Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

50

Ayet No: 

4464

Sayfa No: 

498

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِ تَمْتَرُونَ

Çeviriyazı: 

inne hâẕâ mâ küntüm bihî temterûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte sizin inkâr edip durduğunuz şey budur."

Diyanet İşleri: 

Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de buydu şüphe ettiğiniz.

Şaban Piriş: 

İşte bu sizin hakkında şüphe ettiğiniz şeydir.

Edip Yüksel: 

Bu, işte kuşkulanıp durduğunuz şeydir.

Ali Bulaç: 

Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir.

Suat Yıldırım: 

Allah Zebanîlere: “Tutun onu da, buyurur, cehennemin ta ortasına sürükleyin.Sonra da başının üstünden kaynar su dökün!”ve deyin ki: “Tat bakalım! Hani üstündün, kudretliydin, asildin!”İşte hakkında şüphe ve mücadele ettiğiniz o gerçek budur. [52,13-15]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Şüphe yok ki, işte bu, kendisinde şekk eder olduğunuz şeydir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey.

Bekir Sadak: 

(56-57) Orada, ilk olumden baska bir olum tatmazlar. Rabbin lutfuyla onlari cehennem azabindan korumustur. Iste buyuk kurtulus budur.

İbni Kesir: 

İşte bu

Adem Uğur: 

İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki bu azap, sizin şüphe ettiğiniz şeydir.

Celal Yıldırım: 

Elbette bu, hakkında şüphe edip durduğunuz şeydir.

Tefhim ul Kuran: 

«Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapılmakta olduğunuz şeydir.»

Fransızca: 

Voilà ce dont vous doutiez.

İspanyolca: 

¡Esto es aquello de que dudabais!

İtalyanca: 

Ecco quello di cui dubitavate!

Almanca: 

Gewiß, dies ist das, was ihr zu bezweifeln pflegtet.

Çince: 

这(刑罚)确是你们生前所怀疑的。

Hollandaca: 

Waarlijk, dit is de straf waaraan gij twijfeldet.

Rusça: 

Вот то, в чем вы сомневались!

Somalice: 

kaasina waa kaad ahaydeen kuwo shakiya (Cadaabka).

Swahilice: 

Hakika haya ndiyo mliyo kuwa mkiyatilia shaka.

Uygurca: 

بۇ (ئازاب) ھەقىقەتەن (ھايات ۋاقتىڭلاردا) سىلەر شەكلەنگەن نەرسىدۇر» دېيىلىدۇ

Japonca: 

これこそあなたがたが,疑っていたものである。」

Arapça (Ürdün): 

وقال لهم: «إن هذا» الذي ترون من العذاب «ما كنتم به تمترون» فيه تشكون.

Hintçe: 

ये वही दोज़ख़ तो है जिसमें तुम लोग शक़ किया करते थे

Tayca: 

แท้จริง นี้คือสิ่งที่พวกเจ้าเคยสงสัยไว้

İbranice: 

הנה זה הוא אשר הייתם מטילים ספק בו

Hırvatça: 

Ovo je, zaista, ono u što ste sumnjali!"

Rumence: 

Aceasta este cea de care vă îndoiaţi!

Transliteration: 

Inna hatha ma kuntum bihi tamtaroona

Türkçe: 

"İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey."

Sahih International: 

Indeed, this is what you used to dispute."

İngilizce: 

Truly this is what ye used to doubt!

Azerbaycanca: 

Bu, (dünyada ikən) şəkk etdiyiniz (əzabdır)!

Süleyman Ateş: 

İşte o kuşkulanıp durduğunuz şey budur!"

Diyanet Vakfı: 

İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.

Erhan Aktaş: 

Bu, sizin kendisinden kuşku duyduğunuz şeydir.

Kral Fahd: 

İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.

Hasan Basri Çantay: 

«Şübhesiz ki bu, (hakkında) şübhe, ve mücâdele edib durduğunuz şeydir».

Muhammed Esed: 

İşte siz (hakikat inkarcı)larının sorguladığı şey budur!"

Gültekin Onan: 

Gerçekten bu sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte bu azab, sizin (dünyada) şübhe edip durduğunuz şeydir.

Portekizce: 

Certamente, há aqui aquilo de que vós duvidáveis.

İsveççe: 

Det var detta som ni [alla] tvivlade på!"

Farsça: 

به یقین این همان چیزی است که همواره درباره آن تردید می کردید.

Kürtçe: 

بێگومان ئەمە ئەو سزایەیە کەئێوە گومانتان لێی ھەبوو

Özbekçe: 

Албатта, бу сиз (бўлишида) шубҳа қилиб юрган нарсадир!

Malayca: 

(Kemudian dikatakan kepada ahli neraka umumnya): "Sesungguhnya inilah dia (azab seksa) yang kamu dahulu ragu-ragu terhadapnya!"

Arnavutça: 

kjo është, me të vërtetë, ajo në të cilën keni dyshuar ju!”

Bulgarca: 

Това е, в което се съмнявахте.

Sırpça: 

Ово је, заиста, оно у што сте сумњали!“

Çekçe: 

Tohle je přece to, o čem vy pochybovali jste.'

Urduca: 

یہ وہی چیز ہے جس کے آنے میں تم لوگ شک رکھتے تھے"

Tacikçe: 

Ин ҳамон чизест, ки дар он шак мекардед.

Tatarca: 

Ошбу ґәзаб, сез дөньяда вакытыгызда ышанмаган вә көлгән ґәзабыгыздыр", – дип.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya ini adalah azab yang dahulu selalu kamu meragu-ragukannya.

Amharca: 

«ይህ ያ በእርሱ ትጠራጠሩበት የነበራችሁት ነው» (ይባላሉ)፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக, நீங்கள் சந்தேகிப்பவர்களாக இருந்தது இதுதான்.

Korece: 

실로 이것이 네가 의심했던 것이라

Vietnamca: 

“Quả thật, (sự trừng phạt) này là điều mà các ngươi đã luôn hoài nghi.”