Arapça:
ذُوقُوا فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَسْتَعْجِلُونَ
Çeviriyazı:
ẕûḳû fitneteküm. hâẕe-lleẕî küntüm bihî testa`cilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte sizin acele istediğiniz budur!" denecektir.
Diyanet İşleri:
Onlara: "Azabınızı tadın; işte acele beklediğiniz bu idi" denir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Tadın azabınızı; işte buydu çabucak gelmesini istediğiniz.
Şaban Piriş:
Tadın azabınızı. Bu acele gelmesini istediğiniz şeydir.
Edip Yüksel:
Cezanızı tadın, meydan okumakta olduğunuz şey budur işte!
Ali Bulaç:
Tadın fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir.
Suat Yıldırım:
Onlara: “Tadın bakalım fitnenizi, tadın dünyada kaynattığınız fitne ateşinin neticesini! İşte gelmesini dört gözle beklediğiniz azap!” denilir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Onlara) Denilecektir ki: «Azabınızı tadın. Bu odur ki, bunu alel´acele ister idiniz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Tadın imtihan ve ıstırabınızı. İşte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz!
Bekir Sadak:
(20-21) Kesin olarak inananlara, yeryuzunde ve kendi icinizde Allah´in varligina nice deliller vardir
İbni Kesir:
Tadın azabınızı, işte acele istediğiniz bu idi.
Adem Uğur:
Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)
İskender Ali Mihr:
Fitnenizi (yalanladığınızı) tadın! Bu, sizin acele istemiş olduğunuz şeydir.
Celal Yıldırım:
Fitnenizi tadın. İşte, acele isteyip durduğunuz şey budur.
Tefhim ul Kuran:
«Tadın fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir.»
Fransızca:
"Goûtez à votre épreuve [punition]; voici ce que vous cherchiez à hâter".
İspanyolca:
«¡Gustad vuestra prueba! Esto es lo que estabais impacientes por conocer».
İtalyanca:
[sarà detto loro]: «Gustate la vostra prova! Ecco quello che volevate affrettare!».
Almanca:
Erfahrt eure Fitna! Dies ist das, wozu ihr zur Eile aufzufordern pflegtet.
Çince:
你们尝试你们的刑罚吧!这就是你们要求早日实现的。
Hollandaca:
En men zal tot hen zeggen: Proeft uwe straf; dit is hetgeen gij verlangd hebt, dat verhaast zou worden.
Rusça:
Вкусите ваше наказание, которое вы торопили.
Somalice:
Laguna dhihi dhadhamiya caddibaddii aad dadajisanayseen.
Swahilice:
Onjeni adhabu yenu! Haya ndiyo mliyo kuwa mkiyahimiza.
Uygurca:
(دوزاخقا مۇئەككەل پەرىشتىلەر ئۇلارغا) «سىلەرگە قىلىنغان ئازابنى تېتىڭلار، مانا بۇ سىلەر (دۇنيادىكى چېغىڭلاردا) ئالدىراتقان نەرسىدۇر» (دەيدۇ)
Japonca:
(言ってやるがいい。)「あなたがたの責め苦を味わえ。これこそあなたがたが,催促していたものである。」
Arapça (Ürdün):
«ذوقوا فتنتكم» تعذيبكم «هذا» التعذيب «الذي كنتم به تستعجلون» في الدنيا استهزاء.
Hintçe:
(और उनसे कहा जाएगा) अपने अज़ाब का मज़ा चखो ये वही है जिसकी तुम जल्दी मचाया करते थे
Tayca:
พวกเจ้าจงลิ้มรสการทดสอบของพวกเจ้าเถิด นี่คือสิ่งที่พวกเจ้าเร่งเร้ามัน
İbranice:
טעמו את העונש אשר דרשתם להחיש
Hırvatça:
"Iskusite patnju svoju - to je ono što ste požurivali!"
Rumence:
“Gustaţi încercarea voastră! Aceasta este ceea ce voi cereaţi degrabă!”
Transliteration:
Thooqoo fitnatakum hatha allathee kuntum bihi tastaAAjiloona
Türkçe:
Tadın imtihan ve ıstırabınızı. İşte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz!
Sahih International:
[And will be told], "Taste your torment. This is that for which you were impatient."
İngilizce:
Taste ye your trial! This is what ye used to ask to be hastened!
Azerbaycanca:
(Mələklər onlara deyəcəklər: ) “Dadın əzabınızı! Bu sizin (dünyada) tez-tələsik gəlməsini istədiyiniz şeydir (əzabdır)!”
Süleyman Ateş:
(Kendilerine): "Fitnenizi (fesadınızın cezasını) tadın! Acele isteyip durduğunuz şey budur işte!" (denilecek).
Diyanet Vakfı:
Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)
Erhan Aktaş:
Fitnenizi(1) tadın. Bu, sizin acele istediğiniz şeydir.
Kral Fahd:
Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)
Hasan Basri Çantay:
(Onlara) «Tadın azabınızı. İşte (dünyâda) çarçabuk (gelmesini) isteyegeldiğiniz bu idi» (denilir).
Muhammed Esed:
(ve o Gün,) "Bu sınanmayı yaşayın!" (denilecek,) "O kadar ısrarla istediğiniz şey budur işte!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
(Cehennemdeki melekler onlara şöyle derler): Tadın azabınızı. Bu (azab, dünyada iken) acele istediğiniz...
Portekizce:
(Ser-lhes-á dito): Provai o vosso teste! Eis aqui o que pretendestes apressar!
İsveççe:
[och en röst skall säga:] "Smaka eldprovet som ni [nu skall undergå]! Det är detta som ni ville påskynda."
Farsça:
[و به آنان گویند:] عذابتان را بچشید، این همان عذابی است که [از روی ریشخند] شتاب در آمدنش را می خواستید.
Kürtçe:
(پێیان دەووترێت) سزاکەتان بچەژن، ئەمە ئەو (سزایە) (بەگاڵتەوە) بە پەلە داواتان دەکرد
Özbekçe:
«Азобингизни татиб кўринг», сиз қачон бўлур? деб шошилган нарса-шу» (дейилур).
Malayca:
(Sambil dikatakan kepada mereka): "Rasalah azab seksa yang disediakan untuk kamu; inilah dia yang dahulu kamu minta disegerakan kedatangannya".
Arnavutça:
(U thuhet atyre): “Shijoni dënimin tuaj! Ky (dënim) është ai që e nxitojshit!”
Bulgarca:
“Вкусете своето мъчение! Това е, за което бързахте.”
Sırpça:
“Искусите казну своју – то је оно што сте пожуривали!”
Çekçe:
'Okuste tuto svou zkoušku! Tohle je to, co přáli jste si uspíšit!'
Urduca:
(اِن سے کہا جائے گا) اب چکھو مزا اپنے فتنے کا یہ وہی چیز ہے جس کے لیے تم جلدی مچا رہے تھے
Tacikçe:
«Азоби худро бичашед! Ин аст он чизе, ки ба шитоб металабидед!»
Tatarca:
Газабыгызны татыгыз, бу ґәзаб үзегез ашыктырган ґәзабтыр.
Endonezyaca:
(Dikatakan kepada mereka): "Rasakanlah azabmu itu. Inilah azab yang dulu kamu minta untuk disegerakan".
Amharca:
«መከራችሁን ቅመሱ፤ ይህ ያ በእርሱ ትቻኮሉበት የነበራችሁት ነው» (ይባላሉ)፡፡
Tamilce:
உங்கள் தண்டனையை சுவையுங்கள்! இது(தான்), நீங்கள் அவசரமாகத் தேடிக்கொண்டிருந்ததாகும் (என்று கூறப்படும்).
Korece:
이 벌을 맛보라 너희가 서둘 러 재촉했던 것이라
Vietnamca:
(Chúng sẽ được bảo): “Các ngươi hãy nếm sự trừng phạt của các ngươi! Đây là điều mà các ngươi đã thường hối thúc (với thái độ giễu cợt).”
Ayet Linkleri: