Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

42

Ayet No: 

4888

Sayfa No: 

530

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَاهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍ مُّقْتَدِرٍ

Çeviriyazı: 

keẕẕebû biâyâtinâ küllihâ feeḫaẕnâhüm aḫẕe `azîzim muḳtedir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. Bu kıssalardan hisseye gelince;

Diyanet İşleri: 

Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bütün delillerimizi yalanladılar, derken onları üstün ve mutlak kudretli bir helak edişle helak ediverdik.

Şaban Piriş: 

Bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü olanın yakalamasıyla yakalayıverdik.

Edip Yüksel: 

Tüm mucizelerimizi yalanladılar ve biz de onları En üstün ve her şeye gücü yetenin yakalayışı gibi yakaladık.

Ali Bulaç: 

Onlar Bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik.

Suat Yıldırım: 

Onlar âyet ve delillerimizin hepsini yalan saydılar. Biz de onları mutlak galip, tam muktedir olan Allah'ın şanına yaraşır tarzda cezalandırdık.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

54:41

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ayetlerimizin tümünü yalanladılar da biz de onları onurlu ve güçlü birine yaraşır bir yakalayışla yakaladık.

Bekir Sadak: 

Atese yuzustu suruldukleri gun, onlara: «Cehennemin dokunan azabini tadin» denir.

İbni Kesir: 

Onlar, bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de kendilerini, çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık.

Adem Uğur: 

Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.

İskender Ali Mihr: 

Âyetlerimizin hepsini yalanladılar. Bu sebeple onları üstün kudret sahibinin yakalayışı ile yakalayıp aldık (helâk ettik).

Celal Yıldırım: 

Onlar ise, âyetlerimizin hepsini yalanladılar. Biz de onları çok üstün, çok güçlü muktedire yakışır şekilde yakalayıverdik.

Tefhim ul Kuran: 

Onlar bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü kudretli olanın yakalama tarzıyla yakalayıverdik.

Fransızca: 

Ils traitèrent de mensonges tous Nos prodiges. Nous les saisîmes donc, de la saisie d'un Puissant Omnipotent.

İspanyolca: 

Desmintieron todos Nuestros signos y les sorprendimos como sorprende Uno poderoso, potísimo.

İtalyanca: 

Smentirono tutti quanti i Nostri segni, perciò Li afferrammo con la presa di un possente, onnipotente.

Almanca: 

Sie leugneten Unsere Ayat allesamt ab, dann bestraften WIR sie das Bestrafen Eines allmächtigen Allwürdigen.

Çince: 

他们否认了我的一切迹象,故我以万能者全能者的态度,惩治了他们。

Hollandaca: 

Maar zij beschuldigden al onze teekenen van bedrog; daarom kastijdden wij hem met eene machtige en onwederstaanbare kastijding.

Rusça: 

Они сочли ложью все Наши знамения, и Мы схватили их Хваткой Могущественного, Всемогущего.

Somalice: 

Wayna beeniyeen Aayaadkannagii dhammaanteed, markaasaan u qabannay si xoog iyo awood leh.

Swahilice: 

Walizikadhibisha Ishara zetu zote, nasi tukawashika kama anavyo shika Mwenye nguvu Mwenye uweza.

Uygurca: 

ئۇلار بىزنىڭ پۈتۈن ئايەتلىرىمىزنى يالغانغا چىقاردى، ئۇلارنى غالىب، قۇدرەتلىك ھالەتتە تۇرۇپ ھالاك قىلدۇق

Japonca: 

(だが)われの種々の印を虚偽であるとした。それでわれは,偉大で強力な者の一(組?)みで,かれらを捕えた。

Arapça (Ürdün): 

«كذبوا بآياتنا كلها» التسع التي أوتيها موسى «فأخذناهم» بالعذاب «أخذ عزيز» قوي «مقتدر» قادر لا يعجزه شيء.

Hintçe: 

तो उन लोगों ने हमारी कुल निशानियों को झुठलाया तो हमने उनको इस तरह सख्त पकड़ा जिस तरह एक ज़बरदस्त साहिबे क़ुदरत पकड़ा करता है

Tayca: 

พวกเขาได้ปฏิเสธสัญญาณต่าง ๆ ของเราทั้งหมด ดังนั้นเราจึงได้ลงโทษพวกเขาซึ่งการลงโทษแห่งผู้ทรงอำนาจ ผู้ทรงอานุภาพ

İbranice: 

אך הם התכחשו לכל אותותינו, ואז הנחתנו עליהם את מכותיו של העזוז הכול-יכול

Hırvatça: 

ali oni porekoše sve znakove Naše, pa ih Mi kaznismo onako kako kažnjava Silni i Apsulutno Moćni.

Rumence: 

Tăgăduitorii voştri sunt mai buni decât aceia? Ori poate aveţi vreo mântuire în condici?

Transliteration: 

Kaththaboo biayatina kulliha faakhathnahum akhtha AAazeezin muqtadirin

Türkçe: 

Ayetlerimizin tümünü yalanladılar da biz de onları onurlu ve güçlü birine yaraşır bir yakalayışla yakaladık.

Sahih International: 

They denied Our signs, all of them, so We seized them with a seizure of one Exalted in Might and Perfect in Ability.

İngilizce: 

The (people) rejected all Our Signs; but We seized them with such Penalty (as comes) from One Exalted in Power, able to carry out His Will.

Azerbaycanca: 

Onlar ayələrimizin (mö’cüzələrimizin) hamısını yalan hesab etdilər. Biz də onları yenilməz qüvvət, qarşısıalınmaz intiqam sahibinə yaraşan bir əzabla yaxaladıq.

Süleyman Ateş: 

Bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları, galib ve güçlü(padişah)ın yakalaması gibi yakaladık.

Diyanet Vakfı: 

Lakin onlar bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize layık bir şekilde yakaladık.

Erhan Aktaş: 

Âyetlerimizin tamamını yalanladılar. Biz de onları gücümüze, üstünlüğümüze yaraşır bir yakalayışla yakalayıverdik.

Kral Fahd: 

Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar bizim âyetlerimizin hepsini tekzîb etdiler. Biz de kendilerini çok kuvvetli, kudretli bir yakalayışla yakaladık.

Muhammed Esed: 

Onlar Bizim bütün mesajlarımızı yalanlamışlardı. Bunun üzerine, yalnızca, her şeyin belirleyicisi olan Kudret Sahibinin hesap soracağı şekilde onlara hesap sorduk.

Gültekin Onan: 

Onlar bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar, mucizelerimizin hepsini inkâr ettiler. Biz de onları öyle yakalayıverdik ki, her şeye gâlib olana (Allah’a) böyle (yapmak) yaraşır.

Portekizce: 

Porém, desmentiram os Nosso sinais, pelo que os castigamos severamente, como só pode fazer um Onipotente,Poderosíssimo.

İsveççe: 

[och då] de avvisade alla Våra tecken straffade Vi dem med den överväldigande styrkan hos en allsmäktig Gud, som ingen kan motstå.

Farsça: 

[آنان] همه معجزات و آیات ما را تکذیب کردند؛ در نتیجه آنان را [به عذابی سخت] گرفتیم، گرفتن توانایی شکست ناپذیر و نیرومند.

Kürtçe: 

باوەڕیان بە ھەر ھەموو نیشانەکانی ئێمە نەکرد وبەدرۆیان زانی، جا ئێمەش تۆڵەمان لێسەندن بەتۆڵەسەندنی کەسێکی زاڵ وبەتوانا

Özbekçe: 

Улар Бизнинг оятларимизнинг барчасини ёлғонга чиқаришди. Бас, Биз уларни ғолиб, қудратли олувчининг олиши билан олдик.

Malayca: 

Mereka telah mendustakan mukjizat-mukjizat Kami semuanya, lalu Kami timpakan azab seksa kepada mereka sebagai seksaan dari Yang Maha Perkasa, lagi Maha Kuasa.

Arnavutça: 

por ata i mohuan të gjitha argumentet Tona, andaj Ne i dënuam ata, ashtu siç dënon i Plotëfuqishmi dhe i Plotëpushtetshmi.

Bulgarca: 

[но] те взеха за лъжа всичките Ни знамения. Затова ги сграбчихме, както подобава на всесилен, всемогъщ.

Sırpça: 

али они порекоше све Наше знакове, па их Ми казнисмо онако како кажњава Силни и Апсулутно Моћни.

Çekçe: 

však za lež prohlásili všechna Naše znamení a uchvátili jsme je tak, jak mocný a všemohoucí činí.

Urduca: 

مگر انہوں نے ہماری ساری نشانیوں کو جھٹلا دیا آخر کو ہم نے انہیں پکڑا جس طرح کوئی زبردست قدرت والا پکڑتا ہے

Tacikçe: 

Ҳамаи оёти Моро такзиб карданд. Мо низ онҳоро фурӯ гирифтем, чун фурӯ гирифтани ғолибе пурқудрат.

Tatarca: 

Пәйгамбәрләр китергән аятьләрне һәм могъҗизаларны һәммәсен инкяр иттеләр, һәм аларны ґәзаб белән тоттык һәр нәрсәгә көче җиткүче вә һәр нәрсәдән өстен булган Аллаһуның тотуы белән.

Endonezyaca: 

Mereka mendustakan mukjizat Kami semuanya, lalu Kami azab mereka sebagai azab dari Yang Maha Perkasa lagi Maha Kuasa

Amharca: 

በተዓምራቶቻችን በሁሏም አስተባበሉ፡፡ የብርቱ ቻይንም አያያዝ ያዝናቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் நமது அத்தாட்சிகளை எல்லாம் பொய்ப்பித்தனர். ஆகவே, மிகைத்தவன், மகா ஆற்றலுள்ளவன் உடைய தண்டனையால் அவர்களை தண்டித்தோம்.

Korece: 

그들은 하나님의 예증들을 거역하였으매 하나님은 뜻과 권능 으로 충만하신 그분의 응벌을 그 들에게 내렸노라

Vietnamca: 

Chúng đã phủ nhận tất cả các dấu hiệu của TA, thế là TA đã trừng phạt chúng bằng sức mạnh của Đấng Toàn Năng, Vô Song.