Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

57

Sûredeki Ayet No: 

28

Ayet No: 

5103

Sayfa No: 

541

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُورًا تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ۚ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenü-tteḳu-llâhe veâminû birasûlihî yü'tiküm kifleyni mir raḥmetihî veyec`al leküm nûran temşûne bihî veyagfir leküm. vellâhü gafûrur raḥîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey inananlar! Allah'tan korkun, O'nun Resulü'ne inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir

Diyanet İşleri: 

Ey inananlar! Allah'tan sakının, Peygamberine inanın ki, Allah size rahmetini iki kat versin; size ışığında yürüyeceğiniz bir ışık var etsin; sizi bağışlasın; Allah bağışlayandır, acıyandır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, çekinin Allah'tan ve inanın Peygamberine de size rahmetinden iki pay versin ve size bir nur halketsin ki onunla doğru yolu bulun ve sizi yarlıgasın, suçlarınızı örtsün ve Allah, suçları örter, rahimdir.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve Rasûlüne iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah, çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Edip Yüksel: 

Ey inananlar, ALLAH'ı sayıp dinleyin ve elçisine inanın ki rahmetinden size iki pay versin, size, aydınlığında yürüyeceğiniz bir ışık bağışlasın ve sizi bağışlasın. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp-korkun ve O'nun elçisine iman edin, size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Suat Yıldırım: 

Ey (önceki resullere) iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın bu Resulüne de iman edin ki rahmet hazinesinden size iki hisse versin ve size, sayesinde karanlığı dağıtıp yürümenizi sağlayan bir nûr versin ve sizi affetsin. Çünkü Allah gafûr ve rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur). [65,2; 8,29; 2,282]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân etmiş olanlar! Allah´tan korkunuz ve O´nun peygamberlerine imân ediniz ki, size rahmetinden iki nasip versin ve sizin için bir nûr kılsın ki, onunla yürürsünüz ve sizin için mağfiret buyursun ve Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun resulüne inanın ki size rahmetinden iki nasip versin: Size, kendisiyle yol açacağınız bir ışık lütfetsin ve sizi affetsin. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

Bekir Sadak: 

Allah´a ve peygamberine karsi gelenler, kendilerinden oncekiler nasil alcaltildi ise oyle alcaltilacaklardir. Biz, apacik ayetler indirmisizdir, bunlari inkar edene alcaltici azap vardir.

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Allah´tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah´a ulaşmayı dileyenler), Allah´a karşı takva sahibi olun. Ve O´nun Resûl´üne îmân edin ki, size rahmetinden iki kat versin. Ve sizin için, onunla beraber yürüyeceğiniz nur kılsın (versin). Ve sizi mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin). Ve Allah

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Allah´tan korkup sakının

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, Allah´tan sakınıp korkun ve O´nun Resulüne iman edin, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Fransızca: 

ô Vous qui avez cru ! Craignez d'Allah et croyez en Son messager pour qu'Il vous accorde deux parts de Sa miséricorde, et qu'Il vous assigne une lumière à l'aide de laquelle vous marcherez, et qu'Il vous pardonne, car Allah est Pardonneur et Très Miséricordieux.

İspanyolca: 

¡Creyentes! ¡Temed a Alá y creed en Su Enviado! Os dará, así, participación doble en Su misericordia, os pondrá una Luz que ilumine vuestra marcha y os perdonará. Alá es indulgente, misericordioso.

İtalyanca: 

O credenti, temete Allah e credete nel Suo Messaggero, affinché Allah vi dia due parti della Sua misericordia, vi conceda una luce nella quale camminerete e vi perdoni. Allah è perdonatore, misericordioso.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber und verinnerlicht den Iman an Seinen Gesandten, dann gewährt ER euch zwei Anteile von Seiner Gnade, macht für euch Licht, mit dem ihr geht, und vergibt euch. Und ALLAH ist allvergebend, allgnädig.

Çince: 

信仰尔撒的人们啊!你们应当敬畏真主,应当信仰他的使者,他就把他的恩惠加倍赏赐你们,他就为你们创造一道光明;你们将借那道光明而行走,他就赦宥你们。真主是至赦的,是至慈的。

Hollandaca: 

O gij! die in de profeten gelooft , vreest God, en gelooft in zijn gezant Mahomet; hij zal u twee deelen van zijne genade schenken, en hij zal u een licht geven, waarin gij zult wandelen, en hij zal u vergiffenis schenken; want God is vergevensgezind en barmhartig.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Бойтесь Аллаха и веруйте в Его Посланника, и тогда Он одарит вас вдвойне из Своей милости, и дарует вам свет, при котором вы будете идти, и простит вас. Аллах - Прощающий, Милосердный.

Somalice: 

Kuwa xaqa rumeeyow Eebaa ka dhawrsada, rumeeyana Rasuulkiisa haydin siiyo laab laab naxariiseede, hana idiin yeelo Nuur aad ku socotaane, hana idiin dambidhaafee, Eebana waa dambidhaafe naxariista ah.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Mcheni Mwenyezi Mungu, na muaminini Mtume wake, atakupeni sehemu mbili katika rehema yake, na atakujaalieni muwe na nuru ya kwenda nayo. Na atakusameheni. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kusamehe, Mwenye kurehemu.

Uygurca: 

ئى (ئىساغا) ئىمان ئېيتقان كىشىلەر! اﷲ تىن قورقۇڭلار، اﷲ قا ۋە ئۇنىڭ پەيغەمبىرى (مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا) ئىمان ئېيتىڭلار، اﷲ سىلەرگە رەھمىتىدىن ئىككى ھەسسە بېرىدۇ، سىلەرگە سىلەر (ئاخىرەتتە پىلسىراتتا) ماڭىدىغان نۇرنى پەيدا قىلىدۇ، سىلەرگە مەغپىرەت قىلىدۇ، اﷲ بەكمۇ مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر، ناھايىتى مېھرىباندۇر

Japonca: 

あなたがた信仰する者よ,アッラーを畏れ,かれの使徒を信じなさい。かれは倍の慈悲を授け,また光明をあなたがたのために設け,それで(正しい道を)歩ませ,またあなたがた(の過去の罪業)を赦される。本当にアッラーは寛容にして慈悲深くあられる。

Arapça (Ürdün): 

«يا أيها الذين آمنوا» بعيسى «اتقوا الله وآمنوا برسوله» محمد صلى الله عليه وسلم وعيسى «يؤتكم كفلين» نصيبين «من رحمته» لإيمانكم بالنبيين «ويجعل لكم نورا تمشون به» على الصراط «ويغفر لكم والله غفور رحيم».

Hintçe: 

ऐ ईमानदारों ख़ुदा से डरो और उसके रसूल (मोहम्मद) पर ईमान लाओ तो ख़ुदा तुमको अपनी रहमत के दो हिस्से अज्र अता फरमाएगा और तुमको ऐसा नूर इनायत फ़रमाएगा जिस (की रौशनी) में तुम चलोगे और तुमको बख्श भी देगा और ख़ुदा तो बड़ा बख्शने वाला मेहरबान है

Tayca: 

โอ้บรรดผู้ศรัทธาเอ๋ย จงยำเกรงต่ออัลลอฮ และจงศรัทธาต่อร่อซูลของพระองค์เถิด พระองค์จะทรงประทานความเมตตาของพระองค์ให้แก่พวกเจ้าสองเท่าและจะทรงให้มีแสงสว่างแก่พวกเจ้าเพื่อพวกเจ้าจะได้ดำเนินชีวิตด้วยมัน และจะทรงอภัยโทษให้แก่พวกเจ้าและอัลลอฮนั้นเป็นผู้ทรงอภัย ผู้ทรงเมตตาเสมอ

İbranice: 

הוי אלה אשר האמינו! יראו את אלוהים והאמינו בשליחו, והוא יעניק לכם כפליים מחסדו וייתן לכם אור אשר תלכו על פיו ויסלח לכם, כי אלוהים הוא הסלחן והרחום

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, Allaha se bojte i u Poslanika Njegova vjerujte. On će vam dvostruku milost Svoju darovati, i dat će vam svjetlo pomoću kog ćete ići, i oprostit će vam, a Allah je oprostitelj grijeha i milostiv je.

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Temeţi-vă de Dumnezeu! Credeţi în trimisul Său pentru ca Dumnezeu să vă dea îndoit din milostivenia Sa şi să vă dăruiască o lumină în care să mergeţi şi să vă ierte vouă. Dumnezeu este Iertător, Milostiv.

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo ittaqoo Allaha waaminoo birasoolihi yutikum kiflayni min rahmatihi wayajAAal lakum nooran tamshoona bihi wayaghfir lakum waAllahu ghafoorun raheemun

Türkçe: 

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun resulüne inanın ki size rahmetinden iki nasip versin: Size, kendisiyle yol açacağınız bir ışık lütfetsin ve sizi affetsin. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

Sahih International: 

O you who have believed, fear Allah and believe in His Messenger; He will [then] give you a double portion of His mercy and make for you a light by which you will walk and forgive you; and Allah is Forgiving and Merciful.

İngilizce: 

O ye that believe! Fear Allah, and believe in His Messenger, and He will bestow on you a double portion of His Mercy: He will provide for you a Light by which ye shall walk (straight in your path), and He will forgive you (your past): for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Allahdan qorxun və Onun peyğəmbərinə iman gətirin ki, (Allah) sizə Öz mərhəmətindən iki pay versin, sizə (qıl körpüsü üstündə) getməyiniz üçün nur bəxş etsin və sizi bağışlasın. Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'nun Elçisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin; sizi bağışlasın. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Allah için takvalı olun. O’nun Resûl’üne îmân edin ki, size rahmetinden iki pay versin. Ve size aydınlığında yürüyeceğiniz bir ışık yapsın. Sizi bağışlasın. Allah, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine iman edin ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin; sizi bağışlasın. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, Allahdan korkun. Onun peygamberlerine de îman edin ki (Allah) size rahmetinden iki (kat) nasıyb versin. Sizin için, (yardımıyle), yürüyeceğiniz bir nuur lütfetsin. Sizi yarlığasın. Allah hakkıyla yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana ermiş olanlar! Allah´a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın ve O´nun Elçisi´ne inanın, ki O, size rahmetinden iki kat versin ve sizin için (aydınlığında) yürüyeceğiniz bir ışık yaksın ve (geçmiş günahlarınızı) bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, Tanrı´dan sakınıp korkun ve O´nun elçisine inanın, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağrifet etsin. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler

Portekizce: 

Ó fiéis, temei a Deus e crede em Seu Mensageiro! Ele vos concederá dupla porção da Sua misericórdia, dar-vos-á umaluz, com que vos encaminhará e vos perdoará; e Deus é Indulgente, Misericordiosíssimo.

İsveççe: 

TROENDE! Frukta Gud och tro på Hans Sändebud! Då skall Han av nåd ge er en dubbel belöning och låta ett ljus lysa er på er vandring och Han skall ge er Sin förlåtelse - Gud är ständigt förlåtande, barmhärtig.

Farsça: 

ای مؤمنان! از خدا پروا کنید و به پیامبرش ایمان آورید تا دو سهم از رحمتش را به شما عطا کند، و برای شما نوری قرار دهد که به وسیله آن [در میان مردم] راه سپارید و شما را بیامرزد، و خدا بسیار آمرزنده و مهربان است.

Kürtçe: 

ئەی ئەو کەسانەی باوەڕتان ھێناوە لەخوا بترسن وباوەڕبھێنن بەپێغەمبەرەکەی، دوو بەشتان لەڕەحمەت وبەخششی خۆی پێ دەبەخشێت وە ڕووناکیەکتان دەداتێ کە ڕێنموونی وڕێی ڕاستی پێ دەرکەن وە لێتان خۆش دەبێت وەخوا لێ خۆشبووی میھرەبانە

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Аллоҳга тақво қилинглар ва Унинг Пайғамбарига иймон келтиринглар. У зот Ўз раҳматидан сизларга икки ҳисса берадир ва сизларнинг юришингизга нур берадир ҳамда сизларни мағфират қиладир. Аллоҳ кечирувчи, раҳмли зотдир.

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman! Bertaqwalah kamu kepada Allah dan tetaplah beriman kepada RasulNya (Muhammad), supaya Allah memberi kepada kamu dua bahagian dari rahmatNya, dan menjadikan bagi kamu cahaya untuk kamu berjalan dengannya (pada hari kiamat kelak), serta diampunkannya dosa kamu; dan (ingatlah), Allah Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani.

Arnavutça: 

O ju besimtarë, - ruajuni Perëndisë dhe besoni Profetin e Tij, Ai do t’ju dhurojë mëshirë të dyfishtë, dhe do t’u japë dritë me ndihmën e së cilës do të ecni dhe do t’ju falë (gabimet); Perëndia është falës dhe mëshirues –

Bulgarca: 

О, вярващи, бойте се от Аллах и вярвайте в Неговия Пратеник! Той ще ви даде двоен дял от Своята милост. И ще стори за вас светлина, с която ще вървите. И ще ви опрости. Аллах е опрощаващ, милосърден.

Sırpça: 

О ви који верујете, бојте се Аллаха и у Његовог Посланика верујте. Он ће да вам дарује Своју двоструку милост, и даће вам светло помоћу ког ћете да идете, и опростиће вам, а Аллах опрошта грехе и милостив је.

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Bojte se Boha a věřte v posla Jeho! On dá vám dva podíly z milosrdenství Svého a uštědří vám světlo, s nímž půjdete, a odpustí vám - vždyť Bůh je odpouštějící, slitovný,

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، اللہ سے ڈرو اور اس کے رسولؐ پر ایمان لاؤ، اللہ تمہیں اپنی رحمت کا دوہرا حصہ عطا فرمائے گا اور تمہیں وہ نور بخشے گا جس کی روشنی میں تم چلو گے، اور تمہارے قصور معاف کر دے گا، اللہ بڑا معاف کرنے والا اور مہربان ہے

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, аз Худо битарсед ва ба паёмбараш имон биёваред, то шуморо аз раҳмати худ ду бор музд бидиҳад. Ва шуморо нуре ато кунад, ки дар рӯшноии он роҳ биҷӯед ва шуморо бибахшояд, ки Худо бахшояндаи меҳрубон аст,

Tatarca: 

Ий әүвәлге пәйгамбәрләргә ышанучы Тәүрат, Инҗил әһелләре, Аллаһудан куркыгыз, гөнаһлардан сакланыгыз, ягъни Коръән белән гамәл кылыгыз, һәм Аның расүле Мухәммәд г-мгә иман китерегез, Мухәммәд г-мгә ияреп Коръән белән гамәл кылсагыз Аллаһ сезгә рәхмәтеннән ике өлеш бирер, дәхи сезгә иман нурын бирер шул нур белән, туры юлны табарсыз, вә сезне Аллаһ ярлыкар, Аллаһ ярлыкаучы вә рәхимледер.

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman (kepada para rasul), bertakwalah kepada Allah dan berimanlah kepada Rasul-Nya, niscaya Allah memberikan rahmat-Nya kepadamu dua bagian, dan menjadikan untukmu cahaya yang dengan cahaya itu kamu dapat berjalan dan Dia mengampuni kamu. Dan Allah Maha Pengampun lagi Maha Penyayang.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! አላህን ፍሩ፡፡ በመልእክተኛውም እመኑ፡፡ ከችሮታው ሁለትን ክፍሎች ይሰጣችኋልና፡፡ ለእናንተም በእርሱ የምትኼዱበት የኾነ ብርሃንን ያደርግላችኋል፡፡ ለእናንተም ይምራል፡፡ አላህም መሓሪ አዛኝ ነው፡፡

Tamilce: 

(முந்திய வேதங்களை நம்பிக்கை கொண்ட) நம்பிக்கையாளர்களே! அல்லாஹ்வை அஞ்சிக் கொள்ளுங்கள்! இன்னும், அவனது தூதரை நம்பிக்கை கொள்ளுங்கள்! அவன் உங்களுக்கு தனது கருணையிலிருந்து இரு மடங்கு பங்குகளைக் கொடுப்பான். இன்னும், உங்களுக்கு ஒளியை (நீதமான, ஒழுக்கமான, இலகுவான, நேர்வழிமிக்க சட்டங்களை உடைய அழகிய மார்க்கத்தை) ஏற்படுத்துவான். அதன் மூலம் (கண்ணியத்தோடு மக்களுக்கு மத்தியில்) நீங்கள் நடந்து செல்வீர்கள். இன்னும், அவன் உங்களை மன்னிப்பான். அல்லாஹ் மகா மன்னிப்பாளன், மகா கருணையாளன் ஆவான்.

Korece: 

믿는 자들이여 하나님을 두 려워하고 그분의 선지자를 믿으라 그리하면 그분께서 너희 위에 그 분의 은헤를 두배로 더하여 주실 것이며 너희가 걸어갈 길에 빛을 주실 것이며 너희에게 관용을 베 푸시나니 실로 하나님은 관용과 자비로 충만하시니라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin, các ngươi hãy sợ Allah và hãy có đức tin nơi Thiên Sứ của Ngài, Ngài sẽ lấy lòng thương xót của Ngài mà ban cho các ngươi gấp đôi phần thưởng, Ngài sẽ ban cho các ngươi ánh sáng để các ngươi bước đi và Ngài sẽ tha thứ cho các ngươi. Quả thật, Allah là Đấng Tha Thứ, Đấng Nhân Từ.