Arapça:
وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ
Çeviriyazı:
vetec`alûne rizḳaküm enneküm tükeẕẕibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
Diyanet İşleri:
Rızkınıza şükredeceğiniz yere onu vereni mi yalanlıyorsunuz?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve o kitaptan nasibiniz, yalnız onu yalanlamaktan ibaret mi olacak?
Şaban Piriş:
Onu yalanlayarak mı size verilen nimete şükür ediyorsunuz?
Edip Yüksel:
İnkar etmeyi iş mi ediniyorsunuz?
Ali Bulaç:
Ve rızkınızı (Kur'an'dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?
Suat Yıldırım:
Bu nimete teşekkürünüz, onu yalan saymanız mı olmalıydı!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve rızkınızı siz muhakkak kendinizin yalanlamanızdan ibaret mi kılacaksınız?
Yaşar Nuri Öztürk:
Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
Bekir Sadak:
(88-89) Eger olen o kisi, gozdelerden ise, rahatlik, hosluk ve nimet cenneti onundur.
İbni Kesir:
Rızkınızı yalanlamakla mı çıkarıyorsunuz?
Adem Uğur:
Allah´ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?
İskender Ali Mihr:
Ve siz, yalanlamış olmanızı kendinize rızık ediniyorsunuz. (Kur´ân´daki sözlerin âlemlerin Rabbi tarafından indirildiğinden şüphe ettiğiniz için rızkınız, nasibiniz sadece yalanlamak oluyor.)
Celal Yıldırım:
Siz, rızkınızı (şükürle karşılıyacağınız yerde) yalan saymanıza çeviriyor (onunla nankörlük yapıyorsunuz.
Tefhim ul Kuran:
Ve rızkınızı (Kur´an´dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?
Fransızca:
Et est-ce pour vous [une façon d'être reconnaissant] à votre subsistance que de traiter (le Coran) de mensonge ?
İspanyolca:
y hacéis de vuestra desmentida vuestro sustento?
İtalyanca:
La vostra riconoscenza sarà tacciarlo di menzogna?
Almanca:
Und ihr erweist euch dankbar für euer Rizq, daß ihr ihn doch ableugnet?!
Çince:
而以否认代替感谢吗?
Hollandaca:
En is dit uwe vergelding voor uw voedsel, hetwelk gij van God ontvangt, dat gij u zelven loochent, hem daarvoor verplicht te zijn?
Rusça:
и делаете ваш удел тем, что считаете ложью истину?
Somalice:
Ood ka yeeleysaan (mahaddii) Riqigiinna beenin (Xaqa).
Swahilice:
Na badala ya kushukuru kwa riziki yenu mnafanya kuwa mnakadhibisha?
Uygurca:
(سىلەر اﷲ نىڭ رىزىق بەرگەنلىكىگە) شۈكۈر قىلىشنىڭ ئورنىغا، رىزىق بەرگۈچىنى) ئىنكار قىلامسىلەر؟
Japonca:
またあなたがたは(それを)虚偽であると申し立て,あなたがたの暮らしを立てるのか。
Arapça (Ürdün):
«وتجعلون رزقكم» من المطر، أي شكره «أنكم تكذبون» بسقيا الله حيث قلتم مطرنا بنوء كذا.
Hintçe:
और तुमने अपनी रोज़ी ये करार दे ली है कि (उसको) झुठलाते हो
Tayca:
และทั้งๆ ที่พระองค์ทรงประทานปัจจัยยังชีพแก่พวกเจ้า พวกเจ้าก็ยังคงปฏิเสธศรัทธาต่ออัลลอฮฺ กระนั้นหรือ
İbranice:
ותתכחשו לחסד אשר נתן לכם (קוראן) ,כי אתם משקרים
Hırvatça:
i umjesto zahvalnosti što vam je opskrba darovana, vi u njega ne vjerujete?
Rumence:
Vreţi să vă câştigaţi traiul hulind?
Transliteration:
WatajAAaloona rizqakum annakum tukaththiboona
Türkçe:
Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
Sahih International:
And make [the thanks for] your provision that you deny [the Provider]?
İngilizce:
And have ye made it your livelihood that ye should declare it false?
Azerbaycanca:
Ruzinizə şükür etməli olduğunuz halda, onu yalanmı hesab edirsiniz?
Süleyman Ateş:
(Kur'an'dan istifade edeceğiniz yerde) Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz (sizin ondan elde ettiğiniz nasib, sadece onu yalanlamanız mıdır)?
Diyanet Vakfı:
Allah'ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?
Erhan Aktaş:
Verilen rızıklara yalanlayarak mı karşılık veriyorsunuz?
Kral Fahd:
Allah’ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?
Hasan Basri Çantay:
Rızkınıza (şükür edeceğinize) siz behemehal tekzibe mi kalkışırsınız?
Muhammed Esed:
ve hakikati yalanlamayı günlük gıdanız olarak mı görüyorsunuz?
Gültekin Onan:
Ve rızkınız (Kuran´dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?
Ali Fikri Yavuz:
Ve (Kur’an’dan nasibinizi), rızkınıza şükretmeyi inkâra mı kalkışacaksınız?
Portekizce:
E fizestes disso o vosso sustento, para que o pudésseis desmentir?
İsveççe:
och tacka för er försörjning genom att kalla dess sanning för lögn
Farsça:
و فقط نصیب خود را این قرار می دهید که آن را انکار کنید؟!
Kürtçe:
وە لەجیاتی سوپاسگوزاری لەسەر ڕۆزیتان ئێوە باوەڕ ناھێنن
Özbekçe:
Ва ёлғонга чиқаришни ризқ қилиб оласизларми?! (Яъни, иймон келтириш лозим бўлган нарсаларга ишонмасликни ўз насибангиз қилиб оласизларми?)
Malayca:
Dan kamu jadikan sikap kamu mendustakannya (sebagai ganti) bahagian dan nasib kamu (menerima dan bersyukur akan ajarannya)?
Arnavutça:
dhe, në vend të mirënjohjes për furnizimin e dhuruar, që u është dhënë – ju, në të vërtetë, po e përgënjeshtroni atë.
Bulgarca:
И [вместо благодарност] за препитанието вие го взимате за лъжа?
Sırpça:
и уместо захвалности што вам је дарована опскрба, ви у њега не верујете?
Çekçe:
a vděčnost svou tím projevujete, že za lež je prohlašujete?
Urduca:
اور اِس نعمت میں اپنا حصہ تم نے یہ رکھا ہے کہ اِسے جھٹلاتے ہو؟
Tacikçe:
Ва насиби худро дар дурӯғ ҳисобидани он қарор медиҳед?
Tatarca:
Тәхкыйк Коръәнне ялганга тотуыгызны үзегезгә өлеш кыласыз. Ягъни һәр нигъмәтне Аллаһудан дип белмисез, бәлки тәбигатьтән һәм үзебездән дисез.
Endonezyaca:
kamu mengganti rezeki (yang Allah berikan) dengan mendustakan Allah.
Amharca:
ሲሳያችሁንም (ዝናምን) እናንተ የምታስተባብሉት ታደርጋላችሁን?
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக நீங்கள் (இதை) பொய்ப்பிப்பதையே (அல்லாஹ் உங்கள் மீது செய்த அருள்களுக்கு) உங்கள் நன்றியாக ஆக்கிக் கொண்டீர்களா?
Korece:
너희의 양식으로 감사하지 아니하고 불신하려 하느뇨
Vietnamca:
Thay vì các ngươi phải biết ơn những bổng lộc (mà Allah) đã ban cho các ngươi thì các ngươi lại quên ơn (Ngài).
Ayet Linkleri: