Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

69

Sûredeki Ayet No: 

51

Ayet No: 

5374

Sayfa No: 

568

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنَّهُ لَحَقُّ الْيَقِينِ

Çeviriyazı: 

veinnehû leḥaḳḳu-lyeḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gerçekten o, şüphe götürmez bir bilgidir.

Diyanet İşleri: 

O, şüphesiz kesin gerçektir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki o, elbette gerçeğin ta kendisidir.

Şaban Piriş: 

O, kesin bir gerçektir.

Edip Yüksel: 

O, kuşkusuz mutlak gerçektir.

Ali Bulaç: 

Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakku'l-yakîn).

Suat Yıldırım: 

Şüphesiz o, kâfirler için büyük bir pişmanlık ve karşılaşacakları kesin bir gerçektir. [26,200-201; 34,54]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve şüphe yok ki O, bilâşekk, gerçek bir hakîkattır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.

Bekir Sadak: 

Guzel guzel sabret

İbni Kesir: 

Hiç şüphesiz ki o

Adem Uğur: 

Ve o, gerçekten kat´î bilginin ta kendisidir.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Gerçekten o, kesinlik ifâde eden bir hakikattir.

Tefhim ul Kuran: 

Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakku´l-yakin).

Fransızca: 

c'est là la véritable certitude.

İspanyolca: 

Pero es algo, sí, absolutamente cierto.

İtalyanca: 

questa è l'assoluta certezza.

Almanca: 

Und gewiß, er ist doch das Wahre der Gewißheit.

Çince: 

这确是真实的信念,

Hollandaca: 

Want het is de zekere waarheid.

Rusça: 

Воистину, это - несомненная истина.

Somalice: 

Qur'aanka waa run dhab ah.

Swahilice: 

Na hakika hii bila ya shaka ni haki ya yakini.

Uygurca: 

قۇرئان، مۇقەررەركى شەكسىز ھەقىقەتتۇر

Japonca: 

だがそれは,本当に確固たる不動の真理である。

Arapça (Ürdün): 

«وإنه» أي القرآن «لحق اليقين» أي اليقين الحق.

Hintçe: 

और इसमें शक़ नहीं कि ये यक़ीनन बरहक़ है

Tayca: 

และแท้จริงอัลกุรอานนั้นคือความจริงอันเที่ยงแท้แน่นอน

İbranice: 

והוא הצדק המוחלטת

Hırvatça: 

a on je, doista, Istina sama.

Rumence: 

Acesta este Adevărul cel adevărat!

Transliteration: 

Wainnahu lahaqqu alyaqeeni

Türkçe: 

Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.

Sahih International: 

And indeed, it is the truth of certainty.

İngilizce: 

But verily it is Truth of assured certainty.

Azerbaycanca: 

Doğrudan da, bu (Qur’an) gerçək bir həqiqətdir.

Süleyman Ateş: 

O, kesin gerçektir.

Diyanet Vakfı: 

Ve o, gerçekten kat'i bilginin ta kendisidir.

Erhan Aktaş: 

O, kesinlikle gerçektir.

Kral Fahd: 

ve o, gerçekten kat'î bilginin ta kendisidir.

Hasan Basri Çantay: 

Hiç şüphesiz ki o (Kur´an) kat´î bilginin tam gerçeğidir.

Muhammed Esed: 

çünkü o, mutlak hakikattir!

Gültekin Onan: 

Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakku´l yakin).

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak o Kur’an, şüphe götürmez bir gerçektir.

Portekizce: 

E ele é verdade convicta.

İsveççe: 

Helt visst är den den absoluta Sanningen.

Farsça: 

و بی تردید این قرآن، حقّی یقینی است.

Kürtçe: 

وە بەڕاستی قورئان ڕاست ودرووست ودڵنیا بەخشە

Özbekçe: 

Ва албатта у шубҳасиз ҳақиқатдир.

Malayca: 

Dan sesungguhnya Al-Quran itu adalah kebenaran yang diyakini (dengan seyakin- yakinnya).

Arnavutça: 

por, ai (Kur’ani), padyshim, është e vërtetë e pamohueshme.

Bulgarca: 

То е достоверната истина.

Sırpça: 

а он је, заиста, сама Истина.

Çekçe: 

a vskutku je pravdou jistotnou!

Urduca: 

اور یہ بالکل یقینی حق ہے

Tacikçe: 

Ва он сухани ҳақ ва яқин аст.

Tatarca: 

Вә ул Коръән хаклыгы бик якын булган хакдыр.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Al Quran itu benar-benar kebenaran yang diyakini.

Amharca: 

እርሱም የተረጋገጠ እውነት ነው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இது மிக உறுதியான உண்மையாகும்.

Korece: 

실로 그것은 분명한 진리라

Vietnamca: 

Quả thật, (Qur’an) là Chân Lý tuyệt đối, là sự thật kiên định.