Arapça:
فَأَرَادَ أَن يَسْتَفِزَّهُم مِّنَ الْأَرْضِ فَأَغْرَقْنَاهُ وَمَن مَّعَهُ جَمِيعًا
Çeviriyazı:
feerâde ey yestefizzehüm mine-l'arḍi feagraḳnâhü vemem me`ahû cemî`â.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken Firavun, Musa'yı ve İsrailoğullarını Mısır'dan sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.
Diyanet İşleri:
Firavun bunun üzerine onları memleketten sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onları Mısır'dan çıkarmayı kurunca onu da onunla beraber bulunanların hepsini de sulara boğduk.
Şaban Piriş:
Firavun onları ülkeden çıkarmak istedi. Biz de onu yanındakilerin hepsini suda boğduk.
Edip Yüksel:
Onları ülkeden çıkarmak isteyince de onu ve beraberindekileri topluca suda boğduk
Ali Bulaç:
Böylelikle, onları o yerden sürüp-sarsıntıya uğratmayı istedi, Biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik.
Suat Yıldırım:
Firavun onları ülkeden söküp atmak istedi. Ama Biz onu ve beraberindeki bütün ordusunu suda boğduk.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bunun üzerine Fir´avun onları o yerden sürüp çıkarmak istedi. Artık Biz de onu ve kendisiyle beraber olanları toptan garkettik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Firavun onları o topraktan sürüp çıkarmak istedi de biz onu ve yanındakilerin tümünü boğduk.
Bekir Sadak:
17:107
İbni Kesir:
Bunun üzerine onları memleketten sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekileri bütünüyle suda boğduk.
Adem Uğur:
Derken, Firavun onları ülkeden çıkarmak istedi. Bu yüzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde) boğduk.
İskender Ali Mihr:
Bundan sonra onları arzdan (bulundukları yerden) çıkarmak istedi. Bunun üzerine Biz, onu ve beraberindekilerin hepsini boğduk.
Celal Yıldırım:
Bunun üzerine Fir´avn onları yerlerinden oynatıp çıkarmak istedi, derken onu da, beraberindekilerin hepsini de (denizde) boğduk.
Tefhim ul Kuran:
Böylelikle, onları o yerden sürüp sarsıntıya uğratmayı istedi, Biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik.
Fransızca:
[Pharaon] voulut donc les expulser du pays. Alors Nous les noyâmes tous, lui et ceux qui étaient avec lui.
İspanyolca:
Quiso ahuyentarles del país y le anegamos con todos los suyos.
İtalyanca:
[Faraone] voleva scacciarli dalla terra, ma Noi li facemmo annegare, lui e quelli che erano con lui.
Almanca:
Dann wollte er sie vom Lande durch Bedrängen vertreiben, dann ertränkten WIR ihn und alle, die mit ihm waren, allesamt.
Çince:
他要把他们逐出境外,但我使他和他的军队统统淹死。
Hollandaca:
Daarom wilde Pharao hen uit het land drijven, maar wij deden hem verdrinken, en allen die met hem waren.
Rusça:
Фараону захотелось изгнать их с земли, но Мы потопили его и всех, кто был с ним.
Somalice:
markaasuu doonay fircoon inuu ka kaxeeyo Dhulka markaasaan Maansheynay isagii iyo intii la jirtay dhammaan.
Swahilice:
Basi Firauni akataka kuwafukuza katika nchi. Kwa hivyo tukamzamisha yeye na walio kuwa pamoja naye wote.
Uygurca:
پىرئەۋن ئۇلارنى (مىسىر) زېمىنىدىن چىقىرىۋەتمەكچى بولدى، بىز پىرئەۋننى ۋە ئۇنىڭ بىلەن بىللە بولغانلارنى - ھەممىسىنى (دېڭىز) غا غەرق قىلىۋەتتۇق
Japonca:
そこでかれ(フィルアウン)はかれらを国外に追放しようとした。だがわれはかれ(フィルアウン)そしてかれに従う者を,一斉に溺れさせた。
Arapça (Ürdün):
«فأراد» فرعون «أن يستفزهم» يخرج موسى وقومه «من الأرض» أرض مصر «فأغرقناه ومن معه جميعا».
Hintçe:
फिर फिरऔन ने ये ठान लिया कि बनी इसराईल को (सर ज़मीने) मिò से निकाल बाहर करे तो हमने फिरऔन और जो लोग उसके साथ थे सब को डुबो मारा
Tayca:
ดังนั้น เขา (ฟิรเอาน) ต้องการที่จะย้ายพวกเขาออกไปจากแผ่นดิน ฉะนั้น เราจึงให้เขาจมน้ำตายและผู้ที่อยู่ร่วมกับเขาทั้งหมด
İbranice:
ורצה (פרעה) לאלצם לצאת מהארץ , ואנחנו הטבענו אותו ואת אשר עמו גם יחד
Hırvatça:
Faraon odluči da ih iz zemlje istjera, pa mi potopismo i njega i sve one koji su bili s njim,
Rumence:
Faraon a vrut să-l izgonească din ţară, însă Noi l-am înecat pe el şi pe toţi cei dimpreună cu el.
Transliteration:
Faarada an yastafizzahum mina alardi faaghraqnahu waman maAAahu jameeAAan
Türkçe:
Firavun onları o topraktan sürüp çıkarmak istedi de biz onu ve yanındakilerin tümünü boğduk.
Sahih International:
So he intended to drive them from the land, but We drowned him and those with him all together.
İngilizce:
So he resolved to remove them from the face of the earth: but We did drown him and all who were with him.
Azerbaycanca:
(Fir’on) onları (Misir) torpağından qovub çıxartmaq istədi. Biz isə onu (Fir’onu) və onunla birlikdə olanların hamısını (suya) qərq etdik.
Süleyman Ateş:
Fir'avn onları o ülkeden sürüp çıkarmak istedi, biz de onu, yanındakilerle birlikte toptan boğduk.
Diyanet Vakfı:
Derken, Firavun onları ülkeden çıkarmak istedi. Bu yüzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde) boğduk.
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine yeryüzünü onlara dar etti.(1) Biz, onu ve beraberinde olanların tamamını suda boğduk.
Kral Fahd:
Bundan sonra, Firavun, onları ülkeden çıkarmak istemiş, biz de onu ve onunla beraber olanları toptan suda boğuvermiştik.
Hasan Basri Çantay:
Derken onları o yerden sürüb çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem maiyyetindekileri, topdan suda boğuverdik.
Muhammed Esed:
Ve sonunda Firavun onları yeryüzünden söküp atmaya karar verdi; bunun üzerine Biz de onu ve onunla beraber olan herkesi (denizde) boğduk.
Gültekin Onan:
Böylelikle, onları o yerden sürüp sarsıntıya uğratmayı istedi, biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik.
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet Firavun, Mûsa ve kavmini Mısır arazısinden çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem beraberindekileri toptan denizde boğuverdik.
Portekizce:
E o Faraó quis bani-los da terra; porém, afogamo-lo, com os que com ele estavam.
İsveççe:
[Farao] ville [nu] skrämma dem att överge [Egyptens] land. Men Vi lät honom och alla som var med honom drunkna [i havet].
Farsça:
پس [به دنبال این گفتگو] فرعون تصمیم گرفت آنان را از آن سرزمین برانگیزد و بیرون کند، ولی ما او و همه کسانی را که با او بودند، غرق کردیم.
Kürtçe:
جا فیرعەون ویستی کەوا (موسا و کۆمەڵەکەی) دەرکات لە زەوی (میسر) دا ئیتر ئێمەش فیرعەون و ئەوانەی لەگەڵی بوون ھەموویانمان خنکاند لە دەریادا
Özbekçe:
Бас, уларни ердан қўзғатиб чиқармоқчи бўлди. Шунда биз уни ва у билан бирга бўлганларни жамлаб ғарқ қилдик. (Фиръавн Мусони (а. с.) ва у кишининг қавмлари Бани Исроилни Миср еридан қўзғатиб чиқармоқчи бўлди. Шунда Аллоҳ таоло Фиръавнни ва унинг қавмини жамлаб денгизга ғарқ қилди. Ҳаммалари ҳалок бўлдилар.)
Malayca:
Maka Firaun pun berkira hendak mengusir mereka dari bumi (Mesir) lalu Kami tenggelamkan dia bersama-sama pengikut-pengikutnya seluruhnya.
Arnavutça:
Dhe, Faraoni deshi t’i dëbojë nga vendi, e Ne – e fundosëm atë dhe të gjithë ata që ishin me të,
Bulgarca:
И искаше да ги прогони от Земята [на Египет]. И издавихме него и всички заедно с него.
Sırpça:
Фараон одлучи да их из земље истера, па ми потописмо и њега и све оне који су били са њим,
Çekçe:
A chtěl je Faraón ze země vypudit, avšak utopili jsme jej i ty, kdož byli s ním, všechny
Urduca:
آخرکار فرعون نے ارادہ کیا کہ موسیٰؑ اور بنی اسرائیل کو زمین سے اکھاڑ پھینکے، مگر ہم نے اس کو اوراس کے ساتھیوں کو اکٹھا غرق کر دیا
Tacikçe:
Фиръавн қасди он дошт, кн онҳоро аз он сарзамин барканад, вале Мо ӯ ва ҳамаи ҳамроҳонашро ғарқ сохтем.
Tatarca:
Фиргаун Муса г-мне вә Ягькуб балаларын Мысыр җиреннән куып җибәрергә теләде, Без аны һәм дә аның белән бергә булганнарны һәммәсен суга батырып һәлак иттек.
Endonezyaca:
Kemudian (Fir'aun) hendak mengusir mereka (Musa dan pengikut-pengikutnya) dari bumi (Mesir) itu, maka Kami tenggelamkan dia (Fir'aun) serta orang-orang yang bersama-sama dia seluruhnya,
Amharca:
ከምድርም ሊቀሰቅሳቸው አሰበ፡፡ እርሱንና ከእርሱ ጋር የነበሩትንም ሰዎች ሁሉንም አሰጠምናቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, (மூஸா இன்னும் அவரை நம்பிக்கை கொண்ட) இவர்களை (ஃபிர்அவ்ன் தன்) பூமியிலிருந்து விரட்டிவிடுவதற்கு நாடினான். ஆகவே, அவனையும் அவனுடன் இருந்தவர்கள் அனைவரையும் நாம் மூழ்கடித்தோம்.
Korece:
그는 그들을 그 땅으로부 터 추방하려 하였으나 하나님은 그와 그리고 그를 따르는 모두를 익사케 하였노라
Vietnamca:
Thế là hắn (Pha-ra-ông) muốn loại trừ họ (Musa và dân Israel) ra khỏi vùng đất (Ai Cập), (nhưng hắn chưa kịp) thì TA đã nhấn chìm hắn cùng tất cả quân lính của hắn.
Ayet Linkleri: