Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

49

Ayet No: 

4374

Sayfa No: 

493

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَالُوا يَا أَيُّهَ السَّاحِرُ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ

Çeviriyazı: 

veḳâlû yâ eyyühe-ssâḥiru-d`u lenâ rabbeke bimâ `ahide `indeke innenâ lemühtedûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar azâbı görünce: "Ey sihirbaz! Sende olan ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et. Biz gerçekten doğru yola gireceğiz." dediler.

Diyanet İşleri: 

Ey Sihirbaz! Sana verdiği ahde göre Rabbine bizim için yalvar da doğru yola erişelim dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ey büyücü demişlerdi, sana söz verdiğini sandığın Rabbine yalvar bizim için, şüphe yok ki biz de elbette doğru yola geliriz.

Şaban Piriş: 

Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık hidayeti kabul edeceğiz.

Edip Yüksel: 

"Ey büyücü, bizim için Rabbine dua et. Çünkü sen ona daha yakınsın; biz bundan sonra yola geleceğiz," dediler.

Ali Bulaç: 

Ve onlar dediler ki: "Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği sözü) adına bizim için Rabbine dua et; gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız."

Suat Yıldırım: 

Azabı tadınca Mûsâ'ya: “Haydi büyücü! Sana verdiği sözünün gereği olarak bizim için Rabbine dua et, bizi bağışlasın, zira artık yola geleceğiz” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve dediler ki: «Ey sahir! Bizim için Rabbine bir dua et, sana olan ahdi hürmetine, şüphe yok ki, biz de elbette hidâyete ermişler oluruz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler ki: "Ey büyücü! Sana verdiği söz aşkına, Rabbine bizim için bir yakarıver; biz artık doğru yola gireceğiz."

Bekir Sadak: 

Boylece Bizi ofkelendirince onlardan oc aldik, hepsini suda bogduk.

İbni Kesir: 

Ve dediler ki: Ey sihirbaz

Adem Uğur: 

Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et

İskender Ali Mihr: 

Ve (onlar): “Ey sihirbaz, senin Allah´a olan ahdin hürmetine, Rabbine bizim için dua et (bu azabı kaldırsın)! ( O taktirde) gerçekten biz, mutlaka hidayet üzere oluruz.” dediler.

Celal Yıldırım: 

Böyle iken, «ey sihirbaz büyücü !» dediler. «Sana verdiği sözü gereği, Rabbına bizim için duâ edip yalvar, bizler elbette doğru yola geleceğiz.»

Tefhim ul Kuran: 

Ve onlar dediler ki: «Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği söz) adına bizim için Rabbine dua et

Fransızca: 

Et ils dirent : "ô magicien ! Implore pour nous ton Seigneur au nom de l'engagement qu'Il a pris envers toi. Nous suivrons le droit chemin".

İspanyolca: 

Dijeron: «¡Mago! ;Ruega a tu Señor por nosotros, en virtud de la alianza que ha concertado contigo! Nos dejaremos dirigir».

İtalyanca: 

Dissero: «O mago, implora per noi il tuo Signore, in nome del patto che ha stretto con te. Allora certamente ci lasceremo guidare».

Almanca: 

Und sie sagten: "Du Magier! Richte Bittgebete an deinen HERRN mit dem, wozu ER dich verpflichtete, wir sind gewiß rechtgeleitet!"

Çince: 

他们曾说:术士啊!请你为我们祈祷你的主,因为他曾与你订约的缘故,我们必定要遵循正道。

Hollandaca: 

En zij zeiden tot Mozes: O toovenaar! bid uwen Heer voor ons, overeenkomstig het verbond, dat hij met u heeft gesloten; want wij zullen zekerlijk goed geleid worden.

Rusça: 

Они сказали: "О колдун! Помолись за нас твоему Господу согласно завету, который Он заключил с тобой, и тогда мы обязательно последуем прямым путем".

Somalice: 

Waxay dhaheen kan Saaxirka (Caalimka) ahaw (Muuse) noo bari Eebahaa wuxuu kugula ballantamay wanagu waan hanuuneynaaye.

Swahilice: 

Na wakasema: Ewe mchawi! Tuombee kwa Mola wako Mlezi kwa ile ahadi aliyo kuahidi; hakika sisi tutakuwa wenye kuongoka.

Uygurca: 

(ئۇلار ئازابنى كۆرگەندە) «ئى سېھىرگەر! پەرەۋردىگارىڭغا ئۇنىڭ ساڭا بەرگەن (دۇئايىڭنى ئىجابەت قىلىشتىن ئىبارەت) ئەھدى بويىچە بىز ئۈچۈن دۇئا قىلساڭ (ئەگەر ئۇ دۇئايىڭ بىلەن بىزدىن ئازابنى كۆتۈرۈۋەتسە)، بىز چوقۇم ئىمان ئېيتىمىز» دېدى

Japonca: 

その時かれらは言った。「魔術師よ,主があなたと結ばれた約束によって,わたしたちのために祈ってください。わたしたちは本当に導きを受け入れるでしょう。」

Arapça (Ürdün): 

«وقالوا» لموسى لما رأوا العذاب «يا أيها الساحر» أي العالم الكامل لأن السحر عندهم علم عظيم «ادع لنا ربك بما عهد عندك» عن كشف العذاب عنا إن آمنا «إننا لمهتدون» أي مؤمنون.

Hintçe: 

और (जब) अज़ाब में गिरफ्तार हुए तो (मूसा से) कहने लगे ऐ जादूगर इस एहद के मुताबिक़ जो तुम्हारे परवरदिगार ने तुमसे किया है हमारे वास्ते दुआ कर

Tayca: 

และพวกเขากล่าวว่า โอ้มายากรเอ๋ย โปรดวิงวอนต่อพระเจ้าของท่านแก่พวกเราด้วย ตามที่พระองค์ได้ทรงทำสัญญากับท่าน แท้จริงเราจะเป็นผู้อยู่ในแนวทางที่ถูกต้อง

İbranice: 

ואמרו: 'הוי קוסם! קרא למעננו אל ריבונך בברית אשר כרת אתך, כי אנחנו רוצים להאמין

Hırvatça: 

A oni su govorili: "O ti, čarobnjače! Moli za nas Gospodara svoga, na temelju tebi datog obećanja, mi ćemo sigurno Pravim putem poći!"

Rumence: 

Ei îi spuseră: “O, tu vrăjitorule! Roagă-te Domnului tău pentru noi, în numele legământului pe care l-a făcut cu tine. Noi vom fi bine călăuziţi!”

Transliteration: 

Waqaloo ya ayyuha alsahiru odAAu lana rabbaka bima AAahida AAindaka innana lamuhtadoona

Türkçe: 

Dediler ki: "Ey büyücü! Sana verdiği söz aşkına, Rabbine bizim için bir yakarıver; biz artık doğru yola gireceğiz."

Sahih International: 

And they said [to Moses], "O magician, invoke for us your Lord by what He has promised you. Indeed, we will be guided."

İngilizce: 

And they said, "O thou sorcerer! Invoke thy Lord for us according to His covenant with thee; for we shall truly accept guidance."

Azerbaycanca: 

Onlar dedilər: “Ey sehrbaz! (Dualarını qəbul edəcəyi barədə) səninlə olan əhdi hörmətinə Rəbbinə bizdən ötrü dua et (ki, bizi bəladan qurtarsın). Biz mütləq doğru yola gələcəyik!”

Süleyman Ateş: 

Bunun üzerine dediler ki: "Ey büyücü, bizim için Rabbine du'a et, sana verdiği söz hakkı için (bizi bağışlasın) artık biz yola geleceğiz!"

Diyanet Vakfı: 

Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.

Erhan Aktaş: 

“Ey sihirbaz!(1) Rabb’inin sana verdiği sözün(2) hatırına bizim için dûa et. Kuşkusuz biz doğru yola uyarız.” dediler.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.

Hasan Basri Çantay: 

(Azâbı görünce) dediler ki: «Ey sihir yapan, bizim için Rabbine, sana olan va´di vech ile, düâ et. Muhakkak biz doğru yola kavuşdurulmuş olacağız».

Muhammed Esed: 

Ve (her defasında,) "Ey büyücü!" diye feryad ettiler, "Seninle yaptığı (peygamberlik) sözleşmesinin hatırına bizim için Rabbine yalvar, biz artık kesinlikle doğru yola döneceğiz!"

Gültekin Onan: 

Ve onlar dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Azabı gördükleri zaman, Mûsa’ya şöyle) dediler: “- Ey büyücü! (Duanı kabul edeceğine dair) sana olan vaadi hürmetine, bizim için Rabbine dua et

Portekizce: 

E disseram: Ó mago, invoca teu Senhor (e pede) o que te prometeu; por certo que assim nos encaminharemos!

İsveççe: 

Och [varje gång straffet drabbade dem] sade de: "Be för oss till din Herre, du trollkarl, enligt det förbund som Han har slutit med dig [att Han befriar oss från detta straff]; då skall vi låta oss ledas på rätt väg.

Farsça: 

و [وقتی گرفتار شدند] گفتند: ای جادوگر! پروردگارت را بر پایه عهدی که با تو کرده [که اگر ایمان آوریم عذاب را از ما بردارد] برای ما بخوان، که بی تردید ما هدایت خواهیم یافت.

Kürtçe: 

ووتیان (بەموسا) ئەی جادوگەر داوامان بۆ بکە لە پەروەردگارت ئەوەی بەڵێنی پێ داویت (بەدی بھێنێت) ئەوسا بەڕاستی ئێمە باوەڕدەھێنین

Özbekçe: 

Улар: «Эй сеҳргар! Сенга берган аҳдига биноан, биз учун Роббингга дуо қил! Албатта, биз ҳидоят топгувчилардан бўламиз», дедилар.

Malayca: 

Dan (apabila bala bencana itu menimpa mereka), mereka merayu kepada Nabi Musa dengan berkata: "Wahai orang yang bijak pandai, pohonkanlah kepada Tuhanmu keselamatan untuk kami dengan (kemuliaan) pangkat Nabi yang diberikan kepadamu; sesungguhnya kami (sesudah itu) akan patuh beriman".

Arnavutça: 

Ata i thanë (Musait): “O magjistar! Lutju Zotit tënd për ne, ashtu si të ka premtuar Ai ty; na, me siguri, do të shkojmë rrugës së drejtë (do të besojmë)!”

Bulgarca: 

И рекоха: “О, вълшебнико, позови за нас своя Господ за онова, което ти е обещал! И непременно ще се напътим.”

Sırpça: 

А они су говорили: „О ти, чаробњаче! Моли за нас свога Господара, на темељу обећања датог теби, ми ћемо сигурно да пођемо Правим путем!“

Çekçe: 

Oni však řekli: 'Kouzelníku, modli se za nás k Pánu svému, aby učinil to, co slíbil ti, neboť my zajisté jsme správně vedení.'

Urduca: 

ہر عذاب کے موقع پر وہ کہتے، اے ساحر، اپنے رب کی طرف سے جو منصب تجھے حاصل ہے اُس کی بنا پر ہمارے لیے اُس سے دعا کر، ہم ضرور راہ راست پر آ جائیں گے

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Эй ҷодугар, Парвардигоратро бо он номҳое, ки бо ту ваҳй кардааст, баром мо бихон, ки мо ҳидоятшудагонем».

Tatarca: 

Фиргауннәр, ґәзабны күргәч, Мусага әйттеләр: "Ий сихерче, безнең өчен Раббыңа дога кыл, Ул синең догаңны кабул итәргә вәгъдә иткән иде, әгәр ґәзабтан котылсак, әлбәттә, сиңа ияреп мөселман булыр идек", – дип.

Endonezyaca: 

Dan mereka berkata: "Hai ahli sihir, berdoalah kepada Tuhanmu untuk (melepaskan) kami sesuai dengan apa yang telah dijanjikan-Nya kepadamu; sesungguhnya kami (jika doamu dikabulkan) benar-benar akan menjadi orang yang mendapat petunjuk.

Amharca: 

«አንተ ድግምተኛ (ዐዋቂ) ሆይ! ጌታህን አንተ ዘንድ ቃል በገባልህ ለእኛ ለምንልን፡፡ እኛ (ቅጣቱን ቢያነሳልን) ተመሪዎች ነን» አሉም፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் கூறினார்கள்: “ஓ மந்திரவாதியே! (-ஓ அறிஞரே! உமது இறைவன்) உம்மிடம் செய்த உடன்படிக்கையை (-கேட்டு; அல்லது, இந்த தண்டனையை நீக்குமாறு) உமது இறைவனிடம் எங்களுக்காக நீர் பிரார்த்திப்பீராக! நிச்சயமாக நாங்கள் நேர்வழி பெறுவோம்.”

Korece: 

그들이 말하길 오 마술사여 그분께서 당신께 성약한 대로 우 리를 위해 기도하라 그리하면 우 리가 당신을 믿으리요 라고 하더 라

Vietnamca: 

Chúng bảo (Musa): “Này tên phù thủy! Ngươi hãy cầu xin Thượng Đế của Ngươi giúp bọn ta thoát khỏi những gì mà Ngài đã hứa với Ngươi, chắc chắn lúc đó bọn ta sẽ được hướng dẫn đúng đường.”