Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

56

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

5001

Sayfa No: 

535

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَحُورٌ عِينٌ

Çeviriyazı: 

veḥûrun `în.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İri gözlü hûriler,

Diyanet İşleri: 

İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onlara kara gözlü huriler de var ki.

Şaban Piriş: 

Ve iri gözlü huriler,

Edip Yüksel: 

Güzel eşler...

Ali Bulaç: 

Ve iri gözlü huriler,

Suat Yıldırım: 

Ve gün görmemiş saklı inciler gibi güzel eşler...

Ömer Nasuhi Bilmen: 

56:21

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.

Bekir Sadak: 

(28-34) Onlar dikensiz sedir agaclari, salkimlari sarkmis muz agaclari, uzamis golge altinda, caglayarak akan sular kenarlarinda

İbni Kesir: 

Şahin gözlü huriler de

Adem Uğur: 

İri gözlü hûriler,

İskender Ali Mihr: 

Ve harika güzel gözlü huriler (vardır).

Celal Yıldırım: 

Ve iri kara gözlü eşler ki,

Tefhim ul Kuran: 

Ve iri gözlü huriler,

Fransızca: 

Et ils auront des houris aux yeux, grands et beaux,

İspanyolca: 

Habrá huríes de grandes ojos,

İtalyanca: 

E [ci saranno colà] le fanciulle dai grandi occhi neri,

Almanca: 

sowie Hur-'in,

Çince: 

还有白皙的、美目的妻子,

Hollandaca: 

Daar zullen zij door schoone maagden worden vergezeld,

Rusça: 

Их женами будут черноокие, большеглазые девы,

Somalice: 

Iyo Haween Janno oo Indha cadcad.

Swahilice: 

Na Mahurulaini,

Uygurca: 

ئۇلارغا سەدەپنىڭ ئىچىدىكى گۆھەرگە ئوخشايدىغان شەھلا كۆزلۈك ھۆرلەر بېرىلىدۇ

Japonca: 

大きい輝くまなざしの,美しい乙女は,

Arapça (Ürdün): 

«وحور» نساء شديدات سواد العيون وبياضها «عين» ضخام العيون كسرت عينه بدل ضمها لمجانسة الياء ومفرده عيناء كحمراء وفي قراءة بجر حور عين.

Hintçe: 

और बड़ी बड़ी ऑंखों वाली हूरें

Tayca: 

และหญิงสาวที่มีนัยตาคมสวยงาม

İbranice: 

(עלמות) ויפיפיות בעלות עיניים יפות

Hırvatça: 

U njima će biti i hurije očiju krupnih,

Rumence: 

Vor avea acolo hurii cu ochi

Transliteration: 

Wahoorun AAeenun

Türkçe: 

Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.

Sahih International: 

And [for them are] fair women with large, [beautiful] eyes,

İngilizce: 

And (there will be) Companions with beautiful, big, and lustrous eyes,-

Azerbaycanca: 

(Onlar üçün orada) iri (ahu) gözlü, qəşəng hurilər də vardır.

Süleyman Ateş: 

İri gözlü huriler,

Diyanet Vakfı: 

İri gözlü huriler,

Erhan Aktaş: 

Güzel bakışlı hûriler.(1)

Kral Fahd: 

iri gözlü huriler,

Hasan Basri Çantay: 

(Orada) şahin gözlü huurîler de (vardır),

Muhammed Esed: 

Ve en güzel gözlü saf ve temiz eşler (yanlarında olacak),

Gültekin Onan: 

Ve iri gözlü huriler,

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar için, iri gözlü (güzel yüzlü) hûriler de var

Portekizce: 

Em companhia de huris, de cândidos olhares,

İsveççe: 

Och [deras sällskap] är mörkögda, oskuldsfulla unga kvinnor,

Farsça: 

و حوریانی چشم درشت،

Kürtçe: 

وەحۆریانی چاو گەش وچاو بەڵەك

Özbekçe: 

Яна кўзи гўзал ҳурлар бор.

Malayca: 

Dan (mereka dilayani) bidadari-bidadari yang cantik parasnya,

Arnavutça: 

Në to (xhennete) ka edhe hyrie (të bukura) sy-mëdha,

Bulgarca: 

И ще имат хубавици с големи очи,

Sırpça: 

У њима ће да буду и рајске лепотице крупних очију,

Çekçe: 

Tam budou i dívky velkých očí černých,

Urduca: 

اور ان کے لیے خوبصورت آنکھوں والی حوریں ہونگی

Tacikçe: 

Ва ҳурони дуруштчашм

Tatarca: 

Дәхи кара вә зур күзле кызлар белән бергә булырлар.

Endonezyaca: 

Dan ada bidadari-bidadari bermata jeli,

Amharca: 

ዓይናማዎች የኾኑ ነጫጭ ቆንጆዎችም አሏቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், வெள்ளை நிறமான கண்ணழகிகளான பெண்கள் (அவர்களுக்கு மனைவிகளாக இருப்பார்கள்).

Korece: 

눈이 크고 아름다운 배우자 가 있으매

Vietnamca: 

Sẽ có những trinh nữ với đôi mắt to tuyệt đẹp.