Arapça:
أَفَلَمْ يَنظُرُوا إِلَى السَّمَاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا وَمَا لَهَا مِن فُرُوجٍ
Çeviriyazı:
efelem yenżurû ile-ssemâi fevḳahüm keyfe beneynâhâ vezeyyennâhâ vemâ lehâ min fürûc.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz, onun hiç bir çatlağı yoktur.
Diyanet İşleri:
Onlar, üstlerindeki göğü nasıl yapmışız, süslemişizdir bir bakmazlar mı? Onda hiçbir çatlak da yoktur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bakmazlar mı üstlerindeki göğe? Nasıl kurduk onu ve bezedik ve bir yarığı, yırtığı da yok.
Şaban Piriş:
Üzerlerindeki göğe hiç bakmıyorlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl süsledik, onda bir çatlak da yoktur.
Edip Yüksel:
Üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu hiçbir çatlağı olmadan nasıl yaptık ve onu nasıl süsledik?
Ali Bulaç:
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok.
Suat Yıldırım:
Hiç üzerlerindeki göğe bakmazlar mı? Bakıp da Bizim onu nasıl sağlamca bina ettiğimizi, onda en ufak bir çatlaklık, dengesizlik olmadığını düşünmezler mi? [67,3-4]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, Biz onu nasıl bina ve tezyin ettik ve onun için hiçbir gedik yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun.
Bekir Sadak:
(12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut´un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi
İbni Kesir:
Üstlerindeki göğe hiç bakmazlar mı? Onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız? Onda hiç bir çatlak da yoktur.
Adem Uğur:
Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız? Onda hiçbir çatlak da yok.
İskender Ali Mihr:
Öyleyse üzerlerindeki semayı nasıl bina ettiğimize ve onu nasıl süslediğimize bakmıyorlar mı? Ve onun hiçbir çatlağı yoktur.
Celal Yıldırım:
Üstlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Onu nasıl kurup meydana getirdik ve (yıldızlarla, sistemlerle) süsledik. Onda hiçbir yarık (dengesizlik, uyumsuzluk) da yoktur.
Tefhim ul Kuran:
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok.
Fransızca:
N'ont-ils donc pas observé le ciel au-dessus d'eux, comment Nous l'avons bâti et embelli; et comment il est sans fissures ?
İspanyolca:
¿No ven el cielo que tienen encima, cómo lo hemos edificado y engalanado y no se ha agrietado?
İtalyanca:
Non osservano il cielo sopra di loro, come lo abbiamo edificato e abbellito e senza fenditura alcuna?
Almanca:
Haben sie etwa nicht auf den Himmel über ihnen geschaut, wie WIR ihn errichteten und schmückten, und er keine Risse hat?!
Çince:
难道他们没有仰观天体吗?我是怎样建造它,点缀它,使它没有缺陷的?
Hollandaca:
Zien zij niet op, tot den hemel boven hen; en overwegen zij niet, hoe wij dien verheven en opgetooid hebben, en dat daarin geene gebreken zijn?
Rusça:
Неужели они не смотрели на то, как Мы построили и украсили небо над ними? В нем нет расщелин.
Somalice:
Miyayna eegin Samada korkooda ah sidaan u dhisnay una qurxinay ayna duleella u lahayn.
Swahilice:
Je! Hawaangalii mbingu zilizo juu yao! Vipi tulivyo zijenga, na tukazipamba. Wala hazina nyufa.
Uygurca:
ئۇلار ئاسماننى قانداق (تۈۋرۈكسىز) بەرپا قىلغانلىقىمىزغا، ئۇنى (يۇلتۇزلار بىلەن) بېزىگەنلىكىمىزگە، ئۇنىڭدا ھېچقانداق يوچۇق يوقلۇقىغا قارىمامدۇ؟
Japonca:
かれらは頭上の天を見ないのか。われが如何にそれを創造し,如何にそれを飾ったか。そしてそれには,少しの傷もないと言うのに。
Arapça (Ürdün):
«أفلم ينظروا» بعيونهم معتبرين بعقولهم حين أنكروا البعث «إلى السماء» كائنة «فوقهم كيف بنيناها» بلا عمد «وزيناها» بالكواكب «وما لها من فروج» شقوق تعيبها.
Hintçe:
तो क्या इन लोगों ने अपने ऊपर आसमान की नज़र नहीं की कि हमने उसको क्यों कर बनाया और उसको कैसी ज़ीनत दी और उनसे कहीं शिगाफ्त तक नहीं
Tayca:
พวกเขามิได้มองไปยังฟากฟ้าเหนือพวกเขาดอกหรือ ว่าเราได้สร้างมันและประดับมันไว้อย่างไร และมันไม่มีรอยร้าวหรือช่องโหว่เลย
İbranice:
האם לא רואים כיצד בנינו מעליהם את השמיים ללא בקעים? וכיצד עיטרנו אותם
Hırvatça:
A zašto ne pogledaju nebo iznad sebe? - kako smo ga sazdali i ukrasili i kako u njemu nema pukotina.
Rumence:
Oare nu văd deasupra lor cerul cum l-am zidit şi l-am împodobit şi nici o crăpătură nu are?
Transliteration:
Afalam yanthuroo ila alssamai fawqahum kayfa banaynaha wazayyannaha wama laha min furoojin
Türkçe:
Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun.
Sahih International:
Have they not looked at the heaven above them - how We structured it and adorned it and [how] it has no rifts?
İngilizce:
Do they not look at the sky above them?- How We have made it and adorned it, and there are no flaws in it?
Azerbaycanca:
Məgər onlar başlarının üstündəki göyə baxıb onu necə yaratdığımızı, necə bəzədiyimizi və orada heç bir yarıq olmadığını görmürlərmi?!
Süleyman Ateş:
Üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu nasıl yaptık, süsledik, hiçbir çatlağı yoktur?
Diyanet Vakfı:
Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok.
Erhan Aktaş:
Öyleyse üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı ki, onu hiçbir çatlağı olmaksızın nasıl bina etmişiz, nasıl süslemişiz!
Kral Fahd:
Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok.
Hasan Basri Çantay:
Üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu nasıl bina etdik. Onu (yıldızlarla) nasıl donatdık. Onun hiçbir gediği de yok.
Muhammed Esed:
Onlar tepelerindeki gökyüzüne hiç bakmıyorlar mı? Onu nasıl inşa ettik, güzelleştirdik ve nasıl bütün kusurlardan, eksikliklerden arındırdık?
Gültekin Onan:
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onda hiçbir çatlak yok.
Ali Fikri Yavuz:
Öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden o kâfirler) üstlerindeki semaya bakmadılar mı ki, biz onu nasıl bina etmişiz ve (yıldızlarla) onu donatmışız da hiç bir gediği yok?
Portekizce:
Porém, não reparam, acaso, no céu que está acima deles? Como o construímos e o adornamos, sem abertura aparente?
İsveççe:
Ser de inte över sig himlen som Vi har byggt och utsmyckat, och där inte den minsta reva kan upptäckas?
Farsça:
آیا با تأمل به آسمان بالای سرشان ننگریستند که چگونه آن را بنا کرده و بیاراستیم و آن را هیچ شکاف [و ناموزونی] نیست؟
Kürtçe:
دەی ئایا سەرنجی ئەو ئاسمانەیان نەداوە کە لەسەریانەوەیە چۆن دروستمان کردووە وڕازاندومانەتەوە وەھیچ درز وکەلێنێکی تێدا نیە
Özbekçe:
Устиларидаги осмонга назар солмайдиларми? Уни қандай бино қилибмиз, зийнатлабмиз ва унинг тешиклари ҳам йўқ?!
Malayca:
(Kalaulah mereka menyangka Kami tidak berkuasa mengembalikan mereka hidup semula) maka tidakkah mereka memandang ke langit yang ada di sebelah atas mereka (dengan tidak bertiang) bagaimana Kami membinanya (dengan rapi) serta Kami menghiasinya (dengan bintang-bintang), dan dengan keadaan tidak ada padanya retak-renggang? -
Arnavutça:
A, nuk e kanë shikuar ata qiellin që qëndron mbi ta, si e kemi ndërtuar dhe zbukuruar, e i cili nuk ka kurrfarë të mete (çrregullimi)!
Bulgarca:
Нима не виждат небето над тях, как Ние го изградихме и го украсихме, и е без процепи?
Sırpça:
А зашто не погледају небо изнад себе? - Како смо га саздали и украсили и како у њему нема нереда.
Çekçe:
Což se nepodívali na nebe nad sebou, jak jsme je zbudovali a ozdobili a že není na něm žádných trhlin?
Urduca:
اچھا، تو کیا اِنہوں نے کبھی اپنے اوپر آسمان کی طرف نہیں دیکھا؟ کس طرح ہم نے اسے بنایا اور آراستہ کیا، اور اس میں کہیں کوئی رخنہ نہیں ہے
Tacikçe:
Оё ба ин осмон бар болои сарашон назар намекунашд, ки чӣ гуна онро бино кардаем ва оростаем ва ҳеҷ шикофе дар он нест?
Tatarca:
Әйә ул гафилләр өсләрендәге күккә карамыйлармы. Без аны ничек терәксез төзедек, вә ул күкне йолдызлар белән зиннәтләдек, вә ул күктә һич нинди ярык, кимчелек юкдыр.
Endonezyaca:
Maka apakah mereka tidak melihat akan langit yang ada di atas mereka, bagaimana Kami meninggikannya dan menghiasinya dan langit itu tidak mempunyai retak-retak sedikitpun?
Amharca:
ወደ ሰማይም ከበላያቸው ስትኾን ለእርሷ ምንም ቀዳዳዎች የሌሏት ኾና እንዴት እንደ ገነባናትና (በከዋክብት) እንዳጌጥናት አልተመለከቱምን?
Tamilce:
அவர்கள் தங்களுக்கு மேல் உள்ள வானத்தை, “நாம் அதை எப்படி படைத்தோம்? இன்னும், அதை எப்படி அலங்கரித்தோம்? அதில் பிளவுகள் (-கீறல்கள், வெடிப்புகள்) இல்லை என்பதை (அவர்கள்) பார்க்கவில்லையா?”
Korece:
그들은 그들위에 하늘을 쳐다보고 하나님이 어떻게 그것을 창 조하고 장식하되 그 안에 한점의 결함이 없게 하였는가를 그들은 숙고하지 아니 하느뇨
Vietnamca:
Sao họ không nhìn lên bầu trời phía trên họ xem TA đã dựng và trang hoàng nó như thế nào và (làm thế nào) nó không có rạn nứt?
Ayet Linkleri: