Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

47

Sûredeki Ayet No: 

6

Ayet No: 

4551

Sayfa No: 

507

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ عَرَّفَهَا لَهُمْ

Çeviriyazı: 

veyüdḫilühümü-lcennete `arrafehâ lehüm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.

Diyanet İşleri: 

Onları, kendilerine anlattığı cennete koyar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve cennete sokar onları ve cenneti, onlara tanıtmaktadır.

Şaban Piriş: 

Onları, kendilerine açıkladığı Cennet'e koyacaktır.

Edip Yüksel: 

Onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete sokacaktır.

Ali Bulaç: 

Ve onları, kendilerine tarif edip-tanıttığı cennete sokacaktır.

Suat Yıldırım: 

Onları, kendilerine tanıtmış olduğu cennetine alır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

47:5

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve onları, kendilerine tanımlamış olduğu o cennete koyacaktır.

Bekir Sadak: 

Dogrusu Allah, inanip yararli isler isleyenleri iclerinden irmaklara akan cennetlere koyar. Duraklari ates oldugu halde kafirler, zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.

İbni Kesir: 

Onları kendilerine tanıttığı cennete sokar.

Adem Uğur: 

Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.

İskender Ali Mihr: 

Ve onları, kendilerine tarif ettiği cennete dahil edecektir.

Celal Yıldırım: 

Ve onları, kendilerine tanıttığı Cennet´e koyar.

Tefhim ul Kuran: 

Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.

Fransızca: 

et les fera entrer au Paradis qu'Il leur aura fait connaître.

İspanyolca: 

y les introducirá en el Jardín, que Él les habrá dado ya a conocer.

İtalyanca: 

e li introdurrà nel Paradiso di cui li ha resi edotti.

Almanca: 

Und ER wird sie in die Dschanna eintreten lassen, die ER ihnen bekannt machte.

Çince: 

且使他们入乐园--他已为他们说明那乐园了。

Hollandaca: 

En hij zal hen in het paradijs voeren, waarvan hij hun heeft verhaald.

Rusça: 

и введет их в Рай, с которым Он их ознакомил (или который Он умастил для них благовониями).

Somalice: 

Wuxuuna galin Janno (uu baray) u caddeeyay.

Swahilice: 

Na atawaingiza katika Pepo aliyo wajuulisha.

Uygurca: 

اﷲ ئۈلارنى جەننەتكە كىرگۈزىدۇ، اﷲ ئۇنى ئۇلارغا تونۇتتى (يەنى جەننەتكە كىرگەن ئادەم ئۆزىنىڭ ئۇ يەردىكى جايىنى ئىلگىرى كۆرگەندەكلا بىلىدۇ)

Japonca: 

かねて告げられていた楽園に,かれらを入らせられる。

Arapça (Ürdün): 

«ويدخلهم الجنة عرَّفها» بيَّنها «لهم» فيهتدون إلى مساكنهم منها وأزواجهم وخدمهم من غير استدلال.

Hintçe: 

और उनकी हालत सवार देगा और उनको उस बेहिश्त में दाख़िल करेगा जिसका उन्हें (पहले से) येनासा कर रखा है

Tayca: 

และจะทรงให้พวกเขาเขาสวนสวรรค์ ซึ่งพระองค์ทรงแจ้งให้พวกเขารู้แล้ว

İbranice: 

ויכניס אותם לגן העדן אשר הכיר להם אותו

Hırvatça: 

i u Džennet ih uvesti, o kome ih je već upoznao.

Rumence: 

apoi îi va lăsa să intre în Grădina de care le-a dat ştire.

Transliteration: 

Wayudkhiluhumu aljannata AAarrafaha lahum

Türkçe: 

Ve onları, kendilerine tanımlamış olduğu o cennete koyacaktır.

Sahih International: 

And admit them to Paradise, which He has made known to them.

İngilizce: 

And admit them to the Garden which He has announced for them.

Azerbaycanca: 

Və onları (dünyada) özlərinə tanıtmış olduğu Cənnətə daxil edəcəkdir.

Süleyman Ateş: 

Onları, kendilerine tanımladığı cennete sokacaktır.

Diyanet Vakfı: 

Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.

Erhan Aktaş: 

Onları, dünyada kendilerine tarif ettiği Cennet’e yerleştirecektir.

Kral Fahd: 

ve onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.

Hasan Basri Çantay: 

onları, kendilerine tanıtdığı, cennete sokar.

Muhammed Esed: 

ve onları kendilerine vaad ettiği cennete koyacaktır.

Gültekin Onan: 

Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.

Ali Fikri Yavuz: 

Onları, (dünyada) kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyar.

Portekizce: 

E os introduzirá no Paraíso, que lhes tem sido anunciado.

İsveççe: 

och föra dem till paradiset som Han har låtit dem veta.

Farsça: 

و آنان را در بهشتی که در دنیا به آنان شناسانده در می آورد.

Kürtçe: 

وە دەیانخاتە ئەوبەھەشتەی بۆی باسکردون

Özbekçe: 

Ҳамда Ўзи уларга таърифлаб берган жаннатга киритар. (Бу оятда урушдан бошқа илож қолмаган майдонда тўқнашув бўлгандан сўнг қилинадиган ишлар ҳақида сўз кетмоқда.)

Malayca: 

Serta memasukkan mereka ke dalam Syurga yang telah dijanjikan dan diterangkan sifat-sifatnya kepada mereka.

Arnavutça: 

dhe do t’i shpie në xhennet ata, të cilin madje, ua ka përshkruar atyre.

Bulgarca: 

И ще ги въведе в Рая, за който ги е известил.

Sırpça: 

и да их уведе у Рај, о коме их је већ упознао.

Çekçe: 

a uvede je do zahrady rajské, o níž jim dal již vědění.

Urduca: 

اور ان کو اس جنت میں داخل کرے گا جس سے وہ ان کو واقف کرا چکا ہے

Tacikçe: 

Ва ба биҳиште, ки барояшон васф кардааст, дохилашон созад.

Tatarca: 

Вә аларны Үзе таныштырган, белдергән җәннәткә кертер.

Endonezyaca: 

dan memasukkan mereka ke dalam jannah yang telah diperkenankan-Nya kepada mereka.

Amharca: 

ገነትንም ያገባቸዋል፡፡ ለእነርሱ አስታውቋታል፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவன் அவர்களை சொர்க்கத்தில் பிரவேசிக்கச் செய்வான். அதை (அந்த சொர்க்கத்தில் உள்ள அவர்களின் இல்லங்களை) அவன் அவர்களுக்கு காண்பித்துக் கொடுப்பான்.

Korece: 

그들에게 알려준 천국으로 그들을 들게 하노라

Vietnamca: 

Ngài sẽ thu nhận họ vào Thiên Đàng mà Ngài đã cho họ biết.