Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

68

Sûredeki Ayet No: 

29

Ayet No: 

5300

Sayfa No: 

565

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû sübḥâne rabbinâ innâ künnâ żâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz. (dediler).

Diyanet İşleri: 

Rabbimizi tenzih ederiz; doğrusu biz yazık etmiştik dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Dediler ki: Şanı yücedir Rabbimizin, gerçekten de zalimlerden olduk biz.

Şaban Piriş: 

Rabbimizi tesbih ederiz doğrusu biz (kendi kendimize) zulmedenlerdenmişiz dediler.

Edip Yüksel: 

Dediler ki, "Rabbimiz yücedir. Biz zalimler imişiz."

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."

Suat Yıldırım: 

Bunun üzerine “Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!” deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."

Bekir Sadak: 

Kendilerini Allah´a vermis olanlari hic suclular gibi tutar miyiz?

İbni Kesir: 

Dediler ki: Tesbih ederiz Seni Rabbımız, gerçekten biz, zalimlerden olmuşuz.

Adem Uğur: 

Rabbimizi tesbih ederiz

İskender Ali Mihr: 

“Bizim Rabbimiz Sübhan´dır (yücedir, herşeyden münezzehtir). Muhakkak ki biz, zalim kimseler olduk.” dediler.

Celal Yıldırım: 

Onlar da: «Rabbimiz! Seni tesbîh ve tenzîh ederiz. Şüphesiz ki, biz zalimlermişiz» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Rabbimiz, seni tesbih eder yüceltiriz

Fransızca: 

Ils dirent : "Gloire à notre Seigneur ! Oui, nous avons été injustes".

İspanyolca: 

Dijeron: «¡Gloria a nuestro Señor! ¡Hemos obrado impíamente!»

İtalyanca: 

Dissero: «Gloria al nostro Signore, invero siamo stati ingiusti».

Almanca: 

Sie sagten: "Gepriesen-erhaben ist unser HERR! Gewiß, wir waren Unrecht-Begehende."

Çince: 

他们说:赞颂我们的主超绝万物!我们确是不义的。

Hollandaca: 

Zij antwoordden: Geloofd zij onze Heer! Waarlijk, wij waren zondaren.

Rusça: 

Они сказали: "Пречист наш Господь! Мы были несправедливы".

Somalice: 

Markaasay dheheen Eebaa weyn, waan xad gudubnay.

Swahilice: 

Wakasema: Ametakasika Mola wetu Mlezi! Hakika sisi tulikuwa wenye kudhulumu.

Uygurca: 

ئۇلار: «پەرۋەردىگارىمىز! سېنى پاك ئېتىقاد قىلىمىزكى، بىز (مىسكىنلەرنىڭ ھەققىنى مەنئى قىلىش بىلەن) ھەقىقەتەن زۇلۇم قىلغۇچىلاردىن بولدۇق» دېدى

Japonca: 

かれらは,「わたしたちの主を讃える。本当にわたしたちは不義でありました。」と言った。

Arapça (Ürdün): 

«قالوا سبحان ربنا إنا كنا ظالمين» بمنع الفقراء حقهم.

Hintçe: 

वह बोले हमारा परवरदिगार पाक है बेशक हमीं ही कुसूरवार हैं

Tayca: 

พวกเขาจึงกล่าวว่า มหาบริสุทธิ์แห่งพระเจ้าของเรา แท้จริงเรานั้นเป็นผู้อธรรม

İbranice: 

והם אמרו: 'השבח לאלוהים, אכן היינו מקפחים

Hırvatça: 

"Slavljen i Uzvišen je Gospodar naš!", rekoše, "mi smo, uistinu, zulumćari bili!"

Rumence: 

Ei spuseră: “Mărire Domnului nostru! Da, am fost nedrepţi.”

Transliteration: 

Qaloo subhana rabbina inna kunna thalimeena

Türkçe: 

O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."

Sahih International: 

They said, "Exalted is our Lord! Indeed, we were wrongdoers."

İngilizce: 

They said: "Glory to our Lord! Verily we have been doing wrong!"

Azerbaycanca: 

Onlar: “Rəbbimiz pakdır, müqəddəsdir! Həqiqətən, biz zalım idik!” – dedilər.

Süleyman Ateş: 

Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz! dediler.

Diyanet Vakfı: 

Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.

Erhan Aktaş: 

Onlar: “Rabb’imizi tesbih ederiz. Doğrusu bizler haksızlık edenlermişiz.” dediler.

Kral Fahd: 

Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.

Hasan Basri Çantay: 

«Seni (tesbîh ve) tenzîh ederiz ey Rabbimiz. Hakıykaten biz zaalimlermişiz» dediler.

Muhammed Esed: 

Onlar: "Rabbimizin şanı yücedir! Doğrusu biz zulüm işliyorduk!" diye cevap verdiler;

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler.

Portekizce: 

Responderam: Glorificado seja o nosso Senhor! Em verdade, fomos iníquos!

İsveççe: 

Och de svarade: "Stor är vår Herre i Sin härlighet! Vi har sannerligen gjort orätt!"

Farsça: 

گفتند: پروردگارا! تو را به پاکی می ستاییم، مسلماً ما ستمکار بوده ایم.

Kürtçe: 

ھەموو ووتیان: پاك وبێگەردی بۆ پەروەردگارمانە (ستەم لەکەس ناکات) بێگومان ئێمە خۆمان ستەم کارین

Özbekçe: 

Роббимиз айблардан пок бўлди, албатта биз золимлардан эдик, дедилар.

Malayca: 

Mereka berkata (dengan sesalnya): "Maha Suci Tuhan Kami! Sesungguhnya kami adalah orang-orang yang berlaku zalim!"

Arnavutça: 

“Lavdëruar qoftë Zoti ynë!” – thanë. Na, me të vërtetë, paskemi qentë të padrejtë!”

Bulgarca: 

Рекоха: “Слава на нашия Господ! Бяхме угнетители.”

Sırpça: 

„Слављен и Узвишен је наш Господар!“, рекоше, „ми смо, уистину, били неправедни!“

Çekçe: 

A zvolali: 'Sláva budiž Pánu našemu, vždyť vskutku jsme nespravedliví byli.'

Urduca: 

و ہ پکار اٹھے پاک ہے ہمارا رب، واقعی ہم گناہ گار تھے

Tacikçe: 

Гуфтанд,: «Пок аст Парвардигори мо, мо ситамкор будем».

Tatarca: 

Алар әйттеләр: "Раббыбыз һәр кимчелектән пакь, тәхкыйк без үзебезгә золым кылдык".

Endonezyaca: 

Mereka mengucapkan: "Maha Suci Tuhan kami, sesungguhnya kami adalah orang-orang yang zalim".

Amharca: 

«ጌታችን ጥራት ይገባው፡፡ እኛ በዳዮች ነበርን፤» አሉ፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் கூறினார்கள்: “எங்கள் இறைவன் மிகப் பரிசுத்தமானவன். நிச்சயமாக நாங்கள் அநியாயக்காரர்களாக ஆகிவிட்டோம்.”

Korece: 

주님께 영광이 있으소서 실 로 저희가 사악한 자들이었습니다라고 말하노라

Vietnamca: 

Họ nói: “Vinh quang thay Thượng Đế của bầy tôi, bầy tôi thực sự là những kẻ sai quấy.”