Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

39

Ayet No: 

46

Sayfa No: 

7

Nüzûl Yeri: 

Nüzûl Yılı: 

Arapça: 

وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ

Çeviriyazı: 

velleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ ülâike aṣḥâbü-nnâr. hüm fîhâ ḫâlidûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennem ehlidirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır.

Diyanet İşleri: 

İnkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar cehennemlik olanlardır, onlar orada temelli kalacaklardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnanmayanlarla delillerimizi yalanlayanlara gelince: Onlardır ateş ehli; onlar, orada ebedi kalırlar.

Şaban Piriş: 

Ayetlerimizi yalanlayıp, inkar edenler cehennemliktirler. Onlar, orada ebedi kalacaklardır.

Edip Yüksel: 

Ayetlerimizi yalanlayıp inkar edenler ise ateşe mahkumdur; orada sürekli kalacaklar.

Ali Bulaç: 

İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise; onlar, ateşin halkıdırlar ve orada süresiz kalacaklardır.

Suat Yıldırım: 

-Dedik ki: “İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben'den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise cehennemliktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır.” [20,123; 7,24-35]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o kimseler ki kâfir oldular ve Bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler, onlar ateş sahipleridir, onlar o ateşte ebedîyyen kalıcılardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Nankörlüğe sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar, ateşin dostu olacaklardır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.

Bekir Sadak: 

Inkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar cehennemlik olanlardir, onlar orada temelli kalacaklardir.*

İbni Kesir: 

Küfredenler, ayetlerimizi yalanlamış olanlar, işte onlar cehennemliklerdir. Ve onlar ateşte temelli kalıcıdırlar.

Adem Uğur: 

İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateş ehlidir, orada ebedî kalacak olanlardır.

Celal Yıldırım: 

(Bizi) inkâr edip âyetlerimizi (varlığımıza ve birliğimize delâlet eden belgelerimizi) yalanlayanlara gelince, işte onlar ateşin yakın dostu ve arkadaşlarıdır, onlar orada ebediyen kalıcıdırlar..

Tefhim ul Kuran: 

Küfredip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise

Fransızca: 

Et ceux qui ne croient pas (à nos messagers) et traitent de mensonge Nos révélations, ceux-là sont les gens du Feu où ils demeureront éternellement.

İspanyolca: 

Pero quienes no crean y desmientan Nuestros signos, ésos morarán en el Fuego eternamente».

İtalyanca: 

E i miscredenti che smentiscono i Nostri segni, sono i compagni del Fuoco, in cui rimarranno per sempre.

Almanca: 

Und diejenigen, die Kufr betrieben und Unsere Ayat ableugnet haben, diese sind die Weggenossen des Feuers. Darin bleiben sie ewig.

Çince: 

不信道而且否认我的迹象的人,是火狱的居民,他们将永居其中。

Hollandaca: 

Die deze echter niet gelooven en onze teekenen verloochenen, worden ten eeuwigen vure gedoemd.

Rusça: 

А те, которые не уверуют и сочтут ложью Наши знамения, будут обитателями Огня. Они пребудут там вечно.

Somalice: 

kuwa gaaloobayse oo beeniyey aayaadkanaga, kuwaasu waa chclunaar dhexdeedana way ku waari.

Swahilice: 

Na wenye kukufuru na kuzikanusha ishara zetu, hao ndio watakao kuwa watu wa Motoni, humo watadumu.

Uygurca: 

كاپىرلار ۋە بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ئىنكار قىلغانلار ئەھلى دوزاختۇر، ئۇلار دوزاختا مەڭگۈ قالىدۇ

Japonca: 

だが信仰を拒否し,われの印を嘘呼ばわりする者は,業火の住人であって,永遠にその中に住むであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«والذين كفروا وكذبوا بآياتنا» كتبنا «أولئك أصحاب النار هم فيها خالدون» ماكثون أبداً لا يفنون ولا يخرجون.

Hintçe: 

और न वह रंजीदा होगे और (ये भी याद रखो) जिन लोगों ने कुफ्र इख़तेयार किया और हमारी आयतों को झुठलाया तो वही जहन्नुमी हैं और हमेशा दोज़ख़ में पड़े रहेगे

Tayca: 

และบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธา และไม่เชื่อบรรดาโองการของเรานั้น ชนเหล่านี้คือชาวนรก โดยที่พวกเขาจะอยู่ในนรกนั้นตลอดกาล

İbranice: 

ואלה אשר כפרו ומכחישים את אותותינו (משפטי הקוראן,) אנשי האש הם, ולעולם יהיו בה

Hırvatça: 

A oni koji ne budu vjerovali i dokaze i ajete Naše budu poricali bit će stanovnici Vatre; u njoj će vječno ostati.

Rumence: 

Cei care tăgăduiesc şi socot minciuni semnele Noastre, ai Focului vor fi şi acolo vor veşnici.

Transliteration: 

Waallatheena kafaroo wakaththaboo biayatina olaika ashabu alnnari hum feeha khalidoona

Türkçe: 

Nankörlüğe sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar, ateşin dostu olacaklardır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.

Sahih International: 

And those who disbelieve and deny Our signs - those will be companions of the Fire; they will abide therein eternally."

İngilizce: 

But those who reject Faith and belie Our Signs, they shall be companions of the Fire; they shall abide therein.

Azerbaycanca: 

Kafir olaraq ayələrimizi təkzib edənlər isə cəhənnəmlikdirlər, onlar orada (atəş içində) əbədi qalacaqlar.

Süleyman Ateş: 

İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise ateş halkıdır, onlar orada ebedi kalacaklardır.

Diyanet Vakfı: 

İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar.

Erhan Aktaş: 

Ayetlerimizi küfredip yalanlayanlar, Cehennemliktirler. Ve onlar, orada sürekli kalacaklardır.

Kral Fahd: 

İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar.

Hasan Basri Çantay: 

O küfredenler, âyetlerimizi yalan sayanlar (Yok mu?), onlar ateşin (cehennemin) arkadaşlarıdır. Onlar orada bir daha çıkmamak üzere kalıcıdırlar.

Muhammed Esed: 

Hakikati inkara şartlanmış olanlara ve mesajlarımızı yalanlayanlara gelince -işte onlar, içinde yaşayıp kalmak üzere ateşe mahkum olan kimselerdir.

Gültekin Onan: 

2:38

Ali Fikri Yavuz: 

Küfre varıp âyetlerimizi yalanlıyanlar ise, cehennem ehlidirler

Portekizce: 

Aqueles que descrerem e desmentirem os Nossos versículos serão os condenados ao inferno, onde permanecerãoeternamente.

İsveççe: 

Men de som förnekar sanningen och påstår att Våra budskap är lögn har Elden till arvedel, och där skall de förbli till evig tid."

Farsça: 

و کسانی که کافر شدند و آیات ما را تکذیب کردند، اهل آتشند و در آن جاودانه اند.

Kürtçe: 

وە ئەوانەی کەبێ بڕوابوون و نیشانە و ئایەتەکانی ئێمەیان بەدرۆ زانی ئەوانە ھاوەڵ و ھاودەمی ئاگرن تیایدا ئەمێننەوە بەھەتا ھەتایی وھەمیشەیی

Özbekçe: 

Ва куфр келтирган ҳамда оятларимизни ёлғонга чиқарганлар эса, улар дўзах эгаларидир, улар унда абадий қолурлар. (Аллоҳнинг ҳидоятига эргашмаганларни Аллоҳ таоло лўнда қилиб, куфр келтирганлар деб қўя қолган. Эришадиган оқибатлари аниқ: улар дўзахга тушадилар, ўша ерда абадий қоладилар.)

Malayca: 

Dan orang-orang kafir yang mendustakan ayat-ayat keterangan kami, mereka itu ialah ahli neraka, mereka kekal di dalamnya.

Arnavutça: 

Ata që nuk do të besojnë dhe i mohojnë argumentet tona do të jenë banorë të zjarrit, a në të do të mbesin gjithmonë.

Bulgarca: 

А които не вярват и взимат за лъжа Нашите знамения, тези са обитателите на Огъня, там ще пребивават вечно.”

Sırpça: 

А они који не буду веровали и доказе и речи Наше буду порицали биће становници Ватре; у њој ће вечно остати.

Çekçe: 

Však ti, kdož neuvěří a znamení Naše za lež prohlásí, ti budou ohně obyvateli a budou v něm nesmrtelní.'

Urduca: 

اور جو اس کو قبول کرنے سے انکار کریں گے اور ہماری آیات کو جھٹلائیں گے، وہ آگ میں جانے والے لوگ ہیں، جہاں وہ ہمیشہ رہیں گے"

Tacikçe: 

Касоне, ки кофир шаванд ва оёти Худоро дуруғ бароранд, худ аҳли ҷаҳаннаманд ва ҷовидона дар он ҷо хоҳад буд.

Tatarca: 

Имансызлар һәм аятьләребезне ялган диючеләр – ут әһелләредер, алар анда мәңге калырлар.

Endonezyaca: 

Adapun orang-orang yang kafir dan mendustakan ayat-ayat Kami, mereka itu penghuni neraka; mereka kekal di dalamnya.

Amharca: 

እነዚያም (በመልክተኞቻችን) የካዱ በአንቀጾቻችንም ያስተባበሉ እነዚያ የእሳት ጓዶች ናቸው፡፡ እነርሱ በውስጧ ዘውታሪዎች ናቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், எவர்கள் நிராகரித்து, நம் வசனங்களைப் பொய்ப்பித்தார்களோ அவர்கள் நரகவாசிகள் ஆவார்கள். அவர்கள் அதில் நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள்.”

Korece: 

하나님의 말씀을 불신하고 거역하는 사람은 불지옥의 주인이되어 그 속에서 영원히 기거할 것이라

Vietnamca: 

“Còn ai không tin tưởng và bác bỏ các Lời Mặc Khải của TA thì họ sẽ là cư dân của Hỏa Ngục, họ sẽ ở trong đó đời đời.”