Arapça:
إِنَّ الْمُجْرِمِينَ فِي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ
Çeviriyazı:
inne-lmücrimîne fî ḍalâliv vesü`ur.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Muhakkak ki suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
Diyanet İşleri:
Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki suçlular, sapıklık içinde ve yakıp kavuran ateşlerdedir.
Şaban Piriş:
Şüphesiz günahkârlar sapıklık ve çılgın alev içindedirler.
Edip Yüksel:
Suçlular bir sapıklık ve cehennem içindedir.
Ali Bulaç:
Hiç şüphesiz suçlular-günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler.
Suat Yıldırım:
Mücrimler tam bir şaşkınlık ve çılgınlık içindedirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
54:46
Yaşar Nuri Öztürk:
Kuşkusuz, suçlular, şaşkınlık ve çılgınlık içindedir.
Bekir Sadak:
Kucuk ve buyuk, hepsi satir satirdir.
İbni Kesir:
Muhakkak ki suçlular
Adem Uğur:
Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki mücrimler (suçlular), dalâlet ve çılgınlık içindedir.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki, suçlu günahkârlar sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
Tefhim ul Kuran:
Hiç şüphesiz suçlu günahkâr olanlar, bir şaşkınlık (sapıklık) ve çılgınlık içindedirler.
Fransızca:
Les criminels sont certes, dans l'égarement et la folie.
İspanyolca:
Los pecadores están extraviados y deliran.
İtalyanca:
In verità i malvagi sono nello smarrimento e nella follia.
Almanca:
Gewiß, die schwer Verfehlenden sind im Irregehen und in Hitzeglut,
Çince:
犯罪者的确在迷误和烈火中。
Hollandaca:
Waarlijk, de zondaar doolt in dwaling rond, en zal hier namaals in brandende vlammen worden gemarteld.
Rusça:
Воистину, грешники сбились с пути и страдают (или отдалились от истины).
Somalice:
Kuwa dambiilayaasha ah baadi iyo fogaansho yay ku suganyihiin.
Swahilice:
Hakika wakosefu wamo katika upotofu na wazimu.
Uygurca:
گۇناھكارلار ھەقىقەتەن (دۇنيادا) گۇمراھلىقتىدۇر، (ئاخىرەتتە) دوزاختىدۇر
Japonca:
本当にこれらの罪を犯している者たちは,迷っているか,気違いである。
Arapça (Ürdün):
«إن المجرمين في ضلال» هلاك بالقتل في الدنيا «وسعر» نار مستعرة بالتشديد أي مهيجة في الآخرة.
Hintçe:
बेशक गुनाहगार लोग गुमराही और दीवानगी में (मुब्तिला) हैं
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้มีความผิดนั้น อยู่ในการหลงทาง และการเผาไหม้
İbranice:
אכן הרשעים שרויים בתעייה ובטיפשות
Hırvatça:
Prestupnici su, doista, u zabludi i patnji bili, i bit će
Rumence:
În Ziua când vor fi târâţi cu faţa în jos în Foc, li se va spune: “Gustaţi mângâierea Focului mistuitor!”
Transliteration:
Inna almujrimeena fee dalalin wasuAAurin
Türkçe:
Kuşkusuz, suçlular, şaşkınlık ve çılgınlık içindedir.
Sahih International:
Indeed, the criminals are in error and madness.
İngilizce:
Truly those in sin are the ones straying in mind, and mad.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, günahkarlar (dünyada) haqq yoldan azmışlar və (axirətdə də) cəhənnəm odu içərisində olacaqlar. (Yaxud günahkarlar heyrət, yanlışlıq və dəlilik içindədirlər).
Süleyman Ateş:
Suçlular bir sapıklık ve çılgınlık içindedir.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
Erhan Aktaş:
Kuşkusuz, mücrimler sapkınlık ve çılgınlık içindedirler.
Kral Fahd:
Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
Hasan Basri Çantay:
Şübhe yok ki günahkârlar (dünyâda) sapıklık ve (âhiretde) çılgın ateşler içindedirler.
Muhammed Esed:
çünkü, günaha batmış olanlar (o zaman, görecekler ki) sapıklıkta ve ahmaklıkta kaybolup gitmişler!
Gültekin Onan:
Hiç şüphesiz suçlular günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Muhakkak ki mücrimler (müşrikler) şaşkınlık ve çılgın ateşler içindedirler.
Portekizce:
Sabei que os pecadores estarão nos caos e na loucura.
İsveççe:
Då skall de obotfärdiga syndarna [inse att] de gick vilse och [att] deras förstånd svek dem.
Farsça:
بی تردید گنهکاران در گمراهی و انحراف و در آتش افروخته اند.
Kürtçe:
بەڕاستی تاوانبارەکان لەگومڕایی وشێتیدان
Özbekçe:
Албатта, жинояткорлар адашувда ва олов-оташдадирлар.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang berdosa berada dalam keadaan sesat (di dunia), dan (di akhirat pula mereka berada dalam) api Neraka.
Arnavutça:
Me të vërtetë, mëkatarët do të jenë të humbur dhe në zjarr (në jetën tjetër).
Bulgarca:
Престъпниците ще са в заблуда и безумие
Sırpça:
Грешници су, заиста, у заблуди и патњи,
Çekçe:
A hříšníci věru budou v pošetilosti a v bloudění,
Urduca:
یہ مجرم لوگ در حقیقت غلط فہمی میں میں مبتلا ہیں اور اِن کی عقل ماری گئی ہے
Tacikçe:
Гунаҳкорон дар гумроҳиву ҷаҳолатанд.
Tatarca:
Азган бозык кешеләр шиксез адашмакталар вә диваналыкталар.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang berdosa berada dalam kesesatan (di dunia) dan dalam neraka.
Amharca:
አመጸኞች በስህተትና በእሳቶች ውስጥ ናቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக குற்றவாளிகள் வழிகேட்டிலும் (இணைவைத்தல், சிலைவணக்கம் என்ற) மிகப் பெரிய சிரமத்திலும் இருக்கிறார்கள்.
Korece:
실로 죄인들은 방황하며 미 친자들이라
Vietnamca:
Thật vậy, những kẻ tội lỗi đang lầm lạc và điên rồ.
Ayet Linkleri: