Arapça:
سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بَالَهُمْ
Çeviriyazı:
seyehdîhim veyuṣliḥu bâlehüm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.
Diyanet İşleri:
Onları doğru yola eriştirir, durumlarını düzeltir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İlerde de onları doğru yola götürmektedir ve hallerini düzene sokmaktadır.
Şaban Piriş:
Onlara hidayet edecek ve hallerini düzeltecektir.
Edip Yüksel:
Onlara yol gösterecek ve işlerini düzeltecektir.
Ali Bulaç:
Onları hidayete erdirecek ve durumlarını düzeltip-ıslah edecektir.
Suat Yıldırım:
Allah onları doğru yola iletir ve onların hallerini düzeltir. [10,9]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(5-7) (Allah Teâlâ, o mücahitleri) Hidâyete kavuşturacaktır ve onların hallerini ıslah buyuracaktır. Ve onları cennete girdirir. Onu kendilerine bildirmiştir. Ey imân etmiş olanlar! Eğer siz Allah için yardım ederseniz size nusret verir ve ayaklarınızı sabit kılar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onları doğruya/iyiye/güzele kılavuzlayacak ve kalpleri ıslah edecektir/ barışa yöneltecektir.
Bekir Sadak:
Cunku Allah inananlarin sahibidir. Kafirlerin ise sahibi yoktur. *
İbni Kesir:
Onları hidayete eriştirir ve durumlarını ıslah eder.
Adem Uğur:
Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâd edecek.
İskender Ali Mihr:
(Allah) onları hidayete erdirecek ve onların hallerini ıslâh edecektir.
Celal Yıldırım:
Onları (Cennet) yoluna eriştirir
Tefhim ul Kuran:
Onları hidayete erdirecek ve onların durumlarını düzeltip ıslah edecektir.
Fransızca:
Il les guidera et améliorera leur condition,
İspanyolca:
Él les dirigirá, mejorará su condición
İtalyanca:
li guiderà, migliorerà la loro condizione,
Almanca:
ER wird sie rechtleiten und ihre Lage bessern.
Çince:
他要引导他们,并改善他们的状况,
Hollandaca:
Hij zal hen leiden en hun hart ten goede neigen.
Rusça:
Он поведет их прямым путем, исправит их положение
Somalice:
Eebana wuu toosin oo hanuunin kuwaas, wuuna wanaajinn xaalkooda.
Swahilice:
Atawaongoza na awatengezee hali yao.
Uygurca:
اﷲ ئۇلارنى ھىدايەت قىلىدۇ ۋە ھالىنى ياخشىلايدۇ
Japonca:
かれは,かれらを導きその情況を改善なされ,
Arapça (Ürdün):
«سيهديهم» في الدنيا والآخرة إلى ما ينفعهم «ويصلح بالهم» حالهم فيهما وما في الدنيا لمن لم يقتل وأدرجوا في قتلوا تغليبا.
Hintçe:
उन्हें अनक़रीब मंज़िले मक़सूद तक पहुँचाएगा
Tayca:
พระองค์จะทรงชี้แนะทางแก่พวกเขาและจะทรงปรับปรุงสภาพของพวกเขาให้ดีขึ้น
İbranice:
כי הוא ידריך אותם וישפר את רוחם (בעולם הבא)
Hırvatça:
On će ih, sigurno, uputiti i prilike njihove poboljšati,
Rumence:
ci El îi călăuzeşte şi le îndreaptă cugetul,
Transliteration:
Sayahdeehim wayuslihu balahum
Türkçe:
Onları doğruya/iyiye/güzele kılavuzlayacak ve kalpleri ıslah edecektir/ barışa yöneltecektir.
Sahih International:
He will guide them and amend their condition
İngilizce:
Soon will He guide them and improve their condition,
Azerbaycanca:
(Allah) onları doğru yola müvəffəq edəcək, onların əhvalını (dünyada və axirətdə) düzəldəcəkdir.
Süleyman Ateş:
Onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.
Diyanet Vakfı:
Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şadedecek.
Erhan Aktaş:
Onlara doğru yolu gösterecek ve durumlarını düzeltecektir.
Kral Fahd:
Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şadedecek
Hasan Basri Çantay:
Onlara muvaffakıyyet verir, hallerini iyileşdirir,
Muhammed Esed:
Onlara (öteki dünyada da) rehberlik yapacak ve kalplerini sükuna kavuşturacaktır
Gültekin Onan:
Onları hidayete erdirecek ve durumlarını düzeltip ıslah edecektir.
Ali Fikri Yavuz:
Onları hidayete erdirir ve hallerini güzelleştirir
Portekizce:
Iluminá-los-á e melhorará as suas condições,
İsveççe:
Han skall leda deras [steg] och ge dem sinnesstyrka och inre lugn
Farsça:
[خدا] آنان را به زودی [به سرمنزل خوشبختی و کرامت] هدایت می کند و حالشان را اصلاح می نماید؛
Kürtçe:
بێگومان ڕێنموونیان دەکات ودڵ وبیریان پاك ساف دەکات
Özbekçe:
Албатта, уларни ҳидоят қилар ва аҳволларни яхшилар.
Malayca:
Allah akan memimpin mereka yang berjuang (ke jalan mendapat sebaik-baik balasan) dan menjadikan keadaan mereka baik dan berguna (di dunia dan di akhirat)
Arnavutça:
dhe Ai, me siguri, do t’i udhëzojë ata dhe do t’ua përmirësojë gjendjen e tyre,
Bulgarca:
Той ще ги напъти и ще подобри положението им.
Sırpça:
Он ће, сигурно, да их упути и њихове прилике да побољша,
Çekçe:
On správnou cestou je povede a napraví jejich myšlení
Urduca:
وہ ان کی رہنمائی فرمائے گا، ان کا حال درست کر دے گا
Tacikçe:
Ба зуди, ки ҳидояташон кунад ва корҳояшонро ба салоҳ оварад.
Tatarca:
Аллаһ аларны бик тиз җәннәтләр юлына күндерер, вә аларның эшләрең дөньяда һәм ахирәттә дә төзек, яхшы кылыр.
Endonezyaca:
Allah akan memberi pimpinan kepada mereka dan memperbaiki keadaan mereka,
Amharca:
በእርግጥ ይመራቸዋል፡፡ ኹኔታቸውንም ሁሉ ያበጃል፡፡
Tamilce:
(அல்லாஹ்வின் பாதையில் போர் செய்கின்ற) அவர்களுக்கு அவன் நேர்வழி காட்டுவான்; அவர்களின் காரியத்தை(யும் நிலைமைகளையும்) சீர் செய்வான்.
Korece:
하나님은 그들을 인도하사 그들의 위치를 높여주시고
Vietnamca:
Ngài sẽ hướng dẫn họ và cải thiện tình trạng của họ.
Ayet Linkleri: