Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

56

Sûredeki Ayet No: 

82

Ayet No: 

5061

Sayfa No: 

537

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ

Çeviriyazı: 

vetec`alûne rizḳaküm enneküm tükeẕẕibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?

Diyanet İşleri: 

Rızkınıza şükredeceğiniz yere onu vereni mi yalanlıyorsunuz?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve o kitaptan nasibiniz, yalnız onu yalanlamaktan ibaret mi olacak?

Şaban Piriş: 

Onu yalanlayarak mı size verilen nimete şükür ediyorsunuz?

Edip Yüksel: 

İnkar etmeyi iş mi ediniyorsunuz?

Ali Bulaç: 

Ve rızkınızı (Kur'an'dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?

Suat Yıldırım: 

Bu nimete teşekkürünüz, onu yalan saymanız mı olmalıydı!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve rızkınızı siz muhakkak kendinizin yalanlamanızdan ibaret mi kılacaksınız?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?

Bekir Sadak: 

(88-89) Eger olen o kisi, gozdelerden ise, rahatlik, hosluk ve nimet cenneti onundur.

İbni Kesir: 

Rızkınızı yalanlamakla mı çıkarıyorsunuz?

Adem Uğur: 

Allah´ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?

İskender Ali Mihr: 

Ve siz, yalanlamış olmanızı kendinize rızık ediniyorsunuz. (Kur´ân´daki sözlerin âlemlerin Rabbi tarafından indirildiğinden şüphe ettiğiniz için rızkınız, nasibiniz sadece yalanlamak oluyor.)

Celal Yıldırım: 

Siz, rızkınızı (şükürle karşılıyacağınız yerde) yalan saymanıza çeviriyor (onunla nankörlük yapıyorsunuz.

Tefhim ul Kuran: 

Ve rızkınızı (Kur´an´dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?

Fransızca: 

Et est-ce pour vous [une façon d'être reconnaissant] à votre subsistance que de traiter (le Coran) de mensonge ?

İspanyolca: 

y hacéis de vuestra desmentida vuestro sustento?

İtalyanca: 

La vostra riconoscenza sarà tacciarlo di menzogna?

Almanca: 

Und ihr erweist euch dankbar für euer Rizq, daß ihr ihn doch ableugnet?!

Çince: 

而以否认代替感谢吗?

Hollandaca: 

En is dit uwe vergelding voor uw voedsel, hetwelk gij van God ontvangt, dat gij u zelven loochent, hem daarvoor verplicht te zijn?

Rusça: 

и делаете ваш удел тем, что считаете ложью истину?

Somalice: 

Ood ka yeeleysaan (mahaddii) Riqigiinna beenin (Xaqa).

Swahilice: 

Na badala ya kushukuru kwa riziki yenu mnafanya kuwa mnakadhibisha?

Uygurca: 

(سىلەر اﷲ نىڭ رىزىق بەرگەنلىكىگە) شۈكۈر قىلىشنىڭ ئورنىغا، رىزىق بەرگۈچىنى) ئىنكار قىلامسىلەر؟

Japonca: 

またあなたがたは(それを)虚偽であると申し立て,あなたがたの暮らしを立てるのか。

Arapça (Ürdün): 

«وتجعلون رزقكم» من المطر، أي شكره «أنكم تكذبون» بسقيا الله حيث قلتم مطرنا بنوء كذا.

Hintçe: 

और तुमने अपनी रोज़ी ये करार दे ली है कि (उसको) झुठलाते हो

Tayca: 

และทั้งๆ ที่พระองค์ทรงประทานปัจจัยยังชีพแก่พวกเจ้า พวกเจ้าก็ยังคงปฏิเสธศรัทธาต่ออัลลอฮฺ กระนั้นหรือ

İbranice: 

ותתכחשו לחסד אשר נתן לכם (קוראן) ,כי אתם משקרים

Hırvatça: 

i umjesto zahvalnosti što vam je opskrba darovana, vi u njega ne vjerujete?

Rumence: 

Vreţi să vă câştigaţi traiul hulind?

Transliteration: 

WatajAAaloona rizqakum annakum tukaththiboona

Türkçe: 

Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?

Sahih International: 

And make [the thanks for] your provision that you deny [the Provider]?

İngilizce: 

And have ye made it your livelihood that ye should declare it false?

Azerbaycanca: 

Ruzinizə şükür etməli olduğunuz halda, onu yalanmı hesab edirsiniz?

Süleyman Ateş: 

(Kur'an'dan istifade edeceğiniz yerde) Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz (sizin ondan elde ettiğiniz nasib, sadece onu yalanlamanız mıdır)?

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?

Erhan Aktaş: 

Verilen rızıklara yalanlayarak mı karşılık veriyorsunuz?

Kral Fahd: 

Allah’ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?

Hasan Basri Çantay: 

Rızkınıza (şükür edeceğinize) siz behemehal tekzibe mi kalkışırsınız?

Muhammed Esed: 

ve hakikati yalanlamayı günlük gıdanız olarak mı görüyorsunuz?

Gültekin Onan: 

Ve rızkınız (Kuran´dan yararlanma nimetini bırakıp onu) mutlaka yalan saymaktan ibaret mi kılıyorsunuz?

Ali Fikri Yavuz: 

Ve (Kur’an’dan nasibinizi), rızkınıza şükretmeyi inkâra mı kalkışacaksınız?

Portekizce: 

E fizestes disso o vosso sustento, para que o pudésseis desmentir?

İsveççe: 

och tacka för er försörjning genom att kalla dess sanning för lögn

Farsça: 

و فقط نصیب خود را این قرار می دهید که آن را انکار کنید؟!

Kürtçe: 

وە لەجیاتی سوپاسگوزاری لەسەر ڕۆزیتان ئێوە باوەڕ ناھێنن

Özbekçe: 

Ва ёлғонга чиқаришни ризқ қилиб оласизларми?! (Яъни, иймон келтириш лозим бўлган нарсаларга ишонмасликни ўз насибангиз қилиб оласизларми?)

Malayca: 

Dan kamu jadikan sikap kamu mendustakannya (sebagai ganti) bahagian dan nasib kamu (menerima dan bersyukur akan ajarannya)?

Arnavutça: 

dhe, në vend të mirënjohjes për furnizimin e dhuruar, që u është dhënë – ju, në të vërtetë, po e përgënjeshtroni atë.

Bulgarca: 

И [вместо благодарност] за препитанието вие го взимате за лъжа?

Sırpça: 

и уместо захвалности што вам је дарована опскрба, ви у њега не верујете?

Çekçe: 

a vděčnost svou tím projevujete, že za lež je prohlašujete?

Urduca: 

اور اِس نعمت میں اپنا حصہ تم نے یہ رکھا ہے کہ اِسے جھٹلاتے ہو؟

Tacikçe: 

Ва насиби худро дар дурӯғ ҳисобидани он қарор медиҳед?

Tatarca: 

Тәхкыйк Коръәнне ялганга тотуыгызны үзегезгә өлеш кыласыз. Ягъни һәр нигъмәтне Аллаһудан дип белмисез, бәлки тәбигатьтән һәм үзебездән дисез.

Endonezyaca: 

kamu mengganti rezeki (yang Allah berikan) dengan mendustakan Allah.

Amharca: 

ሲሳያችሁንም (ዝናምን) እናንተ የምታስተባብሉት ታደርጋላችሁን?

Tamilce: 

இன்னும், நிச்சயமாக நீங்கள் (இதை) பொய்ப்பிப்பதையே (அல்லாஹ் உங்கள் மீது செய்த அருள்களுக்கு) உங்கள் நன்றியாக ஆக்கிக் கொண்டீர்களா?

Korece: 

너희의 양식으로 감사하지 아니하고 불신하려 하느뇨

Vietnamca: 

Thay vì các ngươi phải biết ơn những bổng lộc (mà Allah) đã ban cho các ngươi thì các ngươi lại quên ơn (Ngài).