Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

4862

Sayfa No: 

529

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ

Çeviriyazı: 

fekeyfe kâne `aẕâbî venüẕür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler)

Diyanet İşleri: 

Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken nasıldı azabım benim ve korkutuşlarım?

Şaban Piriş: 

Azabım ve uyarılarım nasılmış?

Edip Yüksel: 

Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!

Ali Bulaç: 

Şu halde Benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış?

Suat Yıldırım: 

Nasılmış Benim cezalandırmam ve tehdidim! Görsünler bakalım!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

54:15

Yaşar Nuri Öztürk: 

Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

Bekir Sadak: 

And olsun ki, Kuran´i ogut olsun diye kolaylastirdik

İbni Kesir: 

Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?

Adem Uğur: 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!

İskender Ali Mihr: 

Öyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu?

Celal Yıldırım: 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?

Tefhim ul Kuran: 

Şu halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış?

Fransızca: 

Comment furent Mon châtiment et Mes avertissements ?

İspanyolca: 

Y ¡cuáles no fueron Mi castigo y Mis advertencias!

İtalyanca: 

Quale fu il Mio castigo, quali i Miei moniti!

Almanca: 

Also wie waren Meine Peinigung und Meine Ermahnungen?!

Çince: 

我的刑罚和警告是怎样的!

Hollandaca: 

En hoe gestreng was mijne wraak en mijne bedreiging!

Rusça: 

Какими же были мучения от Меня и предостережения Мои!

Somalice: 

Seese yahay Caddib Eebe iyo digiddiisu.

Swahilice: 

Basi ilikuwaje adhabu yangu, na maonyo yangu.

Uygurca: 

مېنىڭ ئازابىم ۋە ئاگاھلاندۇرۇشلىرىم قانداق ئىكەن!

Japonca: 

さあわが懲罰と戒めとはどうであったか。

Arapça (Ürdün): 

«فكيف كان عذابي ونُذُر» أي إنذاري استفهام تقرير، وكيف خبر كان وهي للسؤال عن الحال والمعنى حمل المخاطبين على الإقرار بوقوع عذابه تعالى بالمكذبين لنوح موقعه.

Hintçe: 

तो (उनको) मेरा अज़ाब और डराना कैसा था

Tayca: 

ดังนั้น การลงโทษของเราและการตักเตือนของเราเป็นเช่นใดบ้าง?

İbranice: 

ואיך היו עונשי והאזהרות

Hırvatça: 

O, kakva je bila kazna Moja i pomoć upozoriteljima Mojim!

Rumence: 

Noi am făcut uşor Coranul întru amintire. Mai este cineva care îşi aminteşte?

Transliteration: 

Fakayfa kana AAathabee wanuthuri

Türkçe: 

Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

Sahih International: 

And how [severe] were My punishment and warning.

İngilizce: 

But how (terrible) was My Penalty and My Warning?

Azerbaycanca: 

Bir (görəydiniz) Mənim əzabım və qorxutmağım necə oldu!

Süleyman Ateş: 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler diye).

Diyanet Vakfı: 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!

Erhan Aktaş: 

Ama azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?(1)

Kral Fahd: 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!

Hasan Basri Çantay: 

Ki benim azabım ve (bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş (düşünün).

Muhammed Esed: 

Ve uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir!

Gültekin Onan: 

Şu halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış?

Ali Fikri Yavuz: 

(İşte bak, Ey Rasûlüm), benim azabım ve tehdidlerim nasıl oldu!...

Portekizce: 

Qual! Quão terríveis foram o Meu castigo e a Minha admoestação!

İsveççe: 

Hur [hårt drabbade dem inte] Mitt straff, [de som inte fäste vikt vid] Mina varningar!

Farsça: 

پس عذاب و هشدارهایم چگونه بود؟

Kürtçe: 

دەی ئایا سزا وترساندنم چۆن بوو؟

Özbekçe: 

Бас, Менинг азобим ва огоҳлантиришим қандоқ бўлди?!

Malayca: 

Oleh itu, perhatikanlah bagaimana buruknya azabKu dan kesan amaran-amaranKu.

Arnavutça: 

dhe, çfarë ka qenë dënimi Im dhe paralajmërimet e Mia?!

Bulgarca: 

И какво бе Моето мъчение и Моето предупреждение!

Sırpça: 

О, каква је била Моја казна и упозорење Моје!

Çekçe: 

A jaký byl Můj trest a Mé varování?

Urduca: 

دیکھ لو، کیسا تھا میرا عذاب اور کیسی تھیں میری تنبیہات

Tacikçe: 

Пас азобу бим доданҳои Ман чӣ гуна буд?

Tatarca: 

Күрдеңме куркытуым вә ґәзабым аларга ничек булды!

Endonezyaca: 

Maka alangkah dahsyatnya azab-Ku dan ancaman-ancaman-Ku.

Amharca: 

ቅጣቴና ማስጠንቀቂያዎቼም እንዴት ነበሩ?

Tamilce: 

ஆக, எனது தண்டனையும் எனது எச்சரிக்கையும் எப்படி இருந்தன?

Korece: 

나의 응벌과 경고가 얼마나 무서웠더뇨

Vietnamca: 

Vậy sự trừng phạt và lời cảnh báo của TA đã như thế nào?