Arapça:
عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَىٰ
Çeviriyazı:
`allemehû şedîdü-lḳuvâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti
Diyanet İşleri:
Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ona öğretti kuvvetleri çok çetin.
Şaban Piriş:
Bunu ona çok güçlü biri öğretti.
Edip Yüksel:
Onu, büyük güce sahip olan öğretmiştir.
Ali Bulaç:
Ona (bu Kur'an'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
Suat Yıldırım:
Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. [81,19-21]Melek kendi aslî sûretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
53:4
Yaşar Nuri Öztürk:
Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.
Bekir Sadak:
Gozunun gordugunu gonlu yalanlamadi.
İbni Kesir:
Onu müthiş kuvvetli olan öğretti.
Adem Uğur:
Çünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) öğretti.
İskender Ali Mihr:
O´na çok şiddetli ve kudretli olan (Cebrail A.S) öğretti.
Celal Yıldırım:
(5-6-7) Onu O´na, çok çetin güce sahip olan Melek (Cebrail) öğretti ki, o güzel bir görünümdedir ve en yüksek ufukta iken doğruldu.
Tefhim ul Kuran:
Ona (bu Kur´an´ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
Fransızca:
que lui a enseigné [L'Ange Gabriel] à la force prodigieuse,
İspanyolca:
Se la ha enseñado el muy poderoso,
İtalyanca:
Gliel'ha insegnata un fortissimo,
Almanca:
Ihn lehrte einer von enormen Kräften,
Çince:
教授他的,是那强健的、
Hollandaca:
Een die machtig is in macht. Leerde het hem
Rusça:
Научил его обладающий могучей силой
Somalice:
Waxaana wax baray (oo xagga Eebe ka soo gaadhsiiyay) ku xoog wayn, (Malaku Jibriil).
Swahilice:
Amemfundisha aliye mwingi wa nguvu,
Uygurca:
ۋەھىينى ئۇنىڭغا كۈچلۈك پەرىشتە (جىبرىئىل) تەلىم بەردى
Japonca:
ならびない偉力の持主が,かれに教えたのは,
Arapça (Ürdün):
«علمه» إياه ملك «شديد القوى».
Hintçe:
इनको निहायत ताक़तवर (फ़रिश्ते जिबरील) ने तालीम दी है
Tayca:
ผู้ทรงพลังอำนาจอันมากมาย (ญิบรีล) ได้สอนเขา
İbranice:
לימד אותו בעל כוח ועוז הכוכב (המלאך גבריאל)
Hırvatça:
Uči ga jedan velikih moći;
Rumence:
I-a făcut-o cunoscută cel tare la putere,
Transliteration:
AAallamahu shadeedu alquwa
Türkçe:
Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.
Sahih International:
Taught to him by one intense in strength -
İngilizce:
He was taught by one Mighty in Power,
Azerbaycanca:
Onu (Muhəmməd əleyhissəlama) çox qüvvətli olan (Cəbrail) öyrətdi.
Süleyman Ateş:
Onu, mühtiş kuvvetleri olan biri öğretti;
Diyanet Vakfı:
Çünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) öğretti.
Erhan Aktaş:
Ona Üstün Güç Sahibi ve Kudretli Olan öğretti.(1)
Kral Fahd:
Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti.
Hasan Basri Çantay:
Onu müdhiş kuvvetlere mâlik olan öğretdi.
Muhammed Esed:
son derece kudretli birinin ona öğrettiği (bir vahiy):
Gültekin Onan:
Ona (bu Kuran´ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
Ali Fikri Yavuz:
O’na, kuvvetleri pek çok olan (Cebrâil) öğretti.
Portekizce:
Que lhe transmitiu o fortíssimo,
İsveççe:
som en av de allra mäktigaste lär honom,
Farsça:
[فرشته] بسیار نیرومند به او تعلیم داده است.
Kürtçe:
(جوبرەیلی) زۆر بەتوانا فێری کردووە
Özbekçe:
Унга шиддатли қувват эгаси ўргатди.
Malayca:
wahyu itu (disampaikan dan) diajarkan kepadanya oleh (malaikat jibril) yang amat kuat gagah, -
Arnavutça:
e mësoi atë një (engjëll) me fuqi të madhe,
Bulgarca:
Научи го [на него] многосилният [Джибрил],
Sırpça:
Подучава га један великих моћи;
Çekçe:
jemuž naučil jej silný mocí,
Urduca:
اُسے زبردست قوت والے نے تعلیم دی ہے
Tacikçe:
Ӯро он фариштаи пурқувват таълим додааст,
Tatarca:
Вәхийне яки Ислам динен аңа каты куәт иясе Җәбраил фәрештә өйрәтте.
Endonezyaca:
yang diajarkan kepadanya oleh (Jibril) yang sangat kuat.
Amharca:
ኀይሎቹ ብርቱው (መልአክ) አስተማረው፡፡
Tamilce:
(பலவிதமான) ஆற்றல்களால் கடும் பலசாலி(யான ஜிப்ரீல்) அவருக்கு இதை கற்பித்தார்.
Korece:
그는 능력이 있으신 분으로부터 배웠노라
Vietnamca:
Một vị (đại Thiên Thần – Jibril) có sức mạnh siêu đẳng dạy cho Y.
Ayet Linkleri: