Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

88

Ayet No: 

757

Sayfa No: 

122

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ حَلَالًا طَيِّبًا ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي أَنتُم بِهِ مُؤْمِنُونَ

Çeviriyazı: 

vekülû mimmâ razeḳakümü-llâhü ḥalâlen ṭayyibâ. vetteḳu-llâhe-lleẕî entüm bihî mü'minûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah'tan korkun.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın size verdiği rızıktan temiz ve helal olarak yiyin. İnandığınız Allah'tan sakının.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve yiyin Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olanları ve inandığınız Allah'tan çekinin.

Şaban Piriş: 

Allah’ın size verdiği helal ve temiz rızıktan yiyin ve kendisine iman ettiğiniz Allah’tan sakının/takvalı olun.

Edip Yüksel: 

ALLAH'ın size rızık olarak verdiklerini, helal ve temiz olarak yeyin. İnandığınız ALLAH'ı dinleyin.

Ali Bulaç: 

Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin. Kendisi'ne inanmakta olduğunuz Allah'tan korkup-sakının.

Suat Yıldırım: 

Allah'ın size rızık olmak üzere yarattığı şeylerden helâl ve temiz olarak yiyin.Kendisine iman ettiğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah Teâlâ´nın sizi merzûk etmiş olduğu şeylerden helâl ve temiz olanları yiyiniz, kendisine imân etmiş olduğunuz Allah Teâlâ´dan da korkunuz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan sakının!

Bekir Sadak: 

Allah´a itaat edin, Peygambere itaat edin, karsi gelmekten cekinin

İbni Kesir: 

Allah´ın size verdiği rızıktan helal ve temiz olarak yeyin. Sizin kendisine iman etmiş olduğunuz Allah´tan da korkun.

Adem Uğur: 

Allah´ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah´tan korkun.

İskender Ali Mihr: 

Allâh´ın size verdiği temiz, helâl rızıklardan yiyin ve kendisine iman ettiğiniz Allâh´a karşı takvâ sahibi olun.

Celal Yıldırım: 

Allah´ın size verdiği rızıktan heiâl ve temiz olarak yiyin

Tefhim ul Kuran: 

Allah´ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin. Kendisine inanmakta olduğunuz Allah´tan da korkup sakının.

Fransızca: 

Et mangez de ce qu'Allah vous a attribué de licite et de bon. Craignez Allah, en qui vous avez foi.

İspanyolca: 

¡Comed de lo lícito y bueno de que Alá os ha proveído! ¡Y temed a Alá, en Quien creéis!

İtalyanca: 

Mangiate le cose buone e lecite che Allah vi ha concesso e temete Allah, Colui nel Quale credete.

Almanca: 

Und speist von dem Rizq, das ALLAH euch als gutes Halal gewährt hat und handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber, an Den ihr den Iman verinnerlicht habt!

Çince: 

你们当吃真主所供给你们的合法而佳美的食物,你们当敬畏你们所信仰的真主。

Hollandaca: 

Eet hetgeen God u tot voedsel heeft gegeven, hetgeen wettig en goed is, en vreest God, in wien gij gelooft.

Rusça: 

Ешьте из того, чем Аллах наделил вас, дозволенное и благое, и бойтесь Аллаха, в Которого вы веруете.

Somalice: 

Waxna ka Cuna Wuxuu Idinku Arzaaqay Eebe isagoo Xalaal Fiican ah kana Dhawrsada Eebe ee ah kaad Rumeysantihiin.

Swahilice: 

Na kuleni katika alivyo kuruzukuni Mwenyezi Mungu, halali na vizuri. Na mcheni Mwenyezi Mungu ambaye mnamuamini.

Uygurca: 

اﷲ سىلەرگە رىزىق قىلىپ بەرگەن ھالال، پاك نەرسىلەردىن يەڭلار، سىلەر ئىمان ئېيتقان اﷲ قا تەقۋادارلىق قىلىڭلار

Japonca: 

アッラーがあなたがたに与えられた良い(清潔で)合法なものを食べなさい。あなたがたが信じているアッラーを畏れなさい。

Arapça (Ürdün): 

«وكلوا مما رزقكم الله حلالا طيبا» مفعول والجار والمجرور قبله حال متعلق به «واتقوا الله الذي أنتم به مؤمنون».

Hintçe: 

और जो हलाल साफ सुथरी चीज़ें ख़ुदा ने तुम्हें दी हैं उनको (शौक़ से) खाओ और जिस ख़ुदा पर तुम ईमान लाए हो उससे डरते रहो

Tayca: 

และพวกเจ้าจงบริโภคสิ่งอนุมัติที่ดี ๆ จากสิ่งที่อัลลอฮ์ได้ทรงให้เป็นปัจจัยชีพแก่พวกเจ้า และพึงยำเกรงอัลลอฮ์ผู้ซึ่งพวกเจ้าศรัทธาต่อพระองค์เถิด

İbranice: 

אכלו ממה שאלוהים נתן לכם, מן המורשה והטוב, ויראו את אלוהים אשר בו תאמינו

Hırvatça: 

I jedite ono što vam Allah daje, što je dozvoljeno i lijepo; i bojte se Allaha, u Kojeg vjerujete.

Rumence: 

Mâncaţi ceea ce Dumnezeu v-a dăruit ca îngăduit şi bun. Temeţi-vă de Dumnezeu în care credeţi!

Transliteration: 

Wakuloo mimma razaqakumu Allahu halalan tayyiban waittaqoo Allaha allathee antum bihi muminoona

Türkçe: 

Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan sakının!

Sahih International: 

And eat of what Allah has provided for you [which is] lawful and good. And fear Allah, in whom you are believers.

İngilizce: 

Eat of the things which Allah hath provided for you, lawful and good; but fear Allah, in Whom ye believe.

Azerbaycanca: 

Allahın sizə verdiyi ruzidən halal və təmiz olanını yeyin. İnandığınız Allahdan qorxun!

Süleyman Ateş: 

Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah'tan korkun!

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun.

Erhan Aktaş: 

Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerin helâl ve tayyib olanlarından yiyin. Îmân ettiğiniz Allah’a karşı takvâlı olun.

Kral Fahd: 

Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun.

Hasan Basri Çantay: 

Allahın size rızk olmak üzere verdiği şeylerden halâl ve tertemiz olarak yeyin. Siz, kendisine îman etmiş olduğunuz Allahdan korkun.

Muhammed Esed: 

O halde, Allahın rızık olarak size bağışladığı meşru güzelliklerden yararlanın ve iman ettiğiniz Allaha karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun.

Gültekin Onan: 

Tanrı´nın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin. Kendisine inançlı olduğunuz / bulunuduğunuz Tanrı´dan korkup sakının.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah’ın size rızık olarak verdiği nimetlerden helâl ve hoş olarak yeyin. Hem de kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah’dan korkun.

Portekizce: 

Comei de todas as coisas lícitas com que Deus vos agraciou e temei-O, se fordes fiéis.

İsveççe: 

Njut således av alla tillåtna goda ting som Gud har skänkt er för er försörjning och frukta Gud, målet för er tro.

Farsça: 

و از نعمت های حلال و پاکیزه ای که خدا روزی شما فرموده، بخورید؛ و از خدایی که به او ایمان دارید، پروا کنید.

Kürtçe: 

بخۆن لەو ڕزق و رۆزیانەی کە خوا پێی بەخشیوون کە حەڵاڵ و پاکن خۆتان بپارێزن و بترسن لەو خوایەی کە ئێوە باوەڕتان پێیەتی

Özbekçe: 

Ва Аллоҳ сизгаризқ қилиб берган ҳалол-пок нарсалардан енглар. Ўзингиз ишонган Аллоҳга тақво қилинг. ( Ҳукм чиқариш, жумладан, нима ҳалолу нима ҳаромлигининг ҳукмини чиқариш ҳам Аллоҳ таолонинг ўзигагина хосдир. Аллоҳ ҳалол деган нарсани ким ҳаром деса ёки Аллоҳ ҳаром қилган нарсани ким ҳалол деса, кофир бўлади. Ундай одам Аллоҳнинг илоҳлик сифатига–шариат ҳукмларини чиқариш сифатига шерик бўлишга уринган бўлади. Шунингдек, бир киши ўзи учун ҳам бундай ҳукмни чиқариб, қандайдир диндорлик сифатини зиёда қилишга уриниш, деб ўйлаши ҳам нотўғридир. Бундай иш диндаги ғулув–ҳаддан ошиш ҳисобланади.)

Malayca: 

Dan makanlah dari rezeki yang telah diberikan Allah kepada kamu, iaitu yang halal lagi baik, dan bertaqwalah kepada Allah yang kepadaNya sahaja kamu beriman.

Arnavutça: 

Hani nga ato që u ka furnizuar Perëndia – të lëjuara dhe të mira! Druajuni Perëndisë, të cilit ju i keni besuar!

Bulgarca: 

И яжте от онова, което Аллах ви е дал за препитание - разрешено, приятно! И бойте се от Аллах, в Когото вярвате!

Sırpça: 

И једите оно што вам даје Аллах, што је дозвољено и лепо; и бојте се Аллаха, у Којег верујете.

Çekçe: 

Jezte z toho, co vám Bůh uštědřil jako dovolené a výtečné, a bojte se Boha, v něhož věříte!

Urduca: 

جو کچھ حلال و طیب رزق اللہ نے تم کو دیا ہے اُسے کھا ؤ پیو اور اُس خدا کی نافرمانی سے بچتے رہو جس پر تم ایمان لائے ہو

Tacikçe: 

Аз чизҳои ҳалолу покизае, ки Худо ба шумо рӯзӣ додааст, бихӯред ва аз Худое, ки ба Ӯ имон овардаед, битарсед.

Tatarca: 

Вә ашагыз Аллаһ сезнең өчен хәләл иткән пакь ризыклардан һәм үзегез ышанган Аллаһудан куркыгыз, сызыктан тышкары үтүдән сакланыгыз!

Endonezyaca: 

Dan makanlah makanan yang halal lagi baik dari apa yang Allah telah rezekikan kepadamu, dan bertakwalah kepada Allah yang kamu beriman kepada-Nya.

Amharca: 

አላህም ከሰጣችሁ ሲሳይ የተፈቀደ ጣፋጭ ሲኾን ብሉ፡፡ ያንንም እናንተ በርሱ አማኞች የኾናችሁበትን አላህን ፍሩ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அல்லாஹ் உங்களுக்கு வழங்கியவற்றில் அனுமதிக்கப்பட்ட நல்லதை புசியுங்கள். இன்னும், நீங்கள் நம்பிக்கை கொண்டிருக்கிற அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள்.

Korece: 

하나님이 너희에게 허락한 양식을 먹되 하나님을 두려워 하 라 너희는 믿는 신앙인들이라

Vietnamca: 

Các ngươi hãy ăn những thực phẩm Halal tốt sạch mà Allah đã ban cấp cho các ngươi và các ngươi hãy kính sợ Allah, Đấng mà các ngươi thật sự có đức tin.