Arapça:
وَمِنَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّا نَصَارَىٰ أَخَذْنَا مِيثَاقَهُمْ فَنَسُوا حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُوا بِهِ فَأَغْرَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ۚ وَسَوْفَ يُنَبِّئُهُمُ اللَّهُ بِمَا كَانُوا يَصْنَعُونَ
Çeviriyazı:
vemine-lleẕîne ḳâlû innâ neṣârâ eḫaẕnâ mîŝâḳahüm fenesû ḥażżam mimmâ ẕükkirû bih. feagraynâ beynehümü-l`adâvete velbagḍâe ilâ yevmi-lḳiyâmeh. vesevfe yünebbiühümü-llâhü bimâ kânû yaṣne`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz hıristiyanız diyenlerden de söz almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılan şeylerin çoğunu unutmuşlardı. Biz de onların arasına, kıyamete kadar sürecek kin ve düşmanlık soktuk. Allah, ne yapmış olduklarını onlaraelbette haber verecektir.
Diyanet İşleri:
Biz hıristiyanız diyenlerden de söz almıştık; onlar, kendilerine belletilenin bir kısmını unuttular, bu yüzden aralarına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Allah, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlardan, biz Nasraniyiz diyenler de var, onlardan da söz aldık, fakat kendilerine verilen öğütten hisse almayı unuttular, biz de kıyamete dek aralarına düşmanlık ve kin saldık. Allah, onların neler yaptığını bildirecek.
Şaban Piriş:
Biz Hıristiyan'ız, diyenlerden de sağlam söz almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılandan bir pay almayı unuttular. Bu yüzden aralarına kıyamete kadar sürecek düşmanlık ve kin saldık. Allah, onların yapmakta olduklarını (hesap günü) kendilerine haber verecektir.
Edip Yüksel:
"Biz Hristiyanız," diyenlerden de söz almıştık. Ancak onlar da uyarıldıkları şeylerin bir kısmını unuttu. Bu yüzden diriliş gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yaptıkları her şeyi ALLAH onlara bildirecek
Ali Bulaç:
Ve: "Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden kesin söz (misak) almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece Biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.
Suat Yıldırım:
“Biz Nasrani'yiz, Hırıstiyanız” diyenlerden de kesin söz aldık. Fakat onlar da kendilerine tebliğ olunan derslerden bir çoğunu unuttular.Bu yüzden Biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek kin ve nefret bıraktık. Allah onların meslek haline getirdikleri bu işleri bir bir yüzlerine çarpacaktır. [2,62] [KM, İşaya 19,2]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve, «Biz nâsarayız» diyenlerden de ahdlerini almış idik. Sonra ihtar edilmiş oldukları şeyden nasibdar olmayı unuttular. Artık Biz de onların arasına Kıyamet gününe kadar adâvet ve buğz bıraktık. Ve Allah Teâlâ neler yapmış olduklarını yakında haber verecektir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz Hıristiyanlarız! diyenlerden de mîsaklarını almıştık. Onlar da öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. Bu yüzden, aralarına kıyamete değin düşmanlık ve şiddetli nefret saldık. Sınaat/teknoloji olarak ürettikleri şeylerin ne olduğunu Allah onlara yakında haber verecektir.
Bekir Sadak:
Yahudiler ve hiristiyanlar, «Biz Allah´in ogullari ve sevgilileriyiz» dediler. Oyleyse gunahlarinizdan oturu size nicin azabediyor? Bilakis siz O´nun yarattigi insanlarsiniz» de, Allah diledigini bagislar, diledigine azab eder. Goklerin, yerin ve ikisinin arasindakilerin hukumranligi Allah´indir. Donus O´nadir.
İbni Kesir:
Biz, hristiyanız diyenlerden de söz aldık. Onlar da kendilerine öğretilenlerin bir kısmını unuttular. Bu yüzden kıyamete kadar aralarına kin ve düşmanlık saldık. Allah
Adem Uğur:
Biz hıristiyanlarız diyenlerden de kesin sözlerini almıştık ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya Kitab´ın) önemli bir bölümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.
İskender Ali Mihr:
Ve muhakkak ki biz “nasârâyız” diyenlerden mîsâklarını aldık, gene de uyarıldıkları hususlardan (kendilerine hatırlatılan şeyden) bir pay almayı (nasiplerini) unuttular.Bu yüzden kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık, kin ve nefret saldık. Allah yakında, onlara yapmış olduklarını haber verecek.
Celal Yıldırım:
«Biz, Nasrâniyiz» diyenlerden de kesin söz aldık. (Ne yazık ki) onlar da uyarıldıkları hususlardan nasiplerini unuttular. Bu yüzden aralarına Kıyamet gününe kadar düşmanlık, kin ve nefret sokup bulaştırdık. Allah onlara neler işlediklerini, ne sanatlar kurduklarını haber verecektir.
Tefhim ul Kuran:
Ve: «Biz hıristiyanlarız» diyenlerden kesin söz almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.
Fransızca:
Et de ceux qui disent : "Nous sommes chrétiens", Nous avons pris leur engagement. Mais ils ont oublié une partie de ce qui leur a été rappelé. Nous avons donc suscité entre eux l'inimitié et la haine jusqu'au Jour de la Résurrection. Et Allah les informera de ce qu'ils faisaient .
İspanyolca:
Concertamos un pacto con quienes decían: «Somos cristianos». Pero olvidaron parte de lo que se les recordó y, por eso,. provocamos entre ellos enemistad y odio hasta el día de la Resurrección. Pero ya les informará Alá de lo que hacían.
İtalyanca:
Con coloro che dicono: «Siamo cristiani», stipulammo un Patto. Ma dimenticarono una parte di quello che era stato loro ricordato. Suscitammo tra loro odio e inimicizia fino al Giorno della Resurrezione. Presto Allah li renderà edotti su quello che facevano.
Almanca:
Auch von denjenigen, die sagten: "Wir sind Nazarener.", nahmen WIR ihr Gelöbnis entgegen, dann haben sie einen Teil dessen vergessen, woran sie erinnert wurden, so ließen WIR zwischen ihnen Feindschaft und Haß bis zum Tag der Auferstehung entstehen. Und ALLAH wird sie über das unterrichten, was sie zu bewerkstelligen pflegten.
Çince:
自称基督教徒的人,我曾与他们缔约,但他们抛弃自己所受的一部分劝戒,故我使他们互相仇恨,至于复活日。那时,真主要把他们的行为告诉他们。
Hollandaca:
En van hen, die zeggen: Wij zijn Christenen; wij hebben eene verbintenis aangenomen; maar zij hebben een gedeelte vergeten van hetgeen hun werd onderwezen; derhalve hebben wij vijandschap en haat onder hen doen ontstaan tot den dag der opstanding, en God zal hun dan zeker mededeelen, wat zij hebben verricht.
Rusça:
Мы также взяли завет с тех, которые сказали: "Мы - христиане". Они забыли долю из того, что им напомнили, и тогда Мы возбудили между ними вражду и ненависть до Дня воскресения. Аллах поведает им о том, что они творили.
Somalice:
Kuwa Yidhi waxaan nahay Nasaara waxaan ka qaadnay Ballankooda waxayna halmaameen qayb wixii lagu Waaniyey, markaasaan ku sii daynay Dhexdooda Colnimo iyo Cadho Tan iyo Maalinta Qiyaame, wuuna uga warrami Eebe waxay Samaynayeen.
Swahilice:
Na kutoka kwa wale walio sema: Sisi ni Manasara, tulichukua ahadi yao, lakini wakasahau sehemu ya waliyo kumbushwa. Kwa hivyo tukaweka kati yao uadui na chuki mpaka Siku ya Kiyama. Na hapo Mwenyezi Mungu atawaambia waliyo kuwa wakiyafanya.
Uygurca:
بىز ناسارامىز دېگەنلەردىنمۇ (اﷲ نى بىر دەپ تونۇشقا ۋە مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا ئىمان ئىېيتىشقا) مەھكەم ئەھدە ئالدۇق، ئۇلار (ئىنجىلدا) ئۆزلىرىگە قىلىنغان نەسىھەتنىڭ بىر قىسمىنى ئۇنتۇدى، (بۇنىڭ جازاسى ئۈچۈن) ئۇلارنىڭ ئارىسىغا قىيامەتكىچە ئاداۋەت ۋە دۈشمەنلىك سالدۇق، (شۇ چاغدا) اﷲ ئۇلارغا قىلمىشلىرىنى ئېيتىپ بېرىدۇ (يەنى ئۇلار ئۆزلىرىنىڭ قەبىھ ئەمەللىرىنىڭ جازاسىنى تارتىدۇ)
Japonca:
われはまた,「わたしたちは,キリスト教徒です。」と言う者とも約束を結んだ。だがかれらも授けられた教訓の一部分を忘れてしまった。それであれは復活の日まで,敵意と憎悪の念とをかれらの間にこびりつかせた。アッラーはかれらに,その行ったことを間もなく後で告げ知らせられるであろう。
Arapça (Ürdün):
«ومن الذين قالوا إنا نصارى» متعلق بقوله «أخذنا ميثاقهم» كما أخذنا على بني إسرائيل اليهود «فنسوا حظاً مما ذكِّروا به» في الإنجيل من الإيمان وغيره ونقضوا الميثاق «فأغرينا» أوقعنا «بينهم العداوة والبغضاء إلى يوم القيامة» بتفرقهم واختلاف أهوائهم فكل فرقة تكفر الأخرى «وسوف ينبئهم الله» في الآخرة «بما كانوا يصنعون» فيجازيهم عليه.
Hintçe:
और जो लोग कहते हैं कि हम नसरानी हैं उनसे (भी) हमने ईमान का एहद (व पैमान) लिया था मगर जब जिन जिन बातों की उन्हें नसीहत की गयी थी उनमें से एक बड़ा हिस्सा (रिसालत) भुला बैठे तो हमने भी (उसकी सज़ा में) क़यामत तक उनमें बाहम अदावत व दुशमनी की बुनियाद डाल दी और ख़ुदा उन्हें बहुत जल्द (क़यामत के दिन) बता देगा कि वह क्या क्या करते थे
Tayca:
และจากบรรดาผู้ที่กล่าวว่า พวกเราเป็นคริสต์นั้น เราได้เอาสัญญาจากพวกเขา แต่แล้วพวกเขาก็ลืมส่วนหนึ่งจากสิ่งที่พวกเขาถูกเตือนไว้ เราจึงได้ให้เกิดขึ้นระหว่างพวกเขาซึ่งการเป็นศัตรูและการเกลียดชังกันจนกระทั่งวันกิยามะฮ์ และอัลลอฮ์จะทรงบอกเขาเหล่านั้นถึงสิ่งที่เขาเหล่านั้นได้กระทำมาก่อน
İbranice:
ומאלה אשר אומרים (טוענים) אנו נוצרים,! כרתנו ברית, וגם הם שכחו חלק ממה שהוזכר להם, לכן עוררנו ביניהם עוינות ומשטמה שתתקיים עד יום תחיית-המתים. אז יודיע להם אלוהים את אשר עשו
Hırvatça:
Od onih koji govore: "Mi smo kršćani", Mi smo zavjet prihvatili, ali su i oni dio onoga čime su bili opominjani izostavili, zato smo medu njih neprijateljstvo i mržnju do Kijametskog dana ubacili; a Allah će ih sigurno obavijestiti o onome što su radili.
Rumence:
De asemenea, Noi am primit legământul celor care spun: “Noi suntem nazareeni!” Însă pentru că ei au dat uitării o parte din ceea ce le-a fost amintit, Noi am iscat între ei vrăjmăşia şi ura până în Ziua Învierii. Dumnezeu le va da ştire de ceea ce au făp
Transliteration:
Wamina allatheena qaloo inna nasara akhathna meethaqahum fanasoo haththan mimma thukkiroo bihi faaghrayna baynahumu alAAadawata waalbaghdaa ila yawmi alqiyamati wasawfa yunabbiohumu Allahu bima kanoo yasnaAAoona
Türkçe:
"Biz Hıristiyanlarız!" diyenlerden de mîsaklarını almıştık. Onlar da öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. Bu yüzden, aralarına kıyamete değin düşmanlık ve şiddetli nefret saldık. Sınaat/teknoloji olarak ürettikleri şeylerin ne olduğunu Allah onlara yakında haber verecektir.
Sahih International:
And from those who say, "We are Christians" We took their covenant; but they forgot a portion of that of which they were reminded. So We caused among them animosity and hatred until the Day of Resurrection. And Allah is going to inform them about what they used to do.
İngilizce:
From those, too, who call themselves Christians, We did take a covenant, but they forgot a good part of the message that was sent them: so we estranged them, with enmity and hatred between the one and the other, to the day of judgment. And soon will Allah show them what it is they have done.
Azerbaycanca:
“Biz xaçpərəstik”, - deyənlərdən də əhd almışdıq. Sonra onlar xəbərdar olunduqları şeylərin bir hissəsini (Muhəmməd peyğəmbərə iman gətirməyi) unutdular. Biz də aralarına qiyamət gününə qədər davam edəcək ədavət və kin saldıq. Allah onlara gördükləri işlər barəsində xəbər verəcəkdir!
Süleyman Ateş:
Biz hıristiyanız diyenlerin de sözünü almıştık, ama Kendilerine öğütlenen şeyden pay almayı unuttular. Bu yüzden kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah, onlara, ne yaptıklarını haber verecektir.
Diyanet Vakfı:
"Biz hıristiyanlarız" diyenlerden de kesin sözlerini almıştık ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya Kitab'ın) önemli bir bölümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.
Erhan Aktaş:
Ve “Biz Nesârâ’yız.(1)” diyenlerden de söz aldık. Öğütlendikleri şeyden nasiplenmeyi unuttular. Biz de kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin yerleştirdik. Ve Allah, ne iş yaptıklarını yakında haber verecektir.
Kral Fahd:
«Biz hıristiyanlarız» diyenlerden de kesin sözlerini almıştık. Ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya Kitab'ın) önemli bir bölümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.
Hasan Basri Çantay:
«Biz Nasrânîyiz» diyenlerin de sağlam te´mînâtını almışdık. Neticede onlar da va´z-u ihtaar edildikleri şeylerden bir hıssa almayı unutuverdîler. Biz de aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlığı ve kîn-ü buğzu yapışdırdık. Allah onların ne (san´at) ler yapacaklarını ileride kendilerine (gösterib) haber verecekdir..
Muhammed Esed:
Ve (aynı şekilde), "Biz Hristiyanız!" diyenlerden kesin bir taahhüt almıştık; ama onlar da, akıllarından çıkarmamaları emredilen şeylerin çoğunu unutmuşlardır; bu nedenle, onlar arasında Mahşer Gününe kadar (sürecek) düşmanlık ve kini arttırdık: ve zamanı geldiğinde Allah onlara neler işlediklerini gösterecektir.
Gültekin Onan:
Ve: "
Ali Fikri Yavuz:
“- Biz Hristiyanız” diyenlerden de misâklarını (sağlam sözlerini) almıştık. Derken bunlar da emredildikleri hakikatlerden nasîp almayı (Peygambere iman etmeyi) terk ettiler. Biz de aralarına, kıyamet gününe kadar sürecek kin ve düşmanlık bıraktık. Yakında Allah, onlara, ne işler yaptıklarını haber verecektir.
Portekizce:
E também aceitamos a promessa daqueles que disseram: Somos cristãos! Porém, esqueceram-se de grande parte do quelhes foi recomendado, pelo que disseminamos a inimizade e o ódio entre eles, até ao Dia da Ressurreição. Deus os inteirará,então, do que cometeram.
İsveççe:
[I Vårt förbund] med dem som säger "Vi är kristna" tog Vi löften [också] av dem och även de har glömt en del av det som de förmanades att lägga på minnet. Därför har Vi låtit fiendskap och hat uppstå bland dem [och så skall det fortgå] till Uppståndelsens dag. Gud skall [en gång] låta dem veta vad deras handlingar [var värda].
Farsça:
و از کسانی که گفتند: ما نصرانی هستیم، [بر لزوم اطاعت از خود و پیروی از عیسی] پیمان گرفتیم، پس بخشی از آنچه را [از معارف و احکام انجیل واقعی] که به وسیله آن پند داده شدند، از یاد بردند [و نادیده گرفتند] ، بر این اساس میان آنان تا روز قیامت کینه و دشمنی انداختیم، و خدا آنان را از آنچه همواره انجام می دادند، آگاه می کند.
Kürtçe:
وە لەوانەی کەدەیان ووت ئێمە گاورین بەڵێن و پەیمانی بەھێزمان لێ وەرگرتن بەڵام بەشێکی گەورە لەوەی کەئامۆژگاری کران پێی (لەسەر زمانی عیسی) لەبیریان چوو بەھۆی ئەوەوە دوژمنایەتی وکینەبەریمان خستە نێوانیان تاڕۆژی دوایی وە لەمەودوا خوا ھەواڵیان پێدەدات بەوەی کەدەیانکرد (لەجیھاندا)
Özbekçe:
Ва «Биз насоролармиз» деганларнинг ҳам аҳдномасини олдик. Бас, улар ўзларига эслатма бўлган нарсадан кўп насибани унутдилар. Биз улар орасида адоват ва ёмон кўришни қиёмат кунигача қўзғатдик. Аллоҳ, албатта, уларга қилмишлари ҳақида хабар беради. ( Ийсо алайҳиссаломга биринчи эргашганлар Носиро номли қишлоқ аҳолиси экан. Шунинг учун ҳам уларга «насоролар», деб ном берилган. Бошқа бир талқинларга кўра, Ийсо алайҳиссалом: «Ким менга нусрат (ёрдам) беради?» деганларида, биз, деб чиққан эканлар. Шунинг учун «насоро» номини олганлар. Насороларнинг ўзаро адоватлари ҳаммага маълум ва машҳур. Католик протестант билан, православ моруний билан ёки бошқаси яна бири билан ҳамиша душман. Ҳар бир черков ўзини алоҳида динда деб ҳисоблайди ва бошқасини душман билиб, ёмон кўради. Уларнинг ўзаро олиб борган диний-мазҳабий урушлари оқибатида қонлар дарё бўлиб оққани тарихда машҳур.)
Malayca:
Dan di antara orang-orang yang berkata:" Bahawa kami ini orang-orang Nasrani", Kami juga telah mengambil perjanjian setia mereka, maka mereka juga melupakan (meninggalkan) sebahagian dari apa yang diperingatkan mereka dengannya, lalu Kami tanamkan perasaan permusuhan dan kebencian di antara mereka, sampai ke hari kiamat; dan Allah akan memberitahu mereka dengan apa yang telah mereka kerjakan.
Arnavutça:
Dhe prej atyre që thanë: “Jemi të krishterë”, kemi marrë premtimin e tyre, por edhe këta kanë harruar një pjesë nga ato që janë këshilluar, prandaj ua shtiem armiqësinë dhe urrejtjen në mes tyre deri në Ditën e Kijametit. Se, Perëndia, me të vërtetë, di t’i lajmërojë ata për ato që kanë punuar.
Bulgarca:
И от онези, които казваха: “Ние сме християни” приехме обет, но и те забравиха част от онова, което им бе напомнено. И възбудихме помежду им вражда и ненавист до Деня на възкресението. Тогава Аллах ще ги извести какво са направили.
Sırpça:
Од оних који говоре: „Ми смо хришћани.“ Ми смо завет прихватили, али су и они изоставили део онога чиме су били опомињани, зато смо међу њима убацили непријатељство и мржњу до Судњег дана; а Аллах ће сигурно да их обавести о ономе што су радили.
Çekçe:
I od těch, kdož říkají 'Jsme křesťany', jsme přijali úmluvu jejich, avšak i oni zapomněli část z toho, co bylo jim připomenuto, a vyvolali jsme mezi nimi nepřátelství a nenávist až do dne zmrtvýchvstání - a tehdy jim Bůh oznámí, co vlastně provedli.
Urduca:
اِسی طرح ہم نے اُن لوگوں سے بھی پختہ عہد لیا تھا جنہوں نے کہا تھا کہ ہم "نصاریٰ" ہیں، مگر ان کو بھی جو سبق یاد کرایا گیا تھا اس کا ایک بڑا حصہ اُنہوں نے فراموش کر دیا آخر کار ہم نے ان کے درمیان قیامت تک کے لیے دشمنی اور آپس کے بغض و عناد کا بیج بو دیا، اور ضرور ایک وقت آئے گا جب اللہ انہیں بتائے گا کہ وہ دنیا میں کیا بناتے رہے ہیں
Tacikçe:
Ва аз касоне, ки гуфтанд, ки мо насронӣ ҳастем, паймон гирифтем. Пас қисмате аз пандҳоеро, ки ба онҳо дода будем, фаромӯш карданд ва Мо низ миёни онҳо то рӯзи қиёмат кинаву душманӣ афкандем. Ба зуди Худо ононро аз корҳое, ки мекунанд, огоҳ хоҳад сохт!
Tatarca:
"Без Аллаһ ярдәмендәбез", дип мактанучы насара кауменнән дә "Аллаһуга һәм расүлгә итагать итәрсез", дип ґәһед алдык. Алар да китапларындагы зур бурычларын оныттылар һәм ґәһедләрен сындырып Аллаһ хөкемнәрен боздылар, шуның өчен кыямәткә чаклы дәвам иткән дошманлыкны һәм ачуны араларына салдык. Аллаһ аларга тиздән хәбәр бирер, кылган эшләренең кабахәтлеге белән. (Алар Инҗилне үзгәртеп, ислам динен бозып, насара динен ясадылар. Шул кабахәтлек түгелме?)
Endonezyaca:
Dan diantara orang-orang yang mengatakan: "Sesungguhnya kami ini orang-orang Nasrani", ada yang telah kami ambil perjanjian mereka, tetapi mereka (sengaja) melupakan sebagian dari apa yang mereka telah diberi peringatan dengannya; maka Kami timbulkan di antara mereka permusuhan dan kebencian sampai hari kiamat. Dan kelak Allah akan memberitakan kepada mereka apa yang mereka kerjakan.
Amharca:
ከእነዚያም እኛ ክርስቲያኖች ነን ካሉት የጠበቀ ቃል ኪዳናቸውን ያዝን፡፡ በእርሱም ከታዘዙበት ነገር ፈንታን ተውት፡፡ ስለዚህ እስከ ትንሣኤ ቀን ድረስ በመካከላቸው ጠብንና ጥላቻን ጣልንባቸው፡፡ አላህም ይሠሩት የነበሩትን ሁሉ በእርግጥ ይነግራቸዋል፡፡
Tamilce:
இன்னும், “நிச்சயமாக நாங்கள் கிறித்தவர்கள்’’ எனக் கூறியவர்களிடம் அவர்களுடைய உறுதிமொழியை வாங்கினோம். ஆக, அவர்கள் எதை உபதேசிக்கப்பட்டார்களோ அதிலிருந்து ஒரு பகுதியை அவர்கள் மறந்தார்கள். ஆகவே, மறுமை நாள் வரை அவர்களுக்கு மத்தியில் பகைமையையும் வெறுப்பையும் மூட்டினோம். இன்னும், அவர்கள் செய்து வந்ததற்கு அல்லாஹ் அவர்களுக்கு (மறுமையில் தகுந்த கூலி கொடுப்பதன் மூலம்) அறிவிப்பான்.
Korece:
그들가운데 우리는 기독교인들이라 말하는 그들과도 하나님께 서는 성약을 하셨노라 그들은 그 들에게 계시된 것을 망각하매 하 나님은 심판의 날까지 그들 가운 데 적의와 증오가 있게 하리라 하 나님은 곧 그들이 행한 것을 그들 에게 보여 주시리라
Vietnamca:
Trong số những ai đã nói chúng tôi là những tín đồ Thiên Chúa, TA (Allah) đã nhận giao ước của họ, nhưng họ đã quên mất một phần mà họ được nhắc nhở trong đó. Thế là TA đã gây ra giữa họ sự hận thù và oán ghét lẫn nhau cho đến Ngày Tận Thế. Và Allah sẽ cho họ biết những gì mà họ đã từng làm.
Ayet Linkleri: