Arapça:
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا
Çeviriyazı:
vennâşirâti neşrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yaydıkça yayanlara,
Diyanet İşleri:
Birbiri ardından gönderilenlere ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak için vahiy getiren meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyamet şüphesiz kopacaktır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bulutları yayıp sürenlere.
Şaban Piriş:
Yaydıkça yayanlara
Edip Yüksel:
Yaydıkça yayanlara,
Ali Bulaç:
Yaydıkça yayanlara.
Suat Yıldırım:
Tohumlarını yaydıkça yayanlar,
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve yaymakla yayıverenlere.
Yaşar Nuri Öztürk:
Dağıtıp yayanlara/diriltip harekete getirenlere,
Bekir Sadak:
Gok yarildigi zaman,
İbni Kesir:
Veya yaydıkça yayanlara.
Adem Uğur:
(Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara
İskender Ali Mihr:
Dağıtıp yayanlara andolsun.
Celal Yıldırım:
(Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırdettikçe edenlere,
Tefhim ul Kuran:
Yaydıkça yayanlara,
Fransızca:
Et qui dispersent largement [dans toutes les directions].
İspanyolca:
¡Por los que diseminan en todos los sentidos!
İtalyanca:
per quelle che si diffondono ampie,
Almanca:
Bei den im Ausbreiten Ausbreitenden,
Çince:
誓以传播各物,
Hollandaca:
En bij hen die zijne bevelen verspreiden. Door die op aarde bekend te maken,
Rusça:
распространяющими бурно,
Somalice:
Iyo Dabaysha roobka kicisa.
Swahilice:
Na zikaeneza maeneo yote!
Uygurca:
(بۇلۇتلارنى اﷲ خالىغان تەرەپلەرگە) تارقاتقۇچى شاماللار بىلەن قەسەمكى،
Japonca:
雨を(西?)す風において。
Arapça (Ürdün):
«والناشرات نشرا» الرياح تنشر المطر.
Hintçe:
और (बादलों को) उभार कर फैला देती हैं
Tayca:
ขอสาบานต่อมะลาอิกะฮฺที่อุ้มเมฆฝน
İbranice:
ובמלאכים אשר פורשים כנפיים
Hırvatça:
i onih koji rasprostiru.
Rumence:
Pe solii iute răspânditori!
Transliteration:
Waalnnashirati nashran
Türkçe:
Dağıtıp yayanlara/diriltip harekete getirenlere,
Sahih International:
And [by] the winds that spread [clouds]
İngilizce:
And scatter (things) far and wide;
Azerbaycanca:
And olsun (Allahın ayələrini, kitablarını və əmrlərini) yayanlara;
Süleyman Ateş:
Yaydıkça yayanlara,
Diyanet Vakfı:
(Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara;
Erhan Aktaş:
Yaydıkça yayanlara,
Kral Fahd:
(Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara
Hasan Basri Çantay:
(şeriatın hükümlerini yer yüzünde) iyiden iyi yayan,
Muhammed Esed:
Düşün bu (mesaj)ları, (hakikati) dört bir yana yayan,
Gültekin Onan:
Yaydıkça yayanlara.
Ali Fikri Yavuz:
Yer yüzüne şeriatleri yayan melekler hakkı için,
Portekizce:
E dispersam (as coisas) violentamente;
İsveççe:
Och [uppenbarelserna] som lägger fram [sanningen]
Farsça:
و سوگند به آن فرشتگانی که گشاینده صحیفه های وحی اند،
Kürtçe:
وە بەو بایانەی کە ھەور دەبەن وبڵاوی دەکەنەوە
Özbekçe:
Ва (шариатни) таратувчилар билан қасам.
Malayca:
Dan demi (makhluk-makhluk) yang menyebarkan (pengajaran dan peringatan) dengan sebaran yang sesungguh-sungguhnya,
Arnavutça:
dhe betohem në ata që sjellin shpalljet e pastaj dallojnë (të mirën nga e keqja), -
Bulgarca:
и в пръскащите навред,
Sırpça:
и оних који распростиру,
Çekçe:
široce rozevírajících,
Urduca:
اور (بادلوں کو) اٹھا کر پھیلاتی ہیں
Tacikçe:
ва савганд ба бодҳои бороновар
Tatarca:
Вә яңгырларны, болытларны таратучы җилләр белән.
Endonezyaca:
dan (malaikat-malaikat) yang menyebarkan (rahmat Tuhannya) dengan seluas-luasnya,
Amharca:
መበተንን በታኞች በኾኑትም፤ (ነፋሶች)፣
Tamilce:
(மேகங்களை பல திசைகளில்) பரப்புகின்ற காற்றுகள் மீது சத்தியமாக!
Korece:
멀리 구름을 나르는 그들을 두고 맹세하며
Vietnamca:
Thề bởi các cơn gió gieo mưa.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: