Sayfa 2

 
00:00

elif-lâm-mîm.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الم

Türkçe:

Elif, Lâm, Mîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Elif, Lâm, Mîm.)

Diyanet Vakfı:

Elif. Lam. Mim.

İngilizce:

A.L.M.

Fransızca:

Alif, Lam, Mim .

Almanca:

Alif-lam-mim .

Rusça:

Алиф. Лам. Мим.

Açıklama:
 
00:00

ẕâlike-lkitâbü lâ raybe fîh. hüdel lilmütteḳîn.

Arapça:

ذَٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَ ۛ فِيهِ ۛ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ

Türkçe:

İşte sana o Kitap! Kuşku/ çelişme/ tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, sakınanlar için.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.

Diyanet Vakfı:

O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.

İngilizce:

This is the Book; in it is guidance sure, without doubt, to those who fear Allah;

Fransızca:

C'est le Livre au sujet duquel il n'y a aucun doute, c'est un guide pour les pieux .

Almanca:

Diese ist die eigentliche Schrift, keinerlei Zweifel ist darin, (sie ist) eine Rechtleitung für die Muttaqi .

Rusça:

Это Писание, в котором нет сомнения, является верным руководством для богобоязненных,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne yü'minûne bilgaybi veyüḳîmûne-ṣṣalâte vemimmâ razaḳnâhüm yünfiḳûn.

Arapça:

الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ

Türkçe:

Ki onlar, gayba inananlar, namazı/duayı yerine getirenlerdir. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.

Diyanet Vakfı:

Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

İngilizce:

Who believe in the Unseen, are steadfast in prayer, and spend out of what We have provided for them;

Fransızca:

qui croient à l'invisible et accomplissent la Salat et dépensent [dans l'obéissance à Allah], de ce que Nous leur avons attribué

Almanca:

Es sind diejenigen, die den Iman an das Verborgene verinnerlichen, das rituelle Gebet ordnungsgemäß verrichten und von dem, was WIR ihnen vom Rizq gewährten, geben,

Rusça:

которые веруют в сокровенное, совершают намаз и расходуют из того, чем Мы их наделили,

Açıklama:
 
00:00

velleẕîne yü'minûne bimâ ünzile ileyke vemâ ünzile min ḳablik. vebil'âḫirati hüm yûḳinûn.

Arapça:

وَالَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Türkçe:

Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler.

Diyanet Vakfı:

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.

İngilizce:

And who believe in the Revelation sent to thee, and sent before thy time, and (in their hearts) have the assurance of the Hereafter.

Fransızca:

Ceux qui croient à ce qui t'a été descendu (révélé) et à ce qui a été descendu avant toi et qui croient fermement à la vie future.

Almanca:

sowie diejenigen, die den Iman verinnerlichen an das, was dir hinabgesandt wurde, und an das, was vor dir hinabgesandt wurde, und die über das Jenseits Gewißheit haben.

Rusça:

которые веруют в ниспосланное тебе и ниспосланное до тебя и убеждены в Последней жизни.

Açıklama:
 
00:00

ülâike `alâ hüdem mir rabbihim veülâike hümü-lmüfliḥûn.

Arapça:

أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Türkçe:

İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.

Diyanet Vakfı:

İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

İngilizce:

They are on (true) guidance, from their Lord, and it is these who will prosper.

Fransızca:

Ceux-là sont sur le bon chemin de leur Seigneur, et ce sont eux qui réussissent (dans cette vie et dans la vie future).

Almanca:

Diese verfügen über Rechtleitung von ihrem HERRN und diese sind die eigentlichen Erfolgreichen.

Rusça:

Они следуют верному руководству от их Господа, и они являются преуспевшими.

Açıklama:
Sayfa 2 beslemesine abone olun.