Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

4868

Sayfa No: 

529

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ

Çeviriyazı: 

veleḳad yesserne-lḳur'âne liẕẕikri fehel mim müddekir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?

Şaban Piriş: 

Andolsun ki Kur’an’ı da okunması/düşünülmesi olması için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?

Edip Yüksel: 

Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

Ali Bulaç: 

Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Suat Yıldırım: 

Yemin olsun: Biz ders alınsın diye Kur'ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

54:21

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?

Bekir Sadak: 

Onlara, siralarina gore suyun kendileriyle o deve aralarinda pay edilmis oludugunu soyle.»

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun biz Kur´an´ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki Biz, Kur´ân´ı zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?

Celal Yıldırım: 

And olsun ki biz, Kur´ân´ı öğüt ve ibret almak için kolaylaştırdık. Öğüt ve ibret alan var mıdır?

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun biz Kur´an´ı zikr (ile öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

Fransızca: 

En effet, Nous avons rendu le Coran facile pour la médiation. Y a-t-il quelqu'un pour réfléchir ?

İspanyolca: 

Hemos facilitado el Corán para que pueda servir de amonestación. Pero ¿hay alguien que se deje amonestar?

İtalyanca: 

Invero abbiamo reso facile il Corano, che vi servisse da Monito. C'e qualcuno che rifletta [su di esso]?

Almanca: 

Und gewiß, bereits erleichterten WIR den Quran zur Ermahnung! Gibt es etwa einen sich Erinnernden?!

Çince: 

我确已使《古兰经》易于记诵,有接受劝告的人吗?

Hollandaca: 

Thans hebben wij den Koran gemakkelijk ter waarschuwing gemaakt; maar is iemand daardoor gewaarschuwd?

Rusça: 

Мы облегчили Коран для поминания. Но есть ли поминающие?

Somalice: 

Waxaan ufududaynay Quraanka xusuus darteed ee ma jirtaa cid ku wacdoomi.

Swahilice: 

Na bila ya shaka Sisi tumeifanya Qur'ani nyepesi kufahamika; lakini yupo anaye kumbuka?

Uygurca: 

بىز ھەقىقەتەن قۇرئاننى ھىپزى ئۈچۈن ئاسان قىلدۇق، ئىبرەت ئالغۇچى بارمۇ؟

Japonca: 

誠にわれは,クルアーンを易しく説き明かした。さて,誰か悟る者があるか。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد يسرنا القرآن للذكر فهل من مدكر».

Hintçe: 

और हमने तो क़ुरान को नसीहत हासिल करने के वास्ते आसान कर दिया, तो कोई है जो नसीहत हासिल करे

Tayca: 

และโดยแน่นอน เราได้ทำให้อัลกุรอานนี้เป็นที่เข้าใจง่ายแก่การรำลึก แล้วมีผู้ใดบ้างที่รับข้อตักเตือนนั้น

İbranice: 

וכבר את הקוראן הבהרנו למען ייזכרו, אך האם יש מי שייזכר

Hırvatça: 

A Mi smo Kur'an lahkim za opomenu učinili, pa ima li koga ko bi se prisjetio?

Rumence: 

Tamudiţii au socotit prevenirile minciunii

Transliteration: 

Walaqad yassarna alqurana lilththikri fahal min muddakirin

Türkçe: 

Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?

Sahih International: 

And We have certainly made the Qur'an easy for remembrance, so is there any who will remember?

İngilizce: 

But We have indeed made the Qur'an easy to understand and remember: then is there any that will receive admonition?

Azerbaycanca: 

And olsun ki, Biz Qur’anı (ondan) ibrət almaq (öyüd-nəsihət qəbul etmək) üçün belə asanlaşdırdıq. Amma heç bir ibrət alan (öyüd-nəsihət qəbul edən) varmı?!

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Diyanet Vakfı: 

Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?

Erhan Aktaş: 

Ant olsun Biz, Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?

Kral Fahd: 

Andolsun biz Kur'an’ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz Kur´ânı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde var mı bir düşünen?

Muhammed Esed: 

Bu nedenle Biz bu Kuran´ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?

Gültekin Onan: 

Andolsun biz Kuran´ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

Ali Fikri Yavuz: 

And olsun ki, biz Kur’an’ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık

Portekizce: 

Em verdade, facilitamos o Alcorão para a recordação. Haverá, porventura, algum admoestado?

İsveççe: 

Vi har gjort Koranen lätt att minnas; finns det någon som bevarar [dess ord] i minnet [och tar lärdom]

Farsça: 

و یقیناً ما قرآن را برای پند گرفتن آسان کردیم، پس آیا پند گیرنده ای هست؟

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی ئێمە قورئانمان ئاسان کردووە بۆ ئامۆژگاری لێ وەرگرتن، جا ئایا کەسێك ھەیە پەندی لێ وەربگرێت؟

Özbekçe: 

Дарҳақиқат, Биз Қуръонни зикр учун осон қилдик. Бас, зикр қилувчи борми?!

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! Kami telah mudahkan Al-Quran untuk peringatan dan pengajaran, maka adakah sesiapa yang mahu mengambil peringatan dan pelajaran (daripadanya)?

Arnavutça: 

Në të vërtetë, Ne, Kur’anin e kemi bërë të lehtë për këshillim, - e a ka kush që këshillohet (me të)?

Bulgarca: 

И сторихме Корана лесен за поучение, но има ли кой да се поучи?

Sırpça: 

А Ми смо Кур'ан учинили лаким за опомену, па има ли кога ко би се присетио?

Çekçe: 

A učinili jsme Korán snadným pro připomínání; což není nikoho, kdo připomněl by si to nyní?

Urduca: 

ہم نے اِس قرآن کو نصیحت کے لیے آسان ذریعہ بنا دیا ہے، پھر کیا ہے کوئی نصیحت قبول کرنے والا؟

Tacikçe: 

Ва ин Қуръонро осон кардем, то аз он панд гиранд. Оё пандгирандае ҳаст?

Tatarca: 

Тәхкыйк Коръәнне укырга җиңел вә аңнарга ачык кылдык, әйә Коръән белән вәгазьләнеп гамәл кылучы һәм Коръән куркыткан ґәзабтан куркучы бармы?

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya telah Kami mudahkan Al Quran untuk pelajaran, maka adakah orang yang mengambil pelajaran?

Amharca: 

ቁርኣንንም ለማስታወስ በእርግጥ አገራነው፡፡ ተገሳጭም አልለን?

Tamilce: 

திட்டவட்டமாக இந்த குர்ஆனை (மக்கள்) நல்லறிவு பெறுவதற்காக நாம் எளிதாக்கினோம். ஆக, நல்லறிவு பெறுபவர் யாரும் இருக்கிறாரா?

Korece: 

꾸란을 이해하고 암기하기 쉽도록 하였으되 이를 교훈으로 받아들이려 하는 자 있느뇨

Vietnamca: 

Quả thật, TA đã làm cho Qur’an dễ nhớ, vậy có ai nhớ không?