanti al Quale sarete radunati.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Wenn ihr euch vertraulich unterhaltet, dann unterhaltet euch vertraulich nicht über das Verfehlen, das Übertreten und das Widersprechen des Gesandten! Und unterhaltet euch vertraulich (nur) über das gütige Handeln und die Taqwa! Und handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber, vor Dem ihr versammelt werdet.

Çince: 

信道的人们啊!当你们密谈的时侯,不要密谈关於罪恶、侵害和违抗使者的事,你们应当密谈关於正义和敬畏的事,你们应当敬畏真主,你们将被集合到他那里。

Hollandaca: 

O ware geloovigen! als gij in het geheim met elkander spreekt, spreekt dan niet van zonde en vijandschap en ongehoorzaamheid opzichtens den gezant; en vreest God, voor wien gij zult worden verzameld.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Когда вы тайно переговариваетесь, то не говорите о грехах, вражде и неповиновении Посланнику, а говорите о благочестии и богобоязненности и бойтесь Аллаха, к Которому вы будете собраны.

Somalice: 

Kuwa rumeeyayow markaad faqaysaan ha ku faqina dambi, colnimo iyo caasinnimada Rasuulka ee ku faqa wanaag dhawrsani, Eebana ka yaaba isagaa la isu soo kulmine.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Mnapo nong'ona msinong'one kwa sababu ya mambo ya madhambi, na uadui, na kumuasi Mtume. Bali nong'onezane kwa kutenda mema na kuacha maovu. Na mcheni Mwenyezi Mungu ambaye kwake mtakusanywa nyote.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! سىلەر پىچىرلاشساڭلار گۇناھ، زۇلۇم ۋە پەيغەمبەرنىڭ ئەمرىگە خىلاپلىق قىلىش توغرىسىدا پىچىرلاشماڭلار، ياخشىلىق ۋە تەقۋادارلىق توغرىسىدا پىچىرلىشىڭلار، سىلەر اﷲ تىن قورقۇڭلار، سىلەر ئۇنىڭ دەرگاھىغا يىغىلىسىلەر

Japonca: 

あなたがた信仰する者よ,あなたがたが秘密の相談をする時は,罪と敵意と,使徒への犯意とで密議してはならない。善意と敬神の念をもって相談しなさい。アッラーの御許に,あなたがたは集められるのである。かれを畏れなさい。

Arapça (Ürdün): 

«يا أيها الذين آمنوا إذا تناجيتم فلا تتناجوا بالإثم والعدوان ومعصية الرسول وتناجوا بالبر والتقوى واتقوا الله الذي إليه تحشرون».

Hintçe: 

ऐ ईमानदारों जब तुम आपस में सरगोशी करो तो गुनाह और ज्यादती और रसूल की नाफरमानी की सरगोशी न करो बल्कि नेकीकारी और परहेज़गारी की सरगोशी करो और ख़ुदा से डरते रहो जिसके सामने (एक दिन) जमा किए जाओगे

Tayca: 

โอ้บรรดาผู้ศรัทธาเอ๋ย เมื่อพวกเจ้าซุบซิบต่อกัน ก็อย่าได้ซุบซิบกันด้วยการทำบาปและการเป็นศัตรู และการฝ่าฝืนท่านร่อซูลแต่จงซุบซิบกันเพื่อการทำความดี และการยำเกรง พวกเจ้าจงยำเกรงอัลลอฮ ผู้ซึ่งพวกเจ้าจะถูกรวบรวมให้กลับไปหาพระองค์

İbranice: 

הוי אלה אשר האמינו, כאשר אתם משוחחים המתנצחת בפרטיות, אל תסתודדו בחטא, ברשעות ובמרדנות בשליח, אלא שוחחו על צדק ועל חסד, ויראו מאלוהים אשר אליו תשובו

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, kada se među sobom došaptavate, ne došaptavajte se o grijehu, neprijateljstvu i neposlušnosti prema Poslaniku, već se došaptavajte o dobročinstvu i bogobojaznosti, i bojte se Allaha, pred Kojim ćete okupljeni biti.

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Atunci când luaţi parte la sfaturi în taină, feriţi-vă de păcat, de vrăjmăşie, de neascultarea Trimisului. Vorbiţi cu bunătate şi pioşenie. Temeţi-vă de Dumnezeu, căci veţi fi adunaţi înaintea Lui.

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo itha tanajaytum fala tatanajaw bialithmi waalAAudwani wamaAAsiyati alrrasooli watanajaw bialbirri waalttaqwa waittaqoo Allaha allathee ilayhi tuhsharoona

Türkçe: 

Ey iman edenler! Aranızda fısıldaştığınız zaman, günah, düşmanlık ve resule isyan hususlarında fısıldaşmayın; hayırda erginlik/dürüstlük ve takva konusunda fısıldaşın. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan sakının!

Sahih International: 

O you who have believed, when you converse privately, do not converse about sin and aggression and disobedience to the Messenger but converse about righteousness and piety. And fear Allah, to whom you will be gathered.

İngilizce: 

O ye who believe! When ye hold secret counsel, do it not for iniquity and hostility, and disobedience to the Prophet; but do it for righteousness and self-restraint; and fear Allah, to Whom ye shall be brought back.

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Bir-birinizlə xəlvət danışdığınız zaman günah, düşmənçilik və Peyğəmbərin əleyhinə çıxmaq barədə danışmayın; yaxşı işlər, Allahdan qorxmaq barədə danışın və (qiyamət günü) hüzuruna toplanacağınız Allahdan qorxun!

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, aranızda gizli konuştuğunuz zaman günah, düşmanlık ve Elçiye karşı gelme üzerinde konuşmayın; iyilik ve takva üzerinde konuşun ve huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı, düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Bir araya geldiğiniz zaman, aranızda günah, düşmanlık ve Resûl’e karşı gelmek amacıyla görüşme yapmayın. Görüşmelerinizi birr(1) ve takvâ(2) konusunda yapın. Huzurunda toplanacağınız Allah’a karşı takvâ sahibi olun.

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı, düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvâyı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, aranızda gizli konuşacağınız vakit günâhı, düşmanlığı, peygambere isyanı fısıldaşmayın. iyiliği, takvayı fısıldasın ve ancak huzuurunda toplanacağınız Allahdan korkun.

Muhammed Esed: 

(O halde,) ey iman etmiş olanlar, gizli konuşmalarınızda, kötü fiiller, saldırgan davranışlar ve Elçi´ye itaatsizlik niyetiyle fesat kurmayı bırakın; (bunun yerine) fazilet ve Allah´a karşı sorumluluk bilinci üzerinde görüşmeler yapın ve (her zaman) huzurunda toplanacağınız Allah´a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun!

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygambere isyanı fısıldaşıp konuşmayın

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Siz fısıldaştığınız zaman, yalan, zulüm, Peygambere isyan fısıldaşmayın

Portekizce: 

Ó fiéis, quando falardes na intimidade, não discorrais sobre iniqüidades, sobre hostilidades, nem sobre a desobediênciaao Mensageiro; antes, falai da virtude e da piedade, e temei a Deus, ante Quem sereis congregados.

İsveççe: 

Troende! Om ni överlägger i avskildhet om era angelägenheter, undvik då allt som kan ligga synd, illvilja och trots mot Sändebudet nära. Nej, överlägg om hur ni skall verka för större fromhet och lydnad för Gud - och frukta Gud! [En Dag] skall ni föras samman inför Honom.

Farsça: 

ای اهل ایمان! هنگامی که محرمانه با یکدیگر گفتگو می کنید از روی گناه و دشمنی و سرپیچی از پیامبر با هم گفتگوی محرمانه نکنید، و بر پایه [تشویق یکدیگر به] نیکی و تقوا گفتگوی محرمانه کنید، و از خدایی که به سوی او محشور می شوید، پروا کنید.

Kürtçe: 

ئەی ئەوانەی کە بڕواتان ھێناوە کە چپە تان کرد بە چپە باسی گوناھو دەست درێژی وسەرپێچی پێغەمبەر مەکەن وە باسی چاکە وپارێزکاری ولەخواترسان بکەن، لەخوا بترسن (وخۆتان بپارێزن لە سزای ئەو خوایەی) کە ھەر لای ئەو کۆدەکرێنەوە

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Қачон сирли суҳбат қилсангиз, гуноҳ, душманлик ва Пайғамбарга маъсиятга сирли суҳбат қилмангиз. Яхшилик ва тақвога сирли суҳбат қилингиз. Ҳузурига тўпланиб борадиганингиз Аллоҳга тақво қилингиз. (Мусулмонлар ўзаро суҳбатларида доимо бир-бирларини яхшиликка ва тақвога чорлашлари лозим. Афсуски, ҳозир бу қуръоний таълимотлар бизнинг орамиздан йўқолган. Ўзаро суҳбатлар ёлғон, бўҳтон, туҳмат ва ғийбатдан иборат бўлиб қолмоқда. Бу эса мусулмонларнинг на одобига, на шаънига тўғри келади.)

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman! Apabila kamu berbisik-bisik sesama sendiri, maka janganlah kamu berbisik-bisik untuk melakukan dosa dan pencerobohan serta perbuatan derhaka kepada Rasulullah; dan (sebaliknya) berbisiklah untuk berbuat kebajikan dan bertaqwa. Dan hendaklah kamu tetap bertaqwa kepada Allah yang kepadaNya kamu semua akan dihimpunkan (pada hari kiamat untuk dihitung amal kamu dan menerima balasan).

Arnavutça: 

O besimtarë! Kur bisedoni mes jush, mos bisedoni për mëkate, armiqësi dhe padëgjueshmëri ndaj Profetit; por bisedoni për mirësi dhe ndershmëri. Druajuni Perëndisë, Atij para të cilit do të tuboheni.

Bulgarca: 

О, вярващи, ако разговаряте тайно, не разговаряйте за грях и вражда, и неподчинение на Пратеника, а разговаряйте за праведност и богобоязливост, и се бойте от Аллах, при Когото ще бъдете събрани!

Sırpça: 

О ви који верујете, када се међу собом дошаптавате, не дошаптавајте се о греху, непријатељству и непослушности према Посланику, већ се дошаптавајте о доброчинству и богобојазности, и бојте се Аллаха, пред Којим ћете да будете окупљени.

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Když spolu tajně hovoříte, nedomlouvejte se o hříchu, nepřátelství a neposlušnosti vůči poslu, ale domlouvejte se o zbožnosti a bohabojnosti! Bojte se Boha, k němuž budete shromážděni!

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، جب تم آپس میں پوشیدہ بات کرو تو گناہ اور زیادتی اور رسول کی نافرمانی کی باتیں نہیں بلکہ نیکی اور تقویٰ کی باتیں کرو اور اُس خدا سے ڈرتے رہو جس کے حضور تمہیں حشر میں پیش ہونا ہے

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, агар бо якдигар наҷво (роз, сухани махфӣ) мекунед, дар боби гуноҳу душманӣ ва нофармонӣ аз паёмбар наҷво макунед, балки дар боби некиву парҳезгорӣ наҷво кунед. Аз он Худое, ки ҳамагон назди Ӯ ҷамъ меоед, битарсед,

Tatarca: 

Ий мөэминнәр әгәр яшерен сөйләшсәгез, гөнаһлы вә дошманлык сүзләре белән сөйләшмәгез, һәм пәйгамбәргә гөнаһлы була торган сүзләрне сөйләмәгез, бәлки яхшылык турында һәм гөнаһтан саклану турында сөйләшегез, вә барчагыз да кубарылып Аның Хозурына кайтачак Аллаһудан куркыгыз Аңа гөнаһлы булудан сакланыгыз!

Endonezyaca: 

Hai orang-orang beriman, apabila kamu mengadakan pembicaraan rahasia, janganlah kamu membicarakan tentang membuat dosa, permusuhan dan berbuat durhaka kepada Rasul. Dan bicarakanlah tentang membuat kebajikan dan takwa. Dan bertakwalah kepada Allah yang kepada-Nya kamu akan dikembalikan.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! በተንሾካሾካችሁ ጊዜ በኃጢአትና ወሰንን በማለፍ፣ መልክተኛውንም በመቃወም አትንሾካሾኩ፡፡ ግን በበጎ ሥራና አላህን በመፍራት ተወያዩ፡፡ ያንንም ወደእርሱ የምትሰበሰቡበትን አላህን ፍሩ፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! நீங்கள் கூடிப்பேசினால் பாவ(மான காரிய)த்தையும் (மார்க்க சட்டங்களை) மீறுவதையும் தூதருக்கு மாறுசெய்வதையும் கூடிப்பேசாதீர்கள். இன்னும், நன்மையான விஷயத்தையும் இறையச்சம் மிகுந்த விஷயத்தையும் கூடிப் பேசுங்கள்! இன்னும், அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள்! அவனிடம்தான் நீங்கள் ஒன்று திரட்டப்படுவீர்கள்.

Korece: 

믿는 사람들이여 너희가 모일 을 가질 때 선지자에 대하여 죄악 과 음모와 거역을 위한 비밀의 대 화를 하지 말며 진리와 의로움의 모임을 가지되 하나님을 두려워 하라 너희 모두는 그분께로 귀의 하노라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin! Khi các ngươi trò chuyện riêng, các ngươi chớ đừng nói về tội lỗi, điều hận thù và trái lệnh Sứ Giả (của Allah) mà hãy nói về đạo đức và lòng Taqwa. Các ngươi hãy sợ Allah, Đấng mà các ngươi sẽ được triệu tập trình diện trước Ngài.