Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

23

Ayet No: 

4758

Sayfa No: 

524

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَّا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ

Çeviriyazı: 

yetenâza`ûne fîhâ ke'sel lâ lagvun fîhâ velâ te'ŝîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma.

Diyanet İşleri: 

Orada kadeh tokuştururlar; fakat bunda ne bir saçmalama, ne de bir günaha girme vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve birbirlerine öyle bir kadeh sunarlar ki içtikleri şaRabın sonucunda ne boş şeylerden bahsediş var, ne günaha giriş.

Şaban Piriş: 

Orada birbirlerine kadeh sunarlar. Ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girmek.

Edip Yüksel: 

Orada birbirlerinden kadeh kapışırlar, onda ne bir saçmalama, ne de bir günaha girme vardır.

Ali Bulaç: 

Orada bir kadeh kapışır-çekişirler ki, onda ne 'boş ve saçma bir söz', ne günaha sokma yoktur.

Suat Yıldırım: 

Onlar orada içecek kadehleri kapşırlar ki bunları içmede ne saçma sapan konuşma olur, ne de günaha girilir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

52:22

Yaşar Nuri Öztürk: 

Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş.

Bekir Sadak: 

Ogut ver

İbni Kesir: 

Orada öyle bir kadehi devrederler ki

Adem Uğur: 

Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme.

İskender Ali Mihr: 

Orada kadeh kaldırırlar, orada (içtikleri şarap ile) ne boş söz söylerler ne de günaha girerler.

Celal Yıldırım: 

Orada kadeh tokuştururlar ki bunda ne bir boşanlamsız saçmalama, ne de günaha sokma vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Orada bir kadeh kapışır çekişirler ki, onda, ne ´boş ve saçma bir söz´, ne de bir günaha sokma yoktur.

Fransızca: 

Là, ils se passeront les uns les autres une coupe qui ne provoquera ni vanité ni incrimination.

İspanyolca: 

Allí se pasarán unos a otros una copa cuyo contenido no incitará a vaniloquio ni a pecado.

İtalyanca: 

Si scambieranno un calice immune da vanità o peccato.

Almanca: 

Sie reichen darin einander Becher, mit dem weder sinnloses Gerede noch Verfehlendes ist.

Çince: 

他们在乐园中互递(酒)杯,他们不因而出恶言,也不因而犯罪恶。

Hollandaca: 

Daar zulllen zij elkander een beker aanbieden, waardoor geen ijdel gesprek, of zonde zal worden uitgelokt.

Rusça: 

Они будут передавать друг другу чашу с вином, которое не принесет ни празднословия, ни греха.

Somalice: 

Waxayna isku siin Jannada dhexdeeda (iyagoo sheekeysan) Weel (Macaan) kabuuxo, oon hadal xun iyo dambi midna lahayn.

Swahilice: 

Watapeana humo bilauri zisio na vinywaji vya kuleta maneno ya upuuzi wala dhambi.

Uygurca: 

ئۇلار جەننەتتە ئۆزئارا (مەي قاچىلانغان) جاملارنى تۇتىشىدۇ، (مەي ئىچىش بىلەن) ئۇلاردىن (بۇ دۇنيادىكىدەك) بىھۇدە سۆز ۋە گۇناھ سادىر بولمايدۇ

Japonca: 

かれらはそこで互いに杯を交そう。その時にも虚しい話にふけることなく,乱暴も犯さない。

Arapça (Ürdün): 

«يتنازعون» يتعاطون بينهم «فيها» أي الجنة «كأسا» خمرا «لا لغوٌ فيها» أي بسبب شربها يقع بينهم «ولا تأثيم» به يلحقهم بخلاف خمر الدنيا.

Hintçe: 

वहाँ एक दूसरे से शराब का जाम ले लिया करेंगे जिसमें न कोई बेहूदगी है और न गुनाह

Tayca: 

พวกเขาจะแลกเปลี่ยนถ้วยแก้วกันในสวรรค์ จะไม่มีการพูดจาตลกคะนอง และไม่มีการทำบาป

İbranice: 

ויעבירו ביניהם כוס משקה שאינו מביא לדבר להג וחטא

Hırvatça: 

jedni drugima će, u njemu, pune čaše dodavati - zbog njih neće biti praznih besjeda i pobuda na grijeh,

Rumence: 

Ei îşi vor trece unii altora pocale ce nu duc la vorbe deşarte, nici la învinuire de păcate.

Transliteration: 

YatanazaAAoona feeha kasan la laghwun feeha wala tatheemun

Türkçe: 

Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş.

Sahih International: 

They will exchange with one another a cup [of wine] wherein [results] no ill speech or commission of sin.

İngilizce: 

They shall there exchange, one with another, a (loving) cup free of frivolity, free of all taint of ill.

Azerbaycanca: 

Onlar orada bir-birinə (şərab dolu) qədəh ötürəcəklər. Onda (cənnət şərabının xislətində dünyakından fərqli olaraq) nə lağlağılıq, nə də günaha təhrik vardır.

Süleyman Ateş: 

Orada bir kadeh kapışırlar ki içinde ne saçmalama var, ne de günaha sokma.

Diyanet Vakfı: 

Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme.

Erhan Aktaş: 

Birbirlerine, saçmalamaya ve günaha yol açmayan kadehler sunacaklar.

Kral Fahd: 

Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır, ne de günaha girme.

Hasan Basri Çantay: 

Orada birbirleriyle öyle kadeh çekişirler ki! Onda ne bir saçmalama, ne de bir günâha sokma yokdur.

Muhammed Esed: 

ve orada, (cennette), birbirlerine, boş konuşturmayan ve günaha sokmayan kaseler uzatacaklar.

Gültekin Onan: 

Orada bir kadeh kapışır çekişirler ki, onda ne ´boş ve saçma bir söz´ ne günaha sokma vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Orada birbiriyle kadeh çekiştirirler ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne bir günaha sokma...

Portekizce: 

Aí bridarão de uma taça, cuja bebida não os levará à frivolidade, nem os induzirá ao pecado.

İsveççe: 

och där skall de kappas om att tömma en skål [med vin], som varken förleder dem till lättsinnigt tal eller låter syndiga tankar stiga upp inom dem.

Farsça: 

آنان در بهشت، جام های [پر از شراب طهور را] که نه در آن [پس از نوشیدنش، زمینه] بیهوده گویی و نه [خوردنش] گناه است، از دست یکدیگر می گیرند.

Kürtçe: 

لەو (بەھەشتە)دا پەرداخی شەراب لە یەکتری وەردەگرن نە قسەی پڕو پووچی تێدایە ونەگوناە کردن

Özbekçe: 

Улар унда қадаҳларни бир-бирларига узатурлар. У ерда беҳуда сергаплик ва гуноҳ йўқ. (Охират шаробида нохуш ишларнинг биронтаси рўй бермас экан.)

Malayca: 

Mereka di dalam Syurga itu (kerana melahirkan kemesraan antara satu dengan yang lain): berebut-rebut mengambil piala yang berisi arak yang tidak menyebabkan timbul (dari peminumnya) perkara yang sia-sia dan tidak pula menyebabkan (peminumnya menanggung) dosa.

Arnavutça: 

në të (xhennet) ia zgjasin njëri-tjetrit gotat e mbushura, aty nuk do të ketë biseda të kota, as mëkate, -

Bulgarca: 

Ще си подават там един на друг чаша, от която не ще има нито празнословие, нито подбуда към грях.

Sırpça: 

једни другима ће, у њему, пуне чаше додавати - због њих неће да буде празних беседа и побуда на грех,

Çekçe: 

a tam mezi sebou si poháry podávat budou, z nichž nepojde ani prázdné tlachání, ani k hříchům svádění;

Urduca: 

وہاں وہ ایک دوسرے سے جام شراب لپک لپک کر لے رہے ہوں گے جس میں نہ یاوہ گوئی ہوگی نہ بد کرداری

Tacikçe: 

Дар он ҷо ҷоми май диҳанд ва ҷоми май ситонанд, ки дар он на сухани беҳуда бошад ва на гуноҳ кардан.

Tatarca: 

Вә бер-берсенә кәсәләрен бирерләр, ул тәмле суларны эчкәч, кирәкмәгән сүзләрне сөйләү булмас һәм гөнаһлы эшләрне эшләргә теләк тә булмас.

Endonezyaca: 

Di dalam surga mereka saling memperebutkan piala (gelas) yang isinya tidak (menimbulkan) kata-kata yang tidak berfaedah dan tiada pula perbuatan dosa.

Amharca: 

በውስጧ መጠጥን ይሰጣጣሉ፡፡ በውስጧ ውድቅ ንግግርና መውወንጀልም የለም፡፡

Tamilce: 

அதில் குடிபானம் நிறைந்த குவளைகளை ஒருவருக்கொருவர் பரிமாறிக் கொள்வார்கள். அ(ந்த சொர்க்கத்)தில் பொய் இருக்காது, பிறரை பாவத்தில் தள்ளுகின்ற செயல்கள் இருக்காது.

Korece: 

그들은 서로가 서로에게 해 악이 없는 잔을 주고 받을 때

Vietnamca: 

Trong (Thiên Đàng), họ sẽ trao cho nhau tách uống, và sẽ không có những lời lẽ thô tục và tội lỗi trong đó.