Arapça:
وَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ عَرَّفَهَا لَهُمْ
Çeviriyazı:
veyüdḫilühümü-lcennete `arrafehâ lehüm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.
Diyanet İşleri:
Onları, kendilerine anlattığı cennete koyar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve cennete sokar onları ve cenneti, onlara tanıtmaktadır.
Şaban Piriş:
Onları, kendilerine açıkladığı Cennet'e koyacaktır.
Edip Yüksel:
Onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete sokacaktır.
Ali Bulaç:
Ve onları, kendilerine tarif edip-tanıttığı cennete sokacaktır.
Suat Yıldırım:
Onları, kendilerine tanıtmış olduğu cennetine alır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
47:5
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve onları, kendilerine tanımlamış olduğu o cennete koyacaktır.
Bekir Sadak:
Dogrusu Allah, inanip yararli isler isleyenleri iclerinden irmaklara akan cennetlere koyar. Duraklari ates oldugu halde kafirler, zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.
İbni Kesir:
Onları kendilerine tanıttığı cennete sokar.
Adem Uğur:
Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
İskender Ali Mihr:
Ve onları, kendilerine tarif ettiği cennete dahil edecektir.
Celal Yıldırım:
Ve onları, kendilerine tanıttığı Cennet´e koyar.
Tefhim ul Kuran:
Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.
Fransızca:
et les fera entrer au Paradis qu'Il leur aura fait connaître.
İspanyolca:
y les introducirá en el Jardín, que Él les habrá dado ya a conocer.
İtalyanca:
e li introdurrà nel Paradiso di cui li ha resi edotti.
Almanca:
Und ER wird sie in die Dschanna eintreten lassen, die ER ihnen bekannt machte.
Çince:
且使他们入乐园--他已为他们说明那乐园了。
Hollandaca:
En hij zal hen in het paradijs voeren, waarvan hij hun heeft verhaald.
Rusça:
и введет их в Рай, с которым Он их ознакомил (или который Он умастил для них благовониями).
Somalice:
Wuxuuna galin Janno (uu baray) u caddeeyay.
Swahilice:
Na atawaingiza katika Pepo aliyo wajuulisha.
Uygurca:
اﷲ ئۈلارنى جەننەتكە كىرگۈزىدۇ، اﷲ ئۇنى ئۇلارغا تونۇتتى (يەنى جەننەتكە كىرگەن ئادەم ئۆزىنىڭ ئۇ يەردىكى جايىنى ئىلگىرى كۆرگەندەكلا بىلىدۇ)
Japonca:
かねて告げられていた楽園に,かれらを入らせられる。
Arapça (Ürdün):
«ويدخلهم الجنة عرَّفها» بيَّنها «لهم» فيهتدون إلى مساكنهم منها وأزواجهم وخدمهم من غير استدلال.
Hintçe:
और उनकी हालत सवार देगा और उनको उस बेहिश्त में दाख़िल करेगा जिसका उन्हें (पहले से) येनासा कर रखा है
Tayca:
และจะทรงให้พวกเขาเขาสวนสวรรค์ ซึ่งพระองค์ทรงแจ้งให้พวกเขารู้แล้ว
İbranice:
ויכניס אותם לגן העדן אשר הכיר להם אותו
Hırvatça:
i u Džennet ih uvesti, o kome ih je već upoznao.
Rumence:
apoi îi va lăsa să intre în Grădina de care le-a dat ştire.
Transliteration:
Wayudkhiluhumu aljannata AAarrafaha lahum
Türkçe:
Ve onları, kendilerine tanımlamış olduğu o cennete koyacaktır.
Sahih International:
And admit them to Paradise, which He has made known to them.
İngilizce:
And admit them to the Garden which He has announced for them.
Azerbaycanca:
Və onları (dünyada) özlərinə tanıtmış olduğu Cənnətə daxil edəcəkdir.
Süleyman Ateş:
Onları, kendilerine tanımladığı cennete sokacaktır.
Diyanet Vakfı:
Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
Erhan Aktaş:
Onları, dünyada kendilerine tarif ettiği Cennet’e yerleştirecektir.
Kral Fahd:
ve onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
Hasan Basri Çantay:
onları, kendilerine tanıtdığı, cennete sokar.
Muhammed Esed:
ve onları kendilerine vaad ettiği cennete koyacaktır.
Gültekin Onan:
Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.
Ali Fikri Yavuz:
Onları, (dünyada) kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyar.
Portekizce:
E os introduzirá no Paraíso, que lhes tem sido anunciado.
İsveççe:
och föra dem till paradiset som Han har låtit dem veta.
Farsça:
و آنان را در بهشتی که در دنیا به آنان شناسانده در می آورد.
Kürtçe:
وە دەیانخاتە ئەوبەھەشتەی بۆی باسکردون
Özbekçe:
Ҳамда Ўзи уларга таърифлаб берган жаннатга киритар. (Бу оятда урушдан бошқа илож қолмаган майдонда тўқнашув бўлгандан сўнг қилинадиган ишлар ҳақида сўз кетмоқда.)
Malayca:
Serta memasukkan mereka ke dalam Syurga yang telah dijanjikan dan diterangkan sifat-sifatnya kepada mereka.
Arnavutça:
dhe do t’i shpie në xhennet ata, të cilin madje, ua ka përshkruar atyre.
Bulgarca:
И ще ги въведе в Рая, за който ги е известил.
Sırpça:
и да их уведе у Рај, о коме их је већ упознао.
Çekçe:
a uvede je do zahrady rajské, o níž jim dal již vědění.
Urduca:
اور ان کو اس جنت میں داخل کرے گا جس سے وہ ان کو واقف کرا چکا ہے
Tacikçe:
Ва ба биҳиште, ки барояшон васф кардааст, дохилашон созад.
Tatarca:
Вә аларны Үзе таныштырган, белдергән җәннәткә кертер.
Endonezyaca:
dan memasukkan mereka ke dalam jannah yang telah diperkenankan-Nya kepada mereka.
Amharca:
ገነትንም ያገባቸዋል፡፡ ለእነርሱ አስታውቋታል፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவன் அவர்களை சொர்க்கத்தில் பிரவேசிக்கச் செய்வான். அதை (அந்த சொர்க்கத்தில் உள்ள அவர்களின் இல்லங்களை) அவன் அவர்களுக்கு காண்பித்துக் கொடுப்பான்.
Korece:
그들에게 알려준 천국으로 그들을 들게 하노라
Vietnamca:
Ngài sẽ thu nhận họ vào Thiên Đàng mà Ngài đã cho họ biết.
Ayet Linkleri: