Arapça:
۞ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ
Çeviriyazı:
veyeṭûfü `aleyhim gilmânül lehüm keennehüm lü'lüüm meknûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendilerine ait bir takım hizmetçiler de onların etrafında dönerler. Bu gençler sanki sedefleri içine gizlenmiş inci gibidirler.
Diyanet İşleri:
Sedefteki inciler gibi olan gençler yanlarında dolaşırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve öylesine genç hizmetçiler, etraflarında dönerdurur ki sanki onlar, haznelerde saklanmış inciler.
Şaban Piriş:
Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
Edip Yüksel:
Çevrelerinde, inciler gibi korunmuş kendilerine ait hizmetkarlar (servis için) dolaşıp durur.
Ali Bulaç:
Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) 'sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl.'
Suat Yıldırım:
Etraflarında kendi hizmetlerine tahsis edilmiş, sedef içinde saklı inci gibi pırıl pırıl civanlar dolaşır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onların üzerlerine kendilerine mahsus birtakım genç hizmetçiler dolaşırlar ki, sanki onlar saklı olan incilerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Çevrelerinde, kendilerine özgülenmiş genç uşaklar dolaşır; sanki sedeflerinde saklı inciler.
Bekir Sadak:
Yoksa senin icin soyle mi derler: «sairdir, zamanin onun aleyhine donmesini gozluyoruz.»
İbni Kesir:
Sedefleri içinde gizlenmiş inci gibi civanlar da kendileri için etraflarında döner.
Adem Uğur:
Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
İskender Ali Mihr:
Ve kendileri için hizmet eden (genç delikanlılar), onların etraflarında dolaşırlar. Onlar sanki sedefinde saklanmış inci gibidirler.
Celal Yıldırım:
Kendilerine ait hizmetçiler etraflarında dönüp dolaşırlar da sanki herbiri sedefteki saklı inciler gibi...
Tefhim ul Kuran:
Kendileri için (görevlendirilmiş hizmetçi) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar
Fransızca:
Et parmi eux circuleront des garçons à leur service, pareils à des perles bien conservées.
İspanyolca:
Para servirles, circularán a su alrededor muchachos como perlas ocultas.
İtalyanca:
E per servirli circoleranno tra loro giovanetti simili a perle nascoste.
Almanca:
Und ihnen servieren ihre Dienstjungen, die wie in Muscheln aufbewahrte Perlen wären.
Çince:
他们的僮仆轮流著服侍他们,那些僮仆,好象藏在蚌壳里的珍珠一样。
Hollandaca:
En kinderen, aangewezen om hem te bedienen, zullen rondgaan, schoon als paarlen in hare schelpen verborgen.
Rusça:
Их будут обходить их юные слуги, подобные сокрытому жемчугу.
Somalice:
Waxaana u adeegi wiilal aad moodo Jawhar la dhawray.
Swahilice:
Iwe wanawapitia watumishi wao kama kwamba ni lulu zilizomo katika chaza.
Uygurca:
گويا سەدەپنىڭ ئىچىدىكى گۆھەردەك (چىرايلىق) غىلمانلار ئۇلارنى ئايلىنىپ يۈرۈپ (ئۇلارنىڭ) خىزمىتىنى قىلىدۇ
Japonca:
かれらの周には,秘められた真珠のような子供が傅いて巡る。
Arapça (Ürdün):
«ويطوف عليهم» للخدمة «غلمان» أرقاء «لهم كأنهم» حسنا ولطافة «لؤلؤ مكنون» مصون في الصدف لأنه فيها أحسن منه في غيرها.
Hintçe:
(और ख़िदमत के लिए) नौजवान लड़के उनके आस पास चक्कर लगाया करेंगे वह (हुस्न व जमाल में) गोया एहतियात से रखे हुए मोती हैं
Tayca:
มีเด็กวัยรุ่นของพวกเขาวนเวียนรับใช้พวกเขา เสมือนว่าพวกเขา เช่นไข่มุกถูกปกปิดไว้
İbranice:
יסובבו ביניהם עלמים לשרתם, כפנינים החבויות בצדפיהן
Hırvatça:
a služit će ih posluga njihova nalik na biser skriveni,
Rumence:
Flăcăiandrii, ce vor umbla printre ei, în slujba lor, vor fi asemenea mărgăritarelor ascunse.
Transliteration:
Wayatoofu AAalayhim ghilmanun lahum kaannahum luluon maknoonun
Türkçe:
Çevrelerinde, kendilerine özgülenmiş genç uşaklar dolaşır; sanki sedeflerinde saklı inciler.
Sahih International:
There will circulate among them [servant] boys [especially] for them, as if they were pearls well-protected.
İngilizce:
Round about them will serve, (devoted) to them, young male servants (handsome) as Pearls well-guarded.
Azerbaycanca:
Onların ətrafında (xidmət üçün) özlərinə məxsus olan, sədəf içində gizlənmiş inci kimi gözəl oğlanlar dolanacaqlar.
Süleyman Ateş:
Çevrelerinde de kendilerine mahsus, sedef içinde saklı inci gibi civanlar dolaşır (hizmet eder).
Diyanet Vakfı:
Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
Erhan Aktaş:
Sedefleri içine gizlenmiş inci gibi gılmanlar,(1) hizmet için çevrelerinde dolanırlar.
Kral Fahd:
Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
Hasan Basri Çantay:
O sadefleri içinde gizlenmiş inci gibi civanlar da kendilerine (hizmet için) etraflarında döner (ler).
Muhammed Esed:
Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz).
Gültekin Onan:
Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar
Ali Fikri Yavuz:
(Hizmet için) etraflarında döner kendilerine ait, sedeflerinde saklı inciler gibi hizmetçiler.
Portekizce:
E serão servidos por mancebos, formosos como se fossem pérolas em suas conchas.
İsveççe:
Och hos dem skall vara ungdomar, som betjänar dem, [av samma rena skönhet] som pärlan i [ostronets] skyddande skal.
Farsça:
و [همواره برای پذیرایی از آنان] نوجوانانی پیرامونشان می گردند که گویا مرواریدی نهفته در صدف هستند.
Kürtçe:
دەگەڕێن بەسەریاندا کوڕانی نەوجەوانی ئێسك سووکی خۆیان وخزمەتیان دەکەن، وەك مرواری ناو سەدەفن (لە جوانی وپاکیدا)
Özbekçe:
Ва атрофларида худди садафдаги дурдек ғуломлари айланиб, хизматда юришадир.
Malayca:
Dan mereka dilayani oleh anak-anak muda lelaki yang sentiasa beredar di sekitar mereka, (yang cantik parasnya) seolah-olah anak-anak muda itu mutiara yang tersimpan dengan sebaik-baiknya.
Arnavutça:
e, do të sillen rreth tyre shërbyes (gilmanët) djelmosha të ngjashëm me margaritarin e ruajtur,
Bulgarca:
И ще им прислужват юноши, които сякаш са скрити бисери.
Sırpça:
а служиће их њихова послуга налик на скривени бисер,
Çekçe:
a budou je tam chlapci obcházet, kteří perlám střeženým se budou podobat.
Urduca:
اور اُن کی خدمت میں وہ لڑکے دوڑتے پھر رہے ہوں گے جو انہی کے لیے مخصوص ہوں گے ایسے خوبصورت جیسے چھپا کر رکھے ہوئے موتی
Tacikçe:
Ғуломонашон чун марвориди пинҳон дар садаф ба гирдашон мечарханд.
Tatarca:
Алар тирәсендә энҗе дәнәләре кеби хезмәтче егетләр йөрерләр.
Endonezyaca:
Dan berkeliling di sekitar mereka anak-anak muda untuk (melayani) mereka, seakan-akan mereka itu mutiara yang tersimpan.
Amharca:
ለነርሱም የኾኑ ወጣቶች ልክ የተሸፈነ ሉል መስለው በእነርሱ ላይ (ለማሳለፍ) ይዘዋወራሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்களுக்குரிய (பணியாளர்களாகிய) சிறுவர்கள் (பணிவிடை செய்வதற்காக) அவர்களை சுற்றி வருவார்கள். அ(ந்த சிறு)வர்களோ (சிப்பியில்) பாதுகாக்கப்பட்ட முத்துக்களைப் போன்று (அழகாக) இருப்பார்கள்.
Korece:
진주처럼 잘 보관된 소년이 그들 주위를 돌며 시중들도다
Vietnamca:
Họ sẽ được những thiếu niên xinh đẹp đi vòng quanh phục vụ; (những thiếu niên đó) trông như những viên ngọc trai được cất kỹ.
Ayet Linkleri: