Arapça:
تَنزِعُ النَّاسَ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُّنقَعِرٍ
Çeviriyazı:
tenzi`u-nnâse keennehüm a`câzü naḫlim münḳa`ir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(O rüzgar) insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
Diyanet İşleri:
Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onları kökünden koparmadaydı, sanki köklerinden kopup baş aşağı devrilen hurma kütükleriydi onlar.
Şaban Piriş:
Sanki kökünden sökülmüş hurma ağacının kökleri gibi insanları yerlerinden koparıp atıyordu.
Edip Yüksel:
İnsanları, sanki köklerinden koparılmış hurma kötükleriymiş gibi yıkıyordu.
Ali Bulaç:
İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp-kopmuş hurma kütükleriymiş gibi.
Suat Yıldırım:
Öyle ki insanları, kökü sökülmüş, içi boş hurma kütükleri gibi fırlatıp atıyordu.
Ömer Nasuhi Bilmen:
54:19
Yaşar Nuri Öztürk:
İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
Bekir Sadak:
Yarin, kimin pek yalanci ve simarik oldugunu bileceklerdir.
İbni Kesir:
İnsanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp yere seriyordu.
Adem Uğur:
O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
İskender Ali Mihr:
(Öyle bir rüzgâr ki) insanları, sanki kökünden koparılmış hurma kütükleri gibi (havaya fırlatıp) atar.
Celal Yıldırım:
(20-21) İnsanları bulundukları yerden söküp atıyordu da her biri sanki kökünden devrilen birer hurma kütüğüne benziyordu. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?.
Tefhim ul Kuran:
İnsanları söküp atıyordu
Fransızca:
il arrachait les gens comme des souches de palmiers déracinés.
İspanyolca:
que arrancaba a los hombres como si hubieran sido troncos de palmeras descuajadas.
İtalyanca:
strappava gli uomini come fossero tronchi di palme sradicate.
Almanca:
er zog die Menschen heraus, als wären sie Stümpfe entwurzelter Dattelpalmen.
Çince:
暴风将众人拔起,他们好象被拔出的海枣树干一样。
Hollandaca:
Die de menschen wegvoerde, als waren zij met kracht uitgescheurde wortels van palmboomen.
Rusça:
Он вырывал людей, словно стволы выкорчеванных пальм.
Somalice:
Oo dadka siibaysa sida Timir gunteedii la rujiyay.
Swahilice:
Ukiwang'oa watu kama vigogo vya mitende vilio ng'olewa.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، ئۇلارنى بىز شۇملۇقى ئۈزۈلمەيدىغان شۇم كۈندە سوغۇق بوران ئەۋەتىپ (ھالاك قىلدۇق)، بوران كىشىلەرنى (ئورۇنلىرىدىن يۇلۇپ كېتەتتى، گويا ئۇلار قومۇرىۋېتىلگەن خورما كۆتەكلىرىدەك ياتاتتى
Japonca:
すると人間は,根こそぎになった。ナツメヤンの切り株のように,むしり去られた。
Arapça (Ürdün):
«تنزع الناس» تقلعهم من حفر الأرض المندسين فيها وتصرعهم على رءوسهم فتدق رقابهم فتبين الرأس عن الجسد «كأنهم» وحالهم ما ذكر «أعجاز» أصول «نخل منقعر» منقطع ساقط على الأرض وشبهوا بالنخل لطولهم وذكر هنا وأنث في الحاقة (نخل خاوية) مراعاة للفواصل في الموضعين.
Hintçe:
जो लोगों को (अपनी जगह से) इस तरह उखाड़ फेकती थी गोया वह उखड़े हुए खजूर के तने हैं
Tayca:
ลมได้พัดกระชากผู้คนคล้ายกับว่าพวกเขาเป็นต้นอินทผลัมที่ถูกถอนออกจากราก
İbranice:
אשר עקרה את האנשים כאילו היו גזעי דקלים נגדעים
Hırvatça:
i ljude dizao, kao da su palmina stabla iščupana,
Rumence:
Cum au fost osânda Mea şi prevenirile Mele!
Transliteration:
TanziAAu alnnasa kaannahum aAAjazu nakhlin munqaAAirin
Türkçe:
İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
Sahih International:
Extracting the people as if they were trunks of palm trees uprooted.
İngilizce:
Plucking out men as if they were roots of palm-trees torn up (from the ground).
Azerbaycanca:
O, adamları kökündən qopmuş xurma kötükləri kimi (yerindən) qopardıb atırdı.
Süleyman Ateş:
İnsanları sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp deviriyordu.
Diyanet Vakfı:
O rüzgar, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
Erhan Aktaş:
İnsanları, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi savurup atıyordu.
Kral Fahd:
O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
Hasan Basri Çantay:
(Öyle bir fırtına ki) insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi, ta temelinden kopar (ıb helake uğrat) ıyordu.
Muhammed Esed:
(bu kasırga,) insanları köklerinden koparılmış hurma kütükleri gibi savurup attı.
Gültekin Onan:
İnsanları söküp atıyordu
Ali Fikri Yavuz:
Öyle ki, insanları, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi söküb atıyordu.
Portekizce:
Que arrebatava os homens, como se fossem troncos de tamareiras desarraigadas.
İsveççe:
som grep tag i människorna, [kastade omkull dem och lämnade dem utsträckta på marken] som palmstubbar, uppryckta med rötterna.
Farsça:
که مردم را [از زمین] برمی کند [و بعد از آن عذاب،] گویی تنه های نخلی بودند که ریشه کن شده اند.
Kürtçe:
خەڵکی (لە زەوی) ھەڵئەگرت وەك بنە دارخورمای لەبێخ ھەڵکەندراوی (لێکردن)
Özbekçe:
У одамларни, худди хурмо дарахтини томири билан қўпоргандек, (ердан) узиб-учириб ташларди.
Malayca:
Yang menumbangkan manusia gugur bergelimpangan, seolah-olah mereka batang- batang pohon kurma yang terbongkar.
Arnavutça:
e cila i nxirrte njerëzit (prej strehimeve të tyre), thuase të ishin rrënjë të shkulura të hurmeve,
Bulgarca:
изтръгващ хората, сякаш са стволове на изскубнати палми.
Sırpça:
и људе дизао, као да су ишчупана палмина стабла.
Çekçe:
jenž lidi vytrhával tak, že byli jak palem vyvrácených kmeny.
Urduca:
جیسے وہ جڑ سے اکھڑے ہوئے کھجور کے تنے ہوں
Tacikçe:
ки мардумонро аз замин ҳамонанди решаҳои аз ҷой кандаи нахл бармеканд.
Tatarca:
Ул җил кешеләрне йолкып алып очырадыр, гүя тамырыннан йолкынып ташланган хөрмә агачы кеби булдылар.
Endonezyaca:
yang menggelimpangkan manusia seakan-akan mereka pokok korma yang tumbang.
Amharca:
ሰዎቹን ልክ ከሥሮቻቸው የተጎለሰሱ የዘንባባ ግንዶች መስለው (ከተደበቁበት) ትነቅላቸዋለች፡፡
Tamilce:
அது மக்களை கழட்டி எறிந்தது. அவர்கள் வேரோடு சாய்ந்த பேரீட்ச மரத்தின் பின் பகுதிகளைப் போல் ஆகிவிட்டார்கள்.
Korece:
종려나무의 뿌리들이 뽐힌 것처럼 사람들을 잡아 채었더라
Vietnamca:
(Cơn gió) bốc đám dân đó như thể chúng là những thân cây chà là bị bật gốc.
Ayet Linkleri: