Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

4436

Sayfa No: 

497

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَدَعَا رَبَّهُ أَنَّ هَٰؤُلَاءِ قَوْمٌ مُّجْرِمُونَ

Çeviriyazı: 

fede`â rabbehû enne hâülâi ḳavmüm mücrimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa: "Şüphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım etmesi için Rabbine yalvardı.

Diyanet İşleri: 

Bunlar, suçlu bir millet olduğu için, Rabbine yardım etmesi için yalvardı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken Rabbine dua edip şüphe yok ki bunlar demişti, mücrim bir topluluk.

Şaban Piriş: 

Musa: Bunlar, günahkâr bir toplumdur, diyerek Rabbine dua etmişti.

Edip Yüksel: 

Ve, "Bunlar suçlu bir topluluk,"diye Rabbine yalvardı.

Ali Bulaç: 

Sonunda Rabbine: "Gerçekten bunlar, suçlu-günahkar bir kavimdirler" diye dua etti.

Suat Yıldırım: 

Onlar kabul etmeyince Rabbine şöyle yalvardı: “Ya Rabbî, onlar suçlu bir güruh! (Onları sana havale ettim, Sen onların hakkından gel.)”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sonra Rabbine dua etti ki: «Muhakkak bunlar, günahkârlar olan bir kavimdir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sonra Rabbine, "Bunlar suç işleyen bir topluluktur." diye yakardı.

Bekir Sadak: 

Bu boyledir

İbni Kesir: 

Bunlar, suçlu bir kavimdir, diyerek Rabbına dua etti.

Adem Uğur: 

Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine: “Bunlar günahkâr bir kavimdir.” diye, Rabbine dua etti.

Celal Yıldırım: 

Sonra da Rabbına, «bunlar suçlu günahkâr bir millettir,» diye duâ etti.

Tefhim ul Kuran: 

Sonunda Rabbine: «Gerçekten bunlar, suçlu günahkâr bir kavimdirler» diye dua etti.

Fransızca: 

Il invoqua alors son Seigneur : "Ce sont des gens criminels".

İspanyolca: 

Entonces, invocó a su Señor. «¡Ésta es gente pecadora!»

İtalyanca: 

Invocò poi il suo Signore: «In verità sono un popolo di malvagi».

Almanca: 

Dann richtete Bittgebet an seinen HERRN: "Diese sind doch schwer verfehlende Leute."

Çince: 

他就祈祷他的主说:这等人,确是犯罪的民众。

Hollandaca: 

En toen zij hem van bedrog beschuldigden, riep hij zijn Heer aan, zeggende: Dit is een zondig volk.

Rusça: 

Затем он воззвал к своему Господу: "Они являются грешными людьми".

Somalice: 

wuxuuna u qaylyey Eebihiis in kuwaasu yihiin Qoom dambiila yaal ah.

Swahilice: 

Ndipo akamwomba Mola wake Mlezi: Hakika watu hawa ni wakosefu.

Uygurca: 

مۇسا پەرۋەردىگارىغا: «بۇلار گۇناھكار قەۋمدۇر» دەپ دۇئا قىلدى

Japonca: 

そこで,かれは主に祈っ(て言っ)た。「これらは罪深い人びとです。」

Arapça (Ürdün): 

«فدعا ربه أن» أي بأن «هؤلاء قوم مجرمون» مشركون.

Hintçe: 

(मगर वह सुनाने लगे) तब मूसा ने अपने परवरदिगार से दुआ की कि ये बड़े शरीर लोग हैं

Tayca: 

แล้วเขาก็วิงวอนขอต่อพระเจ้าของเขาว่า ชนเหล่านี้เป็นหมู่ชนผู้กระทำความผิด

İbranice: 

אז קרא אל ריבונו: אלה עם של כופרים מכחשים

Hırvatça: 

I on pozva u pomoć Gospodara svoga: "Ovo je, doista, narod prestupnički!"

Rumence: 

El îl chemă pe Domnul său: “Aceşti oameni sunt nelegiuiţi.”

Transliteration: 

FadaAAa rabbahu anna haolai qawmun mujrimoona

Türkçe: 

Sonra Rabbine, "Bunlar suç işleyen bir topluluktur." diye yakardı.

Sahih International: 

And [finally] he called to his Lord that these were a criminal people.

İngilizce: 

(But they were aggressive:) then he cried to his Lord: "These are indeed a people given to sin."

Azerbaycanca: 

Sonra (Musa) Rəbbinə belə dua etdi: “Həqiqətən, bunlar günahkar bir qövmdür! (Pərvərdigara! Bunlara layiq olduqları cəzanı ver!)”

Süleyman Ateş: 

Sonra (Musa): "Bunlar, suç işleyen bir toplumdur!" diye Rabbine du'a etti.

Diyanet Vakfı: 

Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.

Erhan Aktaş: 

“Bunlar, suç işleyen bir toplumdur.” diye Rabb’ine yakardı.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.

Hasan Basri Çantay: 

Nihayet Rabbine «Bunlar hakıykat günahkârlar güruhudur» diye düâ etdi.

Muhammed Esed: 

Ama sonra, (onların düşmanlığından bezdiğinde,) "Bunlar (gerçekten) günaha batmış bir toplumdur!" diye Rabbine seslendi.

Gültekin Onan: 

Sonunda rabbine: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra Mûsa Rabbine şöyle dua etti: “- (Ey Rabbim, bu müşriklere müstahak oldukları cezayı ver

Portekizce: 

(Moisés) exclamou, então, para o seu Senhor: Este é um povo pecador!

İsveççe: 

[När Moses såg deras omedgörlighet] bad han till sin Herre [och sade]: "Dessa [människor] är djupt sjunkna i synd!"

Farsça: 

[فرعونیان دست از آزردنش برنداشتند و مردم را از ایمان آوردن مانع شدند] پس پروردگارش را خواند که اینان قومی گناهکارند.

Kürtçe: 

جا ھاواری لە پەروەردگاری کرد (ووتی) بەڕاستی ئەمانە گەلێکی تاوانبارن

Özbekçe: 

Бас, у(Мусо) Роббига: «Албатта, анавилар жиноятчи қавмдир», деб дуо қилди.

Malayca: 

(Setelah Nabi Musa berputus asa daripada iman mereka), maka ia pun merayu kepada Tuhannya lalu berkata: "Sesungguhnya orang-orang ini adalah kaum yang berdosa, (yang telah sebati dengan kekufurannya, dan berhaklah mereka menerima balasan yang seburuk-buruknya)".

Arnavutça: 

(Nuk dëgjuan ata) dhe ai e thirri Zotin e tij: “Me të vërtetë, ky është popull mëkatarë!”

Bulgarca: 

И позова той своя Господ: “Тези хора са престъпници.”

Sırpça: 

И он позва у помоћ свога Господара: „Ово је, заиста, невернички народ!'

Çekçe: 

Pak volal k Pánu svému: 'Tito lidé hříšníci jsou!'

Urduca: 

آخرکار اُس نے اپنے رب کو پکارا کہ یہ لوگ مجرم ہیں

Tacikçe: 

Пас Парвардигорашро дуо кард, ки инҳо мардуме муҷриманд (гунаҳгоранд).

Tatarca: 

Муса Раббысына дога кылып әйтте ки, ий Раббым, бу кавем азган кәфер кавемдер миңа итагать итмиләр, дип.

Endonezyaca: 

Kemudian Musa berdoa kepada Tuhannya: "Sesungguhnya mereka ini adalah kaum yang berdosa (segerakanlah azab kepada mereka)".

Amharca: 

ቀጥሎም (ስለ ዛቱበት) «እነዚህ አመጸኞች ሕዝቦች ናቸው» (አጥፋቸው) ሲል ጌታውን ለመነ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர் தனது இறைவனை அழைத்தார்: “நிச்சயமாக இவர்கள் (உனக்கு எதிராக) குற்றம் செய்கின்ற மக்கள் ஆவார்கள்.”

Korece: 

실로 이들은 죄지은 백성입 니다 라고 주님께 기도하더라

Vietnamca: 

Thế là (cuối cùng), Musa đã cầu nguyện Thượng Đế của Y rằng những người này là một đám người tội lỗi.