Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

5

Ayet No: 

12

Sayfa No: 

2

Nüzûl Yeri: 

Nüzûl Yılı: 

Arapça: 

أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Çeviriyazı: 

ülâike `alâ hüdem mir rabbihim veülâike hümü-lmüfliḥûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.

Diyanet İşleri: 

İşte Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erişenler bunlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlardır rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler.

Şaban Piriş: 

İşte onlar Rableri katından bir hidayet üzeredir ve kurtuluşa erecek olanlar onlardır.

Edip Yüksel: 

İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve mutluluğa erenler bunlardır.

Ali Bulaç: 

İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.

Suat Yıldırım: 

İşte bunlardır Rableri tarafından doğru yola ulaştırılanlar. Ve işte bunlardır felâh bulanlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte onlar Rabb-i Kerîm´leri tarafından bir hidâyet üzeredirler. Felâh bulanlar da ancak onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.

Bekir Sadak: 

Iste Rab´lerinin yolunda olanlar ve saadete erisenler bunlardir.

İbni Kesir: 

İşte onlar, rablarından bir hidayet üzeredirler ve işte onlar, felaha erenlerdir.

Adem Uğur: 

İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

İskender Ali Mihr: 

İşte onlar, Rab´lerinden bir hidayet üzeredirler. Ve işte onlar, muflihundurlar (felâha, kurtuluşa erenlerdir).

Celal Yıldırım: 

İşte bunlar, Rabları tarafından doğru yol üzeredirler ve korktuklarından kurtulup umduklarına kavuşanlar da bunlardır.

Tefhim ul Kuran: 

İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de bunlardır.

Fransızca: 

Ceux-là sont sur le bon chemin de leur Seigneur, et ce sont eux qui réussissent (dans cette vie et dans la vie future).

İspanyolca: 

Ésos son los dirigidos por su Señor y ésos los que prosperarán.

İtalyanca: 

Quelli seguono la guida del loro Signore; quelli sono coloro che prospereranno.

Almanca: 

Diese verfügen über Rechtleitung von ihrem HERRN und diese sind die eigentlichen Erfolgreichen.

Çince: 

这等人,是遵守他们的主的正道的;这等人,确是成功的。

Hollandaca: 

Zij alleen zullen door hunnen Heer worden geleid; zij alleen zullen welzalig zijn.

Rusça: 

Они следуют верному руководству от их Господа, и они являются преуспевшими.

Somalice: 

kuwaasi hanuun Eebe yey ku suganyihiin, kuwaasina waa uun kuwa liibaanay.

Swahilice: 

Hao wapo juu ya uwongofu utokao kwa Mola wao Mlezi, na hao ndio walio fanikiwa.

Uygurca: 

ئەنە شۇلار پەرۋەردىگارىنىڭ توغرا يولىدا بولغۇچىلاردۇر، ئەنە شۇلار بەختكە ئېرىشكۈچىلەردۇر

Japonca: 

これらの者は,主から導かれた者であり,また至上の幸福を成就する者である。

Arapça (Ürdün): 

«أولئك» الموصوفون بما ذكر «على هدىّ من ربِّهم وأولئك هم المفلحون» الفائزون بالجنة الناجون من النار.

Hintçe: 

यही लोग अपने परवरदिगार की हिदायत पर (आमिल) हैं और यही लोग अपनी दिली मुरादें पाएँगे

Tayca: 

ชนเหล่านี้ คือ ผู้ที่(ตั้ง)อยู่บนคำแนะนำ ที่มาจากพระผู้เป็นเจ้าของพวกเขา และชนเหล่านี้คือผู้ที่บรรลุผล

İbranice: 

אלה המודרכים לדרך (האמונה) מריבונם, ואלה הם המצליחים

Hırvatça: 

To su oni koji su pod Uputom Gospodara svoga i to su oni koji su uspjeli.

Rumence: 

Aceştia merg după călăuzirea Domnului lor, aceştia sunt cei fericiţi.

Transliteration: 

Olaika AAala hudan min rabbihim waolaika humu almuflihoona

Türkçe: 

İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.

Sahih International: 

Those are upon [right] guidance from their Lord, and it is those who are the successful.

İngilizce: 

They are on (true) guidance, from their Lord, and it is these who will prosper.

Azerbaycanca: 

Məhz onlar öz Rəbbi tərəfindən (göstərilmiş) doğru yoldadırlar. Nicat tapanlar (axirət əzabından qurtarıb Cənnətə qovuşanlar) da onlardır.

Süleyman Ateş: 

İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler ve umduklarına erenler, işte onlardır!

Diyanet Vakfı: 

İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Erhan Aktaş: 

Onlar, Rabb’lerinden bir hidâyet üzerindedirler. Kurtuluşa erenler onlardır.

Kral Fahd: 

İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Hasan Basri Çantay: 

İşte onlar Rablerinden (gelen) Hidâyetin tam üzerindedirler. Asıl muradlarına kavuşanlar da işte onlar.

Muhammed Esed: 

İşte Rablerinin gösterdiği yolda yürüyenler onlardır, mutluluğa erişecek olanlarda!

Gültekin Onan: 

İşte bunlar, rablerinden (olan) bir hidayet üzerindedirler ve felaha erenler / erdirilenler bunlardır.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte böyle kimseler, Rablerinden olan hidâyet ve doğru yol üzeredirler

Portekizce: 

Estes possuem a orientação do seu Senhor e estes serão os bem-aventurados.

İsveççe: 

Det är de som följer Guds vägledning - dem skall det gå väl i händer.

Farsça: 

آنانند که از سوی پروردگارشان بر [راهِ] هدایت اند و آنانند که رستگارند.

Kürtçe: 

(خاوەنی ئەم صیفەتانە) لەسەر ڕێگه‌ی ڕاستن ( بەتەوفیق ویارمەتیدان) لە لایەن پەروەردگاریانەوە، وە ھەر ئەوانەن ڕزگار بووان (لە دوونیا ودواڕۆژدا)

Özbekçe: 

Ана ўшалар Роббиларидан бўлган ҳидоятидадирлар ва ана ўшалар, ўшаларгина нажот топгувчилардир. (Ким нажот топишни истаса, ўзида тақводорлик сифатларини мужассам қилишга уринсин.)

Malayca: 

Mereka itulah yang tetap mendapat petunjuk dari Tuhan mereka, dan merekalah orang-orang yang berjaya.

Arnavutça: 

Ata janë, me të vërtetë, në rrugën e Zotit dhe vetëm ata janë të shpëtuar.

Bulgarca: 

Тези са напътени от своя Господ и тези са сполучилите.

Sırpça: 

Њима је Господар њихов на прави пут указао и то су они који су успели.

Çekçe: 

ti Pánem svým jsou správně vedení a ti budou blažení.

Urduca: 

ایسے لوگ اپنے رب کی طرف سے راہ راست پر ہیں اور وہی فلاح پانے والے ہیں

Tacikçe: 

Эшон аз сӯи Парвардигорашон қарини ҳидоятанд ва худ наҷот ёфтагонанд.

Tatarca: 

Ул тәкъва мөэминнәр Раббылары тарафыннан туры юлга күнүчеләр һәм алар ахирәттә өстенлек табучылар.

Endonezyaca: 

Mereka itulah yang tetap mendapat petunjuk dari Tuhan mereka, dan merekalah orang-orang yang beruntung.

Amharca: 

እነዚያ ከጌታቸው በመመራት ላይ ናቸው፤ እነዚያም እነሱ ፍላጎታቸውን ያገኙ ናቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் தங்கள் இறைவனின் நேர்வழியில் இருக்கிறார்கள். இன்னும், அவர்கள்தான் வெற்றியாளர்கள் ஆவார்கள்.

Korece: 

그들이 바로 주님의 안내를 받아 영화를 누릴 사람들이라

Vietnamca: 

Đấy là nhóm người theo đúng chỉ đạo của Thượng Đế của họ và đó là nhóm người thành đạt.