Arapça:
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللَّهُ جَمِيعًا فَيَحْلِفُونَ لَهُ كَمَا يَحْلِفُونَ لَكُمْ ۖ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ ۚ أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْكَاذِبُونَ
Çeviriyazı:
yevme yeb`aŝühümü-llâhü cemî`an feyaḥlifûne lehû kemâ yaḥlifûne leküm veyaḥsebûne ennehüm `alâ şey'. elâ innehüm hümü-lkâẕibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah onların hepsini tekrar dirilttiği gün, dünyada size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını, sanacaklardır. İyi bilin ki onlar yalancıdırlar.
Diyanet İşleri:
Allah, onların hepsini tekrar dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi O'na yemin ederler; kendilerine bir yarar sağlayacağını sanırlar. Dikkat edin; onlar şüphesiz yalancıdırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'ın, onların hepsini diriltip topladığı gün, size yemin ettikleri gibi ona da yemin ederler ve sanırlar ki bir şey yapıyorlar gerçekten de; bilin ki şüphe yok, yalancılardır onlar.
Şaban Piriş:
Allah, onların hepsini dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi, ona da yemin edecekler ve gerçekten bir şey üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki, şüphesiz onlar yalancıdırlar.
Edip Yüksel:
Gün gelecek, ALLAH hepsini diriltecek ve şimdi size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edeceklerdir. Kendilerinin (doğru) bir şey üzerinde olduklarını sanıyorlar! Doğrusu, onlar yalancılardır.
Ali Bulaç:
Onların tümünü Allah'ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O'na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir.
Suat Yıldırım:
Allah'ın hepsini dirilteceği gün, onlar dünyada Müslüman olduklarına dair size yemin ettikleri gibi, Allah’a da yemin edecek ve bununla bir şey elde edeceklerini sanacaklar. İyi bilin ki onların işi gücü yalan söylemektir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O gün ki Allah, onları topyekün kabirlerinden kaldırıp mahşere sevkedecektir. Artık size yemîn ettikleri gibi O´na da yemîn edeceklerdir. Ve sanacaklardır ki, muhakkak kendileri birşey üzerindedirler. Haberiniz olsun ki onlar, şüphe yok onlar, yalancılardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah onları tekrar dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve bir şey yaptıklarını sanacaklar. Dikkat edin, onlar yalancıların ta kendileridir.
Bekir Sadak:
Kitap ehlinden inkarci olanlari ilk surgunde yurtlarindan cikaran O´dur. Oysa ey inananlar! Cikacaklarini sanmamistiniz, onlar da, kalelerinin kendilerini Allah´tan koruyacagini sanmislardi. Ama Allah´in azabi onlara beklemedikleri yerden geldi, kalblerine korku saldi
İbni Kesir:
Allah, onların hepsini yeniden dirilteceği gün
Adem Uğur:
O gün Allah onların hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O´na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar.
İskender Ali Mihr:
O gün Allah hepsini beas edecek (yeniden diriltecek). O zaman size yemin ettikleri gibi O´na da yemin edecekler. Ve kendilerinin bir şey üzerinde olduklarını sanırlar. Gerçekten onlar yalancı değil mi?
Celal Yıldırım:
Allah´ın onların hepsini diriltip kaldıracağı gün, size yemin ettikleri gibi Allah´a da yemin ederler ve bununla birşey üzere bulunduklarını sanırlar. Haberiniz olsun ki, onlar elbette yalancıların tâ kendileridir.
Tefhim ul Kuran:
Onların tümünü Allah´ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O´na da yemin edeceklerdir ve kendilerinden bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin
Fransızca:
Le jour où Allah les ressuscitera tous, ils Lui jureront alors comme ils vous jurent à vous-mêmes, pensant s'appuyer sur quelque chose de solide. Mais ce sont eux les menteurs.
İspanyolca:
El día que Alá les resucite a todos, Le jurarán a Él como os juran a vosotros, creyendo apoyarse en algo sólido. ¿No son ellos los que mienten?
İtalyanca:
Il Giorno in cui Allah li resusciterà tutti, giureranno [davanti] a Lui come giuravano [davanti] a voi, credendo di basarsi su qualcosa [di vero]. Non sono forse loro i bugiardi?
Almanca:
An dem Tag, wenn ER sie allesamt erweckt, werden sie Ihm schwören, wie sie euch schwören, und sie denken, sie verfügen über etwas (Nützliches). Ja, zweifelsohne! Sie sind die eigentlichen Lügner.
Çince:
在那日,真主将使他们统统复活。他们对他盟誓,犹如现在对你们盟誓一样;他们以为自己是获得效果的。真的,他们确是说谎的。
Hollandaca:
Op een zekeren dag zal God hen allen opwekken; dan zullen zij bij hen zweren, zooals zij het thans bij u doen, denkende dat dit hun van dienst zal wezen. Zijn zij geene leugenaars?
Rusça:
В тот день, когда Аллах воскресит их всех, они станут клясться перед Ним, подобно тому, как клянутся перед вами, полагая, что это поможет им. Воистину, они - лжецы.
Somalice:
Maalinta Eebe soo bixiyo dhamaantood way u dhaaran Eebe siday idinka idiinku dhaartaan iyagoo u malayn inay wax (xuja ah) haystaan waase kuwo beenaalayaal ah.
Swahilice:
Siku atakayo wafufua Mwenyezi Mungu wote, wamuwapie kama wanavyo kuwapieni nyinyi. Na watadhani kuwa wamepata kitu! Kwa hakika hao ndio waongo.
Uygurca:
ئۇ كۈندە اﷲ ئۆلگەنلەرنىڭ ھەممىسىنى تىرىلدۈرىدۇ، ئۇلار (دۇنيادىكى چاغلىرىدا «بىز مۇسۇلمانمىز» دەپ يالغاندىن) سىلەرگە قەسەم ئىچكەندەك اﷲ قا قەسەم ئىچىدۇ، ئۇلار بۇ قەسەمنىڭ ئۆزلىرىگە پايدىسى بولىدۇ دەپ ئويلايدۇ، ئاگاھ بۇلۇڭلاركى، ئۇلار ھەقىقەتەن يالغانچىلاردۇر
Japonca:
アッラーが,一斉にかれらを復活させる日,かれらは(現世で)あなたがた(ムスリム)に誓ったようにかれに(ぬけぬけと信者であると)誓い,かれらは(これによって)来世でも何とかなると思っている。いやとんでもない。かれらは本当に虚言の徒である。
Arapça (Ürdün):
اذكر «يوم يبعثهم الله جميعا فيحلفون له» أنهم مؤمنون «كما يحلفون لكم ويحسبون أنهم على شيء» من نفع حلفهم في الآخرة كالدنيا «ألا إنهم هم الكاذبون».
Hintçe:
जिस दिन ख़ुदा उन सबको दोबार उठा खड़ा करेगा तो ये लोग जिस तरह तुम्हारे सामने क़समें खाते हैं उसी तरह उसके सामने भी क़समें खाएँगे और ख्याल करते हैं कि वह राहे सवाब पर हैं आगाह रहो ये लोग यक़ीनन झूठे हैं
Tayca:
วันที่อัลลอฮจะทรงให้พวกเขาฟื้นคืนชีพขึ้นมาทั้งหมด แล้วพวกเขาก็จะสาบานต่อพระองค์ดังเช่นที่พวกเขาสาบานต่อพระเจ้าและพวกเขาคิดว่า แท้จริงพวกเขาอยู่บนสิ่งหนึ่งแห่งความจริงแล้ว พึงทราบเถิด แท้จริงพวกเขาเป็นผู้โกหก
İbranice:
ביום אשר יקים אלוהים את כולם לתחייה, ישבעו לו כפי שהם נשבעים לכם, ויחשבו שהם הגיעו להישג , אך ללא ספק הם שקרנים
Hırvatça:
Na Dan u koji će ih Allah sve oživiti oni će se Njemu zaklinjati, kao što se vama zaklinju, misleći da će im to nešto koristiti. Oni su, doista, pravi lažljivci.
Rumence:
În Ziua când Dumnezeu îi va scula pe toţi, ei I se vor jura precum vi se jură şi vouă socotind că se sprijină pe ceva. Nu sunt ei oare mincinoşi?
Transliteration:
Yawma yabAAathuhumu Allahu jameeAAan fayahlifoona lahu kama yahlifoona lakum wayahsaboona annahum AAala shayin ala innahum humu alkathiboona
Türkçe:
Allah onları tekrar dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve bir şey yaptıklarını sanacaklar. Dikkat edin, onlar yalancıların ta kendileridir.
Sahih International:
On the Day Allah will resurrect them all, and they will swear to Him as they swear to you and think that they are [standing] on something. Unquestionably, it is they who are the liars.
İngilizce:
One day will Allah raise them all up (for Judgment): then will they swear to Him as they swear to you: And they think that they have something (to stand upon). No, indeed! they are but liars!
Azerbaycanca:
Allah onların hamısını dirildəcəyi gün onlar sizə (yalandan) and içdikləri kimi, Allaha da and içəcək və (bununla axirətdə) bir şey qazanacaqlarını zənn edəcəklər. Bilin ki, onlar əsl yalançıdırlar!
Süleyman Ateş:
Allah onların hepsini tekrar dirilttiği gün, dünyada size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını, (doğru yolda olduklarını) sanacaklardır. İyi bilin ki onlar yalancılardır.
Diyanet Vakfı:
O gün Allah onların hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O'na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar.
Erhan Aktaş:
O gün Allah, onların tamamını yeniden diriltecek. O zaman, size yemin ettikleri gibi O’na da yemin edecekler. Böylece bir şey elde edeceklerini sanacaklar. Dikkat edin! Onlar, kesinlikle yalancıdırlar.
Kral Fahd:
O gün Allah onların hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O'na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar.
Hasan Basri Çantay:
O gün Allah, onların hepsini diriltecek de Ona da — size yemîn etdikleri gibi — yemîn edeceklerdir. Onlar hakıykaten birşey üzerinde olduklarını sanırlar. Gözünüzü açın ki onlar cidden yalancıların ta kendileridir.
Muhammed Esed:
Allah´ın onların tümünü tekrar dirilteceği Gün, (şimdi) senin önünde yemin ettikleri gibi, (varsayımlarında) haklı oldukları zannıyla O´nun önünde de yemin edecekler. Gerçek şu ki, (en büyük) yalancılar onlardır!
Gültekin Onan:
Onların tümünü Tanrı´nın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O´na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin
Ali Fikri Yavuz:
Allah, onları hep bir araya toplayıb dirilteceği gün (kıyamette), size yemin ettikleri gibi, O’na da yemin edecekler, (biz kâfir ve münafık değildik diyecekler) ve sanacaklar ki, bir şey yapıyorlar. İşte onlar
Portekizce:
No dia em que Deus os ressuscitar a todos, jurar-Lhe-ão, então, como juraram a vós, e crerão que possuem algo. Nãosão, na verdade, uns mentirosos?
İsveççe:
Den Dag då Gud uppväcker dem alla från de döda, kommer de att bedyra och svära inför Gud [att de hade underkastat sig Hans vilja] liksom de nu bedyrar och svär inför er i tron att de uppnår något [med sina eder]. Nej, de är lögnens verkliga mästare!
Farsça:
روزی که خدا همه آنان را برمی انگیزد، پس همان گونه که برای شما سوگند دروغ می خوردند، برای خدا هم سوگند دروغ می خورند، و گمان می کنند که با سوگند دروغ می توانند در عرصه محشر، سودی را برای خود جلب کنند و زیانی را از خویش بگردانند، آگاه باش که آنان همان دورغگویانند!
Kürtçe:
لەڕۆژێکدا کە خوا ھەموویان زیندوو دەکاتەوە ئەوسا سوێندی بۆ دەخۆن ھەر چۆنێ سوێندیان دەخوارد بۆ ئێوە (لە دونیاندا) وە وادەزانن شتێکیان بە دەستەوەیە با بزانن بەڕاستی ھەر ئەوانن درۆزن
Özbekçe:
Аллоҳ уларнинг барчасини қайта тирилтирадиган кунда худди сизларга қасам ичганларидек, Унга ҳам қасам ичарлар, ва бирор нарсага эришамиз, деб ўйларлар. Аё, огоҳ бўлинг, улар, ҳа, улар ёлғончидирлар.
Malayca:
(Setelah nyata kepada orang-orang munafik itu bahawa harta benda dan anak pinaknya tidak dapat memberikan pertolongan), ketika mereka semuanya dibangkitkan oleh Allah (pada hari kiamat), maka mereka bersumpah kepadaNya (bahawa mereka adalah orang-orang mukmin) sebagaimana biasanya mereka bersumpah kepada kamu; dan mereka menyangka bahawa (dengan berbuat demikian) mereka akan mendapat sesuatu (yang berfaedah kepada mereka). Ketahuilah! Bahawa sesungguhnya merekalah golongan pendusta.
Arnavutça:
Në Ditën kur Perëndia do t’i ngjallë të gjithë, ata do t’i betohen Atij, sikundër që ju kanë betuar juve, duke menduar se do të kenë fare dobie prej saj. Po, me të vërtetë, ata janë gënjeshtarë të mëdhenj!
Bulgarca:
Един Ден Аллах ще ги възкреси всички и ще Му се кълнат, както се кълнат и на вас, и ще мислят, че имат полза. Ала те са лъжците!
Sırpça:
На Дан када ће Аллах све да их оживи они ће да Му се заклињу, као што се вама заклињу, мислећи да ће то нешто да им користи. Они су, заиста, прави лажљивци.
Çekçe:
V onen den je Bůh všechny vzkřísí a budou Mu přísahat tak, jako přisahali vám, a budou se domnívat, že jednají správně. Což však nejsou vskutku lháři?
Urduca:
جس روز اللہ ان سب کو اٹھائے گا، وہ اس کے سامنے بھی اُسی طرح قسمیں کھائیں گے جس طرح تمہارے سامنے کھاتے ہیں اور اپنے نزدیک یہ سمجھیں گے کہ اس سے ان کا کچھ کام بن جائے گا خوب جان لو، وہ پرلے درجے کے جھوٹے ہیں
Tacikçe:
Рӯзе, ки Худо ҳамаи онҳоро зинда мекунад, ҳамчунон ки барои шумо қасам мехӯрданд, барои Ӯ ҳам қасам хоҳанд хурд. Ва мепиндоранд, ки фоидае хоҳанд бурд. Огоҳ бошед, ки дурӯғгӯёнанд.
Tatarca:
Аллаһ кыямәт көнендә аларның барын да кубарыр, һәм алар без мөэминнәрбез, монафикъ түгелләрбез, дип Аллаһуга ант итәрләр, дөньяда вакытларында сезгә ялганлап ант иткәннәре кеби, алар үзләренең ялган иманнарыннан файда күрәбез дип уйлыйлар, әйә алар чын ялганчылар түгелләрме?
Endonezyaca:
(Ingatlah) hari (ketika) mereka semua dibangkitkan Allah lalu mereka bersumpah kepada-Nya (bahwa mereka bukan musyrikin) sebagaimana mereka bersumpah kepadamu; dan mereka menyangka bahwa mereka akan memperoleh suatu (manfaat). Ketahuilah, bahwa sesungguhnya merekalah orang-orang pendusta.
Amharca:
አላህ የተሰበሰቡ ኾነው በሚያስነሳቸው ቀን ለእናንተ እንደሚምሉላችሁም እነርሱ (በሚጠቅም) ነገር ላይ መኾናቸውን የሚያስቡ ኾነው ለእርሱ በሚምሉበት ቀን (አዋራጅ ቅጣት አልላቸው)፡፡ ንቁ! እነርሱ ውሸታሞቹ እነርሱ ናቸው፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ் அவர்கள் அனைவரையும் எழுப்பும் நாளில் (அந்த நரகத்தில் அவர்கள் நுழைவார்கள்). ஆக, அவர்கள் அவனுக்கு முன் சத்தியம் செய்வார்கள், உங்களுக்கு முன் அவர்கள் சத்தியம் செய்வது போன்று. (இந்த சத்தியத்தின் மூலம்) அவர்கள் (புத்தி கூர்மையான) ஒரு செயல் மீது நிச்சயமாக தாங்கள் இருப்பதாக எண்ணுவார்கள். அறிந்து கொள்ளுங்கள்! நிச்சயமாக அவர்கள்தான் பொய்யர்கள்!
Korece:
하나님께서 그들을 부활시키는 어느날 그들은 너희에게 맹세 한 것과 같이 하나님께도 맹세하 여 무엇인가 얻으리라 생각하더라 그러나 그렇지 못하매 그들은 거 짓하는 자들에 불과하니라
Vietnamca:
Vào Ngày mà Allah sẽ dựng tất cả bọn chúng sống lại, chúng sẽ thề thốt với Ngài giống như chúng đã thề thốt với các ngươi, và chúng tưởng chúng có thể dựa vào một cái gì đó (để chạy tội trước Allah). Không nghi ngờ gì nữa, chúng thực sự là những kẻ nói dối.
Ayet Linkleri: