Arapça:
إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَىٰ
Çeviriyazı:
in hüve illâ vaḥyüy yûḥâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
Diyanet İşleri:
Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sözü, ancak vahyedilen şeyden ibaret.
Şaban Piriş:
O ancak kendisine vahyedilen bir vahiydir.
Edip Yüksel:
O (Kuran) ancak ve ancak bildilen bir vahiydir.
Ali Bulaç:
O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.
Suat Yıldırım:
O, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(4-5) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir. Onu kuvvetleri pek şiddetli olan öğretmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o.
Bekir Sadak:
Allah o anda kuluna vahyedecegini etti.
İbni Kesir:
Bu
Adem Uğur:
O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.
İskender Ali Mihr:
(O´nun söyledikleri), sadece O´na vahyolunan vahiydir.
Celal Yıldırım:
O, ancak kendisine vahyolunan bir vahiydir.
Tefhim ul Kuran:
O (söyledikleri) yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.
Fransızca:
ce n'est rien d'autre qu'une révélation inspirée.
İspanyolca:
No es sino una revelación que se ha hecho.
İtalyanca:
non è che una Rivelazione ispirata.
Almanca:
Es ist nur ein Wahy, das als Wahy zuteil wird.
Çince:
这只是他所受的启示,
Hollandaca:
Het is niets anders dan eene openbaring die hem gedaan werd.
Rusça:
Это - всего лишь откровение, которое внушается.
Somalice:
quraankuna waxaan waxyi Eebe ahayn ma aha.
Swahilice:
Hayakuwa haya ila ni ufunuo ulio funuliwa;
Uygurca:
پەقەت ئۇنىڭغا نازىل قىلىنغان ۋەھيىنىلا سۆزلەيدۇ
Japonca:
それはかれに啓示された,御告げに外ならない。
Arapça (Ürdün):
«إن» ما «هو إلا وحي يوحى» إليه.
Hintçe:
ये तो बस वही है जो भेजी जाती है
Tayca:
อัลกุรอานมิใช่อื่นใดนอกจากเป็นวะฮีย.ที่ถูกประทานลงมา
İbranice:
אין זה אלא השראה שהושרתה אליו
Hırvatça:
To je samo Objava koja mu se obznanjuje.
Rumence:
Aceasta este o Dezvăluire ce i-a fost dezvăluită.
Transliteration:
In huwa illa wahyun yooha
Türkçe:
İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o.
Sahih International:
It is not but a revelation revealed,
İngilizce:
It is no less than inspiration sent down to him:
Azerbaycanca:
Bu, ancaq (Allah dərgahından) nazil olan bir vəhydir.
Süleyman Ateş:
O(nun okuduğu Kur'an) kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir.
Diyanet Vakfı:
O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.
Erhan Aktaş:
Onun size söyledikleri, kendisine vahyedilen vahiyden başkası değildir.(1)
Kral Fahd:
O, kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir.
Hasan Basri Çantay:
O, kendisine (Allahdan) ilkaa edilegelen bir vahyden başkası değildir.
Muhammed Esed:
bu (size ilettiği), kendisine indirilen (ilahi) vahiyden başka bir şey değildir;
Gültekin Onan:
O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.
Ali Fikri Yavuz:
Kur’an sade bir vahiydir, ancak vahy olunur.
Portekizce:
Isso não é senão a inspiração que lhe foi revelada,
İsveççe:
nej, [det är] uppenbarelsens ord,
Farsça:
گفتار او چیزی جز وحی که به او نازل می شود، نیست.
Kürtçe:
ھەرچی دەیڵێت (قورئانەو) نیگا دەکرێت بۆی
Özbekçe:
У (Қуръон) ваҳийдан ўзга нарса эмас.
Malayca:
Segala yang diperkatakannya itu (sama ada Al-Quran atau hadis) tidak lain hanyalah wahyu yang diwahyukan kepadanya.
Arnavutça:
Ajo (që flet ai) është vetëm Shpallja, që i ka ardhur atij,
Bulgarca:
Това е само откровение, което [му] се разкрива.
Sırpça:
То је само Објава која му се обзнањује.
Çekçe:
Je to vnuknutí pouze, jež bylo mu vnuknuto,
Urduca:
یہ تو ایک وحی ہے جو اُس پر نازل کی جاتی ہے
Tacikçe:
Ин сухан фақат он чизест, ки ба ӯ ваҳй мешавад.
Tatarca:
Аның Ислам хакында сөйләгән сүзе фәкать Аллаһудан иңдерелгән вәхийдер.
Endonezyaca:
Ucapannya itu tiada lain hanyalah wahyu yang diwahyukan (kepadanya).
Amharca:
እርሱ (ንግግሩ) የሚወርረድ ራእይ እንጅ ሌላ አይደለም፡፡
Tamilce:
இது (அவருக்கு) அறிவிக்கப்படுகின்ற வஹ்யே தவிர இல்லை.
Korece:
그것은 그에게 내려진 계시라
Vietnamca:
Mà đó là sự mặc khải được mặc khải (cho Y).
Ayet Linkleri: