Sayfa 2

elif-lâm-mîm.

Türkçe:
Elif, Lâm, Mîm.
İngilizce:
A.L.M.
Fransızca:
Alif, Lam, Mim .
Almanca:
Alif-lam-mim .
Rusça:
Алиф. Лам. Мим.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الم
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Elif, Lâm, Mîm.)
Diyanet Vakfı:
Elif. Lam. Mim.

ẕâlike-lkitâbü lâ raybe fîh. hüdel lilmütteḳîn.

Türkçe:
İşte sana o Kitap! Kuşku/ çelişme/ tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, sakınanlar için.
İngilizce:
This is the Book; in it is guidance sure, without doubt, to those who fear Allah;
Fransızca:
C'est le Livre au sujet duquel il n'y a aucun doute, c'est un guide pour les pieux .
Almanca:
Diese ist die eigentliche Schrift, keinerlei Zweifel ist darin, (sie ist) eine Rechtleitung für die Muttaqi .
Rusça:
Это Писание, в котором нет сомнения, является верным руководством для богобоязненных,
Arapça:
ذَٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَ ۛ فِيهِ ۛ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.
Diyanet Vakfı:
O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.

elleẕîne yü'minûne bilgaybi veyüḳîmûne-ṣṣalâte vemimmâ razaḳnâhüm yünfiḳûn.

Türkçe:
Ki onlar, gayba inananlar, namazı/duayı yerine getirenlerdir. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır.
İngilizce:
Who believe in the Unseen, are steadfast in prayer, and spend out of what We have provided for them;
Fransızca:
qui croient à l'invisible et accomplissent la Salat et dépensent [dans l'obéissance à Allah], de ce que Nous leur avons attribué
Almanca:
Es sind diejenigen, die den Iman an das Verborgene verinnerlichen, das rituelle Gebet ordnungsgemäß verrichten und von dem, was WIR ihnen vom Rizq gewährten, geben,
Rusça:
которые веруют в сокровенное, совершают намаз и расходуют из того, чем Мы их наделили,
Arapça:
الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
Diyanet Vakfı:
Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

velleẕîne yü'minûne bimâ ünzile ileyke vemâ ünzile min ḳablik. vebil'âḫirati hüm yûḳinûn.

Türkçe:
Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.
İngilizce:
And who believe in the Revelation sent to thee, and sent before thy time, and (in their hearts) have the assurance of the Hereafter.
Fransızca:
Ceux qui croient à ce qui t'a été descendu (révélé) et à ce qui a été descendu avant toi et qui croient fermement à la vie future.
Almanca:
sowie diejenigen, die den Iman verinnerlichen an das, was dir hinabgesandt wurde, und an das, was vor dir hinabgesandt wurde, und die über das Jenseits Gewißheit haben.
Rusça:
которые веруют в ниспосланное тебе и ниспосланное до тебя и убеждены в Последней жизни.
Arapça:
وَالَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler.
Diyanet Vakfı:
Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.

ülâike `alâ hüdem mir rabbihim veülâike hümü-lmüfliḥûn.

Türkçe:
İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.
İngilizce:
They are on (true) guidance, from their Lord, and it is these who will prosper.
Fransızca:
Ceux-là sont sur le bon chemin de leur Seigneur, et ce sont eux qui réussissent (dans cette vie et dans la vie future).
Almanca:
Diese verfügen über Rechtleitung von ihrem HERRN und diese sind die eigentlichen Erfolgreichen.
Rusça:
Они следуют верному руководству от их Господа, и они являются преуспевшими.
Arapça:
أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.
Diyanet Vakfı:
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Sayfa 2 beslemesine abone olun.