Arapça:
قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ
Çeviriyazı:
ḳâlû sübḥâne rabbinâ innâ künnâ żâlimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz. (dediler).
Diyanet İşleri:
Rabbimizi tenzih ederiz; doğrusu biz yazık etmiştik dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dediler ki: Şanı yücedir Rabbimizin, gerçekten de zalimlerden olduk biz.
Şaban Piriş:
Rabbimizi tesbih ederiz doğrusu biz (kendi kendimize) zulmedenlerdenmişiz dediler.
Edip Yüksel:
Dediler ki, "Rabbimiz yücedir. Biz zalimler imişiz."
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."
Suat Yıldırım:
Bunun üzerine “Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!” deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.
Yaşar Nuri Öztürk:
O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."
Bekir Sadak:
Kendilerini Allah´a vermis olanlari hic suclular gibi tutar miyiz?
İbni Kesir:
Dediler ki: Tesbih ederiz Seni Rabbımız, gerçekten biz, zalimlerden olmuşuz.
Adem Uğur:
Rabbimizi tesbih ederiz
İskender Ali Mihr:
“Bizim Rabbimiz Sübhan´dır (yücedir, herşeyden münezzehtir). Muhakkak ki biz, zalim kimseler olduk.” dediler.
Celal Yıldırım:
Onlar da: «Rabbimiz! Seni tesbîh ve tenzîh ederiz. Şüphesiz ki, biz zalimlermişiz» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Rabbimiz, seni tesbih eder yüceltiriz
Fransızca:
Ils dirent : "Gloire à notre Seigneur ! Oui, nous avons été injustes".
İspanyolca:
Dijeron: «¡Gloria a nuestro Señor! ¡Hemos obrado impíamente!»
İtalyanca:
Dissero: «Gloria al nostro Signore, invero siamo stati ingiusti».
Almanca:
Sie sagten: "Gepriesen-erhaben ist unser HERR! Gewiß, wir waren Unrecht-Begehende."
Çince:
他们说:赞颂我们的主超绝万物!我们确是不义的。
Hollandaca:
Zij antwoordden: Geloofd zij onze Heer! Waarlijk, wij waren zondaren.
Rusça:
Они сказали: "Пречист наш Господь! Мы были несправедливы".
Somalice:
Markaasay dheheen Eebaa weyn, waan xad gudubnay.
Swahilice:
Wakasema: Ametakasika Mola wetu Mlezi! Hakika sisi tulikuwa wenye kudhulumu.
Uygurca:
ئۇلار: «پەرۋەردىگارىمىز! سېنى پاك ئېتىقاد قىلىمىزكى، بىز (مىسكىنلەرنىڭ ھەققىنى مەنئى قىلىش بىلەن) ھەقىقەتەن زۇلۇم قىلغۇچىلاردىن بولدۇق» دېدى
Japonca:
かれらは,「わたしたちの主を讃える。本当にわたしたちは不義でありました。」と言った。
Arapça (Ürdün):
«قالوا سبحان ربنا إنا كنا ظالمين» بمنع الفقراء حقهم.
Hintçe:
वह बोले हमारा परवरदिगार पाक है बेशक हमीं ही कुसूरवार हैं
Tayca:
พวกเขาจึงกล่าวว่า มหาบริสุทธิ์แห่งพระเจ้าของเรา แท้จริงเรานั้นเป็นผู้อธรรม
İbranice:
והם אמרו: 'השבח לאלוהים, אכן היינו מקפחים
Hırvatça:
"Slavljen i Uzvišen je Gospodar naš!", rekoše, "mi smo, uistinu, zulumćari bili!"
Rumence:
Ei spuseră: “Mărire Domnului nostru! Da, am fost nedrepţi.”
Transliteration:
Qaloo subhana rabbina inna kunna thalimeena
Türkçe:
O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."
Sahih International:
They said, "Exalted is our Lord! Indeed, we were wrongdoers."
İngilizce:
They said: "Glory to our Lord! Verily we have been doing wrong!"
Azerbaycanca:
Onlar: “Rəbbimiz pakdır, müqəddəsdir! Həqiqətən, biz zalım idik!” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz! dediler.
Diyanet Vakfı:
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
Erhan Aktaş:
Onlar: “Rabb’imizi tesbih ederiz. Doğrusu bizler haksızlık edenlermişiz.” dediler.
Kral Fahd:
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
Hasan Basri Çantay:
«Seni (tesbîh ve) tenzîh ederiz ey Rabbimiz. Hakıykaten biz zaalimlermişiz» dediler.
Muhammed Esed:
Onlar: "Rabbimizin şanı yücedir! Doğrusu biz zulüm işliyorduk!" diye cevap verdiler;
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler.
Portekizce:
Responderam: Glorificado seja o nosso Senhor! Em verdade, fomos iníquos!
İsveççe:
Och de svarade: "Stor är vår Herre i Sin härlighet! Vi har sannerligen gjort orätt!"
Farsça:
گفتند: پروردگارا! تو را به پاکی می ستاییم، مسلماً ما ستمکار بوده ایم.
Kürtçe:
ھەموو ووتیان: پاك وبێگەردی بۆ پەروەردگارمانە (ستەم لەکەس ناکات) بێگومان ئێمە خۆمان ستەم کارین
Özbekçe:
Роббимиз айблардан пок бўлди, албатта биз золимлардан эдик, дедилар.
Malayca:
Mereka berkata (dengan sesalnya): "Maha Suci Tuhan Kami! Sesungguhnya kami adalah orang-orang yang berlaku zalim!"
Arnavutça:
“Lavdëruar qoftë Zoti ynë!” – thanë. Na, me të vërtetë, paskemi qentë të padrejtë!”
Bulgarca:
Рекоха: “Слава на нашия Господ! Бяхме угнетители.”
Sırpça:
„Слављен и Узвишен је наш Господар!“, рекоше, „ми смо, уистину, били неправедни!“
Çekçe:
A zvolali: 'Sláva budiž Pánu našemu, vždyť vskutku jsme nespravedliví byli.'
Urduca:
و ہ پکار اٹھے پاک ہے ہمارا رب، واقعی ہم گناہ گار تھے
Tacikçe:
Гуфтанд,: «Пок аст Парвардигори мо, мо ситамкор будем».
Tatarca:
Алар әйттеләр: "Раббыбыз һәр кимчелектән пакь, тәхкыйк без үзебезгә золым кылдык".
Endonezyaca:
Mereka mengucapkan: "Maha Suci Tuhan kami, sesungguhnya kami adalah orang-orang yang zalim".
Amharca:
«ጌታችን ጥራት ይገባው፡፡ እኛ በዳዮች ነበርን፤» አሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “எங்கள் இறைவன் மிகப் பரிசுத்தமானவன். நிச்சயமாக நாங்கள் அநியாயக்காரர்களாக ஆகிவிட்டோம்.”
Korece:
주님께 영광이 있으소서 실 로 저희가 사악한 자들이었습니다라고 말하노라
Vietnamca:
Họ nói: “Vinh quang thay Thượng Đế của bầy tôi, bầy tôi thực sự là những kẻ sai quấy.”
Ayet Linkleri: