Arapça:
فَأَخْرَجْنَا مَن كَانَ فِيهَا مِنَ الْمُؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
feaḫracnâ men kâne fîhâ mine-lmü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nihayet biz müminlerden orada bulunan kimseleri çıkardık.
Diyanet İşleri:
Bunun üzerine, suçlu milletin arasında bulunan müminleri çıkardık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken, orada inananlardan kim varsa çıkarmıştık.
Şaban Piriş:
Orada olan müminleri de çıkarmıştık.
Edip Yüksel:
Sonra, orada inananlardan kim varsa çıkardık.
Ali Bulaç:
Bu arada, mü'minlerden orda kim varsa çıkardık.
Suat Yıldırım:
Derken, oradaki müminleri şehirden çıkarma emrini verdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık orada bulunan mü´minlerden kim var ise çıkardık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Orada, müminlerden kim varsa çıkardık.
Bekir Sadak:
(41-42) Ad milletinin basindan gecende de ibret vardir: Onlarin uzerine, ugradigi her seyi birakmayip toza ceviren kuru bir ruzgar gonderdik.
İbni Kesir:
Bunun üzerine orada bulunan mü´minleri çıkardık.
Adem Uğur:
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.
İskender Ali Mihr:
Sonra orada mü´minlerden kim varsa çıkardık.
Celal Yıldırım:
Bunun için orada bulunan mü´minleri çıkardık.
Tefhim ul Kuran:
Bu arada, mü´minlerden orda kim varsa çıkardık.
Fransızca:
Nous en fîmes sortir alors ce qu'il y avait comme croyants,
İspanyolca:
Y sacamos a los creyentes que en ella había,
İtalyanca:
Ne facemmo uscire i credenti
Almanca:
Dann brachten WIR heraus, wer in ihr von den Mumin war.
Çince:
我把城里所有的信士都救了出来,
Hollandaca:
En wij telden de ware geloovigen, die in de stad waren.
Rusça:
Мы вывели оттуда всех уверовавших,
Somalice:
Markaasaan ka bixinnay kuwii mu'miniinta ahaa oo ku dhexjiray.
Swahilice:
Kwa hivyo tutawatoa katika hao wale walio amini.
Uygurca:
(ھالاك بولمىسۇن دەپ لۇتنىڭ) شەھىرىدىكى مۆمىنلەرنى (سىرتقا) چىقىرىۋەتتۇق
Japonca:
それから,われはそこにいた信者たちを立ちのかせようとした。
Arapça (Ürdün):
«فأخرجنا من كان فيها» أي قرى قوم لوط «من المؤمنين» لإهلاك الكافرين.
Hintçe:
ग़रज़ वहाँ जितने लोग मोमिनीन थे उनको हमने निकाल दिया
Tayca:
ดังนั้น เราได้นำผู้ที่อยู่ในเมืองนั้นจากหมู่ ผู้ศรัทธาออกมาให้พ้น
İbranice:
וחילצנו את כל המאמינים אשר היו בה
Hırvatça:
Mi iz njega vjernike izvedosmo,
Rumence:
Noi i-am scos aşadar din cetate pe cei credincioşi şi
Transliteration:
Faakhrajna man kana feeha mina almumineena
Türkçe:
Orada, müminlerden kim varsa çıkardık.
Sahih International:
So We brought out whoever was in the cities of the believers.
İngilizce:
Then We evacuated those of the Believers who were there,
Azerbaycanca:
Nəhayət, (Lut qövmünü məhv etmək üçün) orada (Sədumda) olan mö’minləri çıxartdıq.
Süleyman Ateş:
Orada bulunan mü'minleri çıkardık.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.
Erhan Aktaş:
Orada bulunan Îmân Edenler’i çıkardık.
Kral Fahd:
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.
Hasan Basri Çantay:
Derken orada mü´minlerden kim varsa çıkardık.
Muhammed Esed:
Ve zaman içinde orada bulunan (bazı) müminleri (Lut´un şehrinden) çıkardık;
Gültekin Onan:
Bu arada, inançlılardan orda kim varsa çıkardık.
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet Lût’un memleketinde bulunan müminleri (oradan) çıkardık, (ki kalan kâfirleri helâk edelim).
Portekizce:
E evacuamos os fiéis que nela (Sodoma) havia.
İsveççe:
Vi skulle föra bort de troende [som fanns i städerna som skulle förstöras]
Farsça:
پس هرکه را از مؤمنان در آن شهر بود [پیش از آمدن عذاب] بیرون بردیم؛
Kürtçe:
ئەمجا ھەرچی بوو لەو (شارەی لوط) دا لە بڕواداران دەرمان کردن
Özbekçe:
Ва Биз у жойдан мўминларни чиқардик.
Malayca:
(Setelah sampai utusan Kami ke tempat itu), Kami (perintahkan mereka) mengeluarkan orang-orang yang beriman yang tinggal di situ.
Arnavutça:
Dhe, Ne i nxorëm ata besimtarë që ishin aty (në atë vendbanim) –
Bulgarca:
И изведохме Ние само вярващите, които бяха там.
Sırpça:
Ми из њега изведосмо вернике,
Çekçe:
Ty z nich, kdož věřící byli, jsme odtamtud vyvedli,
Urduca:
پھر ہم نے اُن سب لوگوں کو نکال لیا جو اُس بستی میں مومن تھے
Tacikçe:
Пас ҳамаи касонеро, ки имон оварда буданд, берун бурдем.
Tatarca:
Без чыгардык ул шәһәрдән Лут кавеме эченнән мөэмин булган кешеләрне.
Endonezyaca:
Lalu Kami keluarkan orang-orang yang beriman yang berada di negeri kaum Luth itu.
Amharca:
ከምእምናንም፤ በእርሷ (በከተማቸው) ውስጥ የነበሩትን አወጣን፡፡
Tamilce:
ஆக, அதில் நம்பிக்கையாளர்களாக இருந்தவர்களை நாம் (அந்த ஊரில் இருந்து) வெளியேற்றி விட்டோம்.
Korece:
그때 하나님은 그곳에 있었던 믿음을 가진 신도들을 구하노라
Vietnamca:
“Vì vậy, chúng tôi phải đưa ai đó có đức tin trong thị trấn an toàn ra khỏi đó.”
Ayet Linkleri: