Arapça:
وَتِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتِي أُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
vetilke-lcennetü-lletî ûriŝtümûhâ bimâ küntüm ta`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.
Diyanet İşleri:
İşlediklerinize karşılık, size miras verilen işte bu cennettir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve şu cennete mirasçı oldunuz işlediğiniz şeyler yüzünden.
Şaban Piriş:
Yapmakta olduklarınız dolayısıyla, sizin varis olduğunuz Cennet işte budur!
Edip Yüksel:
Yaptıklarınızın bir karşılığı olarak size miras olarak verilen cennet budur.
Ali Bulaç:
İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur.
Suat Yıldırım:
İşte dünyada yaptığınız makbul işlerden dolayı vârisi yapıldığınız cennet!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve işte bu o cennetlerdir ki, yapar olduğunuz şeylerden dolayı ona varis kılınmış oldunuz.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte size, yapıp ettiklerinize karşılık mirasçı kılındığınız cennet!
Bekir Sadak:
And olsun ki, size gercegi getirdik
İbni Kesir:
İşte o cennet, işlediklerinize karşılık size miras kılındı.
Adem Uğur:
İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.
İskender Ali Mihr:
İşte bu, amellerinizden dolayı varis kılındığınız cennet.
Celal Yıldırım:
İşte işleyip geldiğiniz (sevap ve iyilikler)e karşılık vâris kılındığınız Cennet!.
Tefhim ul Kuran:
«İşte, yapmakta olduklarınız dolayısıyla sizin mirasçı kılındığınız cennet budur.»
Fransızca:
Tel est le Paradis qu'on vous fait hériter pour ce que vous faisiez.
İspanyolca:
Éste es el Jardín que habéis heredado como premio a vuestras obras.
İtalyanca:
Ecco il Paradiso che vi è stato fatto ereditare per quel che avete fatto.
Almanca:
Und dies ist die Dschanna, die euch überlassen wurde für das, was ihr zu tun pflegtet.
Çince:
这是你们因自己的善行而得继承的乐园。
Hollandaca:
Dit is het paradijs, dat gij geërfd hebt, als eene belooning voor hetgeen gij hebt verricht.
Rusça:
Этот Рай дан вам в наследство за то, что вы совершали.
Somalice:
Taasina waa janadii aad ku dhaxasheen waxaad camalfalayseen.
Swahilice:
Na hiyo ni Pepo mliyo rithishwa kwa hayo mliyo kuwa mkiyafanya.
Uygurca:
سىلەر (دۇنيادا) قىلغان (ياخشى) ئەمەلىڭلار بىلەن ۋارىس بولغان جەننەت ئەنە شۇدۇر
Japonca:
これがあなたがたの行ったことに対し,あなたがたに継がせられた楽園である。
Arapça (Ürdün):
«وتلك الجنة التي أورثتموها بما كنتم تعملون».
Hintçe:
और ये जन्नत जिसके तुम वारिस (हिस्सेदार) कर दिये गये हो तुम्हारी क़ारगुज़ारियों का सिला है
Tayca:
และนั่นคือสวนสวรรค์ ซึ่งพวกเจ้าได้ถูกให้รับเป็นมรดกตามที่พวกเจ้าได้กระทำ (ความดี) ไว้
İbranice:
זהו הגן אשר ירשתם בזכות מעשיכם
Hırvatça:
Eto, to je Džennet koji ste u nasljedstvo dobili za ono što ste radili;
Rumence:
Acesta este Raiul ce vi s-a dat moştenire ca răsplată a ceea ce aţi făptuit! ce! Căci vor afla curând!”
Transliteration:
Watilka aljannatu allatee oorithtumooha bima kuntum taAAmaloona
Türkçe:
İşte size, yapıp ettiklerinize karşılık mirasçı kılındığınız cennet!
Sahih International:
And that is Paradise which you are made to inherit for what you used to do.
İngilizce:
Such will be the Garden of which ye are made heirs for your (good) deeds (in life).
Azerbaycanca:
Bu sizin (dünyada) etdiyiniz (yaxşı) əməllər müqabilində varis olduğunuz Cənnətdir!
Süleyman Ateş:
İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.
Diyanet Vakfı:
"İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur."
Erhan Aktaş:
İşte bu, yaptıklarınıza karşılık, mirasçı kılındığınız Cennet’tir.
Kral Fahd:
İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.
Hasan Basri Çantay:
İşte bu, sizin yapageldiğiniz iyi amel (ve hareket) leriniz sayesinde mîrascı kılındığınız cennetdir.
Muhammed Esed:
Geçmişte yaptıklarınız sayesinde hak edeceğiniz cennet işte böyledir!
Gültekin Onan:
İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur.
Ali Fikri Yavuz:
İşte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle mirasçı kılındığınız cennetdir.
Portekizce:
Eis aí o Paraíso, que herdastes por vossas boas ações,
İsveççe:
Detta är paradiset, er arvedel [som är lönen] för det ni gjorde [i livet].
Farsça:
این بهشتی است که شما به پاداش اعمالی که همواره انجام می دادید، میراث یافتید.
Kürtçe:
ئەوە ئەو بەھەشتەیە کە بۆ ئێوە ماوەتەوە (پێتان دراوە) بەھۆی ئەو کردەوانەوەی کە دەتانکرد
Özbekçe:
Мана шу қилиб юрган амалларингиз сабабли сизга мерос қилиб берилган жаннатдир.
Malayca:
Dan (dikatakan lagi kepada mereka): "Inilah Syurga yang diberikan kamu mewarisinya, disebabkan apa yang kamu telah kerjakan".
Arnavutça:
Ja, ky është xhenneti që u është dhënë në trashëgim për atë që keni punuar,
Bulgarca:
Това е Раят, който ви е оставен в наследство заради вашите дела!
Sırpça:
Ето, то је Рај који сте у наследство добили за оно што сте радили;
Çekçe:
Toto je ta zahrada, již dali jsme vám v dědictví za to, co konali jste dobrého.
Urduca:
تم اِس جنت کے وارث اپنے اُن اعمال کی وجہ سے ہوئے ہو جو تم دنیا میں کرتے رہے
Tacikçe:
Ин биҳиштест, ки ба ивази корҳое, ки кардаед, ба меросаш мебаред.
Tatarca:
Ошбу җәннәт сезгә Коръән белән гамәл кылганыгыз өчен бирелде.
Endonezyaca:
Dan itulah surga yang diwariskan kepada kamu disebabkan amal-amal yang dahulu kamu kerjakan.
Amharca:
ይህችም ያቺ ትሠሩት በነበራችሁት ዋጋ የተሰጣችኋት ገነት ናት፡፡
Tamilce:
இதுதான், நீங்கள் செய்துகொண்டிருந்த நன்மைகளின் காரணமாக உங்களுக்கு சொந்தமாக்கி வைக்கப்பட்ட சொர்க்கமாகும்.
Korece:
그것은 너희가 행한 대가에 따라 물려 받은 천국으로
Vietnamca:
Đó là Thiên Đàng mà các ngươi sẽ thừa hưởng bởi những việc (hành đạo) mà các ngươi đã từng làm (trên thế gian).
Ayet Linkleri: