Arapça:
فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا السَّاعَةَ أَن تَأْتِيَهُم بَغْتَةً ۖ فَقَدْ جَاءَ أَشْرَاطُهَا ۚ فَأَنَّىٰ لَهُمْ إِذَا جَاءَتْهُمْ ذِكْرَاهُمْ
Çeviriyazı:
fehel yenżurûne ille-ssâ`ate en te'tiyehüm bagteten. feḳad câe eşrâṭuhâ. feennâ lehüm iẕâ câethüm ẕikrâhüm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar?
Diyanet İşleri:
Onlar kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, kıyametin gelmesinden, apansızın başlarına kopuvermesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Gerçekten de alametleri geldi; onlara gelip çatınca ibret almaları neye yarar?
Şaban Piriş:
Onlar, kendilerine ansızın gelecek kıyametten başka bir şey mi bekliyorlar? Oysa onun alametleri gelmiştir. Kendilerine geldiği zaman nasıl öğüt alacaklar?
Edip Yüksel:
Saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Kuşkusuz onun alametleri gelmiş bulunuyor. Onlara gelip çatınca kendilerine gelen mesajın ne yararı olur?
Ali Bulaç:
Artık onlar, kıyamet-saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp-düşünmeleri onlara neyi sağlar?
Suat Yıldırım:
Yoksa onlar, kıyametin kendilerine ansızın gelmesini mi gözlüyorlar?Zaten alâmetleri geldi bile!Ama kıyamet gelip çattıktan sonra, ibret almaları neye yarar ki! [53,56-57; 54,1; 16,1; 21,1; 89,23; 34,52]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar, Kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şeye muntazır bulunmuyorlar. İşte muhakkak ki, onun alâmetleri gelmiştir. Artık onlara geldiği vakit düşünmeleri (anlamaları) kendilerine ne faide verecektir?
Yaşar Nuri Öztürk:
Kıyametin ansızın tepelerine inmesinden başka neyi bekliyorlar? Onun belirtileri zaten gelmiştir. O onlara gelip çatınca, ibret almaları neye yarar?!
Bekir Sadak:
Bunlar Kuran´i dusunmezler mi? Yoksa kalbleri kilitli midir?
İbni Kesir:
Onlar, kıyamet saatının ansızın kendilerine gelip çatmasından başka bir şey mi bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Kendilerine gelip çatınca öğüt almaları neye yarar?
Adem Uğur:
Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!
İskender Ali Mihr:
Öyleyse “o saatin” gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Halbuki onun alâmetleri (işaretleri) gelmiştir. Fakat (o saat) kendilerine geldiği zaman, onlara hatırlatmanın ne (faydası) olur ki?
Celal Yıldırım:
Yoksa onlar, ancak Kıyâmet´in kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar ? Oysa onun alâmetleri gerçekten gelmiştir. Ama kendilerine (o gün) geldiği vakit anlayıp ibret almaları neye yarar?
Tefhim ul Kuran:
Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp düşünmeleri onlara neyi sağlar?
Fransızca:
Qu'est-ce qu'ils attendent sinon que l'Heure leur vienne à l'improviste ? Or ses signes avant-coureurs sont certes déjà venus. Et comment pourront-ils se rappeler quand elle leur viendra (à l'improviste) ?
İspanyolca:
¡,Qué pueden esperar, sino que les llegue la Hora de repente? Ya se han manifestado síntomas de la misma. Pero ¿de qué les servirá que se les amoneste cuando ella les llegue?
İtalyanca:
Cos'altro aspettano [i miscredenti], se non che venga improvvisa l'Ora? Già i segni precursori son giunti, ma quando Essa sarà giunta, a che cosa mai servirà loro il ricordarsi [di Allah]?
Almanca:
Warten sie etwa auf anderes als auf die Stunde, daß sie plötzlich zu ihnen kommt?! Also bereits kamen ihre Vorzeichen. Und wie werden sie sich erinnern, wenn sie (die Stunde so) zu ihnen kommt?!
Çince:
他们只等待复活时忽然来临他们,复活时的征候确已来临了。当复活时来临的时候,他们的觉悟,对于他们那里还会有效呢!
Hollandaca:
Wat wachten de ongeloovigen dan? Op het laatste uur? Dat het plotseling op hen moge nederkomen! Sommige teekens daarvan zijn reeds gekomen, en als het hen werkelijk zal overvallen, hoe kunnen zij dan eene waarschuwing ontvangen?
Rusça:
Неужели они ожидают чего-либо, кроме Часа, который явится к ним внезапно? Ведь уже явились его приметы. Разве они смогут помянуть назидание, когда он явится к ним?
Somalice:
Gaaladu ma waxay sugi in Qiyaamadu kado ugu timaaddo, waxaase yimidba Calaamooyinkeedii, ee sideebay xusuus ugu sugnaan hadday Qiyaamadu timaaddo.
Swahilice:
Kwani wanangojea jengine isipo kuwa iwafikie Saa (ya Kiyama) kwa ghafla? Na hakika alama zake zimekwisha kuja. Na itapo wajia kutawafaa wapi kukumbuka hapo?
Uygurca:
ئۇلار (يەنى مەككە كۇففارلىرى) پەقەت قىيامەتنىڭ ئۇلارغا تۇيۇقسىز كېلىشىنىلا كۈتىدۇ، شۈبھىسىزكى، قىيامەتنىڭ ئالامەتلىرى كەلدى، ئۇلارغا قىيامەت كەلگەندە ئۇلار قانداقمۇ ۋەز - نەسىھەت ئالىدۇ (يەنى بۇ چاغدا ۋەز - نەسىھەت ئالغانلىقىنىڭ پايدىسى بولمايدۇ
Japonca:
かれら(にせ信者)は,その時(最後の審判)を待つほかはない。それは突然かれらに下る。その兆候はすでに下っている。それ(時)が来たとき,かれらは警告をどう役立てるのか。
Arapça (Ürdün):
«فهل ينظرون» ما ينتظرون، أي كفار مكة «إلا الساعة أن تأتيهم» بدل اشتمال من الساعة، أي ليس الأمر إلا أن تأتيهم «بغتة» فجأة «فقد جاء أشرطها» علاماتها: منها النبي صلى الله عليه وسلم وانشقاق القمر والدخان «فأنَّى لهم إذا جاءتهم» الساعة «ذكراهم» تذكرهم، أي لا ينفعهم.
Hintçe:
तो क्या ये लोग बस क़यामत ही के मुनतज़िर हैं कि उन पर एक बारगी आ जाए तो उसकी निशानियाँ आ चुकी हैं तो जिस वक्त क़यामत उन (के सर) पर आ पहुँचेगी फिर उन्हें नसीहत कहाँ मुफीद हो सकती है
Tayca:
ดังนั้น พวกเขามิได้คอยสิ่งใดนอกจากยามอวสานซึ่งมันจะมาหาพวกเขาอย่างกระทันหัน แต่ว่าเครื่องหมายต่าง ๆ ของมันได้มีมาแล้ว ดังนั้น เมื่อการตักเตือนของพวกเขาได้มายังพวกเขาแล้วจะเกิดประโยชน์อันใดเล่าแก่พวกเขา?
İbranice:
המחכים הם ל'שעה' שתבוא עליהם לפתע? הלא כבר באו סימניה, ומה יועיל להם אם יזכרו
Hırvatça:
Pa, da li oni čekaju samo da Čas kijameta iznenada dođe, a već su došli predznaci njegovi? A kakve im koristi od prihvatanja opomene kad im on dođe?
Rumence:
Vor sta de veghe ca să nu le vină Ceasul deodată? Semnele Sale au venit deja, însă la ce le va mai sluji Aducerea aminte când le va veni?
Transliteration:
Fahal yanthuroona illa alssaAAata an tatiyahum baghtatan faqad jaa ashratuha faanna lahum itha jaathum thikrahum
Türkçe:
Kıyametin ansızın tepelerine inmesinden başka neyi bekliyorlar? Onun belirtileri zaten gelmiştir. O onlara gelip çatınca, ibret almaları neye yarar?!
Sahih International:
Then do they await except that the Hour should come upon them unexpectedly? But already there have come [some of] its indications. Then what good to them, when it has come, will be their remembrance?
İngilizce:
Do they then only wait for the Hour,- that it should come on them of a sudden? But already have come some tokens thereof, and when it (actually) is on them, how can they benefit then by their admonition?
Azerbaycanca:
Onlar (kafirlər) ancaq o saatın (qiyamət saatının) qəfildən başlarının üstünü almasınımı gözləyirlər? Onun əlamətləri artıq gəlmişdir. (Qiyamət saatı) onlara gəlib yetişdiyi zaman ibrət almaları (peşman olub tövbə etmələri) onlara nə fayda verər?!
Süleyman Ateş:
(İnanmayanlar) İlle (helak edilecekleri) sa'atin ansızın kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? İşte onun belirtileri geldi. O uyarıldıkları sa'at kendilerine geldikten sonra artık öğüt almaları nereden mümkün olsun?
Diyanet Vakfı:
Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!
Erhan Aktaş:
İlle de o Sâ’at’in(1) ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Oysa onun belirtileri gelmiştir. O gelecek olduktan sonra, öğüdü dinlemek onlara ne yarar sağlar ki?
Kral Fahd:
Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!
Hasan Basri Çantay:
Haalâ onlar o sâatden ve onun kendilerine ansızın geleceğinden başkasını mı bekliyorlar? işte onun alâmetleri gelmişdir, öyleyse bu, onlara geldiği vakit düşünüb ibret almaları kendilerine ne fâide verecek?
Muhammed Esed:
Öyleyse onlar, (kalpleri mühürlenmiş olanlar,) Son Saati mi bekliyorlar, onun ansızın gelmesini mi? Şüphesiz o(nun geleceği) şimdiden haber verilmiştir! O bir kez başlarına geldikten sonra, (geçmiş günahlarını) hatırlamalarının onlara ne faydası olacak?
Gültekin Onan:
Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp düşünmeleri onlara neyi sağlar?
Ali Fikri Yavuz:
Artık onlar, yalnız o kıyametin kopmasını, onun birdenbire kendilerine gelivermesini bekliyorlar. İşte onun alâmetleri (sayılan ahir zaman Peygamberi) gelmiştir. Fakat o (kıyamet ansızın) başlarına geldiği vakit, anlamaları kendilerine ne fayda verir?
Portekizce:
Porventura, aguardam algo, a não ser a Hora, que os açoutará subitamente? Já lhes chegaram os indícios. De que lhesservirá lhes ser recordado aquilo que os surpreenderá?
İsveççe:
Väntar de bara att den Yttersta stunden skall komma över dem plötsligt? Men dess förebud är redan här! Och vad har de för nytta av att dra sig till minnes, när Stunden är över dem?
Farsça:
پس آیا [منافقان و منکران] جز این را انتظار می برند که ناگاه قیامت بر آنان فرا رسد؟ [در حالی که هم اکنون نشانه هایش آمده است] ، پس هنگامی که قیامت بر آنان فرا رسد، متذکّر شدن و هوشیاری شان از کجا و چگونه به آنان سود بخشد؟
Kürtçe:
دەی ئایا ئەو (ناپاکانە) چاوەڕوانی چی دەکەی جگە لە قیامەت کە کتوپڕ یەخەیان بگرێت دەی بێگومان ھەندێك لەنیشانەکانی ھاتۆتە دی، کاتێك (ڕۆژی دوایی) یەخەیان بگرێت ئیتر کەی بیردەکەنەوە
Özbekçe:
Улар (қиёмат) соатининг бирдан келишидан бошқа нарсага интизор бўлишаётгани йўқ. Дарвоқеъ, аломатлари келиб ҳам қолди. Агар у келиб қолса, улар қаердан эслатма олурлар?! (Пайғамбар алайҳиссаломнинг мажлисларига кириб ҳеч нарсани тушунмай чиқаётган ғофил мунофиқлар ва уларнинг издошлари нимани кутишяпти? Уларга нима керак? Улар қиёмат соатининг бирдан, тўсатдан келиб қолишидан бошқа нарсани кутишаётгани йўқ. Қиёматнинг аломатлари эса, келиб қолди. Демак, ўзининг келиши ҳам яқин. Қиёматнинг энг катта аломатларидан бири Муҳаммад алайҳиссаломнинг Пайғамбар этиб юборилишлари. Чунки у киши Пайғамбарларнинг охиргиларидирлар. У кишидан кейин Пайғамбар келмайди, балки қиёмат келади.)
Malayca:
(Kiranya golongan yang ingkar masih tidak mahu menerima peringatan yang diberi kepadanya) maka tidak ada lagi yang mereka tunggu melainkan saat kiamat yang akan datang kepada mereka secara mengejut, kerana sesungguhnya telah lahirlah tanda-tanda kedatangannya. Kalaulah demikian, maka bagaimanakah mereka dapat menerima peringatan yang diberi kepada mereka - apabila saat kiamat itu datang kepada mereka?
Arnavutça:
A mos vallë mohuesit presin që t’u vie befasisht (edhe) vetëm Çasti i caktuar, e madje – me të vërtetë, shenjat e tij kanë ardhur? E, çka do t’u shërbejnë atyre këshillat kur t’ju vie ai (Çasti)?!
Bulgarca:
И нима очакват друго освен внезапно за тях да настъпи Часът? Вече се появиха неговите признаци. Но за какво ще им е тяхното напомняне, щом той настъпи за тях?
Sırpça:
Зар они чекају да им само Час смака света изненада дође, а већ су дошли његови предзнаци? А шта ће им користити опомена кад им он дође?
Çekçe:
Což mohou očekávat něco jiného, než že Hodina k nim znenadání přikvačí, když již se objevily její příznaky? K čemu bude jim dobré její připomínání, až na ně udeří?
Urduca:
اب کیا یہ لوگ بس قیامت ہی کے منتظر ہیں کہ وہ اچانک اِن پر آ جائے؟ اُس کی علامات تو آ چکی ہیں جب وہ خود آ جائے گی تو اِن کے لیے نصیحت قبول کرنے کا کونسا موقع باقی رہ جائے گا؟
Tacikçe:
Оё танҳо мунтазири онанд, ки ба ногоҳ қиёмат фаро расад? Ҳар оина (Албатта) нишонаҳои қиёмат ошкор шудааст. Ва чун фаро расад, панд гирифтанашонро чӣ фоида?
Tatarca:
Кәферләр көтмиләр башканы, мәгәр аңсыздан килә торган кыямәт көнен көтәләр, тәхкыйк кыямәтнең якынлыгының галәмәтләре килде, Коръәннең Аллаһудан иңгән китапларның ахыргысы булуы һәм Мухәммәд г-мнең пәйгамбәрләрнең ахыргысы булуы. Болар иң көчле галәмәтләрдер. Аларга тәүбә итмәк һәм вәгазьләнеп төзәлмәк кайдан килер, әгәр кыямәт көне килсә?
Endonezyaca:
Maka tidaklah yang mereka tunggu-tunggu melainkan hari kiamat (yaitu) kedatangannya kepada mereka dengan tiba-tiba, karena sesungguhnya telah datang tanda-tandanya. Maka apakah faedahnya bagi mereka kesadaran mereka itu apabila Kiamat sudah datang?
Amharca:
ሰዓቲቱንም ድንገት የምትመጣባቸው መኾንዋን እንጅ ይጠባበቃሉን? ምልክቶችዋም በእርግጥ መጥተወል፡፡ በመጣቻቸውም ጊዜ ማስታወሳቸው ለእነርሱ እንዴት ይጠቅማቸዋል?
Tamilce:
ஆக, அவர்களிடம் திடீரென மறுமை வருவதைத் தவிர அவர்கள் எதிர்பார்க்கிறார்களா? ஆக, திட்டமாக அதன் அடையாளங்கள் வந்து விட்டன. ஆக, (அந்த மறுமை) அவர்களிடம் வரும்போது அவர்கள் நல்லறிவு பெறுவது அவர்களுக்கு எப்படி பலனளிக்கும்!
Korece:
그들은 갑자기 닥쳐올 그 시각만을 기다리고 있느뇨 이미 그 들에게 몇 예증이 있었노라 그것 이 그들 위에 닥쳐을 때 그들은 어디로부터 교훈을 얻을 것이뇨
Vietnamca:
Có phải (những kẻ vô đức tin) chỉ mong chờ Giờ Tận Thế bất ngờ xảy đến với chúng? Quả thật, những dấu hiệu báo trước của Nó đã đến (với chúng). Rồi khi (Giờ Tận Thế) đến với chúng thì sự tưởng nhớ của chúng (về lời cảnh báo) còn ích lợi gì cho chúng nữa đây?
Ayet Linkleri: