Arapça:
وَالَّذِينَ اهْتَدَوْا زَادَهُمْ هُدًى وَآتَاهُمْ تَقْوَاهُمْ
Çeviriyazı:
velleẕîne-htedev zâdehüm hüdev veâtâhüm taḳvâhüm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğru yola girenlere gelince, Allah onların hidayetlerini artırmış ve onlara kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir.
Diyanet İşleri:
Doğru yolu bulanların ise Allah doğruluklarını artırır, onların karşı gelmekten sakınmalarını sağlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve doğru yolu bulanlara gelince: Onların başarısını arttırmaktadır ve onlara, korunma duygusu vermektedir.
Şaban Piriş:
Doğru yola erişenler ise, (Allah) onların hidayetlerini artırmış ve onlara takvalarını vermiştir.
Edip Yüksel:
Doğru yolu bulanların ise hidayetini arttırır ve onların erdemli olmalarını sağlar.
Ali Bulaç:
Hidayeti bulmuş olanlara gelince; (Allah,) hidayetlerini artırmış ve takvalarını vermiştir.
Suat Yıldırım:
Hidâyeti kabul edenlerin ise Allah hidâyette yakînlerini artırır ve kendilerine takva nasib eder.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, hidâyete ermişlerdir
Yaşar Nuri Öztürk:
Kılavuzlarını bulmuş olanlara gelince, Allah onların hidayetini artırmış ve korunma imkânlarını kendilerine vermiştir.
Bekir Sadak:
Iste, Allah´in lanetledigi sagir kildigi ve gozlerini kor ettigi bunlardir.
İbni Kesir:
Hidayete erenlere gelince
Adem Uğur:
Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar ki hidayete ermişlerdir, (Allah) onların hidayetini artırdı ve onlara takvalarını verdi.
Celal Yıldırım:
Doğru yolu bulanların ise Allah başarılarını artırır ve takvalarını (Allah´tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınmalarını) verir.
Tefhim ul Kuran:
Hidayeti bulmuş olanlara gelince
Fransızca:
Quant à ceux qui se mirent sur la bonne voie, Il les guida encore plus et leur inspira leur piété.
İspanyolca:
A quienes se dejen dirigir, Él les dirigirá aún mejor y les dará que Le teman.
İtalyanca:
Quanto invece a coloro che si sono aperti alla guida, Egli accresce la loro guida e ispira loro il timore [di Allah].
Almanca:
Und diejenigen, die Rechtleitung fanden, mehrte ER an Rechtleitung und gewährte ihnen ihre Taqwa.
Çince:
遵循正道者,真主要更加引导他们,并将敬畏的报酬赏赐他们。
Hollandaca:
Maar wat hen betreft, die geleid worden, God zal hun een uitgebreider leiding schenken, en hij zal hen onderrichten nopens datgene, wat zij te vermijden hebben.
Rusça:
Тем, кто следует прямым путем, Он увеличивает их приверженность прямому пути и дарует их богобоязненность.
Somalice:
Kuwa hanuunay (Eebe) wuxuu u siyaadiyaa hanuun, wuxuuna waafajiyaa (Eebe) kayaabiddiisa.
Swahilice:
Na wale walio ongoka anawazidishia uongofu na anawapa uchamngu wao.
Uygurca:
ھىدايەت تاپقانلارنى اﷲ تېخىمۇ ھىدايەت قىلىدۇ، ئۇلارغا تەقۋادارلىقنىڭ مۇكاپاتىنى بېرىدۇ
Japonca:
しかし導かれている者たちには,(一層の)導きと敬度の念を授けられる。
Arapça (Ürdün):
«والذين اهتدوا» وهم المؤمنون «زادهم» الله «هدىّ وآتاهم تقواهم» ألهمهم ما يتقون به النار.
Hintçe:
और जो लोग हिदायत याफ़ता हैं उनको ख़ुदा (क़ुरान के ज़रिए से) मज़ीद हिदायत करता है और उनको परहेज़गारी अता फरमाता है
Tayca:
ส่วนผู้ที่ปฏิบัติตามแนวทางที่ถูกต้อง พระองค์ทรงเพิ่มแนวทางที่ถูกต้องให้แก่พวกเขา และจะทรงประทานให้แก่พวกเขาซึ่งการยำเกรงของพวกเขา
İbranice:
אולם אלה אשר קבלו את ההדרכה, אותם יוסיף אלוהים להדריך וייתן יראה בלבם
Hırvatça:
A one koji za Uputom streme, On će im Uputu povećati i bogobojaznost dati.
Rumence:
Celor călăuziţi însă Dumnezeu le sporeşte călăuzirea şi îi dăruieşte întru teama lor.
Transliteration:
Waallatheena ihtadaw zadahum hudan waatahum taqwahum
Türkçe:
Kılavuzlarını bulmuş olanlara gelince, Allah onların hidayetini artırmış ve korunma imkânlarını kendilerine vermiştir.
Sahih International:
And those who are guided - He increases them in guidance and gives them their righteousness.
İngilizce:
But to those who receive Guidance, He increases the (light of) Guidance, and bestows on them their Piety and Restraint (from evil).
Azerbaycanca:
Doğru yolu tapanlara gəldikdə isə, (Allah) onların doğruluğunu daha da artırar və onlara təqvalarının (mö’minliklərinin, Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinmələrinin) mükafatını verər!
Süleyman Ateş:
Hidayet bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini artırmış ve onlara korunmalarını (kendilerini kötü sonuçtan koruma çareleri) vermiştir.
Diyanet Vakfı:
Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.
Erhan Aktaş:
Yöneltildikleri doğru yolda olanlara gelince, onlara doğru yolları pekiştirildi ve onlara takvâlarını verdi.
Kral Fahd:
Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.
Hasan Basri Çantay:
Hidâyeti kabul edenler (e gelince: Allah) onların muvaffakıyyetini artırmış, onlara (ateşden nasıl) kaçınacaklarını ilham etmişdir.
Muhammed Esed:
Doğru yola ulaş(mak istey)enlere gelince, Allah, onların (kendi) rehberliği(ne uyma arzu ve yetenekleri)ni çoğaltır ve Allah´a karşı sorumluluk bilinçlerinin derinleşmesini sağlar.
Gültekin Onan:
Hidayeti bulmuş olanlara gelince
Ali Fikri Yavuz:
(İman etmekle) hidayeti kabul edenlere gelince
Portekizce:
Por outra, quanto àqueles que os orientam, Ele lhes aumenta a orientação e lhes concede piedade.
İsveççe:
men de som vill låta sig vägledas, dem ger Han en allt fastare ledning och fördjupar deras gudsfruktan.
Farsça:
و کسانی که هدایت یافته اند خدا بر هدایتشان افزوده و پرهیزکاری و تقوایشان را به آنان عطا کرده است؛
Kürtçe:
ئەو کەسانەی ھیدایەتیان وەرگرتووە (خوا) شارەزاییان زیاد دەکات وە تەقوا وپارێزکاری وخواناسیان پێ دەبەخشێت
Özbekçe:
У зот ҳидоят топганларнинг ҳидоятини зиёда қилгай ва уларнинг тақволарини бергай.
Malayca:
Dan (sebaliknya) orang-orang yang menerima petunjuk (ke jalan yang benar), Allah menambahi mereka dengan hidayah petunjuk, serta memberi kepada mereka (dorongan) untuk mereka bertaqwa.
Arnavutça:
E, ata që kanë marrë rrugën e drejtë, Ai (Perëndia) ua shton udhëzimin dhe u jep atyre (forcon) ruajtjen (nga zjarri).
Bulgarca:
А на онези, които следват правия път, Той увеличава напътствието и ги дарява с богобоязливост.
Sırpça:
А оне који су на Правом путу Он ће и даље водити и надахнуће их како ће се ватре сачувати.
Çekçe:
Však těm, kdož po cestě správné jsou vedeni, těm Bůh posílí jejich vedení a dá jim bázeň Boží.
Urduca:
رہے وہ لوگ جنہوں نے ہدایت پائی ہے، اللہ اُن کو اور زیادہ ہدایت دیتا ہے اور انہیں اُن کے حصے کا تقویٰ عطا فرماتا ہے
Tacikçe:
Онон, ки ҳидоят ёфтаанд, Худо ба ҳидояташон меафзояд ва парҳезгорияшон ато мекунад.
Tatarca:
Әмма синең сүзеңне тыңлап һидәят тапкан кешеләрнең һидәятләрен арттырыр, һәм аларга тәкъва булырга ярдәм бирер.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang mau menerima petunjuk, Allah menambah petunjuk kepada mereka dan memberikan balasan ketakwaannya.
Amharca:
እነዚያም የተመሩት (አላህ) መመራትን ጨመረላቸው፡፡ (ከእሳት) መጥጠበቂያቸውንም ሰጣቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் நேர்வழி பெற்றார்களோ அவர்களுக்கு (அல்லாஹ்) நேர்வழியை அதிகப்படுத்துவான். இன்னும், அவர்களுக்கு அவர்களின் தக்வாவையும் (-உள்ளச்சத்தையும்) அவன் வழங்குவான்.
Korece:
그러나 인도를 받은 자 하나님께서 그에게 인도함을 더하여 주실 것이며 사악으로부터 그들을 더욱 보호하여 주실 것이라
Vietnamca:
Những người được hướng dẫn (đến với Chân Lý), (Allah) gia tăng thêm cho họ Chỉ Đạo và ban cho họ lòng Taqwa (ngay chính, ngoan đạo đối với Ngài).
Ayet Linkleri: