Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

47

Ayet No: 

4893

Sayfa No: 

530

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الْمُجْرِمِينَ فِي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ

Çeviriyazı: 

inne-lmücrimîne fî ḍalâliv vesü`ur.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Muhakkak ki suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki suçlular, sapıklık içinde ve yakıp kavuran ateşlerdedir.

Şaban Piriş: 

Şüphesiz günahkârlar sapıklık ve çılgın alev içindedirler.

Edip Yüksel: 

Suçlular bir sapıklık ve cehennem içindedir.

Ali Bulaç: 

Hiç şüphesiz suçlular-günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler.

Suat Yıldırım: 

Mücrimler tam bir şaşkınlık ve çılgınlık içindedirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

54:46

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kuşkusuz, suçlular, şaşkınlık ve çılgınlık içindedir.

Bekir Sadak: 

Kucuk ve buyuk, hepsi satir satirdir.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki suçlular

Adem Uğur: 

Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki mücrimler (suçlular), dalâlet ve çılgınlık içindedir.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki, suçlu günahkârlar sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

Hiç şüphesiz suçlu günahkâr olanlar, bir şaşkınlık (sapıklık) ve çılgınlık içindedirler.

Fransızca: 

Les criminels sont certes, dans l'égarement et la folie.

İspanyolca: 

Los pecadores están extraviados y deliran.

İtalyanca: 

In verità i malvagi sono nello smarrimento e nella follia.

Almanca: 

Gewiß, die schwer Verfehlenden sind im Irregehen und in Hitzeglut,

Çince: 

犯罪者的确在迷误和烈火中。

Hollandaca: 

Waarlijk, de zondaar doolt in dwaling rond, en zal hier namaals in brandende vlammen worden gemarteld.

Rusça: 

Воистину, грешники сбились с пути и страдают (или отдалились от истины).

Somalice: 

Kuwa dambiilayaasha ah baadi iyo fogaansho yay ku suganyihiin.

Swahilice: 

Hakika wakosefu wamo katika upotofu na wazimu.

Uygurca: 

گۇناھكارلار ھەقىقەتەن (دۇنيادا) گۇمراھلىقتىدۇر، (ئاخىرەتتە) دوزاختىدۇر

Japonca: 

本当にこれらの罪を犯している者たちは,迷っているか,気違いである。

Arapça (Ürdün): 

«إن المجرمين في ضلال» هلاك بالقتل في الدنيا «وسعر» نار مستعرة بالتشديد أي مهيجة في الآخرة.

Hintçe: 

बेशक गुनाहगार लोग गुमराही और दीवानगी में (मुब्तिला) हैं

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้มีความผิดนั้น อยู่ในการหลงทาง และการเผาไหม้

İbranice: 

אכן הרשעים שרויים בתעייה ובטיפשות

Hırvatça: 

Prestupnici su, doista, u zabludi i patnji bili, i bit će

Rumence: 

În Ziua când vor fi târâţi cu faţa în jos în Foc, li se va spune: “Gustaţi mângâierea Focului mistuitor!”

Transliteration: 

Inna almujrimeena fee dalalin wasuAAurin

Türkçe: 

Kuşkusuz, suçlular, şaşkınlık ve çılgınlık içindedir.

Sahih International: 

Indeed, the criminals are in error and madness.

İngilizce: 

Truly those in sin are the ones straying in mind, and mad.

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, günahkarlar (dünyada) haqq yoldan azmışlar və (axirətdə də) cəhənnəm odu içərisində olacaqlar. (Yaxud günahkarlar heyrət, yanlışlıq və dəlilik içindədirlər).

Süleyman Ateş: 

Suçlular bir sapıklık ve çılgınlık içindedir.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

Erhan Aktaş: 

Kuşkusuz, mücrimler sapkınlık ve çılgınlık içindedirler.

Kral Fahd: 

Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

Hasan Basri Çantay: 

Şübhe yok ki günahkârlar (dünyâda) sapıklık ve (âhiretde) çılgın ateşler içindedirler.

Muhammed Esed: 

çünkü, günaha batmış olanlar (o zaman, görecekler ki) sapıklıkta ve ahmaklıkta kaybolup gitmişler!

Gültekin Onan: 

Hiç şüphesiz suçlular günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler.

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak ki mücrimler (müşrikler) şaşkınlık ve çılgın ateşler içindedirler.

Portekizce: 

Sabei que os pecadores estarão nos caos e na loucura.

İsveççe: 

Då skall de obotfärdiga syndarna [inse att] de gick vilse och [att] deras förstånd svek dem.

Farsça: 

بی تردید گنهکاران در گمراهی و انحراف و در آتش افروخته اند.

Kürtçe: 

بەڕاستی تاوانبارەکان لەگومڕایی وشێتیدان

Özbekçe: 

Албатта, жинояткорлар адашувда ва олов-оташдадирлар.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang berdosa berada dalam keadaan sesat (di dunia), dan (di akhirat pula mereka berada dalam) api Neraka.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, mëkatarët do të jenë të humbur dhe në zjarr (në jetën tjetër).

Bulgarca: 

Престъпниците ще са в заблуда и безумие

Sırpça: 

Грешници су, заиста, у заблуди и патњи,

Çekçe: 

A hříšníci věru budou v pošetilosti a v bloudění,

Urduca: 

یہ مجرم لوگ در حقیقت غلط فہمی میں میں مبتلا ہیں اور اِن کی عقل ماری گئی ہے

Tacikçe: 

Гунаҳкорон дар гумроҳиву ҷаҳолатанд.

Tatarca: 

Азган бозык кешеләр шиксез адашмакталар вә диваналыкталар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang berdosa berada dalam kesesatan (di dunia) dan dalam neraka.

Amharca: 

አመጸኞች በስህተትና በእሳቶች ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக குற்றவாளிகள் வழிகேட்டிலும் (இணைவைத்தல், சிலைவணக்கம் என்ற) மிகப் பெரிய சிரமத்திலும் இருக்கிறார்கள்.

Korece: 

실로 죄인들은 방황하며 미 친자들이라

Vietnamca: 

Thật vậy, những kẻ tội lỗi đang lầm lạc và điên rồ.