Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

71

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

5443

Sayfa No: 

571

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا ۖ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا

Çeviriyazı: 

veḳad eḍallû keŝîrâ. velâ tezidi-żżâlimîne illâ ḍalâlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır.

Diyanet İşleri: 

Böylece birçoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını artır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun ki bunlar, birçok kişileri doğru yoldan çıkardılar ve zalimlerin, ancak sapıklığını arttır.

Şaban Piriş: 

Ve birçoklarını yoldan saptırdılar. Sen de o zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.

Edip Yüksel: 

Çok kişiyi saptırdılar. Öyleyse, sen de zalimlerin şaşkınlığını arttır.

Ali Bulaç: 

Böylece onlar, çoğu kimseyi şaşırtıp-saptırdılar. Sen de o zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.

Suat Yıldırım: 

Böylece onlar birçok insanı şaşırttılar. Mademki öyle yaptılar, Sen de bu zalimlerin şaşkınlığını artır ya Rabbî!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve muhakkak ki, birçoklarını sapıklığa düşürdüler. Ve (Yarabbi! Sen de) O zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Çoklarını saptırdılar. Sen de o zalimler için şaşkınlıktan başka bir şeyi artırma.

Bekir Sadak: 

72:1

İbni Kesir: 

Böylece bir çoğunu saptırdılar. Zalimlere sapıklıktan başka bir şeyi artırma.

Adem Uğur: 

(Böylece) onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır!

İskender Ali Mihr: 

Ve (böylece) pekçoğunu dalâlette bırakmış oldular. Ve (Nuh A.S): “Zalimlerin, dalâletten başka bir şeyini artırma (zalimlerin, sapıklıklarını artır).”

Celal Yıldırım: 

Bunlar cidden birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Bu zâlimlerin ancak sapıklık ve şaşkınlığını artır.

Tefhim ul Kuran: 

«Böylece onlar, çoğu kimseyi şaşırtıp saptırdılar. Sen de o zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.»

Fransızca: 

Elles [les idoles] ont déjà égaré plusieurs. Ne fais (Seigneur) croître les injustes qu'en égarement.

İspanyolca: 

Han extraviado a muchos. A los impíos ¡no hagas sino extraviarles más!»

İtalyanca: 

Essi ne hanno traviati molti; [Signore, ] non accrescere gli ingiusti altro che nella perdizione».

Almanca: 

Und bereits verleiteten sie viele. Und DU mehrst die Unrecht- Begehenden nur am Irregehen."

Çince: 

他们确已使许多人迷误,求你使不义的人们更加迷误。

Hollandaca: 

En zij verleidden velen (want gij zult slechts de dwaling der zondaren vermeerderen).

Rusça: 

Они уже ввели в заблуждение многих. Не приумножай же беззаконникам ничего, кроме заблуждения!"

Somalice: 

Waxayna Dhumiyeen dad Badan ee Eebow ha kordhinnin Daalimiinta waxaan baadi ahayn.

Swahilice: 

Na hao walikwisha wapoteza wengi, wala usiwazidishie walio dhulumu ila kupotea.

Uygurca: 

ئۇلار ھەقىقەتەن نۇرغۇن كىشىلەرنى ئازدۇردى، زالىملارنى تېخىمۇ گۇمراھ قىلغىن»

Japonca: 

かれらは既に多くの者を迷わせました。(主よ)迷いを放任されても,不義を行う者を多くしないで下さい。」

Arapça (Ürdün): 

«وقد أضلوا» بها «كثيرا» من الناس بأن أمروهم بعبادتهم «ولا تزد الظالمين إلا ضلالا» عطفا على قد أضلوا دعا عليهم لما أوحي إليه أنه لن يؤمن من قومك إلا من قد آمن.

Hintçe: 

और उन्होंने बहुतेरों को गुमराह कर छोड़ा और तू (उन) ज़ालिमों की गुमराही को और बढ़ा दे

Tayca: 

และโดยแน่นอน พวกเขาได้ทำให้หมู่ชนจำนวนมากหลง ดังนั้นขอพระองค์ท่านอย่าได้เพิ่มอันใดแก่พวกอธรรมเหล่านั้น นอกจากกการหลงผิดเท่านั้น

İbranice: 

הם כבר התעו הרבה. אל תוסיף למקפחים דבר מלבד עוד תעייה

Hırvatça: 

a već su mnoge u zabludu doveli, pa Ti zulumćarima samo zabludu povećaj!"

Rumence: 

Aceştia au rătăcit mulţi oameni. Tu nu faci decât să măreşti rătăcirea celor nedrepţi.

Transliteration: 

Waqad adalloo katheeran wala tazidi alththalimeena illa dalalan

Türkçe: 

"Çoklarını saptırdılar. Sen de o zalimler için şaşkınlıktan başka bir şeyi artırma."

Sahih International: 

And already they have misled many. And, [my Lord], do not increase the wrongdoers except in error."

İngilizce: 

They have already misled many; and grant Thou no increase to the wrong-doers but in straying (from their mark).

Azerbaycanca: 

Onlar çoxlarını yoldan çıxartdılar. Sən də (ey Rəbbim!) ancaq onların zəlalətini artır!”

Süleyman Ateş: 

(Böylece) Onlar, çok kimseyi yoldan çıkardılar. Sen de o zalimlere şaşkınlıktan başka bir şey artırma.

Diyanet Vakfı: 

(Böylece) onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır!

Erhan Aktaş: 

“Pek çoğunu saptırdılar. Sen de bu zâlimlerin şaşkınlıklarından başka bir şeylerini artırma!”

Kral Fahd: 

(Böylece) onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır!

Hasan Basri Çantay: 

«Hakıykaten onlar birçoklarını başdan çıkardılar. Sen (ey Rabbim) o zaalimlerin şaşkınlığından başka şeylerini artırma».

Muhammed Esed: 

Onlar böylece çoğu kimseyi saptırdılar, o halde, Sen bu zalimlere yalnızca (özlem duydukları şeylerden) uzaklaşmalarını emret!"

Gültekin Onan: 

71:22

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten bunlar çok kimseleri yoldan çıkardılar. (Ey Rabbim!) Sen de zalimlerin ancak helâkini artırır.”

Portekizce: 

Apesar de estes haverem extraviado muitos, se bem que Tu, ó Senhor meu, não aumentarás em nada os iníquos, senão em extravio.

İsveççe: 

På detta sätt har de lett många vilse. Herre! Låt dessa orättfärdiga [människor] gå vidare från misstag till misstag!"

Farsça: 

همانا بسیاری را گمراه کردند. و [پروردگارا!] ستمکاران را جز گمراهی میفزا.

Kürtçe: 

وە بەڕاستی ئەوانە زۆر (خەڵك) یان گومڕا کرد، (خوایە) ئەم ستەمكارانە لە گومڕایی زیاتر ھیچی تریان بۆ زۆر مەکە

Özbekçe: 

Дарҳақиқат улар кўпларини адаштирдилар ва сен золимларга залолатдан бошқани зиёда қилма», деди. (Кўриниб турибдики, Нуҳ алайҳиссаломнинг бу дуолари ниҳоятда аламли дуо. Нуҳ алайҳиссалом ўз қавмларига қилган ушбу дуоибандни Аллоҳ субҳанаҳу ва таоло у зотга сенинг қавмингдан ҳозир иймонга келганларидан ўзгаси зинҳор иймонга келмас, деб хабар берганидан сўнг, уларнинг иймонларидан ноумид бўлиб туриб қолганлар.)

Malayca: 

"Dan sesungguhnya ketua-ketua itu telah menyesatkan kebanyakan (dari umat manusia); dan (dengan yang demikian) janganlah Engkau (wahai Tuhanku) menambahi orang-orang yang zalim itu melainkan kesesatan jua".

Arnavutça: 

E, këta idhujë kanë mashtruar shumë (njerëz); e ti (keqbërësve), mos u smadho asgjë, përpos humbjes!”

Bulgarca: 

И вече заблудиха те мнозина. И надбавяй на угнетителите само заблуда!”

Sırpça: 

а већ су многе довели у заблуду, па Ти насилницима само заблуду повећај!“

Çekçe: 

A věru oni mnohým zbloudit dali; a nerozmnožuj nespravedlivým ničeho, leda jejich bloudění!'

Urduca: 

انہوں نے بہت لوگوں کو گمراہ کیا ہے، اور تو بھی اِن ظالموں کو گمراہی کے سوا کسی چیز میں ترقی نہ دے"

Tacikçe: 

Бисёреро гумроҳ карданд ва ту ҷуз бар гумроҳии ситамкорон наяфзой!»

Tatarca: 

Ий Раббым, тәхкыйк алар күпләрне хак юлдан адаштырдылар, бу залимнәргә арттырма һичнәрсәне, мәгәр адашуны гына арттыр", – дип.

Endonezyaca: 

Dan sesudahnya mereka menyesatkan kebanyakan (manusia); dan janganlah Engkau tambahkan bagi orang-orang yang zalim itu selain kesesatan.

Amharca: 

«በእርግጥም ብዙዎችን አሳሳቱ፡፡ ከሓዲዎችንም ጥመትን እንጅ ሌላን አትጨምርላቸው» (አለ)፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் பலரை வழி கெடுத்தனர். ஆகவே, (என் இறைவா!) அநியாயக்காரர்களுக்கு நீ அதிகப்படுத்தாதே, வழிகேட்டைத் தவிர!

Korece: 

그들은 이미 많은 무리를 유혹하였으니 주여 당신께서 더 이 상 방황하는 자들을 제외하고는 그들의 죄악을 증가하지 않도록 하여 주소서

Vietnamca: 

“Quả thật, (các thần linh bục tượng đó của họ), chúng đã dắt nhiều người đi lạc. (Lạy Thượng Đế của bề tôi) xin Ngài đừng tăng thêm gì cho những kẻ sai quấy ngoại trừ sự lầm lạc.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: