Arapça:
وَلَمَنِ انتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَٰئِكَ مَا عَلَيْهِم مِّن سَبِيلٍ
Çeviriyazı:
velemeni-nteṣara ba`de żulmihî feülâike mâ `aleyhim min sebîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimseye gelince, işte onların aleyhinde ceza vermek için herhangi bir yol yoktur.
Diyanet İşleri:
Zulüm gördükten sonra hakkını alan kimselere, işte onların aleyhine bir yol yoktur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve kim, zulme karşı savunursa bu çeşit kişileri suçlu saymaya bir yol yoktur.
Şaban Piriş:
Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimse için, artık onların aleyhine bir yol/sorumluluk yoktur.
Edip Yüksel:
Haksızlığa uğradıktan sonra hakları için direnenler kınanmazlar, cezalandırılmazlar.
Ali Bulaç:
Kim zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.
Suat Yıldırım:
Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, bunlara hiç bir sorumluluk yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve her kim zulmolunduktan sonra hakkını alırsa artık onların üzerine bir yol yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Zulme uğratılışı ardından kendini savunana gelince, böyleleri aleyhine yol aranamaz.
Bekir Sadak:
Allah katindan, geri cevrilemiyecek gunun gelmesinden once Rabbinizin cagrisina cevap verin. O gun hicbirinize siginacak yer bulunmaz, inkar de edemezsiniz.
İbni Kesir:
Kim, zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa
Adem Uğur:
Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.
İskender Ali Mihr:
Ve gerçekten zulme uğradıktan sonra hakkını geri alan kimseler, işte onlar
Celal Yıldırım:
Kim de haksızlığa uğradıktan sonra sadece hakkını alırsa, işte onlar aleyhine bir yol yoktur.
Tefhim ul Kuran:
Kim de zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.
Fransızca:
Quant à ceux qui ripostent après avoir été lésés, ...ceux-là pas de voie (recours légal) contre eux;
İspanyolca:
Quienes, tratados injustamente, se defiendan, no incurrirán en reproche.
İtalyanca:
Chi si difende per aver subìto un torto non incorre in nessuna sanzione.
Almanca:
Und wer zurückschlägt, nachdem ihm Unrecht angetan wurde, gegen diese gibt es keinen Weg (zur Bestrafung).
Çince:
受人欺侮而进行报复的人们,是无可责备的。
Hollandaca:
En hij die zich zelven zal wreken, nadat hem nadeel zal zijn toegebracht; Opzichtens dezen is het niet geoorloofd, hen daarvoor te straffen;
Rusça:
Нет укора тем, которые мстят после того, как с ними поступили несправедливо.
Somalice:
Ruuxiigargaarta inta la dulmiyey ka dib kuwaas korkooda wax masaarro (jid lagumaleh).
Swahilice:
Na wanao jitetea baada ya kudhulumiwa, hao hapana njia ya kuwalaumu.
Uygurca:
زۇلۇمغا ئۇچرىغۇچى ئادەم ئىنتىقامنى ئالسا ئۇنى ئەيىبلەشكە بولمايدۇ
Japonca:
不当なことをされた者が,自ら守って(報復して)も,これらの者に対して罪はない。
Arapça (Ürdün):
«ولمن انتصر بعد ظلمه» أي ظلم الظالم إياه «فأولئك ما عليهم من سبيل» مؤاخذة.
Hintçe:
और जिस पर ज़ुल्म हुआ हो अगर वह उसके बाद इन्तेक़ाम ले तो ऐसे लोगों पर कोई इल्ज़ाम नहीं
Tayca:
แต่ถ้าผู้ใดแก้แค้นตอบแทนหลังจากได้รับความอธรรม ชนเหล่านั้นจะไม่มีทางตำหนิแก่พวกเขา
İbranice:
אך אלה שמגינים על עצמם לאחר שהותקפו, אין עליהם אשמה
Hırvatça:
A onaj ko uzvrati nakon što mu je zulum učinjen, pa takvi ne mogu biti kažnjeni.
Rumence:
Cel care răzbună o nedreptate, nu are nici un necaz.
Transliteration:
Walamani intasara baAAda thulmihi faolaika ma AAalayhim min sabeelin
Türkçe:
Zulme uğratılışı ardından kendini savunana gelince, böyleleri aleyhine yol aranamaz.
Sahih International:
And whoever avenges himself after having been wronged - those have not upon them any cause [for blame].
İngilizce:
But indeed if any do help and defend themselves after a wrong (done) to them, against such there is no cause of blame.
Azerbaycanca:
Zülmə mə’ruz qaldıqdan sonra (həddi aşmadan) əvəzini çıxanlara heç bir cəza verilməz (onların heç bir günahı yoxdur, uğradıqları haqsızlığın əvəzini çıxmışlar).
Süleyman Ateş:
Kim zulme uğradıktan sonra kendini savunursa öylelerinin aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar).
Diyanet Vakfı:
Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.
Erhan Aktaş:
Kim de haksızlığa uğradıktan sonra hakkını alırsa, onun aleyhine bir yol tercih edilmez.
Kral Fahd:
Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.
Hasan Basri Çantay:
Kim kendisine (yapılan) zulmün ardından herhalde hakkını alırsa bunlar aleyhinde (mes´uliyyete) bir yol yokdur.
Muhammed Esed:
Zulme uğradıklarında kendilerini savunanlara gelince; onlara hiçbir suç isnad edilemez:
Gültekin Onan:
Kim zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.
Ali Fikri Yavuz:
Kim, kendisine edilen zulümden sonra hakkını alırsa, artık böyleleri üzerine (ceza için) bir yol yoktur.
Portekizce:
Contudo, aqueles que se vingarem, quando houverem sido vituperados, não serão incriminados.
İsveççe:
Inget klander kan riktas mot dem som försvarar sig mot liden oförrätt.
Farsça:
و کسانی که پس از ستم دیدنشان [به حکم حق و برابر قوانین اسلام] در مقام انتقام برآیند، ایرادی بر آنان نیست [و در شرع مقدس می وزی وجود ندارد که حق آنان را باطل کنند.]
Kürtçe:
وە ھەرکەس تۆڵە بسەنێ لە پاش ئەوەی ستەمی لێکراوە ئا ئەوانە ھیچ تاوان وگوناھێکیان لەسەر نیە
Özbekçe:
Албатта, ким ўзига бўлган зулмдан кейин нусрат қозонса, бас, ундайларни (айблашга) ҳеч йўл йўқ.
Malayca:
Dan sesungguhnya orang yang bertindak membela diri setelah ia dizalimi, maka mereka yang demikian keadaannya, tidak ada sebarang jalan hendak menyalahkan mereka.
Arnavutça:
Ai që reziston (përballon), kur i është bërë një padrejtësi, nuk ka kurrfarë rruge qortimi ndaj tij,
Bulgarca:
А който се брани, след като го угнетят, за такива няма вина.
Sırpça:
А онај ко узврати након што му је учињено насиље, па такви не могу да буду кажњени.
Çekçe:
Proti těm pak, kdož vzájemně si pomáhají poté, co bylo jim ukřivděno, není věru důvodu k zakročení;
Urduca:
اور جو لوگ ظلم ہونے کے بعد بدلہ لیں اُن کو ملامت نہیں کی جا سکتی
Tacikçe:
Бар касоне, ки пас аз зулме, ки бар онҳо рафта бошад, интиқом мегиранд, маломате нест.
Tatarca:
Бер мәзълум хаксыз золым итүчедән арттырмыйча үч алса, аңа гөнаһ юк һәм анардан үч алу да юктыр.
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya orang-orang yang membela diri sesudah teraniaya, tidak ada satu dosapun terhadap mereka.
Amharca:
ከተበደሉም በኋላ (በመሰሉ) የተበቀሉ እነዚያ በነርሱ ላይ ምንም (የወቀሳ) መንገድ የለባቸውም፡፡
Tamilce:
யார் தனக்கு அநீதி இழைக்கப்பட்ட பின்னர் பழிவாங்குவாரோ அவர்கள் மீது எவ்வித குற்றமும் இல்லை.
Korece:
그러나 부당함을 당한 자가 스스로를 보호하기 위해 그렇게 함은 비난을 받을 이유가 있지 않노라
Vietnamca:
Người nào đã tự vệ sau khi bị áp bức thì sẽ không có lý do nào để khiển trách họ (bởi họ chỉ giành lấy lẽ phải của họ).
Ayet Linkleri: